HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 19:43:54


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: BU BİLGİNİN [VARMI-YOKMU] DETAYI NEDİR.  (Okunma Sayısı 5394 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
KUDUS
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 104


« : 02 Ağustos 2017, 18:00:12 »

Bir savaş esnasında kelimeyi tevhidi getireni, useme bin zeyd ra. öldürdüğü ve Rasulullah as mın ona kızdığı, varmı böyle birbilgi,varsa nasıl anlamalıyız...

Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1174


« Yanıtla #1 : 02 Ağustos 2017, 22:06:50 »

Bir savaş esnasında kelimeyi tevhidi getireni, useme bin zeyd ra. öldürdüğü ve Rasulullah as mın ona kızdığı, varmı böyle birbilgi,varsa nasıl anlamalıyız...




Cevap: Bu konudaki rivayet şu şekilde:

Usame b. Zeyd RadıyAllahu Anhu'den şöyle rivayet edilmiştir.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bizi Hurka üzerine cihada göndermişti. Sabah vakti düşmanla karşılaştık, onları yendik. Ensardan bir mücahidle birlikte Fezarilerden bir kişiye rastladık. Fezari bizi görünce:

"Lâ ilâhe illAllah" dedi.

Bunun üzerine ensari arkadaşım çekildi. Fakat ben kargımı Fezariye sapladım ve onu öldürdüm. Medine'ye geldiğimizde bu olay Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e erişmiş.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunu duyunca bana:

"Ey Usame! O adamı "Lâ ilâhe illAllah" dedikten sonra niçin öldürdün?" diye sordu.

Ben de:

"O ölmekten korktuğu için söyledi" dedim.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ise:

"Onu niçin öldürdün?" sualini hiç durmadan tekrar ediyordu. Usame:

"Nihayet ben, keşke şu an Müslüman olsaydım temennisinde bulundum" demiştir. (Buhari - Müslim)

Abdurrahman el-Muhacir bu meselede şunları söylemiştir:

"La ilahe İllAllah İslam Alameti Midir?
 
  
Sadece Müslümanların yaptığı, söylediği, giydiği veya taktığı şeyler, Müslümanlar tarafından tanınmayan bir kişi üzerinde görüldüğünde, küfrü gerektiren bir ameli görülmediği müddetçe, ona Müslüman muamelesi yapılması gerekir.

Örneğin; yalnız Müslümanların kullandığı bir selam şekli varsa ve bir kişi çıkar da Müslümanları bu selamla selamlarsa, Müslünmanlar onu tanımasalar bile, Müslüman muamelesi yapmaları gerekir. Fakat o selam şekli bir zamanlar sadece Müslümanlara aitken, daha sonra Müslüman olmayan kişilerin de kullandığı bir söz haline gelmişse, o zaman Müslümanlar bu selamı veren tanımadıkları kişilere Müslüman muamelesi yapamazlar.

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman, iyi anlayın, dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek, "Sen mü'min değilsin" demeyin. Çünkü Allah katında sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken, Allah size lütfetti. O halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Nisa: 94)
 
  
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem zamanında insanlar manasını bilerek söyledikleri için, "Lâ ilâhe illAllah" sözü İslam alametiydi. Fakat bugün, İslam'a girmenin ilk adımı olan "Lâ ilâhe illAllah" sözü, manası anlaşılmadığı için, Müslüman-kafir herkes tarafından söylenmektedir.

İşte bu noktada kişi şöyle düşünebilir:

"Bir zamanlar kişilerin, söylediği zaman Müslüman kabul edildiği ve İslam alameti olan bu kelime, artık hem Müslümanlar hem de kafirler tarafından kullanıldığı için, İslam alameti olmaktan çıkmıştır. Bu yüzden, sırf bu kelimeyi söyledikleri için tanımadığımız kimselere Müslüman muamelesi yapamayız".

Acaba bu, doğru bir düşünce midir?

"Lâ ilâhe illAllah" sözü diğer İslam alametlerinden farklıdır. Bu söz sadece bir alamet olmaktan öte, Allah'tan başka ibadet edilen bütün varlıkları reddedip bütün kulluğu Allah-u Teâlâ'ya has kılmayı ifade eden bir sözdür. Bu sözü tanımadığımız, küfrünü bilmediğimiz bir kişi söylediği zaman, manasını bilmeden söylemiş olabileceğine dair çok büyük bir şüphe olsa dahi, o anda açık bir küfrünü görmüyorsak, malına ve canına dokunmamamız gerekir.

Daha sonra, eğer fırsat varsa, kişinin bu kelimeyi bilerek mi, yoksa bilmeyerek mi söylediğini, imtihan ederek ortaya çıkarmamız ve sonuçta, eğer bilerek söylüyorsa Müslüman, bilmeden söylüyorsa kafir hükmü vermemiz gerekir.

Bilmeyerek ne kadar söylenirse söylensin, bu söz insana hiç bir fayda vermez. Bu söz, ancak manasını bilerek söyleyip, hayatını buna göre düzenleyen kimselere fayda verir.
 
  
Burada; "Lâ ilâhe illAllah" sözünü söyleyen ve açık bir küfrü görülmeyen kişinin Müslüman kabul edilmesinden kasıt Lâ ilâhe illAllah diyen herkesi hiç imtihan etmeden Müslüman kabul etmek; ona, Müslümanlara ait bütün hakları vermek demek değildir.

Burada kastedilen; bu sözü bilerek ve inanarak söyleyip söylemediğini anlayıncaya kadar, onun canına ve malına dokunmamaktır.

Yoksa, şayet bu sözü söyleyen bir kişi hakkında o sözü gerçekten bilerek söyleyip söylemediği konusunda şüphe varsa, imtihan edip gerçek durumunu öğrenene kadar, ona, diğer Müslümanlara verilen; arkasında namaz kılmak, kestiğini yemek, tam güvenmek gibi haklar verilmemelidir.

Bu sözü söyleyenin malına ve canına dokunulmamasının sebebi ise; bu konuda çok fazla ve sahih deliller olmasındandır. Bu deliller, şüphe olsa bile, "Lâ ilâhe illAllah" diyenlerin canına ve malına dokunulmasını, açık bir küfrünü görünceye kadar, kesin olarak yasaklamaktadır.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

"İnsanlarla "Lâ ilâhe illAllah Muhammedun Rasûlullah" a şehadet edinceye kadar savaşmakla emrolundum. Kim buna şehadet ederse, İslam'ın hakkı müstesna, kanı ve malı bana haram olur. Onun hesabı Allah'a aittir." (Buhari, Müslim)

Bu hadis; aksine bir inanç, söz veya amelde bulunmadıkça, tevhid kelimesini söyleyen kişinin, (haddi gerektiren suçlar müstesna) can ve malına dokunmayı yasaklamaktadır.
 
  
Zühre oğullarının antlaşmalı dostu olan ve Bedir'de hazır bulunan Kindeli Mikdad b. Amr'dan şöyle rivayet edilmiştir:

Ben bir kere Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e:

"Ya RasûlAllah ! şöyle bir mesele hakkında ne dersiniz?

Ben kafirlerden bir kişi ile karşılaşıp vuruşsam, o da benim iki elimden birini kılıcıyla vurup koparsa, sonra benden kaçıp bir ağacın arkasına gizlense ve; "Ben Allah için Müslüman oldum. Lâ ilâhe illAllah" dese, ben onu tevhidi söyledikten sonra öldürebilir miyim?" dedim.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem:

"Hayır onu öldürme" buyurdu. Ben:

"Ya RasûlAllah! O, iki elimden birisini kesti, kopardı ve tevhid kelimesini elimi kopardıktan sonra söyledi" dedim.

Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi:

"Sakın öldürme! Eğer öldürürsen o, senin onu öldürmezden evvelki halinde, sen de onun, tevhid kelimesini söylemezden önceki durumunda olursun." (Buhari, Müslim)

Bu hadiste de açıkça görüldüğü gibi, kişinin bu kelimeyi öldürülmekten korktuğu için söylediğinden şüphe edilse bile, imtihan edip gerçek durumunu öğrenmedikçe canına ve malına dokunulmaması gerekir.

Buna göre; korktuğundan şüphe edildiğinde imtihan gerekiyorsa, manasını bilip-bilmemesi konusundaki şüphede de imtihan gerekir.
 
  
Usame b. Zeyd RadıyAllahu Anhu'den şöyle rivayet edilmiştir.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bizi Hurka üzerine cihada göndermişti. Sabah vakti düşmanla karşılaştık, onları yendik. Ensardan bir mücahidle birlikte Fezarilerden bir kişiye rastladık. Fezari bizi görünce:

"Lâ ilâhe illAllah" dedi.

Bunun üzerine ensari arkadaşım çekildi. Fakat ben kargımı Fezariye sapladım ve onu öldürdüm. Medine'ye geldiğimizde bu olay Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e erişmiş.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunu duyunca bana:

"Ey Usame! O adamı "Lâ ilâhe illAllah" dedikten sonra niçin öldürdün?" diye sordu.

Ben de:

"O ölmekten korktuğu için söyledi" dedim.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ise:

"Onu niçin öldürdün?" sualini hiç durmadan tekrar ediyordu. Usame:

"Nihayet ben, keşke şu an Müslüman olsaydım temennisinde bulundum" demiştir. (Buhari - Müslim)
 
  
Sonuç olarak; üzerinde küfür alameti olmayan, tanımadığımız bir kişi tevhid kelimesini söylediğinde, bu kelimenin manasını bilip bilmediğinden şüphelenilse ve hatta manasını bilmeme ihtimali çok yüksek bile olsa, malına ve canına dokunulmamalıdır.

Fakat daha önce de belirtildiği gibi, şüpheyi kaldırmak için bu kişinin ilk fırsatta imtihan edilmesi gerekir.

Fırsat verme imkanı var olduğu halde, böyle bir kişiyi; "Büyük ihtimalle Lâ ilâhe illAllah'ın manasını bilmiyordur" diye, imtihan etmeden öldürmek hatadır. Fakat, hatalı da olsalar, bu görüşleri sebebiyle bu kişileri tekfir etmez ve had cezası uygulamayız.
 
  
Şayet bir beldede yaşayan kişilerin, "Lâ ilâhe illAllah" sözünün manasını bilmediklerinden veya başka mana vererek söylediklerinden yüzde yüz emin olunursa, o beldede "Lâ ilâhe illAllah" sözü İslam alameti olmaktan çıkar. Bu beldelerdeki insanlar "Lâ ilâhe illAllah" deseler bile, emin oluncaya kadar onlara Müslüman muamelesi yapılmaz.

Örneğin; bugünkü Irak yahudileri, tevhid kelimesi "Lâ ilâhe illAllah"ı ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Allah-u Teâlâ'nın rasulü olduğunu kabul edip söylemektedirler. Fakat onlar Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in kendileri için değil, yalnız araplar için geldiğini iddia etmektedirler.

İşte böyle kişiler, "Lâ ilâhe illAllah Muhammed'un Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem" deseler bile, gerçek manasıyla söyleyip; "Yahudilikten ayrıldım ve İslam'a girdim" demedikçe Müslüman olarak kabul edilmezler.
 
  
Düşmanın daha önceden de bu kelimeyi söylediği biliniyorsa, sıcak savaşta sadece bu sözü söylemeleri sapık inançlarından döndüklerini göstermez.

"Lâ ilâhe illAllah" diyen kişi, "Sizin inandığınız gibi inanıyorum" demedikçe veya bu sözün manasını açık olarak söylemedikçe bu sözüne itibar edilmez ve öldürülmesinde de bir sorumluluk yoktur. Tabii bu ancak, fırsat verme imkanı olmadığı zaman geçerlidir.

Fırsat verme imkanı varsa; sıcak savaşta dahi olsa onu öldürmeyip söylediği sözün manasını açıklamasını beklemek veya manasını bilmeden söylemiş olsa da öldürmeyip, ona İslam'ı anlatmak daha uygun olur." (Abdurrahman el-Muhacir: el-Menhec'ul Hareki Lissiret'un Nebevi c. 2, s. 299-302 İstanbul h. 1434)

Kayıtlı
KUDUS
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 104


« Yanıtla #2 : 06 Ağustos 2017, 11:49:25 »

müslümanlardan Allah razı olsun...
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.