HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Nisan 2024, 08:52:47


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: kimlik  (Okunma Sayısı 15757 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
davam_tevhid
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 8


« : 20 Aralık 2009, 16:38:27 »

kimliğin hükmü nedir kimlik onlara bağlı olduğunu gosteren delilmidir
Kayıtlı
Shakra
Ziyaretçi
« Yanıtla #1 : 20 Aralık 2009, 16:59:31 »

Acaba bu bilgiler gereklimidir?
Yanlis anlasilmasin soruya soran kardes icin demiyorum ama aklima ilk gelen sey bu gercekten..
Eger caiz degil ise mesela e ne yapacagiz yani?...
Gereginden fazla ögrenmek birazda insani zarara sokar sanki..Tabii konu gerekli seyler arasinada girebilir bilmiyorum dogrusu..

Selam hidayete tabi olanlara olsun
Kayıtlı
ιвηι тєумιуує
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 151


« Yanıtla #2 : 21 Aralık 2009, 09:11:28 »

Soru:kimliğin hükmü nedir kimlik onlara bağlı olduğunu gosteren delilmidir
 

Cevap: Taguti Bir Ülkenin Kimlik veya Pasaportunu Kullanmak:

Kafir devletler kendi sınırları içinde yaşayan vatandaşların kim olduklarını ve sayılarını tesbit etmek amacıyla, üzerinde şahısla ilgili bilgiler bulunan kimlik kartları verirler veya böyle bir kartın kendisinden alınmasını ve, rahatça tanınsın diye her ferdin üzerinde taşımasını çeşitli şekillerde zorunlu kılarlar.

Şayet kimlik almak veya kimlik taşımak o kafir devletin bütün kanunlarını kabul etmek manasına geliyorsa, o zaman kimliği almak için müracaat etmek küfür olur. Bu durumdaki bir devletten kimlik alınarak küfür olan bir amel işlenmişse bundan tevbe etmek ve kurtulmak için sadece o kimliği yırtmak yeterli değildir. Bu durumda küfürden kurtulmak için yapılacak tek şey o devletin vatandaşlığından çıkmaktır.

Mesela, Amerika gibi bazı devletlere yeni vatandaş olabilmek için, bütün kanunlarını kabul etmeye, saygı göstermeye ve desteklemeye dair söz vermek gerekir. Şayet bu söz ve yemin verilmezse vatandaşlık hakkı alınamaz. Böyle bir durumda bu devletin vatandaşı olmak küfürdür. Bu küfürden kurtulmak için sadece bu devletin kimliğini veya pasaportunu yırtmak yetmez. Bunun için o devlette bulunan vatandaşlık kaydını sildirerek vatandaşlıktan çıkmak ve gerekirse o ülkeyi terketmek gerekir. Çünkü kimlik sadece, aslı devlette bulunan bir belgenin kopyasıdır. Kopyayı imha eden aslını da imha etmiş olmaz. Kimlik yırtmak, kişinin kendisini kandırmasından başka birşey değildir.

Fakat kafir devletlerden alınan kimlik veya pasaport, o devletin tüm kanunlarını kabul etmeyi, ona saygı göstermeyi veya desteklemeyi gerektirmiyor ve sadece belli sınırlar içindeki insanların tesbiti için veriliyorsa, o zaman bu kimliği veya pasaportu almak veya taşımak küfür olmaz. Çünkü bunlar, o devletin vatandaşlarına tanımış olduğu bir vatandaşlık hakkıdır.

Tağuti ülkelerde, vatandaşların kimlik almaları o ülkenin kanunlarını kabul etmek anlamına gelmemektedir. Çünkü her ülkede, kanunları eleştiren, aleyhine konuşan, hatta kötüleyen ve onlara uymayanlar vardır. Şayet kimlik almak, tağutların kanunlarını kabul etmek manasına gelseydi, bunun aleyhine herhangi bir fiil gösterenler derhal vatandaşlıktan atılırdı. Fakat pratikte böyle birşey söz konusu değildir.

Bir devletin kanunlarını kabul etmek ile kimliğini taşımak ayrı ayrı şeylerdir. Her devlet kendi sınırları dahilinde bulunan herkesin, kanunlarına riayet etmesini ister. Eğer bu kanunlara karşı gelinirse kim olursa olsun, ister bu devletin vatandaşı olsun, ister başka bir devletin vatandaşı olsun kendi kanunlarına göre cezalandırır. Vatandaşlarına hiçbir zaman; "sen bu devletin vatandaşı olduğun, bunu göstermek için kimlik taşıdığın ve bu devletin kanunlarının hepsini kabul ettiğin için seni bu kanunlara göre cezalandırıyorum" demez. Yine kendi vatandaşı olmayan ve kimliğini taşımayan yabancılara; "siz yabancısınız, size başka hükümler verelim" de demez. Aynı şekilde o devletin vatandaşı olmayan ve kimliğini taşımayan kişilerin de; "biz, başka bir devletin vatandaşlarıyız. Biz o devletin kanunlarını kabul ettik, sizin kanunlarınızı değil. Bu sebeple bizi kendi kanunlarımıza göre yargılayın" deme hakları da yoktur. Şayet böyle deseler bile buna itibar edilmez.

Bu demektir ki tağutlar, kanunlarını kabul etseler de etmeseler de, beğenseler de beğenmeseler de kendi sınırları içerisinde ona muhalif hareket eden ister yerli ister yabancı olsun herkesi cezalandırırlar. (Kaynak: Davetçinin Tefsiri 3.c Bakara: 256 Tefsiri- Seyfuddin El-Muvahhid)


Kayıtlı
selam.58
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 18


« Yanıtla #3 : 21 Aralık 2009, 14:59:57 »

Fakat kafir devletlerden alınan kimlik veya pasaport, o devletin tüm kanunlarını kabul etmeyi, ona saygı göstermeyi veya desteklemeyi gerektirmiyor ve sadece belli sınırlar içindeki insanların tesbiti için veriliyorsa, o zaman bu kimliği veya pasaportu almak veya taşımak küfür olmaz. Çünkü bunlar, o devletin vatandaşlarına tanımış olduğu bir vatandaşlık hakkıdır.

Tağuti ülkelerde, vatandaşların kimlik almaları o ülkenin kanunlarını kabul etmek anlamına gelmemektedir. Çünkü her ülkede, kanunları eleştiren, aleyhine konuşan, hatta kötüleyen ve onlara uymayanlar vardır. Şayet kimlik almak, tağutların kanunlarını kabul etmek manasına gelseydi, bunun aleyhine herhangi bir fiil gösterenler derhal vatandaşlıktan atılırdı. Fakat pratikte böyle birşey söz konusu değildir.

yaşadığımız ülkedeki kimlik kullanmanın hükmü, Allah razı osun Seyfuddin El-Muvahhid bu meseleyi detaylarıyla açıklamış.

Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.
Kayıtlı
davam_tevhid
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 8


« Yanıtla #4 : 22 Aralık 2009, 19:55:02 »

sorumun sebebi şu kardeşler bazı saptırıcı kafirler kimliğin küfür olmadığını söyleyenler için kimlik küfür değilse tağuta muhakeme olmakta küfür değildir diyorlar isim vermek istemiyorum bende kimlik meselesini daha açık şekilde onlara anlatmak istedim sorumun sebebi bu s a
Kayıtlı
Ibn-Kesir
Ziyaretçi
« Yanıtla #5 : 22 Aralık 2009, 20:05:10 »

hakimiiyyet Allahindir adli kardes aciklama getirmis guzel ama bir iki seyi net solememis amerika vatandaslik yemin toreni ile ilgili detaylara girmeden hokm vermis...Ben kendim Amaerikada yasiyorum...Pasaportumu aldigim zaman,bir salona 100lerce kisiyi dolduruyorlar hepsi bir agizdan yemin ediyor bagirarak...Yani teker teker degil.Sen orda yemin yerine baska seler de solemis olman seni kufrden kurtarir diyen bir alimin fetvasina gore hareket ettim ben...
neyse uzatmayayim hakimiyet Allahindir  kardesin cevabini merak ediyorum
Kayıtlı
мüмiηє
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 48



« Yanıtla #6 : 22 Aralık 2009, 21:26:15 »

Öncelikle şunun çok iyi bilinmesi gerekir ki bir amel veya söze küfür diyebilmemiz için, o konuda açık bir delilin olması gerekir. İhtilaflı delillerle bile bir konuda küfür hükmü verilemez. Şu halde nüfus cüzdanını taşımanın küfür olabilmesi bu konuya bir Kur'an ve sünnetten açık bir delilin olması gerekir...

Nüfus cüzdanı almanın tağutu ve onun kanunlarını kabul manasına geleceğini iddia ediyorlar. Bu tamamen mesnetsiz ve delilsiz bir iddiadır. Nüfus cüzdanına baktığımızda onun, herhangi bir ülkede yaşayan anne ve babadan doğan bir çocuğa, o ülkede yaşama hakkına dair izin vermek için düzenlendiğini görürüz. Üstelik bu nüfus kağıdı kişiye doğar doğmaz verilir. Şu halde bu kağıdı almak, o ülkenin kanunlarını kabul manasına gelseydi, bu kağıt herhangi bir kabul veya ret akil ve yeteneğine sahip olmayan bir çocuğa verilmez, ancak buluğ çağına geldikten sonra şayet bu kanunları kabul ederse ona verilir, kabul etmezse verilmezdi. O halde nüfus cüzdanı almanın kanunları kabul ile alakası yoktur. Nüfus cüzdanı bir ülkede yaşamak için bir kimseye hak tanımaktan ibarettir.

Şayet bir ülkenin nüfus cüzdanını taşımak o ülkenin kanunlarını tanımak manasına gelseydi, bu ülkenin cüzdan taşımayan kimselerin o ülkenin kanunlarını kabul etmediklerini gösterir ve onlara  o ülkenin kanunları uygulanamazdı. Halbuki bir kimse bir ülkede bir suç işlediğinde uyruk ve milliyeti ne olursa olsun,ona o ülkenin kanunları uygulanır. Şu halde nüfus cüzdanını taşımakla o ülkenin kanunlarını kabul etmek arasında hiçbir bağlantı yoktur.

    Küfür olan tağutun kanunlarını kabuldür. Şayet bir ülkenin nüfus cüzdanını taşımak o ülkenin kanunlarını kabul etmektir diyorsanız buna açık bir delil getirmeniz gerekir. Şayet bir ülkenin nüfus cüzdanını almak için eğer gerçekten o ülkedeki tağutun kanunlarını kabul etmek gerekiyor ise, bir müslümanın o ülkenin nüfus kağıdını alması caiz değildir.
Kayıtlı
Muhacir
Ziyaretçi
« Yanıtla #7 : 22 Aralık 2009, 22:29:09 »

Cevap: Yeminle alakalı konularda şunu çok iyi bilmek gerekir:


1-Ancak şeri mahkemede yemin yemin ettirenin niyeti üzerine hüküm alır. bu konuda sahih hadis vardır.


2-Puta veya taguta karşı yapılan yeminlerde ise bunlara saygısızlık anlamına gelen açık bir tavır konmalıdır. Yoksa bozmuş sayılmaz.


3-Fakat puta ve putsayılan şeylere karşı yapılan yeminler haricindeki şeylerde yapılan yemin bozulur yada istenilen yemin edilmese bozulmuş sayılır.
Kayıtlı
ιвηι тєумιуує
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 151


« Yanıtla #8 : 24 Aralık 2009, 08:55:49 »

Soru: hakimiiyyet Allahindir adli kardes aciklama getirmis guzel ama bir iki seyi net solememis amerika vatandaslik yemin toreni ile ilgili detaylara girmeden hokm vermis...Ben kendim Amaerikada yasiyorum...Pasaportumu aldigim zaman,bir salona 100lerce kisiyi dolduruyorlar hepsi bir agizdan yemin ediyor bagirarak...Yani teker teker degil.Sen orda yemin yerine baska seler de solemis olman seni kufrden kurtarir diyen bir alimin fetvasina gore hareket ettim ben...
neyse uzatmayayim hakimiyet Allahindir  kardesin cevabini merak ediyorum

Cevap:  Öncelikle şunu belirtmeliyim ki;

Hiçbir sebep veya mazeret olmaksızın kafirlerin içine girip onların karartılarını çoğaltmak veya onlarla oturmak küfürdür. Ve aynı şekilde kafirlerin İslam ve onun değerleriyle alay etmelerine hiçbir tepki göstermeden veya o alanı terketmemekte aynı şekilde küfürdür. Ancak bir sebebe binaen kafirlere oturmak küfür değildir.

Müslümanlar, tağutların düzenlediği ve İslam’a zıt olmayan bazı kanunlardan bu kanunlardan faydalanırken zuhur edecek küfürlere bulaşmadan ve bunlardan kurtularak bunlardan istifade edebilir. İşte günümüzde tağuti rejimlerde yaşayan Müslümanların başka bir beldeye ikamet etmesi için “pasaport” denilen kişinin bilgilerin içinde bulunduğu belgeyi almak zorunludur. Ancak her devlet kendi prosedürüne uygun kanunlar yapmakta ve çeşitli uygulamalarda bulunmayı zorunlu kılmıştır. İşte Amerika gibi Müslümanların kanını emen vampir devletler kişinin bu evrakı alması için bağlık yemini vs. gibi yeminler ettirmektedir. Bu onların iğrenç bir tuzağıdır.

Sorunuza gelince;

Eğer Müslüman bu pasaportu almakla Amerikanın tüm kanunlarını kabul edecekse bunu alması küfürdür. Ancak bu demek değildir ki her pasaport almak kanunları kabul etmek manasına gelir. Eğer pasaport alınınca küfür bir uygulama varsa ve Müslüman bu uygulaması fasit (geçersiz) kılacak amellerde bulunabiliyorsa ve hiçbir küfre bulaşmadan veya hiçbir tağutun küfür kanunu kabul etmeden pasaport alabiliyorsa bunu almasında bir sakınca yoktur.

Şöyle ki; Eğer yemin törenleri düzenleniyorsa Müslüman bu törendeki küfürlerden beri olarak, onların küfürlerine bulaşmadan sadece orada bulunması küfür değildir. Bu yemin töreninde tağuti rejime ve onun kanunlarına bağlanılacağına dair yemin ediliyorsa bu yemini etmek küfürdür. Ancak eğer Müslüman bunu tahrif edip küfür işlemeden sadece yemin edilen alanda bulunursa bunda bir sakınca yoktur. Bu bir evrak almak için tağuti bir kuruma gitmeye benzer. Kişi bu kurumda küfür işlemedikçe, onların törenlerine rıza göstermedikçe onun bu davranışı küfür sayılmaz. Ancak ne zaman ki kâfirler İslam ve onun değerleriyle alay ederlerse orada bulunmak caiz değil küfürdür. Bahsedilen şekilde eğer kalabalık bir alan için hep birlikte bu yemin töreni yapılırsa; Müslüman burada sadece ağzını hareket ettirerek, veya buradaki yemini etmeyip bu törende saygı ifade edecek unsurlardan uzak durarak o alanda küfür işlemeden bulunmasında bir sakınca olmaz. Ancak daha önce de açıkladığımız gibi; Eğer herhangi bir küfür fiil varsa kişi bundan beri olamayacaksa bu gibi alanlara gitmemesi gerekir. Eğer giderse işlediği amele göre hüküm alır. Küfür işlerse küfür, haram işlerse haram hükmünü alır.
Kayıtlı
halil ibrahim
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 51


« Yanıtla #9 : 24 Aralık 2009, 13:32:56 »

Törenlerde bulunmak mı küfürdür ( Törendeki küfrü tahrif edebiliriz belki )

kanunların içeriginden  dolayı  kimlik  almakmı küfürdür
Kayıtlı
ιвηι тєумιуує
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 151


« Yanıtla #10 : 24 Aralık 2009, 14:45:14 »

Soru: Törenlerde bulunmak mı küfürdür ( Törendeki küfrü tahrif edebiliriz belki )

Cevap: Bu törenlerde kişi hiçbir sebebe dayalı olmadan veya kafirlerin bu törenlerin küfür yeminlerini etmek amacıyla bulunmak küfürdür. Ancak bu törenlerde bu niyetle değil de sadece pasaport almak için zaruri bir uygulama olduğu için bulunmak küfür değildir. Çünkü kişi burada kafirlerin yemin töreninde sadece bir sebebe binaen bulunmaktadır. Kişinin törende bulunması onu küfre sokmaz. Ancak eğer törendeki veya yemin küfür, söz ve amellerde bulunursa kafir olur.

Soru: kanunların içeriginden  dolayı  kimlik  almak mı küfürdür
 
Cevap: Eğer kimlik almak küfür kanunlarını kabul etmek manasına geliyorsa bunu almak küfürdür. Aynı şekilde pasaportta böyledir. Eğer pasaport alan kişi tağutların küfür kanunlarını kabul etmiş sayılıyorsa onun pasaport alması küfürdür. Ancak her kimlik ve pasaport almak küfür kanunlarını kabul anlamında değildir. Bu yüzden kişi bu belgeleri alınca küfre girmez. Burada küfür kimlik veya pasaport almak değil, alınan kimliğin küfür kanunlarını kabul ettirici olması ve o işlemlerin yapılış sırasındaki küfürlerdir. Bu yüzden kimlik alan kişi bunu sadece o ülkede yaşadığı için veriliyorsa bunu almasında bir sakınca yoktur. Aynı şekilde pasaport almak sadece gerekli bir evrak ise bunu almakta bir sakınca yoktur. Yeter ki bu evraklar alınırken küfür işlenmesin…
Kayıtlı
buhari
Ziyaretçi
« Yanıtla #11 : 24 Aralık 2009, 23:35:19 »

1)Soru:sorumun sebebi şu kardeşler bazı saptırıcı kafirler kimliğin küfür olmadığını söyleyenler için kimlik küfür değilse tağuta muhakeme olmakta küfür değildir diyorlar isim vermek istemiyorum bende kimlik meselesini daha açık şekilde onlara anlatmak istedim sorumun sebebi bu


Cevap. Günümüzdeki kimlik taşımayı ile tağutun mahkemesine baş vurmayı bir birine kıyas edenler biraz olsun zerre kadar ilimden nasibi olmayan kişilerdir. Oysa akılı bir insan kafir olsa dahi böyle sapık bir düşünce ortaya atmaması gerekir. Ne ilme ne usule nede akıla sığacak bir kıyastır.
Böyle bir soru soran kişiye şöyle cevap verilir.
Madem siz bu meseleyi birbirine kıyas yaptınız nasıl bir kıyas yaptınız kıyas yapmak için hangi şartlar gerekir gibi sorular sorarak karşıdaki kişinin cahil ve sapık olduğunu ortaya çıkarabilirsiniz.Ve en önemlisi nas olduğu yerde kıyas yapılırmı.

Eğer iddia sahibi olan kişi bu ilmi bilirse zaten kendini çürütecektir bilmiyorsa cehaletinin ona verdiği cesaretle geveleyip duracaktır.
Ve biz bu meseleyi şöyle açıklayacağız .
Muhakeme meselesi ile kimlik meselesi kesinlike bir biriyle kıyaslanamaz
Mahkeme meselesi ibadet olan bir meseledir.

Muhakeme meselesinin ibadet olduğunu dair kur’anda sabit ve muhkem ayetlerle sabittir.
Ve kişi Allah c.c. hüküm istediği veya onun hükmüne baş vurduğu zaman Allah a ibadet etmiş olur.

Çünkü Allah c.c. kendi hükmüne başvurmayı ve kendisine itaat etmeyi ibadet olarak vasıflandırmış ve kendine has kılmıştır. İbadet olan meselelerden Allah tan başkasına yapmak şirktir ve başkasına yapan kişi müşrik olur.
Aynı şekilde kişi tağutun mahkemesine başvurduğu zaman ve teşri yetkisini tağuta verdiği için tağuta ibadet etmiş olur. Ve İslam milletinden çıkar. Bu konuda cehalet mazeret değildir.

Kimlik meselesine gelince kimlik taşımanın amacı nedir. Veya tağut niçin kendi ülkesinden yaşıyan kişilere kimlik vermektedir.
Tağut bu kimliği kendi ülkesinden yaşı yan kişileri sayısını  tespit etmek ve onlara tanınacak bazı haklar ve cezaları icra etmek için vermektedir.
Ve bu kimlikleri alan kişilere herhangi bir ibadet olan bir şeyi tağuta yapmayı şart koşmamaktadır.
Ve kimliği alan kişi herhangi bir ibadeti tağuta yapmış sayılmayacaktır.  

Durum böyle olunca muhakeme ile kimlik almak nasıl birbiriyle kıyaslanabilir.
Elbette kıyaslanamaz  çünkü muhakemeye başvurmak kimlik almak ile  birbiriyle kıyaslanmayacak kadar önemlidir.
Muhakeme meselesi tevhidin temelerini oluşturan bir unsurdur muhakeme meselesinde Allah tan başka teşri koyan kişileri kabul etmek tevhidi bozar ve sahibini müşrik yapar.
Kimlik meselesi böyle değildir. Çünkü kimlik almak herhabgi bir ibadeti tağuta yapmayı gerektirmez ve böyle bir şartta yoktur.

Kimlik ancak şöyle olursa şirk olur. Eğer tağut dese ki benim ülkemde yaşıyan kişiler bana ibadet etmedikçe yani bana namaz oruş hacc zekat gibi ibadetler yapmadıkça kimlik alamazlar ancak bu ibadeti bana yaparlar kimlik alacak ve bu kimliği taşıyan kişiler bana ibadet etmiş sayılır gibi bir durum olursa kimliği almak kullanmakta küfür olur ve alınmaz.
Aynı şekilde eğer tağut kimliği alan kişiler tağutun hükmünü kabul etmiş ve kabul etmedikçe kimlik almazlar gibi şartlar ve amaçlar varsa kimlik alınmaz ve taşınmaz .
Ancak günümüzde kimlik alan kişiler için böyle şartlar yoktur nasıl kişi gidip tapu yada basi bir işlem yapıyorsa kimlikte aynı şekilde alınabiliniyor.

Bunun bir birine kıyas yapanlar amaçları zayıf olan insaları kandırmaktır ve küfürde kalmaları için onları cehneme sürüklemektir.
Oysa gerçekten hem kimlik taşımayı muhakeme olmayı aynı şekilde küfür görselerdi kendileri bu ammelerde uzak duracak ve insanları da sakındıracaklardı.
Ama bunların amacı o değil tağutu ve kafirleri haklı çıkarmak ve muvahidleri susturmaktır
 
 Ama unutmasınlar hakk batıldan ayrılmıştır.  Ve bunu ayıranlar her zaman olacaktır Allah ın izniyle
Kayıtlı
yabanci_cocuk
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 202


« Yanıtla #12 : 26 Aralık 2009, 10:36:28 »

Alıntı
Şöyle ki; Eğer yemin törenleri düzenleniyorsa Müslüman bu törendeki küfürlerden beri olarak, onların küfürlerine bulaşmadan sadece orada bulunması küfür değildir. Bu yemin töreninde tağuti rejime ve onun kanunlarına bağlanılacağına dair yemin ediliyorsa bu yemini etmek küfürdür. Ancak eğer Müslüman bunu tahrif edip küfür işlemeden sadece yemin edilen alanda bulunursa bunda bir sakınca yoktur. Bu bir evrak almak için tağuti bir kuruma gitmeye benzer. Kişi bu kurumda küfür işlemedikçe, onların törenlerine rıza göstermedikçe onun bu davranışı küfür sayılmaz. Ancak ne zaman ki kâfirler İslam ve onun değerleriyle alay ederlerse orada bulunmak caiz değil küfürdür. Bahsedilen şekilde eğer kalabalık bir alan için hep birlikte bu yemin töreni yapılırsa; Müslüman burada sadece ağzını hareket ettirerek, veya buradaki yemini etmeyip bu törende saygı ifade edecek unsurlardan uzak durarak o alanda küfür işlemeden bulunmasında bir sakınca olmaz. Ancak daha önce de açıkladığımız gibi; Eğer herhangi bir küfür fiil varsa kişi bundan beri olamayacaksa bu gibi alanlara gitmemesi gerekir. Eğer giderse işlediği amele göre hüküm alır. Küfür işlerse küfür, haram işlerse haram hükmünü alır.

Hakimiyyet Allahindir demis ki  vatandaslik yemin toreni icin eger o kufru lafzi oraya gittiginde soylemeyeceksen kufre girmezsin.Ben de soruyorum o zaman tagutu torenlere ornegin istiklal marsina katilipda marsi okumazsa bile ayaginikaldirsa bile kafir oluyor isen ama vatandaslik toreninde sessiz kalmak seni kurtariyor...Bu nasil yaklasim...Sizin kaidenize gore vatandaslik yemini etmek de kufr olmasi gerek...cunku istiklalmarsina katilan ayagini kaldirsa bile hatta ve hatta marsi okumazsa bile kafir oluyorsa neden vatandaslik yemin torenine katilan da ayni akibete girmiyor...hadi cvp verin
Kayıtlı
ιвηι тєумιуує
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 151


« Yanıtla #13 : 26 Aralık 2009, 19:21:33 »

Soru: Hakimiyyet Allahindir demis ki  vatandaslik yemin toreni icin eger o kufru lafzi oraya gittiginde soylemeyeceksen kufre girmezsin.Ben de soruyorum o zaman tagutu torenlere ornegin istiklal marsina katilipda marsi okumazsa bile ayaginikaldirsa bile kafir oluyor isen ama vatandaslik toreninde sessiz kalmak seni kurtariyor...Bu nasil yaklasim...Sizin kaidenize gore vatandaslik yemini etmek de kufr olmasi gerek...cunku istiklalmarsina katilan ayagini kaldirsa bile hatta ve hatta marsi okumazsa bile kafir oluyorsa neden vatandaslik yemin torenine katilan da ayni akibete girmiyor...hadi cvp verin

Cevap: Söylediklerimi hiç anlamaksızın sadece işinize gelenleri cımbızla çekip gerisine bakmadan eleştirmeniz yazılanları anlamamanıza vesile olmaktadır. Bu yüzden yazıları düzgün bir şekilde okumaya ve söylenilenleri anlamaya çalışın.

Burada ben hiçbir zaman her durumda törene katılan kişinin kafir olduğunu yazmadım. (Aksini ispat eden varsa buyursun). Yinede söylediklerimi tekrarlıyorum;

Kişi hiç bir şer'i sebeb olmaksızın kafirlere meyletiği için veya kafirlerin küfür yeminini etmek için onların törenlerine katılırsa küfre girer. Ancak zaruret anında yemin metnindeki küfür sözleri söylemeksizin veya törendeki küfür amelleri işlemeksizin törende bulunan kişi kafir olmaz. Yeter ki küfürden uzak dursun.

İstiklal marşı törenlerine veya vatandaşlık yemin törenlerine katılmaya gelince;
Zor durumda kalınmadıkça bu törenlere katılmak doğru değildir. Ancak kişi eğer bu törenlere zorunlu olarak katılırsa törendeki küfürleri işlerse kafir olur. Ancak bu törenlerde küfür işlemedikçe kafir olmaz. Kişi kafirlerin törenlerine itibar etmeksizin, alandaki, marş ve yemin metinlerindeki küfürleri işlemeksizin, kafirlere saygı ile tazim etmeksizin bu törenlerde bulunabilir. Ancak küfür işlerse kafir olur.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.