Ebu Muhammed Es-selefi
|
 |
« : 15 Kasım 2022, 21:47:58 » |
|
Duyu Organları ve Aklın, Allah’ın Mahiyetini İdrak Etmede Âcizliği:
Bil ki duyu organları ve akıl, Allah’ın zatının hakikatini yani mahiyetini bilmede âcizdir.
Bununla ilgili bazı deliller: Birinci delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor: لَيْسَ كَمِثْلِهِۦ شَيْءٌۚ «(Bilin ki herhangi bir konuda veya herhangi bir yönden) O’na benzer hiçbir şey yoktur.» (Eş-Şûrâ: 11)
Bu ayetin manası; Yüce Allah’ın hiçbir konuda ve hiçbir yönden benzeri yoktur, demektir. Yani Yüce Allah’ın zatı ne varlığı ne mahiyeti ne de isimleri, sıfatları ve fiilleri bakımından asla mahlukatın zatına benzemez. Çünkü Yüce Allah’ın varlığı mükemmel bir varlıktır. O’ndan önce bir yokluk yoktur ve O, asla yok olmayacaktır. Allah (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir yani başlangıcı olmayandır, O’ndan önce hiçbir şey yoktur;(ٱلْآخِر) el-Âḫir’dir yani sonu olmayandır, O’ndan sonra hiçbir şey yoktur; (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’dir, O’nun üstünde bir şey yoktur; (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’dır( ), O’nun aşağısında bir şey yoktur. O, her şeye yakındır. Her şeyi ihata etmiş ve her şeyi emrine boyun eğdirmiştir. O; (ٱلْـكَـبِيـر) el-Kebîr’dir (isim, sıfat ve fiilleriyle yücedir), (ٱلْـمُـتَـعَـال) el-Muteʿâl’dir (zatı, sıfatları ve fiilleriyle yarattıklarından üs-tündür). O; (ٱلْـعَـلِـيّ) el-ʿAliyy’dir (mahlukata benzemekten yüce ve münezzehtir, kudretiyle her şeyden üstündür), (ٱلْـعَـظِـيـم) el-ʿAẓîm’dir (her şeyden yüce ve üstündür). O; (ٱلْـوَاحِـد) el-Vâḥid’dir (zatında, sıfatlarında, fiillerinde, hak ve yetkilerinde birdir), (ٱلْـقَـهَّـار) el-Kahhâr’dır (yarattığı her şeyi emrine boyun eğdiren, dilediğini yapan ve kendisine asla karşı gelinemeyendir). O; (ٱلْأَحَد) el-Eḥad’dır (zatında, sıfatlarında ve fiillerinde tektir; hiçbir yönden benzeri yok-tur), (ٱلـصَّـمَـد) es-Samed’dir (mükemmel sıfatlara sahiptir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün mahlukat O’na muhtaçtır ve O, ibadete layık yegâne varlıktır). O (ٱلْـحَـيّ) el-Ḥayy’dır (mahlukatın hayatına benzemeyen, başlangıcı ve sonu ol-mayan mükemmel hayat sahibidir), (ٱلْقَـيُّوم) el-Kayyûm’dur (hiçbir şeye muhtaç olmayan, kendisi dışındaki her şeyin hem var oluşlarında hem de varlıklarının devamında her an kendisine muhtaç olduğu yüce zattır). O’na herhangi bir konuda veya herhangi bir yönden benzer hiçbir şey yoktur ve O’na zatında, sıfatlarında ve fiillerinde denk olan hiçbir varlık da yoktur. Beşerî akıl, zikrettiğimiz bu sıfatlara sahip olan Yüce Rabbimizin zatının mahiyetini nasıl idrak edebilir ki?! Bu, mümkün değildir. Çünkü beşerî akıl, sadece beşerin sınırlı olan duyu organlarının algıladığı şeyleri idrak eder. Yüce Allah’ın zatını derine inebilecek olan basiretler dahi idrak etmekten âciz iken görme organları O’nu nasıl idrak edebilir?! O zat; zanların, düşüncelerin ve hayallerin O’nu idrak etmesinden yüce ve münezzehtir. Çünkü duyu organları sadece maddi âlemde olanları bilebilir, onun dışındakileri bilmekten âcizdir. Hatta varlığı sabit olan ve mahluk olan ruhun mahiyetini bile idrak edemezken Allah’ın mahiyetini nasıl idrak etsin?! Yüce Allah’ın şu ayette buyurduğu gibi:
وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلرُّوحِۖ قُلِ ٱلرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّى وَمَآ أُوتِيتُمْ مِنَ ٱلْعِلْمِ إِلَّا قَلِيلًا ٨٥ «Ve ey rasulüm! Kâfirler, sana ruhun hakikati hak-kında soruyorlar. Onlara de ki: “Ruhun hakikatini an-cak Rabbim bilir. Şu da bir gerçektir ki size (ve diğer mahluklara) ilimden çok az verilmiştir.”» (El-İsrâ: 85)
(ٱلْـبَاطِـن) El-Bâtın’ın manası; kimse tarafından gerçek mahiyeti bilinmeyen, demektir.
|