karateci
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
 |
« : 01 Aralık 2013, 17:35:32 » |
|
DARİMİ'nin tekfir yolunu izlemesinin sebebi “şirk” kelimesinden daima bizatihi şirk manasınının çıkarılacağını tanımlamasından kaynaklanmaktadır.
Bu nedenle DARİMİ şöyle demekte; Birinci sözünüzde diyorsunuz ki; “Allahtan başkasından şefaat istemek şirk olmakla beraber, yapan kişinin niyetine göre bunda tafsilat olabilir” Bu sarf ettiğiniz söz açık ve net olan bir sözdür. Ve bu sözünüzden sadece bir mana anlaşılıyor, başka bir şey değil. Allah’tan başkasından şefaat isteme fiili şirktir ve yapan kişinin niyetine göre tafsilat olur. Şimdi bu söz açık bir söz değil midir? Elbette bu söz açıktır. Açık ve net olan bir sözde ise “kastım budur” denilmez. Farz edelim ki; bu söz kapalı olan bir sözdür!. Sizde bu sözü açıkladınız!. Ve sözün manası budur diyorsunuz. “Allahtan başkasından şefaat istemek fiili umumiyetle şirk şeklinde icra edildiği için bizler bunu umumi bir hüküm olarak şirk olarak isimlendiririz. Ancak neticede bu, ihtimalli bir fiil olduğu için, az ihtimalle de olsa Allahtan başkasına ibadet seviyesine çıkmadan işlenme ihtimali olduğundan dolayı bu hususta aslen müslüman olan kişinin tam olarak kasdı, niyeti ve de fiili ne şekilde icra ettiği ortaya çıkana kadar onu tekfir etmeyiz.” Daha önce söylediniz sözün açıklaması bu olur mu? Yani; Umumiyetle şirk olarak icra edildiği için biz bunu şirk olarak isimlendirdik. Yani bazı şirk filleri umumiyetle şirk şeklinde icra edildiği için, umumi bir hüküm olarak bu fiile şirk deriz!. Bir müvahhid te böyle bir düşünce olurmu? O zaman bu düşünceye göre; Şirk fiilleri iki kısımdır; 1- Her zaman şirktir. 2-Çoğu zaman şirktir, ama bazı zamanlarda kişinin niyetine göre şirk olmayabilir. Böylece bu düşüncenize göre yeni bir kavram, yeni bir mefhum ortaya çıkardınız. Siz, başlangıçta yapılan bir amele şirk diyorsunuz akabinde de aynı amel için bu fiil bazı durumlarda şirk olmaz diyorsunuz. En basit Muvahhid bilir ki bizatihi Şirk fiili daima şirktir.
Allah'ın izniyle şu kısa yazımızda şirk kelimesinden her ne kadar genelde bizatihi şirk algılansa da gerçekte şer-i delillerde şirk kelimesi ile şirkin türlerinden herhangi birinin kastedildiğini göstereceğiz. Bu nedenle DARİM'nin iddia ettiği gibi şirk kelimesi "açık" bir kelime olmayıp “kapalı” bir kelimedir. Bu açıdan Şirk kelimesi ile hangi mananın kastedildiğine ifadelerin siyak ve sibakına bakarak karar vermek gerekir.
Zaten böyle olduğu için İşte Tevhid kitabında şirk konusu açıklanırken ilgili konu başlığı için “ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ” ismi seçilmiştir. Yani şirk dendiği zaman bizim anlayışımızda genelde bizatihi şirk anlaşılsa da en genel ilmi perspektifte ve ayet ve hadislerde şirk kelimesinden sadece bizatihi şirk anlaşılmaz.
Bu nedenle bu kelime kapalı bir kelimedir ve kişiyi kapalı bir kelime ile tekfir etmek yerine sözlerinin siyak ve sibakına bakarak kişinin kastı ile hüküm vermek gerekir. KAPALI BİR İFADE İLE TEKFİR HÜKMÜ VERMEMEK EHL-İ SÜNNETİN YOLUDUR
Şimdi bu iddiamızı İslam Davetçilerine Öğütler kitabında geçen konu ile alakalı ifadelerden ispatlayalım.
“Şirk; ibadette bir yaratılmışı Allah-u Teâlâ’ya ortak koşmak, yani; Allah’ın emir ve yasakla- rını kabul edip bunun yanında Allah’ın kendisine itaat edilmesini yasakla- dığı kimse veya kimselerin sözlerine itaat etmek, buna razı olmak veya onlara itaatin caizliğine inanmaktır. Ayet ve hadislerde şirk iki şekilde kullanılmıştır: a) Büyük Şirk: Tevbe olmaması halinde Allah’ın kesinlikle affetme yeceği ve sahibini ebedi olarak cehenneme sokacak olan şirktir. Bu hüküm, Kur’ân ve sünnette ibadet olarak bildirilmiş amel, söz ya da inancın, Allah’tan başka birşeye yapılması durumunda geçerlidir. Örneğin; Dua etmek, itaat, yardımına çağırmak, sığınmak, hükmüne teslimiyet, kanunlarına muhakeme olmak gibi amellerin yaratılmışlardan birisine yapılması bu şirkin kapsamındadır. b) Küçük Şirk: İbadet seviyesine çıkmamış fakat Allah’tan başkasına yapılmaya devam edildiğinde ileride büyük şirke neden olabilecek herhangi bir amel, söz ya da inancın Allah’tan başka bir şeye yapılmasıdır. Riya, Allah’tan başkası adına yemin etmek, “Allah ve sen dilersen”, “Allah ve sen dileseydin bu olmazdı” gibi sözler kullanmak küçük şirk kapsamına giren amellerdendir. (İslam Davetçilerine Öğütler; Konu: Şirk; sayfa 26)
İslam Davetçilerine Öğütler kitabındaki şu ifadeye dikkat !!! Ayet ve hadislerde şirk iki şekilde kullanılmıştır:
Bu cümle SİZİN DE şirk kelimesinin kapalı bir kelime olduğunu kabul ettiğinizi gösteren açık delilidir. ÇÜNKÜ BU CÜMLEYİ KİTABINIZDA YAYINLAMAKTASINIZ. Böyle iken şirk kelimesinden sadece bizatihi şirk anlaşılır/anlaşılmalıdır diye diretmenizdeki ince hikmeti anlamak mümkün değil !!!
Şirk kelimesinin sadece bizatihi şirk ile alakalı kullanılmadığının kanıtı olarak şu hadisleri de gösterebiliriz.
Şeddalb.Evs(r.a.)'dan. "Gösteriş (riya) yaparak namaz kılan, gösteriş yaparak oruç tutan ve gösteriş yaparak sadaka veren, Allah'a şirk koşmuştur." İmam Hafız e!-Münzirî, A.g.e. C.l, Sh.79, Hds.19. Beyhâkî'den. el-Haûz ibnü Hacer el-Askalânî, A.g.e. Sh.21, Hds.7. et-Taberî, A.g.e. C.5, Sh.390. İbn Kesir, A.g.e. CIO, Sh.5097. Ahmed b. Hanbel, (Müsned, C.4, Sh.l26)'dan.
Rasulullah sas şöyle buyuruyor: “Bu ümmetin şirki karanlık bir gecede dümdüz bir kayanın üzerinde yürüyen siyah bir karıncanın ayak sesinden daha gizlidir.” Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a) Raasulullah (sas)'a; “bundan nasıl kurtulabiliriz?” dedi. Rasulullah (sas): Şu duayı okursan ondan kurtulursun:”Allah'ım! Bildiğim şeylerde şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediğim şirkten de senin affını dilerim” buyurdu (Hakim, Ebi hatim sahih senedle rivayet etti)
Sahabeler ki küçük şirk ile alakalı konuları anlatmak için büyük şirk ile ilgili ayetleri delil olarak getirmişlerdir. Burada tekfir yolunu izlemek isteyen bir kimse bir sahabeyi hatta Rasulullah (sas)'ı bile tekfir edebilir. Şöyle ki; Sen buna -mesela riya - şirk dedin; şirk kelimesinden bizatihi şirk anlaşılır; başkası anlaşılmaz; şimdi de o ameli yapan kişiyi tekfir etmedin. Sen ve seni tekfir etmeyen herkes kafir olmuştur. Onları tekfir etmeyenler de kafir olmuştur. Onları tekfir etmeyenler de kafir olmuştur. Onları tekfir etmeyenler de kafir olmuştur. Onları tekfir etmeyenler de...
Aynen DARİMİ'nin şu ifadesinde olduğu gibi; Siz, başlangıçta yapılan bir amele şirk diyorsunuz akabinde de aynı amel için bu fiil bazı durumlarda şirk olmaz diyorsunuz. En basit Muvahhid bilir ki bizatihi Şirk fiili daima şirktir.
NETİCE OLARAK;
İfadelerde kullanılan şirk kelimesini bizatihi şirkten başka bir anlam ifade etmez diyerek bir kişiyi tekfir etmeye yeltenmek usulsüz tekfirdir.
Kişileri; şer-i delillerin delalet ettiği manaların dışındaki şahsi dar kalıplarla konuşmaya düşünmeye ve şer-i hüküm vermeye zorlamak insanların Allah'ın hükümleri ile hükmetmemesi için uğraşmaktır.
Bu yol ehli sünnetin yolu değildir.
Hidayete Tabi Olanlara Selam Olsun
*************************************** “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahidlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Heva ve hevese uyup adaletten sapmayın. (Şahitliği) eğer, büker yahud şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” NİSA 135
|