HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 27 Nisan 2024, 17:13:33


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Hadislerde Geçen Küfür Sözleri Ne Anlamda Kullanılmıştır  (Okunma Sayısı 397 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1177


« : 23 Eylül 2023, 00:44:58 »


Soru: "Müslümana sövmek fısk, onu öldürmek küfürdür." (Buhari, Müslim)

Ebu Hureyre (r.a)’nın rivayetine göre Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
Babalarınızdan yüz çevirmeyin kim babasından yüz çevirirse bu yaptığı küfürdür.(Buhari)

Ebu Zer(r.a)in rivayet ettiğine göre Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Babasının kim olduğunu bildiği halde Ondan başkasının oğlu olduğunu iddia eden kimse de kâfir olur.(Buhari)

"İnsanlar arasında iki alışkanlık vardı ki bunlar küfürdür. Soya sövmek ve ölünün arasından ağıt yakmak." (Müslim)

Ebu Hurayra’den (r.anh) Rasulullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Kadınla dübüründen ilişkiye giren mel’undur / lanetlenmiştir.”

Yine, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurur: “Hayızlı kadınla ilişkide bulunan, bir kadınla dübüründen ilişkiye giren veya kahine giden Muhammed’e indirileni inkar etmiştir.”

bu hadisleri nasıl anlamak gerekir.Buradaki kast edilen küfür nedir ? bu sayılanları yapanların hepsi İslam dininden çıkartan küfrümü işlemiş sayılır ?

Cevap: "Müslümana sövmek fısk, onu öldürmek küfürdür." (Buhari, Müslim)

İmam Nevevi hadisin başında geçen “Müslümana sövmek fısk”tır kısmını açıkladıktan sonra şöyle söylemektedir:

“Onunla haksızca kıtale (çarpışmaya ) gelince, hak ehline göre bundan dolayı onu dinden çıkartacak anlamda kafir olmaz. Az önce pek çok yerde açıkladığımız gibi. Ancak bunu helal kabul etmesi hali müstesnadır. Bu iyice anlaşıldığına göre  şunu da belirtelim ki, hadisin tevili ile ilgili çeşitli açıklamalar yapılmıştır:

1-   Bu hüküm bu işi helal kabul eden kişi hakkındadır.
2-   Bundan kasıt iyiliği, nimeti, Müslüman kardeşliğini inkardır. İmanın inkarı anlamındaki küfür değildir.
3-   Uğursuzluğu sebebiyle sonunda küfre kadar götürebilir.
4-   Böyle bir iş kafirlerin işine benzer.” (İmam Nevevi / Müslim Şerhi el-Minhac – 1/583)

Ebu Hureyre (r.a)’nın rivayetine göre Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
Babalarınızdan yüz çevirmeyin kim babasından yüz çevirirse bu yaptığı küfürdür.(Buhari)

Ebu Zer(r.a)in rivayet ettiğine göre Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Babasının kim olduğunu bildiği halde Ondan başkasının oğlu olduğunu iddia eden kimse de kâfir olur.(Buhari)

İbn Hacer el-Askalani bu hadisin şerhinde şerhinde şunları söylemektedir:

“1- Hadisi şerfite bilinen nesebin reddedilerek başka bir nesep iddiasında bulunmanın haram olduğu belirtilmektedir. Hadisi şerif bunun için de ilim (bilmek) kaydını getirmiş bulunmaktadır. İster olumlu, ister olumsuz iddia halinde bilgi kaydı kaçınılmazdır. Çünkü günah, bir şeyi bilen ve onu kasti olarak yapan kimse için sözkonusudur.

2- Hadisten -daha önce açıkladığımız gibi- kesin olarak vazgeçirmek maksadıyla masiyetler hakkında küfür lafzının kullanılmasının caiz olduğu anlaşılmaktadır.” (İbn Hacer el-Askalani / Fethu’l Bari – 7/221)

"İnsanlar arasında iki alışkanlık vardı ki bunlar küfürdür. Soya sövmek ve ölünün arasından ağıt yakmak." (Müslim)

İmam Nevevi bu hadis hakkında şunları söylemektedir:

“Nebi (sallalahu aleyhi ve sellem)’ın: “İnsanlarda iki haslet vardır ki … ağıt yakmak” buyruğu hakkında çeşitli görüşler vardır. En sahih olanlarına göre anlamı bu iki hasletin kafirlerin işleri ve cahiliyye dönemi ahlakından olduklarıdır. İkinci görüşe göre bu, sonuçta küfre kadar götürür, üçüncüsüne göre bu, nimet ve ihsanda küfrü (küfran-ı nimet) demektir. Dördüncüsü bu (kafir olma hükmü) bu işi helal kabul eden kişi hakkındadır.” (İmam Nevevi / Müslim Şerhi el-Minhac - 1/588)

Ebu Hurayra’den (r.anh) Rasulullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Kadınla dübüründen ilişkiye giren mel’undur / lanetlenmiştir.”

Yine, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurur: “Hayızlı kadınla ilişkide bulunan, bir kadınla dübüründen ilişkiye giren veya kahine giden Muhammed’e indirileni inkar etmiştir.”

Hayızlı kadınlarla ve kadınların dübüründen ilişkiye giren kişi bunun haram olduğunu öğrendikten sonra helal sayarsa kafir olur. Haram kabul ederek bu işi yaparsa haram işlemiş ve yaptığı iş çok çirkin bir iştir.

Hadiste geçen “Kahine  giden” kişiler hakkında ise Şeyh Prof. Dr. Ziyaeddin el-Kudsi şunları söylemektedir:

Falcı: Birtakım vesilelerle çalınan veya kaybedilmiş eşyaların yerlerini bildiren veya buna benzer şeyler yapan kimsedir.

Hadisin zahirine göre, ondan bir şey öğrenmek için falcıya soru soran kişinin namazı kırk gün kabul olmaz.

Müslim'in rivayetinde "ona inanırsa" sözü yoktur. Bu söz sadece Ahmed b. Hanbel'in rivayetinde vardır.

Fakat hüküm böyle değildir.

Falcıya soru soranın hükmü soranın durumuna göre değişir. Şöyle ki;
 
1 - Falcıya inandığından dolayı değil, ondan bir şey öğrenmek için soru sormak:

Böyle yapmak haramdır ve bu amel böyle yapan kimsenin kırk gün kıldığı namazının sevabını giderir.

Çünkü Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Kim bir falcıya başvurur da ondan bir şey öğrenmek ister ve onun söylediklerine inanırsa kırk gün namazı kabul olmaz" (Müslim, Ahmed)
 
2 - Falcıya soru sorup onun söylediğine inanmak ve sözüne itibar etmek:

Böyle yapmak küfürdür. Çünkü gayb konusunda ona inanmıştır. Gayb konusunda falcıya inanmak Kur'an'ı yalanlamak demektir.

Allah-u teala şöyle buyuruyor:

"De ki: "Göklerde ve yerdeki gaybı Allah'tan başkası bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerini hissetmiyorlar." (Neml: 65)
 
3 - Falcıyı imtihan etmek için soru sormak:
Bu; falcının sözüne itibar etmek için değil, söylediğinin doğru mu yoksa yalanmı olduğunu tespit etmek için onu imtihan etmek amacıyla soru sormaktır.

Bu şekilde soru sormak caizdir ve böyle yapmak yukarıdaki hadisin hükmüne girmez.

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem İbni Sayyad'a şöyle sordu:

"Ben senin hakkında ne gizledim?"

İbni Sayyad:

"Ed-duh (duman)" dedi.

Bunun üzerine Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:

"Alçal! Sana alçaklıktan başka bir kıymet verilmeyecektir." (Buhari - Müslim)

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem İbni Sayyad'a onu imtihan etmek için kendisinin gizlediği bir şey hakkında sordu. İbni Sayyad bunu haber verdi.

Bu hadis gösteriyor ki falcıya sadece imtihan etmek için soru sormak caizdir.
 
4 - Falcının aciz ve yalancı olduğunu ortaya çıkarmak için ona soru sormak:

Böyle yapmak da caizdir, hatta vaciptir. Çünkü kafirlerin ve falcıların yalancı olduğunu ortaya çıkarmak şeriatın istediği bir şeydir.
Ebu Hureyre radiyAllahu anh'den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Kim bir kahine başvurur ve onun söylediklerine inanırsa, Muhammed'e Allah tarafından indirilen dini inkar etmiş olur." (Ebu Davud, Ahmed, Tirmizi, İbni Mace) (Şeyh Ziyaeddin el-Kudsi / İşte Tevhid - s. 285, 286)

Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.