HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 15:33:01


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: şirk midir yoksa küfür mü  (Okunma Sayısı 6299 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
zübeyr
Ziyaretçi
« : 24 Kasım 2008, 14:06:48 »

SELAMLAR
''Allah'tan başka lat, uzza ve menat benim rabbimdir.''diyen bir kişi bunu kalbinde olmayarak söylediği zaman,yaptığı bu amel şirk midir,yoksa küfür müdür?

Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1174


« Yanıtla #1 : 22 Haziran 2017, 20:49:18 »

SELAMLAR
''Allah'tan başka lat, uzza ve menat benim rabbimdir.''diyen bir kişi bunu kalbinde olmayarak söylediği zaman,yaptığı bu amel şirk midir,yoksa küfür müdür?



Cevap: Bir kimse "Allah'tan başka lat, uzza ve menat benim rabbimdir." derse, bu kişi şirk işlemiş, dolayısıyla müşrik olmuştur. Fakat buradaki "kalbinde olmadan söylemekten" kasıt, ikrah(1) hali veya dil sürçmesi(2) ise; bu kimse müşrik olmaz. Fakat ikrah ya da dil sürçmesi olmaksızın bunu bilinçli bir şekilde dile getirmiş ve sonra "ben  bu sözü kalbimde kabul ederek söylemedim" demişse de diliyle kendisi için edindiği Allah'tan başka rablerin olduğunu söylemiştir. Daha açıkçası şirk sözü söylemiş ve müşrik olmuştur.  Şayet bu sözünü söylerken Allah (c.c)'ın rabliğini inkâr ederek söylemişse, hem müşrik hem de kâfir olur.




(1) İkrah: Bir kimseyi istemediği bir şeyi yapmaya ve söyletmeye zorlamaktır. (Fethül Bari c: 12 s: 311)

Hafız İbni Hacer, ikrahı mülcinin dört şartı olduğunu söylemiştir:

1 – Zorlayan kişi söylediğini yapabilecek güçte olmalıdır. Zorlanan kişi ise, zorlayan kişinin vereceği zararın altından kalkabileceği güçte olmamalıdır. Yani, kaçabilecek veya gücüyle karşı koyabilecek durumda olmamalıdır.

2 – Zorlanan kişi, zorlayan kişinin dediğini yapmadığında zorlayan kişinin, tehdidini büyük ihtimalle gerçekleştireceğini düşünmüş olmalıdır.

3 - Zorlayan kişi, kendisiyle korkuttuğu şeyi hemen tatbik edebilecek güç ve istekte olmalıdır. Yani; istediği yapılmadığı takdirde tehdidini hemen, ani olarak uygulayacak güç ve istekte olmalıdır.

4 – Zorlanan kişi, kendisinden istenilenden daha fazla bir şey yapmamalı, zorlandığı meselede muhayyer olduğunu, o konuda istekli olduğunu gösterir bir hareket yapmamalıdır. (Fethül bari c: 12 s: 311)

İbni Hacer (r.a) bu şartları zikrederken tehdidin miktarına değinmemiştir. Bu meseleye ise bir başka yerde değinmiştir. İbni Hacer’in ikrahın miktar konusundaki bu zikri, aslında ikrahın beşinci şartı olarak sayılmalıdır ve bu şart; “ikrahın miktarı (ölçüsü)” olarak isimlendirilir.

Hanefi alimleri, ikrahın miktarını şu iki kısma ayırmıştır:

1 - İkrahi Mülci (Tam İkrah): Öldürme tehdidi, el kesme tehdidi veya uzvu sakat bırakmasından veya ölüme sebep vermesinden korkulan işkence...

2 - Gayri Mülci (Eksik İkrah): Hapis, bağlama, basit dövme gibi.. Yani nefsin zarar görmeyeceği, ölüm tehlikesi olmayan, sakat bırakmayacak olan dayak. (Bedaiussenai-Kasani c: 9 s: 4479)

Hanbeli, Hanefi ve Malikilere göre; büyük küfrün ruhsatı ancak ikrahi mülci ile olur.

Şafii’ye göre; hapis ve bağlanma büyük küfrü işlemek için ikrah ruhsatı sayılır.

(Hanefilerin görüşü; Bedaiussenai c: 9 s: 4493, Malikilerin görüşü; Eşşerhussagir c: 2 s: 548-549, Hanbelilerin görüşü; El Mugni c: 10 s: 107-109, Şafiilerin görüşü; El Mecmu Şerhu’l Muhazzeb Eş-Sirazi c: 18 s: 6-7)
        
Alimlerin hepsi, ikrah halinde olan kişinin ölümü seçip küfrü söylememesinin, ruhsatı seçmekten daha efdal ve daha büyük sevap olduğunu söylemiştir. (Bu icma Fethul Bari c: 12 s: 317, Kurtubi Tefsiri c: 10 s: 188’de geçmektedir.)

Şunu belirtmek gerekir ki; zorlayan kimse, istediği verildiği halde zorlamasına devam edecekse bu durumda istediğinin verilmemesi gerekir. Çünkü böyle bir durum, ikrah ruhsatından artık çıkmıştır. Bütün alimler; sürekli olarak küfür işlemeyi gerektiren bir zorlama altında kalmayı, küfür işleme konusunda ruhsat saymamışlardır.

(2) Dil sürçmesi; kişinin doğru inandığı bir sözü zihninde düşündüğü gibi söylemeyip ağzından farkında olmaksızın inancına ters bir şekilde çıkarmasıdır.
Örnekteki kişi; Allah'tan başka lat, uzza ve menat benim rabbim değildir, diyeceği yerde dilinden bir anda Allah'tan başka lat, uzza ve menat benim rabbimdir çıkarması gibi...
Tıpkı bir hadiste haber verilen çölde devesini kaybeden kişinin devesinin döndüğünü görmesi anında o anki heyecandan (ya da sevincinin şiddetinden) şaşırarak; "Allah'ım! Sen benim kulumsun, ben senin rabbinim" diye söylediği gibi...

Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.