Semt pazarları

[hakka yolculuk]

S.a müşriklerin tahta yerleri müslüman'ın sorumluluğu altındadır. Müslüman kendine bir erkek adama kiraya vermiş. Satılan mal caizdir. Ve dezgahını açıyor erkeğin eşi de kocasına o dezgahta hem başı açık veya kolsuz veya mini etekli hizmet ediyor. Kiraya veren müslüman erkeğin eşini de bu halde görüyorsa, veya haberdar ediliyorsa müslüman da diyor ki ben erkeğe kiraya vermişim eşi beni bağlamaz. Ve bu konu aramızda tekfir boyutuna kadar ulaştı. Sizden bu konuda delillendirerek fetva istiyoruz. Rabbimizin selameti bereketi üzerinize olsun inşAllah..

[Abdulaziz el-mekki]

Soru: müşriklerin tahta yerleri müslüman'ın sorumluluğu altındadır. Müslüman kendine bir erkek adama kiraya vermiş. Satılan mal caizdir. Ve dezgahını açıyor erkeğin eşi de kocasına o dezgahta hem başı açık veya kolsuz veya mini etekli hizmet ediyor. Kiraya veren müslüman erkeğin eşini de bu halde görüyorsa, veya haberdar ediliyorsa müslüman da diyor ki ben erkeğe kiraya vermişim eşi beni bağlamaz. Ve bu konu aramızda tekfir boyutuna kadar ulaştı. Sizden bu konuda delillendirerek fetva istiyoruz. Rabbimizin selameti bereketi üzerinize olsun inşAlla

Cevap: “Ben erkeğe kiraya verdim, eşinin durumu beni bağlamaz” diyen kişi yanlış yapmıştır, ona doğrusu öğretilir ve şöyle denir: “Sen, açık eşini getireceğini bilmeden tezgâhını erkeğe kiraya verdin, doğru fakat sonuçta o tezgâh sana ait. Bu sebeple nasıl ki o tezgâhta haram bir şeyin satılmasına müsaade etmiyorsan o kadının, tezgâhında durmasına da müsaade etmemen gerekir çünkü onun orada durması haramdır. Adamın sana ne diyeceği önemli değildir, önemli olan sen, kendine zarar gelmeyecek şekilde imkânın dâhilinde gerekli müdahaleyi yap. Eğer o açık kadının durmasını engelleme imkânın olmazsa o zaman sana bir sorumluluk yoktur, fakat bir daha bu adama kiraya vermezsin. Ama bu münkeri gücün nispetinde engellemeye çalışmayıp ‘Beni ilgilendirmez, bağlamaz.’ dersen bu söz yanlış olan bir sözdür.”

Böyle söyleyen bir Müslümana meselenin hükmünü delillerle güzel bir şekilde anlatmadan tekfir etmemek gerekir. Meselenin hükmü delillerle güzel bir şekilde anlatıldığında eğer kişi gerçekten hakkı istiyorsa inat etmez ve Allah’ın istediği şekilde hareket eder; Müslümanlar arasında da böyle bir tekfir veya ihtilaf söz konusu olmaz. Çünkü zaten şeytanı en çok sevindiren şey; Müslümanların ihtilafa girip birbirlerini cahilce, hiçbir delile dayanmadan tekfir etmeleridir. Şeytanın bu hilelerine dikkat etmek ve Müslümanlar arasındaki ihtilafı ilim, sükûnetle ve sevgiyle gidermek gerekir.