HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 29 Mart 2024, 04:16:13


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: tağutla muhakeme  (Okunma Sayısı 5308 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
1234
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 2


« : 21 Eylül 2015, 19:27:57 »

forumda tartışılmış bu konu ama şu kafamı karıştırıyor. birçok konuda tağutla muhakemeden kaçınılabilir. ama eğer bir işte çalışıyorsanız devlete vergi veriyorsunuzdur, sigortanız yapılıyordur, evinizde elektrik suyunuz varsa bunları bğalatmışsınızdır. bunlar da tağutla muhakeme anladığım kadarıyla. bunlardan nasıl kaçınıyorsunuz?
Kayıtlı
Malik bin Enes
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 391


« Yanıtla #1 : 09 Eylül 2017, 13:10:36 »

Soru: forumda tartışılmış bu konu ama şu kafamı karıştırıyor. birçok konuda tağutla muhakemeden kaçınılabilir. ama eğer bir işte çalışıyorsanız devlete vergi veriyorsunuzdur, sigortanız yapılıyordur, evinizde elektrik suyunuz varsa bunları bğalatmışsınızdır. bunlar da tağutla muhakeme anladığım kadarıyla. bunlardan nasıl kaçınıyorsunuz?

Cevap: Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; bir Müslüman tağutun mahkemesine hiç bir şekilde muhakeme olamaz. Muhakeme sadece Allah (c.c)’a yapılması gereken bir ibadet türüdür. En ufak bir mesele de dahi olsa Allah (c.c)’tan başkasına muhakeme olunursa kişi Allah (c.c)'a ortak koşmuş demektir. Bundan dolayı asla bir Müslüman hiçbir şekilde tağutun mahkemesine muhakeme olamaz. Şunu da belirtmekte fayda var; incir çekirdeğini doldurmayacak kadar basit bir mesele dahi olsa aradaki ihtilafı çözmesi için, Kuran ve sünnet dışındaki beşer aklının ürünü olan herhangi bir hükümle çözüme kavuşturacak, herhangi bir şahsa, herhangi bir zata başvurulması da aynı şekilde Allah (c.c)’tan başkasına ibadet edilmiş demektir. Muhakeme sadece mahkeme binasına gidilip muhakeme olunduğu zaman gerçekleşen bir eylem değildir, herhangi bir yerde de muhakeme işlemi gerçekleşebilir.

Muhakeme demek; ihtilaf anında bu ihtilafı çözebilecek kişi veya kuruluşa gitmektir.

İhtilaf ise; iki veya daha fazla kişi arasında oluşan anlaşmazlıktır.

Mahkemenin gerçekleşebilmesi için de hakim, şikayet eden ve şikayet edilen kişinin olması gerekir. Muhakemenin gerçekleşebilmesi için bu üç unsurun olması gerekir. Bu üç unsurdan bir tanesi eksik ise bu muhakeme de değildir mahkemede değildir.

Söylemiş olduğunu şeylere gelecek olursak, bu saydıklarınızı tağuta muhakeme olmaktır diye isimlendirmenizdeki kasıt sözleşmelerindeki maddeler ise DavetulHak sitemizde sözleşmeler ile ilgili olan mesele genişçe genel olarak açıklandı.

http://www.davetulhaq.com/tr/forum/index.php?topic=13857.msg37352#msg37352 bu linkten okuyabilirsiniz.

Fakat bu sözleşmelerin içerisinde geçen mahkeme ibaresi gerçek manada tağuta muhakemeyi kabul etmek midir, yoksa haber mahiyetinde midir? İşte bu sözleşmenin durumana, sözleşmede geçen ibareye göre değişen bir durumdur. Eğer ki bu sözleşmede tağuta muhakeme olmayı kabul edici bir ibare var iken bu sözleşmeyi kabul etmek tağutun mahkemesinde tağuta muhakeme olunacağını kabul etmek demektir. Bundan dolayı kişi her ne kadarda tağuta muhakeme olmamış olsa da, sözleşmede geçen tağuta muhakeme olmayı kabul etmesi ile kişi şirk işlemiştir. Tağutun mahkemesinin kabul edildiği bir sözleşmeyi ret eden buna kabul niteliği taşıyan imzayı atmayan bir kişi ise tağuta muhakeme olmayı kabul etmiş bir kişi değildir. Eğer ki sözleşmenin içerisinde haber mahiyetinde bir ibare var ise -ki bu maddenin siyakından ve sibakından anlaşılır- o zaman kişi bu sözleşmeyi kabul etse dahi kişiye hiçbir sorumluluk yoktur. Elbette ki sözleşmenin içerisinde başka bir küfür ya da haram olan bir madde yok ise. Eğer ki sözleşmenin içerisinde başka bir küfür ya da haram olan bir madde var ise kişi tağuta muhakeme olunan maddeyi ret etse bile o maddeleri ret etmez ise kişi sözleşmede geçen maddenin hükmüne göre hüküm alır. Haram olan bir madde var ise haram işlemiş, küfür olan bir madde var ise küfür işlemiş, şirk olan başka bir madde var ise şirk işlemiş demektir. Bundan dolayı kişi sözleşmeye bakarken sadece bir kısmına bakıp ona göre hareket etmemeli bütününe bakıp ona göre hareket etmelidir.

Eğer kastınız sözleşmedeki madde değil de tağuta ait olan ürünleri kullanmak ya da sigortanın yapılıyor olması ya da vergi veriliyor olması tağuta muhakemedir diye söylüyorsanız, bunları bir şekilde alıyor, veriyor, kullanıyor olmak elbette ki tağuta muhakeme olmak demek değildir.

Devlete vergi vermek; kafir devletler kendi hayatlarını devam ettirmek ve gereksinimlerini karşılamak için maddi gelirlere ihtiyaç duyarlar. Bunu temin etmek için edindikleri yollardan birisi de; sınırları içinde yaşayan vatandaşlarından çeşitli vesilelerle vergi adı altında para almaktır. Yol, su, elektrik, araba, ev, arsa, tüketim maddeleri ve iş yeri vergileri gibi. Devletin bu vergileri alması kendisini kuvvetlendirmek ve ayakta tutmak içindir.

Yani bu tamamı ile devletin insanların kimisinden isteyerek kimisinden zorlayarak aldıkları bu paralar elbetteki tağuta muhakeme olmak değildir. Fakat kişi bunu isteyerek veya hiç gereği yokken vergi veriyor ise bu durumda kişi tağuta itaat ediyor demektir ki bu da hem itaatte şirke hem de kafirlere vela kapsamına giren küfür bir ameldir.

Sigortanın yapılması, sigortacının bir prim karşılığında, diğer bir kimsenin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratacak muhtemel bir tehlikenin, rizikonun gerçekten meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat süreleri nedeniyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi üzerine aldığı bir anlaşmadır.

Bu tanımlamaya göre aslında sigorta; sigortacı tarafla sigorta yaptıran taraf arasında yapılan bir anlaşmadır. Ve bu anlaşma İslam’a uygun değildir. Çünkü tanımdan da anlaşılacağı üzere; sigorta yaptıran taraf belli bir primi sigorta yapan tarafa vermeyi ve karşılığında da o primden daha fazla ya da az geri almayı kabul etmiştir, kumar oynamak gibi.

Sigorta yaptıranlar nazarında ise sigorta; kişinin bir nevi kendisini güvenceye almasından, başına gelecek sıkıntıları bunun vesilesiyle aşabileceğinden ve ileride aç ya da açıkta kalmayacağının garantisini sağlayacak bir durum olarak görülüşünden ibarettir.

İşte bu  tanımların her biri sigorta  meselesinin duruma göre haram, küçük şirk veya küfür kılmasını sağlayacak birer illettir. Zaruret durumları ve kişinin isteği dışında olması ise bu hükümlerin dışındadır. Lakin yine burada da tağuta muhakeme olma durumu söz konusu değildir.

Yine evdeki elektrik, su, telefon, internet vb tağuta veya herhangi bir kafire ait olan bu gibi ürünleri kullanmak yukarıda da açıkladığımız gibi tağuta muhakeme değildir. Tağutun sunduğu faydalı olan şeyleri belirli bir bedel karşılığında kişi maslahatı gereği kullanmaktadır. Ve bu gibi ürünleri kullanmak ihtiyaç gereğidir.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.