Malik bin Enes
|
|
« Yanıtla #7 : 17 Temmuz 2016, 11:16:42 » |
|
Soru: Yukarıdaki Duada şirkten Allaha sığınan Peygamberimizmi? Öncelikle şunu bilmekte çok büyük bir fayda vardır; Bütün nebi ve rasuller ismet sıfatına sahiptirler.
İsmet (korunma) sıfatı: nebi ve rasulleri hayır işlemeye ve şerden uzaklaşmaya sevk eden, Allah (c.c) tarafından verilmiş bir lütuftur. Bu lütuf; onları küfürden, şirkten, büyük günahlardan, yüz kızartıcı ve alçaltıcı amellerden korur. Fakat meleklerde olduğu gibi, itaate zorlayıcı, günah işleme iradesini kaldırıcı, imtihana ve musibete maruz kalmayı engelleyici değildir.
Nebi ve rasuller; hem nebi ve rasul olmadan önce hem de nebi ve rasul olduktan sonra, küfür ve şirk işlemekten korunmuşlardır. Bu konuda alimler icma etmiştir. İmam Cürcani şöyle dedi:
“Küfre gelince, bütün ümmet; nübüvvetten önce de sonra da rasullerin bundan korunmuş olduklarında icma etmiştir. Ümmetten hiçbir alim, bunun zıttı olan bir şey söylemiş değildir.” (Şerhul Mevakif: s134) Er-Razi Şöyle dedi: “İslam ümmeti; nebi ve rasullerin, küfür ve bidat işlemekten korunmuş olduklarında icma etmiştir.” (Er Razi: İsmetul Enbiya, s18) El-Amidi şöyle dedi: “İslam ümmeti içende; nebi ve rasullerin, küfür olan günahlardan korunmuş olduklarının zıttına bir şey söyleyeni bilmiyoruz.” (El Amidi: El Ahkam, c1, s170) Alimlerin çoğuna göre nebi ve rasuller; hem nebi ve rasul olmadan önce hem de nebi ve rasul olduktan sonra, bilerek büyük günah işlemekten korunmuşlardır. Sehven (unutarak) büyük günah işleme konusuna gelince, alimlerin çoğuna göre nebi ve rasuller bundan korunmuş değillerdir, bunu yapabilirler. Fakat Allah onları hemen uyarıp düzeltir. İbni Teymiyye şöyle dedi: “Muhakkak ki nebilerin, küçük günahlar dışındaki büyük günahlardan korunmuş olduklarına dair görüş, İslam alimlerinin çoğunun ve bütün İslami fırkaların, hatta kelam alimlerinin çoğunun görüşüdür. Ebu Hasan El Amidi’nin dediği gibi bu, Eşarilerin çoğunun da görüşüdür. Aynı şekilde bu; tefsir, hadis ve fıkıh alimlerinin çoğunun da görüşüdür. Bu görüşün zıddına, ne seleften ne imamlardan ne sahabeden ne tabiinden ne de tabi tabiinden bir görüş nakledilmiş değildir. Aksine, onlardan nakledilen görüşler, bu görüşü desteklemektedir ve buna muvafıktır.” (İbni Teymiyye: Mecmaul Feteva, c1, s363) Soruya Cevap: Bütün nebi ve rasuller, nebi ve rasul olmalarına rağmen Allah (c.c)’a en çok ibadet eden, Allah (c.c)’tan en çok korkan, Allah (c.c)’a her durumda en çok sığınan Allah (c.c)’ın seçkin kullarıdır. Allah (c.c) onları şirkten korumuş olmasına rağmen yine de Allah (c.c)’a bu konuda da sığınabilirler. Onların Allah (c.c)’a sığınmaları onların değerini asla düşürmez ya da onların şirk işleyeceği ya da şirk işlediği anlamına gelmez. Onlar şirki asla işlemeyeceklerine rağmen, şirkten dahi Allah (c.c)’a sığınmaları onların Allah (c.c)’tan ne kadar çok korktuklarını göstermektedir. Ve aynı şekilde icabet ümmetine nasıl dua edilmesini de öğretmektedir. Allah (c.c) şöyle buyuruyor;
وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ اجْعَلْ هَذَا الْبَلَدَ آمِنًا وَاجْنُبْنِي وَبَنِيَّ أَن نَّعْبُدَ الأَصْنَامَ
Hani İbrahim demişti ki: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.” (İbrahim: 35) Bu ayette İbrahim (a.s) kendisini putlara tapmaktan uzak tutması için Allah’a dua ediyor. Halbuki İbrahim (a.s) ve onun oğulları İsmail (a.s) ve İshak (a.s) şirkten korunmuşlardır. Ne nebi ve rasul olmadan önce nede olduktan sonra asla şirk işlememişlerdir. İbrahim (a.s)'ın bu duası onların asla şirk işleyeceği yada işlediği anlamına gelmez. Ve bu dua asla onların değerini de düşürmez. Allah (c.c) yine Rasulu (s.a.s)’ne indirdiği ayete göre;
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْ
"Elbiseni temizle." (Müddesir: 4) Burada Rasûlullah'a emredilen, zahiri manadaki elbisesini temizlemek değildir. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in elbisesi zaten temizdi.
Arap dilinde elbiseyi temizlemek; "kalbi, ahlâkı ve ameli kötü şeylerden temizlemek manasında kinaye olarak da kullanılır."
Burada Rasûlullah'a emredilen; "kalbini, amellerini ve düşüncelerini şirkten koruması, ilerde Allah'a şirk koşmaktan sakınmasıdır."
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem o zamana kadar Allah'a şirk koşmamıştı. Bundan sonra da Rasulullah (s.a.s) şirk koşmayacak olmasına rağmen Allah (c.c) Ona şirk koşmamasını emretmektedir.
Buradan da anlaşılıyor ki; Allah (c.c), Rasulu aracılığı ile ona icabet eden veya icabet edecek ümmetine öğütler vermektedir. Aynı şekilde rasul ve nebilerinde yapmış olduğu bu dualarda hem icabet eden ümmete hem de icabet edecek ümmete birer örnek teşkil etmektedir. Onların etmiş oldukları bu gibi dualar onların değerini asla düşürmez. Onların etmiş oldukları dualar, asla onların şirk işlediğini veya işleyeceğini göstermez ve böyle bir düşünceye de asla sevk etmez.
|