Bismirrahman
|
|
« Yanıtla #2 : 02 Temmuz 2015, 18:39:39 » |
|
Sağlık sigortasına ek soru:Selamun Aleykum SSK ve Emeklilik gibi şeyler yapmanın küfür olan boyutu nelerdir.Bunlarıda Geniş bir biçimde açıklarmısınız Yönetici kardeş...
Cevap: Sigortanın haramlılığındaki illetten önce sigortanın ne olduğunu açıklamak gerekir. Sigorta: Sigortacının bir prim karşılığında, diğer bir kimsenin parayla ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratacak muhtemel bir tehlikenin, riziko gerçekten meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat süreleri nedeniyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi üzerine aldığı bir anlaşmadır. Bu tanımlamaya göre sigorta aslında; sigortacı tarafla sigorta yaptıran taraf arasında yapılan bir anlaşmadır. Ve bu anlaşma İslam’a uygun değildir. Çünkü tanımdan da anlaşılacağı üzere; sigorta yaptıran taraf belli bir primi sigorta yapan tarafa vermeyi ve karşılığında da o primden daha fazla ya da az geri almayı kabul etmiştir, kumar oynamak gibi.
Sigorta yaptıranlar nazarında ise sigorta; kişinin bir nevi kendisini güvenceye almasından, başına gelecek sıkıntıları bunun vesilesiyle aşabileceğinden ve ileride aç ya da açıkta kalmayacağının garantisini sağlayacak bir durum olarak görülüşünden ibarettir. İşte bu tanımların her biri sigorta meselesini haram, küçük şirk, hatta küfür kılmasını sağlayacak birer illettir. Zaruret durumları ve kişinin isteği dışında olması ise bu hükümlerin dışındadır. Şimdi sigorta yaptıran kimseyle ilgili hükümleri tek tek açıklayalım: 1 – İleride emekliliği düşünerek sigorta olmak: Bu düşünceyle sigorta yaptırmak, küfürdür. Çünkü niyeti bu şekilde olan kimse, sanki niyetiyle küfür düzeninin baki kalmasını ve kendisinin de o düzen içerisinde emekli olarak yaşantısını devam ettirmek istiyor gibidir. Bu ise tagutu ve kendini ilahlaştırınları reddederek, onların yok olması için bütün gücünü kullanacağına dair verilen söze, yani; La ilahe illAllah inancına terstir. Bu sebeple bu niyetle sigorta yaptırmak küfürdür. Ayrıca bu meselede sebepsiz yere kafirlere sigorta primleri ödendiği için meselenin, kafirlere sebepsiz yere yardım ve dolayısıyla vela boyutunda da incelenmesi gerekir. 2 – Kişinin kendini her yönden garantiye, emniyete aldığını düşünerek sigorta yaptırmak. Bu düşünce kişinin kaza ve kader konusundaki inancının sakat olduğunu ortaya kor. Çünkü sigortanın kendisinin hayatında, kendi sıkıntılarını gideren bir garanti ve bir emniyet olduğuna inanmış ve de sıkıntı başına daha henüz gelmemişken, gelmesi halinde kendisinin sıkıntılarını gidereceğine inanmıştır. Bu durumdaki kişi ya kaza ve kaderi inkar eden bir kafirdir veya kaza ve kadere inandığı halde sebeplere güvenerek, onun varlığından dolayı rahatlık duyan küçük şirk işleyen bir kimsedir. Bu meselenin olaylara karşı tedbir almakla alakası yoktur. Zira tedbir gelmesi muhtemel olan olaylara karşı, yine Allah (c.c) ve rasulünün izin verdiği sınırlar dahilinde önlemler almaktır. Sigorta ise, kafirlerin insanları sömürmek için çıkardıkları bir uygulama olup uygulanışı dahi İslam’a uygun değildir. Zira bu uygulamada hak sahibinin emeğini sömürmek, icbari olarak hakkından kesinti yaparak ona gerçek hakkını vermemek vardır. 3 – Belli bir sebepten dolayı sigorta yaptırmak. Örneğin; çok şiddetli bir hastalığa maruz kalan ve tedavi masrafları kendisine ağır gelen kimsenin bu hastalığını tedavi ettirmesi için sigorta yaptırması, bu caizdir. Zira bu gibi durumlarda kafir sisteme verilen sigorta primleri fazlasıyla geri alınmaktadır. 4 – Kişi kendisi istemediği halde kendisinin sigorta yapılması. Bu durumda Müslüman bir kimse, eğer yapabiliyorsa çalıştığı iş yeriyle konuşarak, kendisini sigorta yaptırmamalı ve sigorta primleri için kendisinden kesilecek kesintiyi almaya çalışmalıdır. Fakat iş veren böyle bir şartı kabul etmez ve yine de sigorta yaparsa, bu şekilde yapılan sigortadan dolayı kendisi için bir sakınca söz konusu değildir. Ancak mümkün mertebe ödediği primleri geri alabileceği şekilde hareket etmelidir.
|