HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 29 Mart 2024, 10:03:03


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: HADİSİN-AYETİ -NESH KONUSU  (Okunma Sayısı 4483 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
KUDUS
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 104


« : 08 Ağustos 2017, 17:00:33 »

Hadisin ayeti nesh konusu hakkında bilgi nedir.Ayrıca bi kaç örnek verebilirmisiniz...

Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1174


« Yanıtla #1 : 11 Ağustos 2017, 20:35:13 »

Hadisin ayeti nesh konusu hakkında bilgi nedir.Ayrıca bi kaç örnek verebilirmisiniz...



Cevap: Mer'i İbni Yusuf'il Kermi (rh.a)'nin, Kur'an'da Nasih ve Mensuh kitabında bu mesele şöyle geçmektedir:

"Kur'an'ın mütevatir sünnetle nesh edilmesi: Bu konuda alimler arasında birçok ihtilaf vardır. Bir kısmı kabul eder, bir kısmı kabul etmez.

Kabul edenler şöyle der:

Rasulullah (s.a.s)'in:
"Mirasçı (varis) için vasiyet yoktur." sözü Allah (c.c)'ın şu kavlini nesh etmiştir: (Ey iman edenler!) Sizden, kendisinde ölümün yaklaştığını gösteren alametler beliren kimsenin, geriye bıraktığı hayır (mal) varsa, ana babaya ve yakın akrabaya Allah’ın izin verdiği kadar vasiyette bulunması üzerine farz kılınmıştır. Bu (şekilde vasiyette bulunmak), Allah’tan korkanlar (emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınanlar) üzerine yüklenmiş bir haktır. (Bakara: 180)

Delil olarak ta:

"Rasul size neyi verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan kaçının" (Haşr: 7) Ve: "O kendi nefsinden bir şey konuşmaz. O ancak vahye dilen bir vahiydir." (Necm:3-4) ayetlerini gösterdiler. Allah (c.c) birinci ayette; Rasul size neyi verdiyse alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının, derken ve ikinci ayette; O kendi nefsinden bir şey konuşmaz, o ancak vahyedilen bir vahiydir, derken bunlardan sadeci Kur' an'ı değil aynı zamanda sünneti de kastetmiştir. Bunun için Rasulullah'ın her söylediğini kabul etmemiz gerekir.

Bu türlü neshi kabul etmeyenler şöyle dediler:

"Kur'an mucizedir. Sünnet ise mucize değildir, icaz olan Kur'an, icazı olmayan sünnetle nesh edilemez."

Delil olarak şunu gösterdiler:

"Eğer bir ayetin hükmünü başka bir hükümle değiştirir veya o ayetin hükmünü tamamen terk edip kaldırırsak, yerine ondan daha hayırlısını (kulların menfaatine daha uygun ve kolay olanı) veya (menfaat ve kolaylık bakımından) onun benzerini getiririz." (Bakara: 106)

Sünnet Kur'an gibi değildir. Çünkü o mahluktur fakat Kur'an mahluk değildir.

Ben derim ki bu delil zahire göredir. Kabul edilebilir de edilmeyebilir de.

Neshin bu türünü kabul etmeyenler bu tür neshi kabul edenlerin getirdikleri delillere şöyle cevap vermişlerdir:

"Rasul,size neyi verdiyse onu alın neyi yasak ettiyse ondan kaçının." (Haşr: 7) Ayeti hususunda şöyle derler: Bu ayetten kasıt; Ona kitapta indirilenden size neyi verdiyse onu alın, onu kabul edip tasdik edin, demektir. "O heva ve hevesinden bir şey konuşmaz" (Necm:3) ayeti hakkında ise şöyle derler: Rasulullah (s.a.s)'ın Kuran’dan size getirdikleri Allah katındandır. Onu kendisi söylememiştir. Buna delil de Allah (c.c) ayetin devamında şöyle buyurmuştur:

"O ancak ona vahiy edilen bir vahiy iledir."(Necm: 4)

Neshin bu türünü kabul etmeyenler, miras ayeti hakkında ise onun hadisle değil, veraset ayetiyle nesh olduğunu söylerler.

İmam Malik'in şu sözü de bunu destekler: "Miras ayeti ana-babaya vasiyet ayetini neshetti. Buna dayanarak denilir ki: Kur'an kendisi gibi olan Kur'an ile nesh edilir. Sünnet ise nesheden (nasih) ayetin açıklayıcısı konumundadır.

Bu türlü neshi kabul etmeyenlerin delili daha kuvvetlidir ve Allah'ın izniyle hak olan da odur.

Bazı alimler de Rasulullah (s.a.s)'ın:

"Zimmet ehlini öldürmeyin" hadisi Allah (c.c)'ın: "Müşrikleri öldürün" (Tevbe: 5) ayetini nesh etmiştir, derler. Fakat bunda şüphe vardır. Çünkü bu nasih değil tahsistir. . Sünnetin Kur'an'ı nesh etmesini caiz gören alimler şöyle demişlerdir: Neshedilen lafız değil hükümdür. Ayetten çıkan hüküm de mütevatir değil haberi ehad gibi zannidir. Bu sözde şüphe vardır. Çünkü Kur'an, üzerinde ihtilafa mahal bırakmaksızın icma ile kesindir. Mushaflarda yazılmış, dillerde okunmuş, kalplerde ezberlenmiştir. Allah (c.c) onun hükümlerine şahitlik etmiş ve onu koruyacağını haber vermiştir. Rasulunü de onda unutma ve yanlıştan masum kılmıştır.

Sünnet ise bunun tam tersidir. O ehli kıblenin tamamından merfu olarak değil ancak bir veya ikisinden gelmiştir. Başka bir deyişle: Onu rivayet edenlerin sayısı Kur'an üzerinde icma edenlerin sayısına ulaşmamıştır. Kur'an ve sünnet kesinlikle icaz, hıfz ve nakilde birbirine eşit değildir.

Bir kısım alimler de şöyle derler: Söylenenlerin en iyisi: "Sünnet nesh edici değil açıklayıcıdır" sözüdür.

Rasulullah (s.a.s)'e gelen zina edenler hakkındaki ayet böyledir. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Ya da Allah onlara bir yol gösterinceye kadar" (Nisa: 15)

Rasulullah (s.a.s) bu ayeti açıklayarak şöyle demiştir:

"Benden alın. Allah onlara bir yol göstermiştir." Bundan sonra da celd ayetiyle gösterilen yolu açıklamıştır." (Mer'i İbni Yusuf'il Kermi: Kalaid'ul Mercan Fi'l Beyan En Nasih ve' Mensuh Fi'l Kur'an, s. 28-31, Hak Yayınları)
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.