HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 29 Nisan 2024, 11:00:31


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: ALİVS rumuzlu üyeye cevaplar (5)  (Okunma Sayısı 5246 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
"Furkan
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 35


« : 19 Ocak 2012, 15:45:08 »

SORU_ 4): makdisinin bu olayı böyle düşünüp düşünmediği yada daha ilmi açıklama yapıp yapmadığı yüzüne sordunuzmu bence sormadınız

CEVAP_ 4): Biz tanımadığımız insanlar hakkında; "sonradan edinilmiş sıfatlarda aslolan yokluktur"
kaidesine göre müslüman hükmü vermiyoruz. Makdisi diyor ki: “ben müslumanım diyen Herkes müslümandır. Fakat milletvekili olmak gibi bir küfür işlerse kafir olur , milletvekilliği bırakırsa yine müslümandır. Hatta kendisi milletvekili olduğu halde hanımı tekfir etmezse bile hanımı müslümandır.”  Makdisiye göre  Milletvekilini tekfir etmeyen kişi yine müslüman kalır .
Bu adamın tevhid  temeli olmadığı için bu şekilde tevhidden uzak olarak fetvalar vermektedir.
Biz ise darulharbte tanımadığımız insanları müslüman saymıyoruz. Ve bunu aslıdınden olduğunu inaniyoruz . Ve gerçekten tevhidi kabul etmiş ve müslüman hükmü verdiğimiz bir kimse şöyle derse : "tanımadiğim bir kişi huccetin ikame etmeden tekfir etmem musluman hükmü de vermem". işte Bu gibi kişiyi tekfir etmeyız  çünkü hüccet ikame edilmesi gereken bir meselede, o kimseye huccet ikame etmeden tekfir etmiyoruz.
Bizlere: “Şu zamanımızdaki insanların aslı nedir?” diye sorulduğunda buna vereceğimiz ilmi cevap:
“Aslı’d-dinden anladığımız; tanımadığımız insanların hükümleri; küfre girdiklerini görünceye, müslüman olduklarını da isbat edinceye kadar, müslüman değildirler” şeklinde olmalıdır. Fakat biz, insanlara tebayet, yani; tabi oldukları diyarın ya da çoğunluğun hükmüne göre kafir hükmü veriyoruz .  Bu sebeple yaşadığımız şu zamanda kim tanımadığı bir kimseye müslüman derse işte o kimse kafir olur. Fakat tanımadığı bir kimseye kafir demez, müslüman da demezse, işte o kimseye kafir hükmü verilmez, tabi eğer asli’d-dini gerçekleştirmişse.
İşte bu hükmü: “Taki değiştiğine dair bir delil söz konusu oluncaya kadar arız (sonra edinilmiş) sıfatlardaki asıl yokluktur , asli sıfatlardaki asıl ise varlıktır.” kaidesine göre veriyoruz. Zira İslam ve küfür arızi ( sonra edinilmiş ) bir sıfattır. Ve arızi sıfat-larda onu değiştiren kesin bir delil oluncaya kadar aslolan yokluktur. Yani ne kafir, ne de müslüman olduğudur. Çünkü müslüman ya da kafir olma sonradan olan birer sıfattır. Bu nedenle bunlarda sıfatın aslı yokluktur. O sorulan soruya sunulması gereken en sağlam ilmi görüş; şimdiki tanımadığımız insanların aslı müslüman

değildir, şeklinde olmalıdır.

Delil:
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Allah sizi annenizin karnından hiçbir şey bilmiyor olarak çıkardı.” (Nahl: 78)
Allah (c.c) insanı, annesinin karnından hiçbir şey bilmiyor olarak çıkarmıştır. Yani insan ne İslam’ı bilir ne de küfür işlemiştir.
Yetişkin kimselere fıtrat meselesine bakarak müslüman hükmü veren bir kimse, yanlış yapmıştır. Bu sebeple tanımadığımız bir kimsenin aslı’ddindeki asıl hükmü; müslüman değildir, şeklindedir ve böyle bir kimseye delilsiz müslüman diyen kimse tekfir edilir. Çünkü böyle bir kişi asli’d-dini anlamamıştır. Biz daru’l-harbte tanımadığımız insanlara aglabu’z-zanla kafir hükmü veriyoruz. İslam devletinde ise tam tersidir. Aglabu’z-zanla müslüman hükmü veriyoruz.  Fakat  dar’ul harpte tanımadığımiz kişiyi  kafir hükmü verilmesi veya daru’l İslam’da müslüman hükmü verilmesi, aslı’d-dinle alakalı değildir, aglabu’z-zanla alakalıdır. Bu sebeple tanımadığı bir kimse için araştırması için duraklayan ve ne küfür hükmü ne de müslüman hükmü veren kimseyi tekfir etmeyiz. Çünkü aglabu’z-zanla hüküm vermenin aslı’d-dinle alakası yoktur.  Bununla birlikte böyle kimsenin hatalı olduğu söylenir. Çünkü dinin aslını bozmamıştır.
Kafir sıfatı da sonradan olmuş arızi bir sıfattır. Bu nedenle bir kimsenin küfür işlediği görülmeden ya da küfür işlediği bilinen bir kavme tabi olduğu tesbit edilmeden hakkında kesin küfür hükmü verilmez. Ve verilecek küfür hükmü, ancak aglabu’z-zanla verilen hüküm olur.

Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.