HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 19:37:52


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1] 2   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: müşriklerin kestiği et  (Okunma Sayısı 30923 defa)
0 Üye ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
CHAT
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 14


« : 08 Ağustos 2013, 19:35:13 »

selamu aleykum zahıren musluman dedıgımız bı arkadas müşriklerın kestiği eti helal dıyerek yemeye basladı delıl olarakda şiia alımınden delıl oldugunu soyluyor bu alım hakkında bı bılgınız varmı yada bunu çürütecek bı görüş varmı yardımcı olursanız ınş selamu aleykum..

Kayıtlı
Malik bin Enes
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 391


« Yanıtla #1 : 18 Temmuz 2015, 11:33:06 »

Cevap: Müşriklerin kestikleri hayvanların etleri yenir diyenlerin iddiaları ve onların bu iddialarını çürüten cevaplar;

 İddia 1- Müşriklerin kestiklerinin yenilmeyeceğine dair hiç bir delil yoktur ve kesen kişinin dini önemli değildir.
 
Muhammed Reşid Rıza şöyle diyor:

“Kur'anı Kerim putperestlerin ve arap müşriklerinin kestiği hayvanları, onların kadınlarıyla evlenmeyi genel olarak haram kıldığı gibi her yönüyle haram kılmamıştır. Müşriklerin ve putperestlerin kestiklerinden haram kılınan sadece; Allah'tan başka bir isim zikrederek kestikleri, yedikleri ölü hayvanlar, kan ve domuz etidir.”                   (Menar Tefsiri c: 6 s: 153154)

Reşid Rıza'nın iddiasına göre ölü, kan, domuz eti ve Allah'ın ismi dışında bir isim zikredilerek kestikleri dışında müşriklerin yemek için ve ticaret için kestikleri hayvanların eti yenir.

Şeyh Faysal Mevlevi şöyle diyor:

“Kur'an'da müşriklerin veya putperestlerin kestiği hayvanların etini yemenin helal veya haram olduğunu açıkça bildiren herhangi bir nas yoktur. Kur'an'da ancak Allah' ın isminden başka isimler zikredilerek kesilen, putlara kesilen, boğulmuş olan, vurulup öldürülen, uçurumdan yuvarlanıp ölen, yırtıcı hayvanların parçaladığı, kendiliğinden ölen hayvanlar ile kan ve domuz eti haram kılınmıştır.

Kesilen hayvanın etinin haram olup olmaması kesenin müslüman, müşrik veya ehli kitap olmasına bağlı değildir. Yani kesenin dini önemli değildir. Hayvanın kim için kesildiği önemlidir. Eğer hayvan putlara veya sahte ilahlara yaklaşmak için kesilmişse, kim keserse kessin eti haramdır.

Aynı şekilde, şer'i şartlara uygun olarak kesilen hayvanın etinden yemek helal, şer'i şartlara muhalif olarak kesilenlerden yemek ise haramdır. Dolayısıyla eğer bir müşrik, hayvanın iki şah damarı ile nefes ve yemek borusunu tamamen veya çoğunu keserse ve kesim sırasında Allah' tan başkasının ismini zikretmezse kestiği helaldir, yenilebilir.

Kur'an'da, “eğer kesen müşrikse, kestiği hayvanın eti yenilmez” diye bir kaide yoktur”

(Şihab dergisi yıl:8 sayı:1 sayfa:15 hicri:1394 Lübnan)

Cevap: “Müşriklerin Allah'ın ismi dışında bir isim zikrederek kestikleri hayvanların etleri haramdır. Fakat Allah'tan başkasının ismini zikretmeden kesim yaparlarsa, kestikleri hayvanların etleri helal olur” demek yanlıştır.

Çünkü Rasulullah (s.a.s) ve sahabeler, yahudilerle hristiyanlar dışındaki müşriklerin kestiklerini asla yememişlerdir. Onlar o müşriklere; “hayvanı keserken Allah'ın isminden başka bir isim zikrederek mi kestiniz, yoksa zikretmeden, etini yemek için mi kestiniz?” diye bir soru sormamışlardır.

Daha önce zikrettiğimiz Ahmed b. Hanbel'de geçen hadiste, Rasulullah (s.a.s)'in Nıptilerin diyarına giden sahabelere söylediği sözlerden de, ehli kitap dışındaki müşriklerin nasıl keserlerse kessinler, kestiklerinden yemenin haram olduğu açıkca belirtilmiştir.

Daha önce ehli kitap dışındaki müşriklerin kestiğinin yenmeyeceği konusunda zikrettiğimiz, Müslim'de geçen “berberiler ve mecusiler” hadisi de sahabelerin, ehli kitap dışındaki Berberi ve Mecusi gibi müşriklerin kestiklerini genel olarak yemediklerini açıkca göstermektedir. Onlara kesim yaparken Allah'ın isminden başka bir isim zikredip zikretmediklerini sorduklarına dair ne bu ne de başka rivayetlerde hiç bir açıklama yoktur.

Daha önce de belirttiğimiz gibi Allah (c.c) bütün ölü hayvan etlerini haram kılmıştır. Ancak bundan Maide: 3 ayetiyle müslümanların, Maide: 5 ayeti ile de ehli kitabın belirli şartlarla kestiği hayvanların etlerini istisna ederek, yalnız bunların helal olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla müslüman ve ehli kitap dışında kalan insanların kestiği hayvan etlerinin helal olabilmesi için delil gerekir. Buna dair ise hiçbir delil yoktur.

Cumhura göre; hayvan kesmek bir ibadettir. Müşrik ve putperestlerin yaptıkları ibadetler ise geçersizdir. Bu sebeple kestikleri hayvanların etleri de müslümanlara haramdır. Fakat Allah (c.c) Maide: 5 ayetiyle bu haram hükmünden sadece ehli kitabı istisna etmiştir.

Taberi'nin: “Kitap ehlinin kestiğinin helal olabilmesi için Allah'ın ismini zikretmeleri şart değildir. Çünkü onlar Allah'ın ismini söyleseler bile, gerçek mabud olan Allah'ı kastetmezler. Mesih'in babası veya Uzeyr'in babası olduğuna inandıkları Allah'ı kastederler. Gerçek mabudun ismini kastederek söyleseler bile, kafirin besmele çekip çekmemesi önemli değildir. Çünkü onların ibadeti geçersizdir.”     (Kurtubi Ahkamu'l-Kur'an c: 6 s: 52) sözü de bu konuya işaret etmektedir.

İmam Şafii; hayvan kesmeyi bir ibadet olarak kabul etmemesine rağmen, müslümanlar ile yahudi ve hristiyanlar dışındaki kimselerin kestikleri etlerden yemenin Maide: 3 ve Maide: 5 ayetlerine göre haram olduğunu söylemiştir.        
      
İmam Serahsi de kesilen etlerin ve evliliğin dine bağlı olduğunu, mürtedin ise dininin olmadığını söylemiştir.

İbn Kayyım de kitap ehlinin dışındakilerin kestiğinin ölü hükmünde olduğunu söylemiştir.

Bu açıklamalar gösteriyor ki; Faysal Mevlevi'nin “kesen kişinin dini önemli değildir” sözü Kur'an, sünnet ve alimlerin icmaıyla yanlıştır.

Etin helal olması kesenin dinine bağlı olmasaydı, Haşa Allah (c.c)'nun;

“Kitap ehlinin yemeği (kestiği) sizin için helal kılındı.”        (Maide: 5)

Ayetinin manası anlamsız olurdu. Çünkü o zaman böyle bir hüküm bildirmek gerekmezdi. Bu ayette bir istisna yapıldığına göre aslolan müşriklerin kestiğinin haram olmasıdır.

Bir an Kur'an ve sünnette müşriklerin kestiğinin haram olduğuna dair hiçbir delil olmadığını farzedelim. Ama Kur'an ve sünnet şer'i tek kaynak değildir.İcma da şer'i bir kaynaktır. Sahabeler; müslüman ve ehli kitap dışındaki kimselerin kestiğinin yenilmeyeceğinde icma etmişlerdir. Müslümanlar ondört asır boyunca bu icmaya uymuşlardır. Çünkü bu konuda sarih icma vardır. Bilakis, ehli kitap dışındaki müşiklerin kestiğinin helal olduğuna dair ne Kitapta ne sünnette ne de icma da en ufak bir delil vardır.

İddia 2-Eğer Müşriklerin kestiği etler haram ise yaptıkları yemeklerin, koparttıkları meyvelerin de haram olması gerekir.

Şeyh Faysal Mevlevi şöyle diyor:

“Kesen, sırf müslüman veya ehli kitap olmadığı için kestiği haram oluyorsa, bu hüküm niçin müşriklerin sadece kesim yapmalarına has kılınıyor da diğer yaptıkları yemekleri kapsamıyor? Müşriklerin yaptıkları ekmekler, koparttıkları veya yıkadıkları meyveler niçin haram kılın mıyor? Halbuki bu işler de hayvan kesmekten farklı değildir. Çünkü sebze ve meyveler kesilmeden, hatta bazıları pişirilmeden yenmez. Aynı şekilde hayvanlar da kesilmeden yenmez.
(Şihab dergisi yıl:8 sayı:1 sayfa:15 hicri:1394 Lübnan)  

Cevap: Daha önce de belirttiğimiz gibi, cumhura göre; hayvan kesmek bir ibadettir ve ibadetlerde kıyas veya içtihadın yeri yoktur. Mesela; “vakit namazlarında secde yapılıyor, öyleyse cenaze namazında da secde yapılması gerekir” diye nasıl bir kıyas yapılamılamıyorsa, hayvan kesmek de bir ibadet olduğu için, bu konuda da: “Müşriklerin kestiği sebzeler helaldir, o halde kestikleri hayvanların etleri de helaldir” şeklinde bir kıyas yapılamaz. Çünkü ibadet olan konularda sadece Allah'ın bildirdiklerine tabi olunur ve hiçbir ekleme, çıkartma, kıyas veya ictihad yapılamaz. Şu da bir gerçektir ki, Rasulullah (s.a.s) ve sahabeler müşriklerin kestiği hayvanların etleri hariç bütün yemeklerini yiyorlardı.

İddia 3 - Kesilen etlerde aslolan ibahattır

Şeyh Faysal Mevlevi şöyle diyor:

“Eşyada aslolan ibahattır. Fakat bazı hayvanların etleri belli sebeplerden dolayı haram kılınmıştır. Aynı, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanların etleri gibi... Fakat daha sonra, o şeyin haram kılınmasının sebebi ortadan kalkarsa, asıl hüküm ne ise o hükmü alır. Yani eşyada aslolan ibahat olduğu için et de helal olmuş olur. Çünkü kesilen hayvanlar da aslolan ibahattir. Kesilen hayvan etleri ancak belli sebeplerden dolayı haram kılınmıştır. Bu sebepler ortadan kalkınca bu etler helal hükmünü alır.”
(Şihab dergisi yıl:8 sayı:1 sayfa:16 hicri:1394 Lübnan)

Cevap: Eşyada aslolan ibahattır kaidesi herşeye uygulanmaz. Daha önce açıkladığımız gibi et konusunda aslolan haramlılıktır
Bir an “et meselesinde aslolan hükmün ibahat olduğunu” farzetsek bile bu, müşriklerin kestiğinin helal olduğunu göstermez. Çünkü, müşriklerin kestiğinin helal olmadığına dair naslar vardır.

Rasulullah (s.a.s)'in hadisleri, aslolan bu ibahat hükmünden ehli kitap dışındaki müşrikleri istisna etmiştir. Dolayısıyla ehli kitap dışındaki, müşriklerin kestikleri hayvanların etlerini yemek haramdır.

İddia 4-Bakara, Maide ve En'am sureleri haramları sınırlamıştır. Fakat bu ayetlerde müşriklerin kestiklerinin haram olduğu bildirilmemiştir.

Şeyh Faysal Mevlevi şöyle diyor:

“Bakara, En'am ve Maide surelerinde haramlar zikredilmiş ve bunlar sınırlandırılmıştır; yani onlardan başka haram yoktur. Bu ayetlerde geçen haramlar içinde müşrik veya kafirlerin kestiklerinin haram olduğuna dair herhangi bir hüküm yoktur. Dolayısıyla onların kestikleri hayvanların etleri haram değil helaldir, yenilebilir.”
(Şihab dergisi yıl:8 sayı:1 sayfa:16 hicri:1394 Lübnan)

Katar şer'i mahkemeler ve din işleri başkanı Şeyh Abdullah b. Zeyd b. Mahmud şöyle diyor:

“Kur'an'daki ayetler bütün haramları zikretmiştir. Fakat bu ayetlerde kafirlerin kestiğinin haram olduğuna dair herhangi bir ibare yoktur.”(Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l Kitap s:18)

Cevap: Bakara, Maide ve En'am sureleri haramları sınırlandırmıştır. Fakat “Bunlardan başka haram yoktur” şeklinde bir iddiada bulunmak doğru değildir. Çünkü bu ayetler, nazil oldukları zamanda mevcut olan haramları sınırlandırmıştır.Şayet genel anlamda sınırlama getirseydi, Rasulullah (s.a.s) bu haram kılınanlar dışında başka hiçbirşeyi haram kılmazdı. Halbuki Rasulullah (s.a.s) yırtıcı kuşları, yırtıcı hayvanları ve ehli eşeği de  haram kılmıştır.

İddia 5- Şer'i şartlara uymasa bile bir kitap ehlinin kestiği helal oluyor da, şer'i şartlara uyarak kesen bir müşriğin kestiği niçin helal olmuyor?

Şeyh Faysal Mevlevi  şöyle diyor:


“Bazı alimler, şer'i şartlara uymasalar, hatta kiliselerinin adına kesseler bile, kitap ehlinin kestiğini helal saymışlardır. Eğer bu helal ise, bir müşriğin şer'i şartlara uygun olarak ve Allah'ın isminden başka bir isim zikretmeden kestiği hayvanın etinin de helal olması gerekir. Bunun helal olması, birincisinden daha evladır.”
(Şihab dergisi yıl:8 sayı:1 sayfa:16 hicri:1394 Lübnan)

Cevap: Bu iddia yanlıştır. Çünkü “Yahudi ve hristiyanlar Allah'ın isminden başka isim de zikretseler, hatta kiliselerinin adını bile ziketseler, kestikleri helaldir, yenilebilir.” diyen alimler, buna;

“Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.”(Maide: 5)

ayetini delil getirmişlerdir. Fakat “Müşriklerin Allah'ın adından başka bir isim zikretmeden veya Allah'ın adını zikrederek kestikleri yenilebilir” diye hüküm vermek delile dayanmayan bir iddiadır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi hayvan kesmek cumhura göre bir ibadettir ve ibadetlerde kıyas olmaz. Bunun için, “ehli kitabın, Allah'ın ismi dışında başka isimler zikrederek kestikleri yeniyor da müşrikler Allah'ın ismi dışında başka bir isim zikretmedikleri halde kestikleri niçin yenmesin?” diye bir kıyas yapmak yanlıştır.

İddia 6-Müşriklerin kestiklerinin haram kılınmasının sebebi, Allah'tan başkasının adını anmalarıdır.

Şeyh Faysal Mevlevi şöyle diyor: “Rasulullah (s.a.s) ve dört halife zamanındaki putperestler, hayvan keserken hep putlarının ismini zikrederek keserlerdi. Tarih bunun aksini bize nakletmemiştir. O zamandaki alimlerin hepsi, putperestlerin kestiklerine bundan dolayı haram hükmünü vermişlerdir.”
 (Şihab dergisi yıl:8 sayı:1 sayfa:16 hicri:1394 Lübnan)

Cevap: “Rasulullah (s.a.s) ve sahabeler zamanındaki bütün müşrikler, hayvan keserken hep putlarının ismini zikrederek keserlerdi” sözü yanlıştır. Çünkü Rasulullah (s.a.s) zamanında Dehriler (zamana tapanlar), Allah'a inanmayanlar ve putlara inanmayan hanifler de vardı. Onların; putlara inanmadıkları halde, hayvan keserken, putların ismini zikretmeleri düşünülemez.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Dediler ki: “Hayat ancak bu dünyada yaşadığımız hayattır. Ölürüz, yaşarız. Bizi ancak zaman helak eder”. Bu konuda onların hiçbir bilgisi yoktur. Onlar sadece zannediyorlar.”            (Casiye: 24)  
        
Allah (c.c) bu ayette hiçbir ilah tanımayan Dehriler taifesine işaret ediyor. Hiçbir ilaha inanmayan bir kimsenin hayvan keserken putların ismini zikretmesi düşünülemez.
Şu da tarihi bir gerçektir ki; bazı müşrik ve putperest araplar, birşey yapmak istediklerinde Allah'ın adını zikrederlerdi. Örneğin; Mekke de müşrikler müslümanları ve onları koruyan kabileleri boykot etmek için yazdıkları sahifeye; “Allah'ın adıyla” başlamışlardı. Yine müslümanlar ile Kureyş arasında yapılan Hudeybiye antlaşmasında en başa; “Allah'ın adıyla” ibaresi yazılmıştı. Hatta onlar Hudeybiye anlaşmasında; “Allah'ın adıyla” lafızını kabul ettikleri halde, “Muhammed Allah'ın Rasulüdür.” lafzını kabul etmemişlerdir.

Bazı işlerine besmele ile başlayan bu müşriklerin, yemek kastıyla hayvan keserken Allah'ın adını zikretmeleri de mümkündür. Bu ihtimal olmasına rağmen, müşriklerin hayvan keserken zikrettiği şeyleri öğrenmek için ne Rasulullah (s.a.s) ne de sahabeler araştırma yapmıştır. Bilakis onlar ehli kitap dışındaki bütün müşriklerin kestiğini hiç bir zaman yememişlerdir. Bu hüküm ve uygulama bütün alimlerin icmaı ile ondört asır boyunca devam etmiştir. Bu yüzden sahabeler zamanındaki bütün müşrikler hep Allah' ın isminden başka bir isim zikrederek hayvan keserdi demek yanlış olur.

İddia 7-Bize bir müşrik topluluktan et gelse bu eti kesenin kim olduğunu araştırmak zorunda değiliz

Katar şer'i mahkemeler ve din işleri başkanı Şeyh Abdullah b. Zeyd b. Mahmud şöyle diyor:

“Müslümanlar Fars ve Rum diyarlarını fethettikleri zaman, bu diyarlarda değişik milletler vardı. Putperestler, müşrikler, yahudiler, hristiyanlar vb... Müslümanlar fethettikleri bu yerlerde, kesilen etleri kimin kestiğini hiç araştırmıyorlar, kasapları kontrol etmiyorlardı.

Komünist bir memleketten bize et veya tavuk gelirse, kimin kestiğini sormadan besmele çekip yiyebiliriz. Çünkü Rasulullah (s.a.s) nasıl kestikleri bilinmeyen bir topluluktan et geldiğinde, sahabelerine: “Besmele çekip yiyin!” buyurmuştur.
(Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l Kitap s:18)

Cevap: Bu iddia yanlıştır. Sahabeler bu gibi karışık milletlerin bulunduğu diyarlarda, hayvan kesenlerin, müşrik mi yoksa ehli kitap mı olduğunu araştırıyorlardı. Bu; İbni Mes'ud, İbni Abbas, Ali, Cabir ve Ebu Burde'den nakledilen rivayetlerde açıkça belirtilmiştir. Ayrıca Ahmed b.  Hanbel'de zikredilen Nıptiler hadisi de buna açık delildir.

Komünist ve müşriklerin besmele çekerek kestikleri hayvanların etlerini helal olarak görmeye, Buhari'de geçen Aişe (r.a)'den nakledilen hadisi delil getirmek yanlıştır. Çünkü bu hadiste eti kesenlerin müslüman olduğu açıkça belirtilmiştir. Fakat bunlar İslam'a yeni girmişlerdi. Eti kesenler müslüman olduğuna göre bu hadis komünist ve müşriklerin kestiğinin besmele çekilerek helal olacağına delil olamaz.

İddia 8 -Maide: 5 ayetinin mefhumu muhalefeti delil olarak alınamaz.

Katar şer'i mahkemeler ve din işleri başkanı Şeyh Abdullah b. Zeyd b. Mahmud şöyle diyor:

“Bazı alimler kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiğinin yenilmeyeceği görüşünü şu ayetten çıkarmışlardır.

“Kitap ehlinin yiyeceği (kestiği) size helaldir.”   (Maide: 5)

Onlar bu ayet hakkında şöyle demişlerdir: “Allah (c.c)' nun bu ayetteki kitap ehlinin kestiği yenilir sözü, onun dışındaki müşriklerin kestiği yenilmez demektir. Ayetin mefhumu muhalefetinden anlaşılan budur.”

Bu ayet onların görüşüne delil olmaz. Çünkü ayetin bu kısmının mehfhumu muhalefeti delil alındığında, ayetin tamamının da mefhumu muhalefetini delil almak gerekir. Ayetin devamında ise “sizin yiyeceğiniz (kestiğiniz) de onlara helaldir” buyuruluyor. Ayetin bu kısmının mefhumu muhalefetinden ise biz müslümanların kestiğinin yanlız kitap ehline helal olması, kitap ehli dışındaki müşriklere ise haram olması gerekir. Bildiğimiz kadarıyla; “müslümanların kestiği yanlız kitap ehline helaldir, onların dışındaki kafirlere haramdır” diyen hiçbir alim yoktur.  
(Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l Kitap s:18)

Cevap: Bu iddia yanlıştır. Bir ayete mefhumu muhalefet kaidesinin uygulanabilmesi için, ayetteki hükme zıt olan bir delil olmaması gerekir. Ehli kitap dışındaki müşriklerin kestiğinin helal olduğuna dair hiçbir delil yoktur. Onun için burada mefhumu muhalefet alınabilir.

“Sizin yiyeceğiniz (kestiğiniz) onlar için helaldir” sözünün mefhumu muhalefetini yani “sizin kestiğiniz yanlız ehli kitaba helaldir, onlar dışındaki kafirlere haramdır” diye hüküm verebilmemiz için bu hükmün aksine hiçbir delil olmaması gerekir. Halbuki bu hükmün aksini gösteren deliller çoktur.

Şu bilinen bir gerçektir ki, Rasulullah (s.a.s) kestikleri etlerden ellerindeki esir müşriklere yedirirdi. Fakat kendisi müşriklerin kestiğinden yemezdi. Aşağıdaki hadis bunu açıkça isbat etmektedir.

“Rasulullah (s.a.s), sahiplerinin izni olmadan kesilen hayvanın, müşrik esirlere yedirilmesini emretti.”              (Ebu Davud, Ahmed, Dare Kutni)

Bütün müfessirler; “sizin yiyeceğiniz (kestiğiniz) onlar için helaldir” ayetini şu şekilde açıklamışlardır: “Onların kestiğini yiyebileceğiniz gibi, onlara da kestiğiniz etlerden yedirebilirsiniz.”

İddia 9-Müşriklerin kestiklerinin yenmeyeceğine dair sahabelerin hiçbirisinin sahih senetle isbat edilen bir görüşü yoktur

Katar şer'i mahkemeler ve din işleri başkanı Şeyh Abdullah b. Zeyd b. Mahmud şöyle diyor:

“Müşriklerin kestiği hayvan etlerinin haram olduğu hükmü sahabeler arasında yaygındı. Fakat buna hangi sahabenin haram dediğini nakleden sahih senetli bir rivayet yoktur. Yine hangi sahabelerin bu görüşte olduğuna dair de sağlam senetli bir rivayet yoktur. Zaten sahabelerin sözünü kabul edebilmek için onların sözlerinin sahih bir nassa karşı gelmemesi şarttır. Bu konudaki sahabelerin görüşü ise haramları sınırlandıran ayetlere zıttır. Dolayısıyla onların görüşleriyle amel edilemez.” (Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l Kitap s:19)

Cevap: “Hangi sahabelerin ehli kitap dışındaki müşriklerin kestiğine haram dediğine dair bir rivayet yoktur” sözü yanlıştır. Daha önce zikrettiğimiz Ahmed b. Hanbel'de geçen Nıptiler hadisi, Müslim'de geçen Berberiler ve mecusilerin getirdiği kesilmiş koça dair hadisler sahabelerden sahih senedle rivayet edilmiştir.  
      
“Hangi sahabelerin bu görüşte olduğuna dair sahih bir rivayet yoktur” sözü de yanlıştır. Çünkü bu konuda sahabelerin icmaı vardır ve hiçbir sahabe bunun aksine bir görüş ileri sürmemiştir.

“Açık bir nassa zıt gelen sahabe sözüne itibar edilmez” sözü doğrudur. Fakat açık olmayan bir nassa zıt olan bir konuda sahabelerin icmaı var ise, bu nassı sahabelerin icmaına uygun olarak tevil etmek gerekir. Bu alimlerce kabul edilen bir kaidedir.

Et meselesinde ise; hem ehli kitap dışındaki müşriklerin kestiği hayvanların yenilmeyeceğini ifade eden ayet açıktır hem de bu ayeti destekleyen hadisler vardır. Bu delilleri destekleyen sahabelerin icmaı ise sağlam senetle bize intikal etmiştir. Sahabelerin bu konudaki icmaı net ve açıktır, Kur'an ve sünnete de muhalif değil, bilakis tamamen uygundur. Bu açıklamalara göre; “sahabelerin icİmaı haramları sınırlandıran ayetlere zıttır” sözü yanlıştır.

Hayvanlar hakkında yalnız Bakara, Maide, En'am ve Nahl surelerindeki ayetler olsa bile, yine de sahabelerin icmaı bu haramlara zıt düşmez.

Onların, müşriklerin kestiğinin yenilemeyeceğine dair icmaları; müşriklerin kestiği ölü hükmünde olduğu için, ayetlerde geçen “meyte” (ölü) hükmü altında mütalaa edilir. Kaldı ki bu ayetler hayvanlarla ilgili bütün haramları sınırlandırmamıştır. Rasulullah (s.a.s) bu ayetler indikten sonra ehli eşek, yırtıcı kuş ve yırtıcı hayvanların etlerini haram kılmıştır.

İddia 10- Müşriklerin kestiklerinin yenmeyeceği görüşü sadece Rasulullah ve sahabeler dönemine aittir.

Katar şer'i mahkemeler ve din işleri başkanı Şeyh Abdullah b. Zeyd b. Mahmud şöyle diyor:

“Kur'an'da ve sünnette kafirlerin kestiğinin haram olduğunu gösteren bir delil yoktur. Bundan dolayı yalnız Rasulullah (s.a.s) ve sahabeler dönemindeki müşriklerin kestiği sahabelerin uygulamasına uygun olsun diye haram kabul edilir. Onlardan sonraki müşriklerin kestiği ise haram değildir. Çünkü bunun hakkında bir delil yoktur.

“Kafirin et yemek için kestiği hayvanın haram olduğunu gösteren, Kur'an ve Sünnetten hiçbir delil yoktur. Ancak saha-beler zamanındaki putperest müşriklerinin kestiği hayvanların yenilemeyeceğine dair görüşler vardır.”                  
     (Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l Kitap s:19)

Cevap: Kur'an ve sünnette müşriklerin kestiğinin haram olduğuna dair bir delil yoktur sözü yanlıştır. Daha önce de açıklandığı gibi bu konuda Kur'an'da da sünnette de açık deliller vardır. Velev ki Kur'an ve sünnette bu konuda bir delil olmasa bile, ondört asır boyunca müslümanların yahudi ve hristiyanlar dışındaki müşriklerin kestiğinin yenilemeyeceğine dair icmaı, onların kafalarından veya adetlerinden çıkarttıkları bir mesele değildir. Çünkü bu hüküm ya Allah'ın haram kıldığını helal veya helal kıldığını haram kılmaktır. Bu ise ancak delile dayanarak yapılabilir.

Şayet sahabeler bir konuda ittifak etmişlerse, bu ittifak haberi ehad hadisten daha kuvvetli bir delildir. Sahabeler Kur'an ve sünnette açık olmayan bir mesele üzerinde ittifak etmişlerse, onların bu ittifakı, uyulması gereken çok sağlam bir delil olur. Hele bir de bu ittifakı Kur'an ve sünnetten destekleyen deliller mevcut ise, ki bu konuda mevcuttur, o zaman tereddütsüz bu ittifakı kabul etmek gerekir.

Kafirlerin et yemek niyetiyle kestikleri hayvan etlerinin haram olduğu Kur'an, sünnet ve sahabelerin icmasından delillerle daha önce açıklanmıştır.

Fakat “Bu hüküm sadece sahabeler zamanındaki müşriklere hastır. Sahabeler yalnız onları kastetmişlerdir” demek delilsiz bir iddiadır. Şayet bu mantıkla yola çıkacak olursak, sahabeler zamanında inmiş olan bütün Kur'an ve sünnet hükümlerinin de yalnız onlara has olup bizi bağlamadığını söylemiş oluruz. Bu ise, Kur'an'ın kıyamete kadar gelip geçecek bütün insanları bağlayıcı olduğunu bildiren Kur'an naslarını inkar etmektir ki, bu da küfürdür.

Müşriklerin yemek için kestikleri ile putlara kestiklerini farklı görmek hiç bir delile dayanmayan yanlış bir görüştür. Rasulullah (s.a.s) müşriklerin ne putlarına kestiklerinden yerdi, ne de yemek için kestiklerinden yerdi.

Bize ulaşan sahih bilgilere göre Rasulullah (s.a.s) ve saha-beler (r.a) müşriklerin hiç bir kestiğini yememişlerdir. Yemek için mi kesmişler yoksa putlara mı kesmişler diye de hiç bir araştırma yapmamışlardır.

İddia 11- Kominist, ateist, laik ve sosyalistler Kur'an'daki müşrik kavramına girmezler. Bu yüzden onların kestiği yenir.

Katar şer'i mahkemeler ve din işleri başkanı Şeyh Abdullah b. Zeyd b. Mahmud şöyle diyor:

“Müşrikler” lafzı, Kur'an'ı inkar eden, Rasulullah (s.a.s)'i kabul etmeyen, İslamdinine girmeyen bütün herkesi kapsamamaktadır. Kur'an' daki müşrik sözünden ancak. Hicaz, Necd ve onlara benzeyen arap putperestleri kastedilmektedir. Komunistler, ateistler, laik ve sosyalistler Kur'an'da kastedilen mutlak müşrik vasfında değillerdir. Onların kestikleri hayvanların eti müşriklerinki gibi haram hükmünde değildir.(Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l Kitap s:19)

Cevap: Müşrik lafzı, Kur'an ve sünnette; yalnız Allah'a yapılması gereken ibadetlerden herhangi birisini, Allah'tan başkasına yapan kişiler için kullanılmıştır. Hristiyan ve yahudiler de müşriktirler. Fakat bunları, başkası değil bizzat Allah (cc) et meselesinde diğer müşriklerden ayrı tutmuştur. Yoksa müşrik olmadıkları için bu şekilde ayrı bir hüküm almış değillerdir. “Müşriklerden ayrı tutuldukları için onlar müşrik değildirler” demek büyük bir hata olur.

Rasulullah (s.a.s) zamanında yalnız kitap ehli ve arap putperestleri yoktu. Bunların yanında Allah'ı inkar eden, puta değil de ateşe veya zamana tapan müşrikler de vardı. Fakat müslümanlar bunların hepsine “müşrik” hükmünü veriyorlardı.

Müslim'de geçen ve Yezid İbni Habib'den rivayet edilen hadiste, sahabelerin berberi ve mecusileri de müşrik olarak vasıflandırdıkları ve kestiklerini yemedikleri açıkça görülmektedir. Bu yüzden müşrik kelimesini belli bir taifeye hasretmek doğru olmaz. Müşrik kelimesi bir sıfattır ve kim olursa olsun bu sıfatı üzerinde bulunduran herkes müşrik olarak isimlendirilir.

İddia 12- En'am: 121 ayetinin nüzul sebebine göre haram olan sadece Allah'ın isminden başka bir isim zikredilerek kesilen hayvanların etleridir.

Fuad Abdulmun'im Ahmed şöyle diyor:

“Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen (hayvan)lardan yemeyin! Çünkü onu yemek fısktır.”    (En'am: 121)

Ayetinin nuzül sebebi şudur:

Bu ayet müşriklerin kesim yaparken Allah'ın ismini değil de putlarının ismini zikrederek kestikleri hayvanlar hakkında nazil olmuştur. Buna göre ayetin meali şöyle olur:
“Kureyş müşriklerinin Allah'ın ismini değil de putlarının ismini zikrederek kestikleri hayvanların etlerini yemeyin.”

Bu ayetin nuzül sebebine göre haram olan; Allah'ın isminden başka isim zikredilerek kesilen hayvanların etidir. Bunun dışındaki etler ise helaldir.
            (Faslu'l-Hitab fi ibahat zebaih ehli'l-Kitap s:18)

Cevap: Fuad Abdülmün'im Ahmed, kendi görüşünü destekleyebilmek için malesef ayetin nuzül sebebini eksik almış ve ayetin aynı zamanda mecusilerin kestiği hayvanların etleri hakkında da nazil olduğunu nakletmemiştir. Halbuki ayetin nüzul sebebi  şöyledir:

İbn-i Ebi Hatim, Ata'dan şöyle rivayet etmiştir: Bu ayet Kureyş'in putlarına kestiği etler ve mecusilerin kestiği etler hakkında nazil olmuştur.            (Kasimi- Mehasinu't-Te'vil)

Ayetin bu nuzül sebebine göre, hem putperestlerin hem de mecusilerin kestikleri haram kılınmıştır.

Rasulullah (s.a.s) zamanındaki putperestler, hayvan keserken putlarının isimini zikrederek keserlerdi, denilebilir. Fakat mecusiler yemek için kestikleri hayvanların üzerine hiçkimsenin ismini zikretmezlerdi. Çünkü zaten mecusiler puta tapmazlardı. Bu yüzden ayetin nuzül sebebi yalnız “Allah'tan başkasının ismi zikredilerek kesilen hayvanların etini haram kılar” denilemez.

Bu ayet hakkında rivayet edilen diğer bir nüzul sebebi de şudur:

“Bir müslüman topluluk Rasulullah'a geldi ve şöyle dedi:

“Ya RasulAllah biz kendi öldürdüğümüzü yiyoruz fakat Allah'ın öldürdüğünü niçin yemiyoruz?” Bunun üzerine En'am: 118-121 ayetleri indi.”                                          (Tirmizi)

Taberi şöyle dedi:

“Ey mü'minler! Gerçekten Kur'an ayetlerine inanıyorsanız, putperestlerin kestiği hayvanların değil; sizin ve kitap ehlinin kestiği hayvanların etlerinden yiyin!
Sizin veya kitap ehli bir kimse tarafından kesilmeden ölen hayvanın etini yemeyin! Bunu yemek Allah'ın emri dışına çıkmaktır. Azılı insi ve cinni şeytanlar, leş yemenin haramlılığı üzerinde tartışmak için yardımcılarına vehim ve vesveselerini telkin ederler.”

İbnAbbas şöyle dedi

“Müşrikler, müslümanlara şöyle dediler: “Rabb'inizin öldürdüğü hayvanı yemiyorsunuz, ama kendi öldürdüğünüz hayvanları yiyorsunuz! Bu olacak şey mi?” Böyle demekle, leşlerin, insan tarafından kesilen hayvandan daha iyi olduğunu ifade etmek istemişlerdi.”

Ata şöyle dedi:

“En'am: 118 ayeti bir şey yerken, içerken veya keserken Allah'ın isminin zikredilmesi gerektiğini bildiriyor.

En'am: 119 ayetinin manası şudur: Allah'ın ismini zikrederek elinizle öldürdüğünüz hayvanı yemenize engel olan nedir? Halbuki Allah helali, haramı size açıkladı ve şüpheyi giderdi.

“...Doğrusu çoğunluk heva ve hevesine uyarak bilmeden sapıtıyorlar...”      (En'am: 119)  

 Burada kastedilen müşriklerdir. Onlar şöyle dediler Allah'ın kendi bıçağı ile kestiği sizin bıçağınız ile kestiğinizden daha hayırlıdır.

İddia 13 -En'am: 121 ayeti kim keserse kessin besmele ile kesilen etlerin helal olduğunu bildirmek için gelmiştir

Bazıları alimlerin bu ayetler hakkındaki görüşlerini gözardı edip, bu ayetleri genel olarak almış ve şöyle demişlerdir: “Üzerine Allah'ın adı zikredilerek kesilen hayvanların eti, kesen kim olursa olsun helal olması gerekir. Çünkü Allah (c.c) bu ayetlerde “üzerine Allah'ın adı anılan hayvanları yiyin!” buyuruyor. Bu sebeple, kesen kim olursa olsun, ister kafir ister müslüman olsun şayet keserken Allah'ın ismini zikrederek keserse müslümanların bu eti helal kabul etmeleri gerekir. Bu etleri helal kabul etmemek;
“Size ne oluyor ki üzerine Allah'ın adı anılan şeylerden yemiyorsunuz?”   (En'am:119) ayetine muhalefet etmek olur.

Cevap: Öncelikle bu ayetler iddia edildiği gibi; kesen kişi kim olursa olsun besmele ile kestiği taktirde o etin helal olacağını bildirmek için gelmemiştir. Ayetlerin nüzul sebebi şöyledir:

Suddi şöyle diyor: Müşrikler inananlara: “siz Allah'ın rızasına uyduğunuzu nasıl iddia edebilirsiniz? Allah'ın kestiğini yemiyorsunuz da kendi kestiğinizi yiyorsunuz” dediler. Bunun üzerine Allah (c.c) da:

“Şayet onlara itaat eder (ve ölü etini helal kabul ederek yer)seniz şüphesiz sizler de müşrikler olursunuz.”(En'am: 121) buyurdu.   (İbniKesir)

       Buna göre ayetin manası şöyle olur: “Ey müslümanlar! Kafirlere itaat etmeyin, besmele ile kestiğiniz hayvanlara ölü hükmü vermeyin! Bu hayvanların eti sizin için helaldir, onlardan yiyin!” Ayetlerin asıl manası budur ve bütün müfessirler de bu ayetleri bu şekilde açıklamışlardır.

Bu ayetlerin manasını iddia edildiği gibi genel olarak almak, yani besmele ile kesen kim olursa olsun kestiği yenilir diyebilmek için, ayetlerin bu genel manasını tahsis eden veya bu manaya zıt gelen bir şer'i delilin olmaması gerekir. Bu bütün alimlere göre kabul edilen genel bir kaidedir. Bu yüzden En'am: 118-119-121 ayetlerini iddia edildiği gibi genel olarak alabilmemiz için bu ayetlere zıt olan veya onları tahsis eden bir şer'i delilin olmaması gerekir. Halbuki müslümanlar ve ehli kitap dışındaki kimselerin, besmele ile bile kesmiş olsalar, kestiklerinin haram olduğunu gösteren hem Kur'an'dan hem sünnetten hem de icmadan deliller vardır. Bu sebeple on dört asır boyunca bu ayetleri genel olarak alıp da; “besmele ile kesildiği taktirde kesen kim olursa olsun kestiği yenir” diye anlayan hiçbir muteber alim çıkmamıştır.

İddia 14 - Etin helal olmasının illeti besmeledir. Bunun için kim besmele çekerek hayvan keserse eti yenir

İddia - a -  Ebu'l Fida İsmail ibn Kesir şöyle diyor:

“Kitap ehlinin kestiği alimlerin icmaı ile  müslümanlar için helaldir. Çünkü onlar Allah'tan başkası için hayvan boğazlamanın haram olduğuna inanırlar ve kestikleri hayvanların üzerine yalnızca Allah'ın ismini anarlar. Allah hakkında sapık düşünceleri olsa bile...

O vakit ehli kitap,  kestikleri hayvanlar ve kurbanlar üzerine Allah'ın adını anarlardı ve bunu ibadet olarak telakki ederlerdi. Bunun içindir ki, Allah onların dışındaki  diğer şirk ehlinin ve benzeri din mensuplarının  kestiklerini mübah kılmamıştır. Çünkü onlar hayvan boğazlarken Allah'ın adını anmazlardı. Hatta eti yerken tezkiyeye önem vermezler ve ölü eti yerlerdi. Kitap ehli ise böyle yapmazdı.”         (İbniKesir c: 3 s: 37)

Bu sözden yola çıkarak bazı kimseler; “Hayvan etinin haram olması, keserken üzerine kimin isminin zikredildiğine bağlıdır. Eğer Allah'ın ismi zikredilerek kesilirse, kesen kim olursa olsun kestiği yenir. Eğer keserken Allah’ın adı zikredilmezse kesen kim olursa olsun, ister müslüman ister kafir olsun kestiği yenmez” diye iddia etmişlerdir.

Cevap: “İbniKesir'in ilk sözünden, kitap ehlinin kestiği hayvanların helal kılınmasındaki illetin besmele veya Allah'tan başkasının ismini zikretmemek olarak anlayıp, bu hükmü genelleştirmek yanlıştır. Çünkü burada İbni Kesir, etin helal olmasının illetini değil, Ehli kitabın kestiklerinin helal kılınmasının hikmetini kendi görüşü ile anlatıyor.

İbni Kesir ehli kitab dışındakilerin besmele ile kestikleri yenir dememiştir. Bilakis yenilmez demiş ve mecusilerin kestikleri yenir, diyen Ebu Sevr'in getirdiği hadisi kabul etmeyerek Mecusilere ehli kitab hükmünün verilemiyeceğini bildiren Buhari'de geçen hadisi delil getirmiştir. Müşriklerin kestiğinin helal olduğuna delil getirilen Muvatta'da geçen hadis sahih olsa bile Maide: 5 ayetiyle tahsis edildiğini söylemiştir.

Müfessirlerin sözlerini Kur'an, sünnet ve icmaya zıt düşmeyecek bir şekilde anlamak gerekir. Tefsir alimleri hiçbir zaman; “Allah (c.c) müşriklerin kestiğini, hayvan keserken Allah'tan başkasının adını zikrettiklerinden dolayı haram kılmıştır” dolayısıyla, “müşrikler hayvan keserken Allah'ın isminden başka bir isim zikretmezlerse veya Allah'ın ismini zikrederlerse kestikleri yenir” dememişlerdir.

İddia - b - Şevkani şöyle diyor:

      “Bir kafir Allah'ın ismini zikreder, Allah'tan başkasının ismini zikretmez ve şeriate uygun olarak hayvan keserse, kestiği hayvanın eti haram olmaz. Bunun haram olduğunu gösteren herhangi bir delil yoktur.

Kafirin, Allah'ın isminden başka bir isim zikrederek kestiği hayvan etleri yenilmez. Zaten bunu yapan bir müslüman olsa, onun kestiği  de haramdır, yenilmez.

Yine, bir kafir Allah'ın ismini zikretmeyi ihmal ederek kesim yaparsa, kestiği yenmez. Aynı, müslümanın Allah'ın adını zikretmeyerek kestiği hayvanın yenilmemesi gibi...

“Kafirlerin kestiği icma ile haramdır” iddiası doğru değildir. Doğru olsa bile bu icmanın, Allah'ın isminden başka bir isim zikredilerek veya Alah'ın ismi zikredilmeyerek kesilen hayvanlara hamledilmesi gerekir.

Kitap ehlinin kestiği de, ancak Allah'ın ismini zikrederek keserlerse helal olur. Aynı müslümanlarda olduğu gibi...”               (Es-Seylü'l-Cerrar  c: 4 s: 6566)

    Cevap: Allah (c.c)'nun kitap ehli olan yahudi ve hristiyanların kestiğini helal kılmasının sebebi, onların hayvan keserken üzerine daima Allah'ın ismini zikretmelerindendir” sözü yanlıştır.

Bu sözün doğru olabilmesi için, Allah (c.c)'nun oğlu ve eşi olduğunu söyleyen ve Allah'ın üç olduğu inancına sahip olan kitab ehlinin, daima Allah'ın ismini zikrederek hayvan kestiklerine dair bir delil olması gerekir.

“Yahudi ve hristiyanların kestiklerini yiyebilmemiz için, kesim sırasında Allah'ın ismini zikretmeleri gerekir” sözüne gelince; yahudi ve Hristiyanlar gibi sapık inanca sahip kimselerin hayvan keserken daima Allah'ı hatırlamaları zor bir ihtimaldir. Hatta onlar Allah'ın ismini zikretseler bile, gerçek mabud olan Allah'ın ismini değil kafalarındaki vasıflara sahip olan Allah'ın ismini zikrederler. (Onlara göre Allah İsa ve Uzeyr'in babasıdır. Biz Allah (cc)'yu bu tür vasıflardan tenzih ederiz.)

Putperestler de aynı şekilde, Allah'ın ismini zikretseler bile, dünyayı yaratan, öldüren, yaşatan, yağmuru yağdıran, fakat kendisine putlar aracılığı ile yaklaşılan Allah'ın ismini zikrederler.

Aynı şekilde müslüman olmadığı halde müslüman olduğunu iddia eden günümüz insanları, Allah'ın ismini zikretseler bile, inançlarına göre, namaz, oruç ve hacda kendisine uyulan fakat ticaret, hukuk, iktisat ve diğer dünya işlerine karışmayan Allah'ın ismini zikrederler. Dolayısıyla onlar besmele çekseler bile, İslam şeriatinin istediği manada besmele çekmedikleri için kestikleri yenmez, haramdır.

Cumhura göre; Allah (c.c) yahudi ve hristiyanların kestiğini helal kılmış fakat, kesim yaparken besmeleyi zikretmelerini şart koşmamıştır.

Bu konuyla ilgili şöyle bir rivayet vardır:

İkrime'den İbniAbbas (r.a) şöyle demiştir:

“Allah (c.c):

“Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen (hayvan)lardan yemeyin! ”   yemeyin!”  (En'am:121)      buyurduktan sonra bu hükümden;

“kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.” (Maide: 5)

buyurarak kitap ehlinin kestiğini istisna etmiştir. Kitap ehlinden kasıt yahudi ve hristiyanlardır.”                        (Ebu Davud, Kurtubi Tefsiri)

Bu rivayetten anlaşılıyor ki, Allah (c.c) besmele çekilmeden kesilen hayvanları haram kıldıktan sonra, kitap ehlini bu hükümden istisna etmiştir, yani kitap ehlinin kestiğinin helal olması besmeleyi zikretmelerine bağlı değildir.

Allah (c.c) hayvan keserken besmeleyi zikretmeyi müslümanlara şart koşmuştur. Çünkü, hayvan keserken üzerine Allah'ın adını anmak ibadettir ve ancak müslümanların yaptığı ibadetler geçerlidir. Müşrik ve kafirlerin yaptığı ibadetler ise Allah katında geçerli değildir.

Zaten cumhur (alimlerin çoğu), hayvan kesmeyi ibadet saydığı için besmele ve niyetin de şart olduğunu söylemişlerdir.

Kesilen hayvan etinin helal olmasında besmelenin illet olduğunu söylemek yanlıştır. Çünkü birşeyin illet olabilmesi için onun herhangi bir nassa aykırı olmaması gerekir. Eğer bir şey illet olarak kabul ediliyor ise, illetin yokluğunda onunla ilgili hükmün de olmaması gerekir. Yani, eğer besmele illet ise, ne şekilde olursa olsun, ister bilerek ister unutarak zikredilmediği zaman, kesilen hayvan etinin haram olması gerekir.

Fakat aşağıdaki rivayet, besmelenin illet olmadığını açıkça göstermektedir.

Aişe (r.a) şöyle demiştir:

      “Rasulullah (s.a.s)'e bir grup müslüman geldi ve dediler ki:

       “Yeni müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Allah'ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?” Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):

“Siz Allah (c.c)'nun adını zikrederek yiyin!” buyurdu.
                                                                                          (Buhari, Ebu Davud, Nesei, İbniMace, Malik)


Şayet besmele illet olsaydı, yeni müslüman olmuş bu kimselerin hayvan keserken besmele çekip çekmedikleri bilinmediği için, kestiklerinin yenilmemesi gerekirdi.

Besmele illet olsaydı, ister bilerek, ister bilmeyerek ister unutularak terkedilmiş olsun, besmele zikredilmeden kesilen hayvanların etlerinden yemek haram olurdu.

Halbuki cumhura göre; besmele unutularak zikredilmese de, kesilen hayvanın eti helaldir, yenilebilir.

“İster müslüman ister kitap ehli olsun, hayvan keserken besmeleyi zikretmeyenlerin kestikleri yenmez” diyen alimler, hiçbir zaman; “müşrikler besmele çekerek hayvan keserlerse, kestikleri yenir” dememişlerdir.

Besmeleyi şart koşan alimlerin bazıları, bunu sadece müslümanlar için, bazıları da hem müslümanlar hem de kitap ehli için şart koşmuştur.

Besmeleyi hayvan etinin yenmesi için illet kabul edip, zikreden kim olursa olsun, kestiği hayvanın eti yenir demek yanlıştır. Çünkü birşeyin illet olabilmesi için bir takım şartlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- İllet olacak vasfın herhangi bir nassa zıt olmaması gerekir. Halbuki besmelenin illet olmadığını gösteren naslar mevcuttur.

Aişe (r.a) şöyle demiştir:

“Rasulullah (s.a.s)'e bir grup müslüman geldi ve dediler ki:

“Yeni müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Alllah'ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?” Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):
“Siz Allah (cc)'nun adını zikrederek yiyin” buyurdu.
                                                                                       (Buhari, Ebu Davud Nesei, İbniMace, Malik)


Şayet besmele illet olsaydı, yeni müslüman olmuş bu kimselerin kestiklerinin, keserken besmele çekip çekmedikleri bilinmediği için yenilmemesi gerekirdi. Rasulullah (s.a.s)'in bu etlerin yenilmesine izin vermesi besmelenin illet olmadığını gösterir.

2- İllet olan vasıf ortadan kalktığında, ona bağlı olan hüküm de ortadan kalkar.

Şayet besmele illet olarak kabul edilirse, unutularak dahi olsa, besmele zikredilmediği taktirde kesilen hayvan etinin haram olması gerekirdi.

Halbuki cumhura göre; bir müslüman besmeleyi unutma sebebiyle zikretmezse, kestiği hayvanın eti haram olmaz, helaldir ve yenilebilir.

Besmele, kesilen hayvan etinin helal olabilmesi için şarttır, diyen alimler bile besmelenin illet olduğunu söylememişler ve “hayvanı besmele ile kesen kim olursa olsun, isterse bir müşrik olsun, kestiği helaldir yenilebilir” dememişlerdir.

Onlar; “besmele ancak nasslardan dolayı, kesilen hayvanın helal olabilmesi için şarttır. İşte bu sebeple, zikredilen şart tahakkuk etmezse, yapılan amel batıl olur. Yani kesilen hayvanın eti haram olur” demişlerdir

Mesela; namazın sahih olabilmesi için abdestli olmak şarttır. Bir kimse abdesti olmadığı halde namaz kılsa, kıldığı namaz batıl olur. Fakat buradan yola çıkarak; “abdesti olan ve bütün şartlarını yerine getirerek namaz kılan bir kafirin kıldığı namaz geçerlidir” şeklinde bir hükme varılmaz. Aynı şekilde; “bir kafirin besmele dahil bütün şartlarını yerine getirerek kestiği hayvanın eti de helaldir, yenilebilir” denilemez.

Sahabelerin, kafirlerin kestiğinin yenmeyeceğine dair icması açıktır. Bu icmayı kafirlerin dinine değil de, Allah’ın ismini zikretmemeye veya Allah'tan başkasının ismini zikretmeye hamletmek yanlıştır.

İbniAbbas (r.a)'nun: “Allah (c.c);

“Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen (hayvan)lardan yemeyin.”    (En'am 121) buyurduktan sonra;

“kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir”           (Maide: 5) buyurarak kitap ehlinin kestiğini bu hükümden istisna etmiştir. Kitap ehlinden kasıt yahudi ve hristiyanlardır.” (Ebu Davud, Kurtubi Tefsiri)


sözü, ehli kitabın besmeleyi zikretmesinin şart olmadığını göstermektedir.

Ayrıca Şevkani’nin yazmış olduğu Fethü'l Kadir adli tefsir kitabının 5. cildinin 18. sayfasında, Maide: 5 ayeti tefsir edilirken, bizzat Şevkani’nin kendisi; “Maide: 5 ayetinin zahirine göre; kitap ehli Allah'ın adını zikretmese bile, kestikleri helaldir ve Maide: 5 ayeti;

“Üzerine Allah'ın adı zikredilmeyen (hayvan)ları yemeyin!”                                      (En'am: 121)

 ayetini tahsis etmiştir. Buna göre yahudiler Uzeyr'in, hristiyanlar Mesih'in adını zikrederek kesim yapsalar bile, kestikleri yenir” demiştir.

İddia 15-Maide: 3 ayetindeki hitap geneldir. Yalnız müslümanlara hasredilemez:

Şevkani şöyle diyor:

“Bazı alimler, kafirlerin kestiği hayvanların etlerinin haram olduğuna;

“Ancak sizin kestiğiniz müstesna”      (Maide: 3) ayetini delil göstererek buradaki hitabın yalnız müslümanları kapsadığını söylerler.

Ancak bu doğru değildir. Çünkü, ayetteki hitap geneldir ve bütün muhatapları kapsar. Kim bu hitap kafirleri kapsamaz derse delil göstermesi gerekir. (Es-seylü'l-cerrar c: 4 s: 66)

Cevap: “Sizin kestiğiniz müstesna”     (Maide: 3) ayetindeki hitabın yalnız müslümanları değil de, müslüman olsun kafir olsun, bütün muhatabları kapsadığını söylemek büyük bir hatadır.

Ayetteki “sizin kestiğiniz müstesna” hitabıyla muhatab alınanlar müslümanlardır. Ayetin siyakı bunu göstermektedir. Zira Allah (c.c) bu ayeti kerimenin başından itibaren haram kıldığı şeyleri zikretmekte ve ayetin başında “hurrimet aleykum” yani “size haram kılındı” buyurmaktadır.

Alim olsun, cahil olsun her müslüman bilir ki; Allah (c.c), haram helal hükümlerini kafirler için değil, yalnız müslümanlar için bildirmiştir. Bu sebeple, daha ayetin başında, “size haram kılındı” buyurarak müslümanları muhatab almıştır. Dolayısıyla, “sizin kestiğiniz müstesna” hitabının muhatabı da müslümanlardan başkası değildir.

Eğer ayetteki hitab, müslüman ve kafir herkesi kapsamış olsaydı, o zaman Allah (c.c), “İlla ma zekkeytum” yani “sizin kestiğiniz müstesna” değil, “illa ma zükkiye” yani “ancak kesilenler müstesna” lafzını kullanırdı. Zira kesen kişi önemli olmasaydı, ayette, “siz” zamirinin kullanılması anlamsız olurdu.

İddia 16 - Maide: 3 ayeti Maide: 5 ayetini neshetmiştir

Kafirlerin kestiğinin yenilebileceğine şöyle bir delil getirilmiştir:

“Ancak sizin kestiğiniz müstesna...” (Maide: 3)

 ayeti, kafir müslüman herkes için geneldir  ve bu şekilde anlaşılması gerekir. Zira böyle anlaşılmaz da sadece müslümanlara has kılınırsa, Maide: 3 ayeti en son inen ayet olduğuna göre bu ayetin kitap ehlinin kestiğinin helal olduğunu söyleyen Maide: 5 ayetinin hükmünü neshetmesi gerekirdi.

“Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.” (Maide: 5)

ayeti nesholunmadığına göre, o zaman Maide: 3 ayetindeki “sizin kestiğiniz” genel, yani hem müslümanların hem de kafirlerin kestiği hariç şeklinde anlaşılmalıdır.

Cevap: Sınırlandırılmış bir hüküm geldiği zaman, eğer bu hüküm son inen hükümlerden ise, her zaman kendisinden önce gelen hükümleri neshetmez.İçkiyi tamamen haram kılan hüküm, daha önceki namaz dışında içki içme hükmünü tamamen neshetmiştir. Fakat Allah (c.c) önceleri bu ümmete sadakayı farz kılmış, daha sonra onun yerine zekatı farz kılmış, fakat zekatın farz kılınışı, sadakanın varlığını ortadan kaldırmamıştır. Aynen bunun gibi;

“Ancak sizin (müslümanların) kestiğiniz müstesna.”           (Maide: 3)

 ayeti de ehli kitabın kestiğinin helal olduğunu bildiren hükmü ortadan kaldırmamıştır. Bu ayet ehli kitabın kestiğini haram kılmaz.

Şayet “sizin kestiğiniz müstesna” ayeti kendinden önceki hükümleri neshetmiştir diyecek olursak, bu sözden müslümanların bu ayet inmeden önce hem ehli kitabın hem de diğer müşriklerin kestiğini yediklerini iddia etmiş oluruz. Halbuki sahih rivayetlere göre Rasulullah (s.a.s) ve sahabeleri hem Mekke'de iken, hem de Medine'ye hicret ettikten sonra yahudi ve hristiyanlar dışındaki müşriklerin kestiklerini yememişlerdir. Zaten, bütün müşriklerin kestiği, müslümanlar tarafından yiyiliyor olsaydı, ehli kitabın kestiğinin yenilebileceğine dair hüküm bildiren;

“Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.(Maide: 5)ayeti inmezdi.

“Sizin kestiğiniz müstesna.” ayeti ise yeni bir hüküm bildirmek için değil, Mekke'de de var olan bir hükmü bildirmek için inmiştir. Maide: 3 ayetinin baş tarafında haram olduğu belirtilen şeyler, Mekke'de inmiş olan En'am suresinde de zikredilmektedir. Bu ayet yeni neshedici hükümler bildirmek için değil, boğulmuş olan taş, sopa vs. ile vurulup öldürülmüş hayvanların da ölü hükmünde olduklarını bildirmek için inmiştir.
Kayıtlı
KUDUS
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 104


« Yanıtla #2 : 14 Mayıs 2016, 12:22:50 »

Müşriklerin kesmiş olduğu etin suyundan ve yağından yapılan yemek yenilebilir mi?
Kayıtlı
Malik bin Enes
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 391


« Yanıtla #3 : 09 Haziran 2016, 19:46:17 »

Soru: Müşriklerin kesmiş olduğu etin suyundan ve yağından yapılan yemek yenilebilir mi?
 
Cevap: Müşriklerin kesmiş olduğu hayvanın eti yenmeyeceği gibi o etten çıkan kan, o et ile pişirilen yemek ve yemeğin suyu da haramdır. Aynı şekilde o hayvandan çıkan yağlarda haramdır, yenilemez.
Kayıtlı
Ebu Süfyan
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 6


« Yanıtla #4 : 10 Kasım 2017, 16:11:50 »

[/b]Esselamu Aleyküm[/b]

[/b]Bir Sorum Olucaktı Allahu Teâlâ Şöyle Buyuruyor.
  Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.[Bakara 173] Anlamadığım Bir Yer Var Müşrik Biri Allahın Adını Alarak (Günümüzdeki Kendini İslama Nispet Edenler) İslamın Şartlarını Yerine Getirerek Kurban Kesiyorlar Oysa Allah'ın Adına Kesiliyor Bu Neden Haram Allah Razı Olsun[/b]
Kayıtlı
Hevia
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 7


« Yanıtla #5 : 05 Aralık 2017, 13:31:45 »

Esselamualeykum.

Bende siteye bi kaç ay önce üye olmuştum.
Şimdi yazabildim. Gülümseme

Bu konuyu öğrenmem lazımdı.

Notum buraya düşülsün de müsait zamanımda okuyayım inshAllah!
Kayıtlı
Malik bin Enes
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 391


« Yanıtla #6 : 23 Ocak 2018, 18:18:45 »

Soru: Bir Sorum Olucaktı Allahu Teâlâ Şöyle Buyuruyor.
  Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.[Bakara 173]

Anlamadığım Bir Yer Var Müşrik Biri Allahın Adını Alarak (Günümüzdeki Kendini İslama Nispet Edenler) İslamın Şartlarını Yerine Getirerek Kurban Kesiyorlar Oysa Allah'ın Adına Kesiliyor Bu Neden Haram Allah Razı Olsun

Cevap: Kesilmiş hayvanın helal olması ve ölü hükmünü almaması için belli şartlar vardır ve bu şartlardan bir tanesi de kesen kişinin dinidir.

Hayvanı kesen kişinin (Yahudi ve hristiyan olmayan) Müşrik, Putperest ve Mürted Olmaması:

Dört mezheb, zahiriler, bütün fıkıh ve hadis alimleri, besmele çekseler bile kitap ehli dışındaki müşrik, putperest ve mürtedlerin kestiğinden yemenin haram olduğunu bildirmişlerdir.

Delilleri:

1- Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.” (Maide: 5)

Allah (c.c): “...sizin kestiğiniz müstesna...” (Maide: 3) ayetiyle sadece müslümanların kestiğini helal, diğer bütün müşriklerin kestiklerini haram kılmıştır. Daha sonra bu hükümden Maide: 5 ayetiyle kitap ehlinin kestiğini istisna etmiştir. Sadece kitap ehlinin istisna edilmesi, kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiklerinin haram olduğunu gösterir.

Eğer bütün müşriklerin kestiği helal olsaydı, Allah (c.c)'nun; “Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir” buyurması anlamsız olurdu. (Haşa) Çünkü helal kılınan bir şeyin daha sonra tekrar helal kılınması anlamsızdır.

2- Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

“Nıptilerin bulunduğu Fars topraklarına indiğiniz zaman et satın almak istediğinizde, eğer hayvanı kesen yahudi veya hristiyan ise alın ve yiyin, kesen mecusi ise yemeyin." (Ahmed rivayet etti ve sahih dedi.)

3 -Yezid b. Habib'den, Ebu'l Hayr ona şöyle dedi:

İbni Va'le es Sebei'nin üzerinde bir kürk gördüm ve ona dokundum. O:

“Ona neden dokunuyorsun?” diye bana sordu. ve Abdullah İbni Abbas'a:

“Bizler Mağrib (diyarın)da bulunuyoruz. Bizimle beraber Berberi ve Mecusiler de vardır. Onlar bize kestikleri koçlardan getiriyorlar. Fakat biz onların kestiklerini yemiyoruz. Bir de onlar, içlerine yağ koydukları deri tulumlarından getiriyorlar. (Bunları ne yapalım?) dedim. İbni Abbas (r.a) da:

“Biz bunu Rasulullah'a sorduk, bize:

“Deriyi tabaklamak onu temizler” cevabını verdi.”           (Müslim)

4- Müslümanların icmaı: Bütün sahabeler ve tabiin, müslümanlar ile kitap ehli dışında kalan kimselerin kestiklerinin haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Bize, müslüman veya ehli kitab dışındaki kimselerin kestiklerinin yenebileceğine dair hiçbir rivayet ulaşmamıştır.

5- Bütün alimlere göre; ehli kitabın dinine girmiş olsa bile mürtedin kestiği hayvanın eti haramdır.

Ali b. Ebi Talib (r.a) Beni Tağlib hıristiyanlarının ne kestiklerinin yenmesini ne de kadınlarıyla evlenilmesini helal sayıyordu. Çünkü onlar müslüman olduktan sonra irtidat edip hristiyan oldular.

İmam Serahsi şöyle diyor:

“Alimlerin icmaıyla, iki şeyin helal olması dine bağlıdır. Bunlar; kesilen hayvan etleri ve evlenilecek kadınlardır. Mürtedin ise dini yoktur.” (El-Mebsut c: 10 s: 104)

İmam Şafii; yemek niyetiyle hayvan kesmeyi bir ibadet olarak kabul etmemesine rağmen, müslümanlar ile yahudi ve hristiyanlar dışındaki kimselerin kestikleri etlerden yemenin Maide: 3 ve Maide: 5 ayetlerine göre haram olduğunu söylemiştir.    (Mezahibu'l-Erbaa c:1 s:729)

İbni Kayyım şöyle diyor:

“Kitap ehli dışındakilerin kestiği ölü hükmündedir. Kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiğinin haram olmasının bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birtakım faydaları vardır.”             (İlamu'l-Muvakkiin)

İbni Mesud, İbni Abbas, Ali, Cabir ve Ebu Burde den yapılan rivayetlerden de açıkça anlaşıldığı gibi; müslümanlar Fars ve Rum diyarlarını fethettikleri zaman bu gibi karışık milletlerin bulunduğu diyarlarda, hayvan kesenlerin müşrik mi yoksa ehli kitap mı olduklarını araştırıyorlardı.             (El-Muğni ala muhtar el-harki c:9 s:393)
Kayıtlı
musab25
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #7 : 26 Ocak 2018, 11:41:11 »

s.a şimdi bu konuda aslında bukadar çok ihtilafa gerek yok.çünkü kuran açıkca söylüyor.yani chat kardeşin bikere soru sormasından da belli.o şii alim kim bilmem okumadımda ancak bu görüşü çürütebilecek bi görüş varmı dersen şeytan ve nefsin birsürü görüş uydurtur sana.yemek maksadıyla kesilen hayvan çeşitlerini rabbimiz bize bildirmiş. kesim şeklini ve kaidelerini de bildirmişken,yok şu ayet buzaman indi o ondan önce indi gibi sırf müşriklerden tamamen uzak olmak için Allahın ayetlerini böyle bizim akidemiz bu diye kafamıza göre yorum yapıp geçmiş alimlerin tefsirlerini kırpıp bi görüş uydurmak çok yanlış geliyor bana. bu sitenin bana çok faydaları oldu halada olmakta. tamam ayetlerin nüzul sebebi tabiki önemli kuranı okuduğun zaman içinden çıkamayacağın durumlarda alimlerin icma sı tabiki önemli ama et yeme meselesini sündürmek yanlış gibi geliyo.Allah cc bize müslümanlara ehli kitabın kestiğini yiyin buyuruyorsa demekki Allah indinde yemek maksadıyla kesilen hayvanda illet olan din değil.zaten Allah cc bize kuranda ehli kitabın aynı zamanda şirk koştuklarınıda bildiriyor misal tevbe 31. yani ozamanki ehli kitapda buzamanki hristiyan ve yahudilerde aynı zamanda şirk ehli. delil olarak sahabelerin müşriklerin kestiklerini yemediğini söylüyorlar. evet çünkü ozaman ki müşrikler herkesinde bildiği üzere ekseri olarak hayvan keserken Allah ın adıyla başka taptıklarının adınıda anıyorlardı yada sadece taptıklarınn adını anıyorlardı ve kesip yiyorlardı.o yüzden yemiyorlardı.hadis olarakda efendimizden gelen berberiler hadisi ile mecusiler hadisi. ve ehli kitabın kestiğini yediklerine dair sahabeden delillerde varken gelelim günümüze.şimdiki müşrik dediğimiz insanlar gözümle görüp kulağımla işittiklerim tabiki hayvanı keserken yanlız Allahın adını anarak kesiyo ister ibadet yaptığını zannetsin ister yemek maksadıyla kessin. sonuçta Allahın helal kldığı hayvan ve Allah ın isteği üzere Allah ın adıyla kesilen hayvan. ben müslüman olarak buna şahitsem neden o eti yemeyimde enam 119 un muhatabı olayım.bakın kuranda et meselesiyle alakalı herşey açık kendimize zulmetmenin anlamı yok ve insanlara müşriklerede tevhid i öcü gibi lansetmenin hiç gereği yok. ha ben müşriklerle ortak danaya girip kurban ibadetlerine ortak olalım demiyorum ve arkalarında namaz kılalım demiyorum yani ibadet niteliğinde onlarla ortak olup müşrik olunur anlamına gelmez müşriğin Allahın adıyla kestiğini yemek.ve yukarıdaki iddalara verilen cevaplar ilmi nitelikli gibi görünsede ehli kitabınki yeniyoda müşriklrin kestiği neden yenmiyonun cevabı hiçde tatmin edici değil.tamamen bi çerçeveye kapalı kalmak veya sivrilmek maksadıyla müşriğin kestiğini yemeyin diye ilanatlar yapılıyor.yani matematik hesabı yapar gibi haşa kuranı açıpda müşriğin eti yenmez demek hiç islami gelmiyor bana.bakın günümüz müşriklerinin müşrik olmasının en baştaki sebepleri Allah ı tanımamaları ve onun haklarını ona vermemeleri.hem kitapehli derken günümüz müşrikleride kendilerine kuranı niset ederken onlarda kitap ehli oluyor aynı zamanda.ve en bariz olanıda hüküm konusunda Allaha ait hükmü onlara vermemeleri.onu haricinde ki bi çok şeyleri kendilerini islama nisbet etikleri için benziyo zaten ve bişeleri yapış şekilleri uygulama bakımından doğru.ha bunlar onları kurtatırmı kurtarmaz tabiki ahiretini Allah bilir zahiren biz kurtarmaz deriz. şimdi tamamıyla günümüz müşriklerini eski müşriklerle kıyaslayamayız. ben hiç duymadım ki bi müşrik hayvan keserken rte adıyla yada şeyhımın adıyla yada bimem ne adına kesiyorum.bi uygulama olduğu için müşrikde olsa Allahın bizden istediği gibi kesiliyosa neden yenmesin.yanlış anlaşılmsın maksadım et yemek değil. çok şükür kendimde halledebiliyorum ihtiyacımı.ancak böyle nefsi konuşuyor algısı ile düşünenler olabilir diye söylüyorum.tekrar söylüyorum Allah cc ehli kitabınkını yıyın buyurmuşsa demekki hayvan keserken ki illet din değil. Allah EN İYİSİNİ BİLİR.
Kayıtlı
Malik bin Enes
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 391


« Yanıtla #8 : 30 Ocak 2018, 23:38:18 »

s.a şimdi bu konuda aslında bukadar çok ihtilafa gerek yok.çünkü kuran açıkca söylüyor.yani chat kardeşin bikere soru sormasından da belli.o şii alim kim bilmem okumadımda ancak bu görüşü çürütebilecek bi görüş varmı dersen şeytan ve nefsin birsürü görüş uydurtur sana.yemek maksadıyla kesilen hayvan çeşitlerini rabbimiz bize bildirmiş. kesim şeklini ve kaidelerini de bildirmişken,yok şu ayet buzaman indi o ondan önce indi gibi sırf müşriklerden tamamen uzak olmak için Allahın ayetlerini böyle bizim akidemiz bu diye kafamıza göre yorum yapıp geçmiş alimlerin tefsirlerini kırpıp bi görüş uydurmak çok yanlış geliyor bana. bu sitenin bana çok faydaları oldu halada olmakta. tamam ayetlerin nüzul sebebi tabiki önemli kuranı okuduğun zaman içinden çıkamayacağın durumlarda alimlerin icma sı tabiki önemli ama et yeme meselesini sündürmek yanlış gibi geliyo.Allah cc bize müslümanlara ehli kitabın kestiğini yiyin buyuruyorsa demekki Allah indinde yemek maksadıyla kesilen hayvanda illet olan din değil.zaten Allah cc bize kuranda ehli kitabın aynı zamanda şirk koştuklarınıda bildiriyor misal tevbe 31. yani ozamanki ehli kitapda buzamanki hristiyan ve yahudilerde aynı zamanda şirk ehli. delil olarak sahabelerin müşriklerin kestiklerini yemediğini söylüyorlar. evet çünkü ozaman ki müşrikler herkesinde bildiği üzere ekseri olarak hayvan keserken Allah ın adıyla başka taptıklarının adınıda anıyorlardı yada sadece taptıklarınn adını anıyorlardı ve kesip yiyorlardı.o yüzden yemiyorlardı.hadis olarakda efendimizden gelen berberiler hadisi ile mecusiler hadisi. ve ehli kitabın kestiğini yediklerine dair sahabeden delillerde varken gelelim günümüze.şimdiki müşrik dediğimiz insanlar gözümle görüp kulağımla işittiklerim tabiki hayvanı keserken yanlız Allahın adını anarak kesiyo ister ibadet yaptığını zannetsin ister yemek maksadıyla kessin. sonuçta Allahın helal kldığı hayvan ve Allah ın isteği üzere Allah ın adıyla kesilen hayvan. ben müslüman olarak buna şahitsem neden o eti yemeyimde enam 119 un muhatabı olayım.bakın kuranda et meselesiyle alakalı herşey açık kendimize zulmetmenin anlamı yok ve insanlara müşriklerede tevhid i öcü gibi lansetmenin hiç gereği yok. ha ben müşriklerle ortak danaya girip kurban ibadetlerine ortak olalım demiyorum ve arkalarında namaz kılalım demiyorum yani ibadet niteliğinde onlarla ortak olup müşrik olunur anlamına gelmez müşriğin Allahın adıyla kestiğini yemek.ve yukarıdaki iddalara verilen cevaplar ilmi nitelikli gibi görünsede ehli kitabınki yeniyoda müşriklrin kestiği neden yenmiyonun cevabı hiçde tatmin edici değil.tamamen bi çerçeveye kapalı kalmak veya sivrilmek maksadıyla müşriğin kestiğini yemeyin diye ilanatlar yapılıyor.yani matematik hesabı yapar gibi haşa kuranı açıpda müşriğin eti yenmez demek hiç islami gelmiyor bana.bakın günümüz müşriklerinin müşrik olmasının en baştaki sebepleri Allah ı tanımamaları ve onun haklarını ona vermemeleri.hem kitapehli derken günümüz müşrikleride kendilerine kuranı niset ederken onlarda kitap ehli oluyor aynı zamanda.ve en bariz olanıda hüküm konusunda Allaha ait hükmü onlara vermemeleri.onu haricinde ki bi çok şeyleri kendilerini islama nisbet etikleri için benziyo zaten ve bişeleri yapış şekilleri uygulama bakımından doğru.ha bunlar onları kurtatırmı kurtarmaz tabiki ahiretini Allah bilir zahiren biz kurtarmaz deriz. şimdi tamamıyla günümüz müşriklerini eski müşriklerle kıyaslayamayız. ben hiç duymadım ki bi müşrik hayvan keserken rte adıyla yada şeyhımın adıyla yada bimem ne adına kesiyorum.bi uygulama olduğu için müşrikde olsa Allahın bizden istediği gibi kesiliyosa neden yenmesin.yanlış anlaşılmsın maksadım et yemek değil. çok şükür kendimde halledebiliyorum ihtiyacımı.ancak böyle nefsi konuşuyor algısı ile düşünenler olabilir diye söylüyorum.tekrar söylüyorum Allah cc ehli kitabınkını yıyın buyurmuşsa demekki hayvan keserken ki illet din değil. Allah EN İYİSİNİ BİLİR.

Cevap:

“Kitap verilenlerin yiyeceği size helaldir.” (Maide: 5)

Ayetteki “taam (yemek)”dan kasıt; kitab ehlinin kesmiş olduğu helal hayvanların etidir.

Kitab ehlinden kasıt; yahudi ve hristiyanlardır.

Taberi tefsirinde şöyle geçer:

“Kitab ehlinin yemeği sizin için helaldir, sözünün manası; hristiyan ve yahudilerin kestiklerini yemeniz size helaldir. Yahudi ve hristiyanlardan kasıt ise; kendilerine Tevrat ve İncil verilip de her ikisine veya sadece birisine bağlanan kimselerdir. Bunların kestikleri sizlere helaldir. Bunların dışında kitabı olmayan arap müşriklerinin, putperestlerin ve diğer müşriklerin kestikleri sizin için helal değildir. Bunlardan kim tevhidi kabul etmez ve kitab ehlinin dinine bağlanmazsa, onun kestiği sizin için haram olur.”

Et ve hayvan kesimiyle ilgili mesele özetle şöyledir:

1 - Ayetteki kitab ehlinden kasıt, bütün alimlere göre; hristiyan ve yahudilerdir. Rasulullah (s.a.s), rasul olarak gönderilmeden önce, yahudilik ve hristiyanlık dinine bağlı olan kimseler bütün alimlerin ittifakıyla bu hükmü alırlar. Bazı alimler ise; gerek Rasulullah (s.a.s)’dan önceki ve gerek sonraki yahudi ve hristiyanları ta ki kıyamete kadar kitab ehli hükmüne dahil etmişlerdir.

2 -
Müslüman olduktan sonra İslam’dan irtidat eden kişinin veya İslam olduğunu söylediği halde şirk koşan kişinin, yahudi veya hristiyan dinine girse bile, kitab ehlinden sayılmadığı konusunda bütün alimler ittifak etmişlerdir.

(El-Mecmu Şerh’il Mühezzeb c: 9 s: 75-76 – Şafii Fıkhı
El İkna c: 5 s: 92 – Şafii Fıkhı
Kalyubi ve Umeyra c: 4 s: 240 – Şafii Fıkhı
Kifayet’ül Ahyar c: 2 s: 140 – Şafii Fıkhı
Nihayet’il Muhtac c: 8 s: 106 – Şafii Fıkhı
El İdde Şerhu’l Umdeh s: 457 – Hanbeli Fıkhı
Gayet’il Münteha c: 3 s: 371 – Hanbeli Fıkhı
Menarü’s- Sebil c: 2 s: 422 – Hanbeli Fıkhı
El Kafi c: 1 s: 647 – Hanbeli Fıkhı
Münteha’l-İradat c: 2  s: 513 –Hanbeli Fıkhı
El-Muğni c: 9 s: 392 – Hanbeli Fıkhı
Bedaiu’s-Senai c: 6 s: 2776 – Hanbeli Fıkhı
Tuhfet’ul Fukeha c: 3 s: 100 – Mezheplerin görüşü
Eş Şerhu’s-Sagir c: 2 s: 154 – Maliki Fıkhı
Eshelü’l-Medarik c: 2 s: 54 – Malik Fıkhı
Bidayet’ül Müctehid c: 1 s: 473 – Mezheplerin Görüşü
El Muhalla c: 8 s: 190 İbni Hazm Ez Zahiri
Mezahibu’l Erbaa c: 1 s: 726 – Dört Mezhebin Fıkhı)


3 - Alimlerin çoğuna göre; mecusiler, kitab ehlinden değildir. Fakat bazı alimler zayıf bir hadise dayanarak mecusilere kitab ehlinin hükmünü vermişlerdir.

4 - Bir kimse hristiyan veya yahudi olmasına rağmen hristiyanlık veya yahudilik dinine bağlılığını göstermezse bazı alimlere göre, o kimse hristiyan veya yahudi sayılmaz.

5 - Yahudi ve hristiyanların kestiklerinin helal olmasının sebebinin, yahudilik ve hristiyanlık dinine bağlı olmaları olduğu konusunda bütün alimler ittifak etmişlerdir.

6 -
Yahudi ve hristiyanların kestiklerinin helal oluşunun sebebi, besmele çekmeleri değildir. Zira alimler, hayvan keserken kitab ehlinin besmeleyi zikretmiş olmasını şart koşmamışlardır. Allah (c.c)’ın adından başka İsa, Uzeyr gibi kimselerin adıyla kestikleri hayvanların yenilmesi konusunda ise alimlerin iki görüşü vardır. Bir kısmına göre yenir, bir kısmına göre yenmez.

7 -
Müslümanlar ile yahudi ve hristiyanlar dışındaki kimselerin, hayvan keserken besmeleyi söylemiş olsalar bile kestiklerinin haram olduğu konusunda bütün sahabeler ve İslam alimleri icma etmişlerdir.

8 -
Hayvan kesimi sırasında besmele çekilmesini şart koşan alimler, bu şartı sadece müslümanlar için şart koşmuşlardır.

Bazı Şüphelere Cevaplar:


Et meselesini kısaca özetledikten sonra yukarıdaki şüpheler ve cevapların dışında kalan üzerinde durulmayan veya kapalı kalan bazı şüpheler ve bu şüphelerin detaylı bir şekilde cevapları. Öyle ki bu açıklamalardan sonra helak olacak kişi bilerek helak olsun ve bu konuda hiç kimsenin Allah (c.c) katında artık hiçbir mazereti kalmasın.

İddia 1 - “Kitab ehli” Hükmü, Kendisine Kitap Verilen Herkesi İçine Alır:

Bazı insanlar, ayette geçen “kitab ehli” lafzının şer’i manasını değil, lügat manasını alarak Allah (c.c)’ın indirdiği kitaplardan herhangi birine bağlı olan bütün herkesi, kitab ehli olarak isimlendirmişlerdir.

Bu görüş sahipleri; “yahudi ve hristiyanlar şirk koştukları halde, Tevrat ve İncil’e bağlı oldukları için nasıl kitab ehli hükmünü alıyorlarsa, aynı şekilde şirk koştukları halde, Kur’an’a bağlı olduklarını söyleyen müşriklere de kitab ehli hükmünü vermek gerekir” diyorlar.

Cevap: İslam’a vurulan en büyük darbe; Kur’an ayetlerini, Rasulullah (s.a.s)’ın hadislerine, sahabelerin açıklamalarına, muteber İslam alimlerinin görüşlerine hiç bakmaksızın sadece arap diline bakarak anlamaya çalışmak veya yorumlamaktır. Bu çok büyük bir fitnedir. Rasulullah (s.a.s), müslümanları bu fitneden korumak için şöyle buyurmuştur:

“Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı bağlanırsanız asla sapmazsınız. Bunlar; Allah (c.c)’ın kitabı ve benim sünnetimdir.”
(Muvatta)

Bir başka rivayet şöyledir:

 “Bunlar; Allah (c.c)’ın kitabı ve benim ıtratımdır.”
(Müslim, Tirmizi)

Bir başka rivayet ise şöyledir:

 “Benim sümmetime ve hulafai raşidinin sünnetine sımsıkı bağlanın!”
(Buhari, Müslim)

Kur’an’ı anlamak isteyen bir kimsenin, Rasullah (s.a.s)’ ın sünnetine ve bu sünneti çok iyi bilen sahabelerin anlayışına çok iyi bakması gerekir. Bu sebeble Rasulullah (s.a.s), zikrettiğimiz hadisleri ve benzeri hadisleri söylemiştir.

Ayette geçen, “kitab ehli” kelimesinden kastın ne olduğunu sahabeler bize açıklamıştır. Bu konuda aralarında bazı ufak ihtilaflar olsa bile hiçbir sahabe, tabiin, tabei tabiin, dört imam ve muteber İslam alimleri, “Kur’an’a bağlandıklarını iddia ettikleri halde şirk koşan kimseler, “kitab ehli” kelimesinden kastedilen mana içine girerler” dememiştir. Halbuki onların zamanında da mürtedler, ubeydiler (Fatimiler), tatarlar ve diğerleri gibi, Kur’an’a bağlandıklarını iddia ettikleri halde şirk koşan kimseler vardı. Onlar, böyle kimselere hiçbir zaman “kitab ehli” hükmünü vererek kestiklerini yememiş, kızlarıyla da evlenmemişlerdir. Bilakis onlara, kendisine hayat hakkı tanınmayan mürted hükmünü vermişlerdir.

Bütün sahabeler, onlara bağlı olan tabiinler, dört mezheb imamları ve bütün alimlerin ittifakıyla; İslam’a girdikten sonra şirk koşan kimse, İslam’ı terkederek mürted olmuştur. Bu kimse tevbeye davet edilir. Şayet tevbe etmezse, öldürülür. Bu kişinin kesmiş olduğu hayvanın yenileceğini, hiçbir alim söylememiştir.

İslam’a girdikten sonra şirk koşarak mürted olan kişinin öldürülmesi konusunda alimler arasında basit ihtilaflar olsa bile, böyle bir kimsenin kestiği hayvanın yenmeyeceği konusunda bütün alimler ittifak etmişlerdir.

(İbn Kudame el-Mugni c: 9 s: 388
El Mecmu Şerhi’l Muhezzeb c: 9 s: 81
El Umm-Şafii c: 6 s: 155
El Umm – Şafii c: 7 s: 331  
İmam Muhammed El-Mebsut el yazması s: 142-143
Merdavi El-İnsaf c: 10 s: 389
İbn Neccar Müntehal İradat c: 2 s: 513)


İslam tarihinin tamamına baktığımızda, İslam dininden herhangi bir sebebten dolayı irtidat eden bir kimseye, kendisinin İslam üzere olduğunu iddia etse bile, kitab ehli hükmü verilmeyeceğine dair hükmün bizlere mütevatir olarak ulaştığını görürüz.

Her halukarda bu kimselere kitab ehli hükmü verilmemiş, onlardan cizye alınmamış, kestikleri helal sayılmamış ve kadınlarıyla da evlenilmemiştir.

İslam’ın bütün hükümlerini kabul eden, fakat Ebu Bekir (r.a)’e zekat vermeyi kabul etmeyen mürtedlerin durumu ve tavrı bize apaçık bir delildir. Ebu Bekir (r.a) onlara, hiçbir konuda kitab ehli hükmü vermedi.

Şirk koşmalarına rağmen, müslüman olduklarını söyleyen kimselere kitab ehli hükmünü verenler, sadece sözlüğe bakmışlar ve bu görüşlerini destekleyen ne bir hadis, ne de muteber bir alimin görüşünü delil getirmişlerdir. İşte onlar bu şekilde, bütün İslam ümmetinin icmasına zıt bir görüş ortaya çıkarmışlardır.

Oysa Razi Tefsiri, Ebu’s Suud Tefsiri, Merah Lebid Tefsiri, Beydavi Tefsiri, Tealibi Tefsiri, Kurtubi Tefsiri, Taberi Tefsiri, Zad’ul Mesir Tefsiri (İbni’l Cevzi), Ruh’ul Meani Tefsiri (Alusi) gibi kitaplarda kitab ehlinden kastın sadece yahudi ve hristiyanlar olduğu geçmektedir. Kur’ an’da zikri geçen “kitab ehli” kelimesinin hükmüne, müslümanların veya müslüman olduğunu söyleyenlerin girdiğini hiçbir alim söylememiştir. Çünkü Kur’an’da geçen kitab ehli lafzı, ya hristiyanlar için ya yahudiler için ya da her ikisi için kullanılmıştır. Müslümanlar veya İslam’a tabi olduğunu iddia edenler için ise, ne Kur’an’da ne de sünnette “kitab ehli” hükmü kesinlikle kullanılmamıştır.

İşte bu sebeble, İslam’a ve Kur’an’a bağlı olduklarını iddia etmelerine rağmen şirk koşan müşriklere “kitab ehli” hükmünü vermek, hem Kur’an hem sünnet hem de ümmetin icmasına zıttır. Zira İslam’ı gerçek manada kendisine din edinmiş ve Kur’an’ın hükümlerine iman etmiş ve bağlanmış kimsenin ismi müslümandır. İslam’ı gerçek manada din edindiği ve Kur’an’ın hükümlerine iman edip bağlandığı halde sonradan şirk koşan ve hala Kur’an’a ve Muhammed (a.s)’e iman ettiğini iddia eden kimsenin ismi ise mürted ve müşriktir. Gerçek manada İslam’ı din edinmediği, Kur’an’ın hükümlerine iman edip bağlanmadığı halde, İslam’a bağlı olduğunu iddia eden kimsenin ismi ise müşrik ve kafirdir. Böyle bir kimseye ne kitab ehli ne de müslüman hükmü verilir.

İddia 2 - Etin Helal Veya Haram Olmasının Sebebi, Hayvanı Keserken Besmelenin Söylenip Söylenmemesidir:

Bu görüş sahiplerine göre; gerek müslüman gerek hristiyan gerek yahudi gerek müşrik ve gerekse putperest olsun, bu kimseler Allah (c.c)’ın adını zikrederek kesim yapmazlarsa, kestikleri hayvanın eti yenmez. Ancak, dinleri farklı olsa bile besmele çektikleri zaman, kestikleri hayvanların eti yenir.

Bu kimseler, bu görüşlerini ileri sürerken kendilerince delil zannettikleri bazı şeylere sarılmışlardır. Onların sarıldığı deliller şunlardır:

a) - En’am: 118, 119, 121 ayetleri.

b) - Bazı tefsir kitablarında yazılmış olan; “kitab ehlinin kestiğinin helal olmasının sebebi, onların kesim sırasında besmeleyi söylemeleridir” şeklindeki ifadenin yanlış anlaşılması.

c) - Şevkani’nin Esseyrül Cerrar kitabındaki görüşleri.

Cevap: Et meselesinde besmelenin illet olduğunu söyleyenlerin kendilerine delil aldıkları meseleleri sırasıyla açıklayalım:

a) - En’am 118, 119, 121 ayetleri.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Üzerine Allah’ın ismi zikredilen (hayvan)ın etini yiyin!” (En’am: 118)

“Size ne oluyor ki üzerine Allah’ın adı anılan şeylerden yemiyorsunuz?” (En’am: 119)

“Üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyen (hayvan)ları yemeyin!” (En’am: 121)

Bu ayetlerin zahirinden, hayvanı kim keserse kessin, dini ne olursa olsun, besmele çektiğinde kestiği hayvanın eti helaldir, yenir hükmünü çıkarmak, hem Kur’an’a hem sünnete hem de sahabenin ve muteber İslam alimlerinin görüşlerine zıttır. Zira hayvan kesiminde besmele çekmek illet olsaydı;

“Kitab verilenlerin yiyecekleri size helaldir” ayeti fazla olurdu. Aynı şekilde sahabelerin, Fars topraklarına gittiklerinde hayvanı kesen kişinin kitab ehli mi yoksa mecusi mi olduğunu sorup araştırmaları, onların bu ayetleri anlamadıklarını söylemek olur. Yine, başka bir beldeye giden sahabelerin, orada hayvan kesen kişinin besmele çekip çekmediğini öğrenmek kastıyla soru sorduklarına dair hiçbir rivayet yoktur. Onlar sadece, yeni müslüman olmuş bir kavmin gönderdiği etlerin yenilip yenilemeyeceği konusunda Rasulullah (s.a.s)’a sormuşlardır. Onlar, müslümanların dışında kalan kimselerin besmele çekip çekmediğini değil, onların hangi dine mensup olduklarını sorup araştırmışlardır.

Şayet hayvan kesiminde, iddia edildiği gibi besmele illet olsaydı alimler, mecusilerin kestiği hayvanlar hakkında ihtilaf etmezlerdi. Yine aynı şekilde alimler, et ve evlenmenin dine bağlı olduğu konusunda ittifak etmezlerdi.

İnsanlar En’am suresine bakarak besmelenin illet olduğunu zannetmesinler diye, muteber tefsir alimleri kitablarında, besmele çekme hükmünün sadece müslümanlar için olduğunu belirtmişlerdir.

Müfessirlerin şeyhi Taberi, Enam: 121 ayetinin tefsirinde şöyle demiştir:

“Allah (c.c), bu ayette nebisine ve mü’min kullarına şöyle buyuruyor:

“Ey mü’minler! Size açıkladığım şekilde kesilen hayvanların etinden yiyin! Bunlar; hak tevhidi kabul etmiş mü’minlerin ve kitab ehlinin kestiği, size helal kılınan hayvanların etidir. Fakat putperestlerin ve kitabı okuyan mecusilerin kestikleri ise sizin için helal değildir.” (Taberi Tefsiri)

Salebi’nin tefsirinde, ayet şöyle tefsir edilmiştir:

“Eğer mü’min iseniz, Allah (c.c)’ın ismi zikredilenleri yeyin!”

Bu ayet, putların yanında bulunan dikili taşlar üzerinde kesileni, ölü hayvanı ve benzerlerini yemeyi yasaklamak-tadır. Yoksa mü’minin unutarak veya kasten besmelesiz kestiği hayvanı yasaklamamaktadır.

İmam Şevkani: ““Size ne oluyor ki üzerine Allah’ın adı anılan şeylerden yemiyorsunuz?” (En’am: 119) ayetini şöyle açıklamıştır:

“Bu ayetin manası şöyledir: “Allah (c.c)’ın yenilmesine izin verdiği hayvanlardan, üzerine Allah (c.c)’ın adı zikredilenleri yemenize engel nedir? Zira herhangi bir engel yoktur.” (Fethul Kadir)

En’am: 118, 119, 121 Ayetleri Nasıl Anlaşılmalı:

Putperest müşrikler, Allah (c.c)’ın ismi zikredilerek kesilen hayvanların etlerini yerlerdi ve bu konuda herhangi bir problemleri yoktu. Buna rağmen onlar, kesim olmaksızın ölmüş olan hayvanları da yerlerdi. Müslümanlar ise Allah (c.c)’ın emri gereği sadece Allah (c.c)’ın ismini zikrederek kestikleri hayvanların etini yer ve ölmüş hayvanların etini ise yemezlerdi. Müslümanlar ölmüş olan hayvan etinden yesinler diye müşrikler ortaya şöyle bir şüphe attılar:

“Siz, kendi elinizle kestiğinizi yiyor, fakat Allah’ın kendi eliyle kestiğini (ölüyü) yemiyorsunuz.”

Ortaya attıkları bu şüphe, bazı zayıf müslümanları etkiledi. Ölü eti konusunda kalplerine bir şüphe girdi. Bu sebeble Allah (c.c), ortaya atılan bu şüpheyi gidermek, ölü hayvan etini yeme konusunda müşriklere itaati yasaklamak ve şayet onlara itaat edilirse onlar gibi müşrik olunacağını bildirmek için En’am: 118-121 ayetlerini indirdi.

Allah (c.c), şöyle buyuruyor:

“Eğer O’nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah’ın ismi zikredilen (hayvan)ın etini yiyin!” (En’am: 118)

Allah (c.c), bu ayette mü’minlere şöyle buyurmaktadır:

“Ey mü’minler! Sakın ölü hayvanların etini helal sayarak yemeyin! Sadece sizin kestiğiniz hayvanların etini yiyin! Eğer mü’minseniz bu konuda haram olan ölü etini yiyerek müşriklere itaat etmeyin!”

“Size ne oluyor ki üzerine Allah’ın adı anılan şeylerden yemiyorsunuz?”
 (En’am: 119)

Allah (c.c) bu ayette şöyle buyuruyor:

“Allah, et konusunda size haram ve helal olanı açıkça bildirmiştir. Bu sebeble Allah’ın haram kıldığı ölü eti gibi etleri yemeyin!”

Bu ayet “kim keserse kessin Allah’ın adı zikredilerek kesilen hayvanları yiyin” manasını kastetmiyor. Zira gerek müşriklerin ve gerekse müslümanların Allah (c.c)’ın adı zikredilerek kesilen hayvanların etinden yeme konusunda problemleri yoktu.

“Üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyen
(hayvan)ları yemeyin!” (En’am: 121)

Allah (c.c), ölü etini haram kıldıktan sonra üzerine Allah (c.c)’tan başkasının adı zikredilerek kesilen hayvanların etinin yenmesinin haram olduğunu belirtmek için bu ayeti indirdi.

Bu ayette, Allah (c.c)’ın ismi zikredilerek kesilenlerin helal olduğuna dair bir hüküm yoktur. Zira daha önce belirtildiği üzere, gerek müşriklerin ve gerekse müslümanların bu konuda bir problemleri yoktu.

En’am suresindeki etle ilgili bu ayetleri kısaca bu şekilde açıkladık. Ayetlerin sibak (öncesini) ve siyakını (akışını) okuyan ve ayetlerin manasını iyice düşünen kimse, ayetlerin bu manada olduğunu muhakkak anlar.

b) - Bazı tefsir kitablarında yazılmış olan; “kitab ehlinin kestiğinin helal olmasının sebebi, onların kesim sırasında besmeleyi söylemeleridir” şeklindeki ifadenin yanlış anlaşılması.

İbni Kesir’de ve başka tefsir kitablarında, kitab ehlinin kestiklerinin helal sayılmasına, onların hayvan keserken besmeleyi söylemelerini sebeb göstermeleri, hiçbir zaman hayvan kesiminde eti helal kılan illetin besmele olduğunu göstermez. Zira bu görüşü söyleyen müfessirler, putperest, müşrik veya kitab ehli dışındakiler besmeleyle hayvan kestiklerinde kestikleri hayvanın etinin yeneceğini kitablarında söylememişlerdir. Bu görüşe sahip bir tek kişi görmekteyiz. O da Seylü’l Cerrar kitabının yazarı Şevkani’dir. Şevkani eski bir alim değildir. Yakın tarihte yaşamıştır.

Bütün müfessirlere göre; kitab ehli hariç, mürted, müşrik ve putperestlerin kestiği hayvanın etini yemek, üzerine besmele çekilmiş olsa bile haramdır.

İbni Kesir’de şöyle geçmektedir:

“İbni Ebi Hatem, Mekhul’ün Abbas İbn’ul Velid’e şöyle dediğini rivayet etmiştir:

“Allah (c.c):

“Üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyen (hayvan)ları yemeyin!” (En’am: 121) buyurmuş, sonra müslümanlara merhamet ederek bu ayeti:

“Bugün size bütün temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) kitab verilenlerin yiyecekleri size helaldir. Sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir.” (Maide: 5) ayetiyle neshetmiştir. Böylece bu ayetle kitab ehlinin kestiğini helal kılmıştır.”

İbni Kesir bu söz hakkında şöyle dedi:

“Allah Mekhul’e rahmet etsin! Söylediği bu sözün doğruluğu üzerinde duraklamak gerekir. Zira Allah (c.c)’ın kitab ehlinin kestiğini helal kılması, Allah (c.c)’ın adı zikredilmeyen hayvanların haram kılındığı anlamına gelmez. Kaldı ki kitab ehli, hayvan kesmeyi ibadet olarak gördükleri için, hayvan veya kurban keserken Allah (c.c)’ın ismini zikrederler. Bu sebeble Allah (c.c) onların dışındaki müşriklerin ve onların hükmünde olanların kestiklerini,  mübah kılmamıştır. Çünkü onlar hayvan keserken Allah (c.c)’ın ismini zikretmezler. Hatta bu kimseler, hayvanın etini yerken kesim üzerinde durmaya önem vermezler ve ölü etini de yerlerdi. Kitab ehli ve bunlara benzeyen samiriler, sabiiler, İbrahim’in, Şit ve başka nebilerin dinine bağlı olduklarını söyleyenlerin aksine...”

İbni Kesir’in bu sözü, piyasadaki İbni Kesir nüshalarında bu şekilde geçmektedir ve bu ibare yanlıştır. Doğrusu ise şöyledir:

“İki kitaba inanan kitab ehli dışındakilerin ve bunlara benzeyen Samiri, Sabii, İbrahim, Şit ve başka nebilerin dinine bağlı olduklarını söyleyenlerin aksine....”

Bu düzeltmeyi, İbni Kesir’in baskısı ve tashihini yapan Dar’ul Fikr Tıbau Neşr Ve’t Tevzi, 1981 Beyrut baskısında dipnot olarak yapmıştır.

İbni Kesir’in, kitab ehlinin kestiğinin helal olmasına dair besmeleyi söylemelerini sebeb göstermesi, kendi yorumudur ve bu yorum doğru değildir. Çünkü bu yorum sahabelerin açıklamalarına ve sahih hadislere muhalif bir yorumdur. Zira kitab ehli olan yahudi ve hristiyanlar, hayvan keserken her zaman Allah (c.c)’ın adını zikretmezler. Hatta bazen İsa (a.s)’nın ve Uzeyr (a.s)’in ismini zikrederek kesim yaparlar. Rasulullah (s.a.s)’ın hadisleri de bunu göstermektedir. Aynı şekilde kitab ehli hayvan keserken besmeleyle kesmiş olsaydılar, sahabeler ve alimler arasında, kitab ehlinin Allah (c.c)’tan başkasının adıyla kestiklerinin yenilip yenilmeyeceği konusunda ihtilaf olmazdı. Kitab ehlinin kestiklerinin haram veya helal olmasının illeti, bütün alimlerin icmaıyla yahudilik ve hristiyanlık dinine bağlı olmalarıdır.

İbni Abbas (r.a) şöyle demiştir:

“Allah (c.c);

“Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen
(hayvan)lardan yemeyin” buyurduktan sonra; (kendilerine) kitap verilenlerin yiyecekleri size helaldir” buyurarak bu hükümden kitab ehlini istisna etmiştir. Buna göre yahudi ve hristiyanların kestiği helaldir. Yahudiler kesim yaparken Uzeyr’in, hristiyanlar da kesim yaparken Mesih’in ismini zikrederler. Çünkü onlar yahudi ve hristiyan milletine tabidirler.” (Kurtubi Tefsiri)

Cumhura göre; Beni Talib, Tenuh, Bahira, Cüzzam, Leham, Amilet ve benzeri arap hristiyanlarının kestikleri hayvanlar yenilmez.

İbni Kesir şöyle dedi:

“Ebu Cafer b. Cerir, Yakub b. İbrahim’den, o İbni Aliye’den, o Eyyub’dan, o da Muhammed b. Ubeyde’den şöyle demiştir:

“Ali (r.a) şöyle dedi:

“Beni Talib’in kestiklerini yemeyin! Çünkü onlar hristiyanlığın sadece içki içmek mübahtır hükmüne tutunurlar..”

Bu görüşü halef ve selef alimlerinden bir kaç kişi söylemiştir.

Mecusilerin kestiği hayvanın etinin yenilip yenilmeyeceği meselesine gelince... Alimler mecusilere, onlardan cizye alma konusunda kitab ehli hükmünü vermiş, fakat onların kadınlarıyla evlenilmeyeceğini, kestikleri hayvanların yenilmeyeceğini söylemişlerdir. Şafii’nin ve Ahmed b. Hanbel’in arkadaşı olan Ebu Sevr bu görüşe muhalefet ederek, mecusilere kitab ehlinin hükmünü vermiştir. Onun bu görüşü yayıldığı zaman alimler ona karşı çok sert çıktılar. Hatta Ahmed b. Hanbel onun hakkında şöyle dedi:

“Bu meselede Ebu Sevr (öküzün babası), ismine yakışır bir fetva vermiştir.”

Ebu Sevr, bu konuda, Rasulullah (s.a.s)’tan mürsel olarak rivayet edilen bir hadisi delil göstermiştir.

Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:

“Mecusilere kitab ehline davrandığınız gibi davranın!”

Bu hadis bu lafızla sahih olarak sabit değildir. Buhari’de de sahih olarak sabit değildir. Buhari’deki sahih rivayet şöyledir:

“Abdurrahman b. Avf (r.a)’dan şöyle rivayet edilmiştir:

“Rasulullah (s.a.s), Hecer mecusilerinden cizye almıştır.”

Ebu Sevr’in delil aldığı rivayet sahih olsa bile hadisin geneli Maide: 5 ayetiyle tahsis edilmiştir. Çünkü bu ayet kitab ehlinin dışındaki diğer din mensuplarının kestiklerinin yenmeyeceğini göstermektedir.”

c) - Şevkani’nin Esseyrül Cerrar kitabındaki görüşlerine dayanılması.

Şevkani’nin Seylül Cerrar kitabında şöyle geçmektedir:

“Bir kafir Allah (c.c)’ın ismini zikreder, Allah (c.c)’tan başkasının ismini zikretmez ve şeriate uygun olarak hayvan keserse, kestiği hayvanın eti haram olmaz. Bunun haram olduğunu gösteren herhangi bir delil yoktur.

Kafirin, Allah (c.c)’ın isminden başka bir isim zikrederek kestiği hayvan etleri yenilmez. Zaten bunu yapan bir müslüman olsa, onun kestiği de haramdır, yenilmez.

Yine, bir kafir Allah (c.c)’ın ismini zikretmeyi ihmal ederek kesim yaparsa, kestiği yenmez. Aynı, müslümanın Allah (c.c)’ın adını zikretmeden kestiği hayvanın yenilmemesi gibi...

“Kafirlerin kestiği icma ile haramdır” iddiası doğru değildir. Doğru olsa bile bu icmanın, Allah (c.c)’ın isminden başka bir isim zikredilerek veya Allah (c.c)’ın ismi zikredilmeyerek kesilen hayvanlara hamledilmesi gerekir.

Kitab ehlinin kestiği de, ancak Allah (c.c)’ın ismini zikrederek keserlerse helal olur. Aynı müslümanlarda olduğu gibi.” (Es-Seylül Cerrar c: 4 s: 65-66)

İmam Şevkani’nin bu ibarelerinden anlaşılıyor ki, hayvan kesiminde illet olan besmele çekmektir. Bu durumda, ister müslüman ister kitab ehli ister başka bir kimse olsun, bir hayvanı Allah (c.c)’ın adını zikrederek keserse o hayvanın eti helaldir. Aynı şekilde müslümanlar, kitab ehli veya bir başkası, hayvan keserken besmeleyi zikretmezse, kestiği yenilmez.

Şevkani’den önce bu görüşü hiçbir muteber alim nakletmemiştir. Sahabelerden de, zayıf dahi olsa, böyle bir görüş asla gelmemiştir.

Şevkani’nin Seylü’l Cerrar kitabı, bir Zeydi alimin fıkıh kitabına reddiye ve açıklama niteliği taşımaktadır. Bu kitabta Şevkani’ye nispet edilen sözler büyük ihtimalle Şevkani’ye ait değildir. Zira Şevkani’nin bu kitaptan daha muteber olan Feth’ul Kadir isimli Kur’an Tefsiri’nde buna tamamiyle zıt olan görüş vardır.

İmam Şevkani Fethül Kadir kitabında;

(kendilerine) kitap verilenlerin yiyecekleri size helaldir” (Maide: 5) ayetini şöyle açıklamıştır:

“Ayette geçen yiyecekler, etler dahil yenilen herşeydir. Alimlerin çoğu ayette geçen “taam”dan kastın, kestikleri hayvan olduğunu söylediler. Bu ayet kitab ehlinin, et dahil, bütün yiyeceklerinin müslümanlara helal olduğunu göstermektedir. Velev ki kesim esnasında Allah (c.c)’ın ismini zikretmemiş olsunlar. Bu ayet:

“Üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyen (hayvan)ları yemeyin!” (En’am: 121) ayetinin genelini tahsis etmiştir ve bu ayetin zahirine göre kitab ehlinin kestiği helaldir. Velev ki yahudiler Uzeyr’in, hristiyanlar Mesih’in ismini zikrederek kesim yapmış olsunlar, kestikleri yenir. Bu görüş Ebu’d Derda, Ubade b. Samit, İbni Abbas, Zühri, Rabia, Şubi ve Mekhul’ün görüşüdür.

 Ali, Aişe ve İbni Ömer (r.a) dediler ki:

“Eğer kitab ehli hayvan keserken birisinin ismini zikrediyorsa hayvanın etini yeme!” Bu aynı zamanda Tavus ve Hasan’ın görüşüdür. Bunlar En’am: 121 ve Maide: 3 ayetini delil gösterdiler.

İmam Malik; haram değil, mekruh dedi. Bu ihtilaf ise kitab ehlinin hayvan keserken Allah (c.c)’tan başkasının ismini zikrettiği biliniyorsa söz konusudur. Şayet kitab ehlinin Allah (c.c)’tan başkasının ismini  zikrettiği bilinmiyorsa bu durumda İmam Taberi ve İbni Kesir, kesilen hayvanın etinin helal olduğu konusunda alimlerin icma ettiklerini söylemişlerdir. Çünkü Rasulullah (s.a.s), yahudilerin ona hediye ettikleri koyun etinden yemiştir. Bu ise sahih hadis kitaplarında geçmektedir. Aynı şekilde sahabelerin Hayber gününde kitab ehlinden iç yağı aldıklarına ve Rasulullah (s.a.s)’ın bunu bilmesine rağmen onlara itiraz etmediğine dair rivayetler vardır. Bu rivayetler sahih hadis kitablarında geçmektedir. Bu rivayetler ve bunlara benzer rivayetler bu konudaki icmanın sünnetten delilidir. Ayetteki kitab ehlinden kasıt; yahudi ve hristiyanlardır...” (Fethül Kadir)

İmam Şevkani’nin bu açıklamalarına göre, kesim sırasında kitab ehli için besmeleyi zikretmek şart değildir. İmam Şevkani’nin muteber olan görüşü budur. Onun Seylül Cerrar kitabında geçen görüş bu görüşe zıttır. Buna göre, Seylül Cerrar kitabında geçen ve İmam Şevkani’ye nisbet edilen görüş, İmam Şevkani’ye ait bir görüş değildir. Zira Fethül Kadir kitabı Şevkani’nin en muteber, en güvenilir, en son yazdığı kitablarından birisidir.
Kayıtlı
musab25
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #9 : 31 Ocak 2018, 11:32:23 »

s.a hocam öyle bir yazmışşınızki isteyen bilebile helak olsun nedemek. ben şimdi dinin esas konularına hakim birisi olarak karşımdakini yani hayatında bir takım şirkleri olan birisinin hayvanı keserken bismillahuAllahuekber diyen adamın etini hangi hakla yemeyim yapmayın. fıkhi bir konuyu ki kuranda da gayet açık olan bir konu.yani sizin dediğiniz gibi veya yakın olan bi nass bile yokken bu konuyu itikadi bir hale getirerek kendinize ve insanlara zulm etmeyin. tamamen kendinizce içtihad yapıp birde alimlere iftira atıyorsunuz. o alimler müşriklerin kestiğini yemeyin derken hangi maksatla dediklerini sizde biliyorsunuz. biraz akıl edip bakmak lazım. kuranda böyle bir ifade yokken biraz akıl etmek lazım. yani benim akideme ters diye işi inada bindirmemek lazım. birde günümüz müşrikleri ile eski yani o meşhur alimlerin kasettiği mürikleri kıyas ederken biraz akıllı ve insaflı olmak lazım. o insanlar ekseri Allah ın adnı anmıyorlardı bitti bukadar. ama şimdikiler anıyor.şimdi diyeceksinki onun andığı kabul olmaz.ne alakası var ehli kitabın çektiği besmele ozaman kabul olmaması lazım. ki şimdiki ibadetleri kabul olmuyo değilmi. et meselesiyle Allahın ayetlerinde ekseri Allahın adıyla ibaresi geçiyr. yani rabbimizin bizden istediği gayet açık. haşa siz kuranda olmayan rasulde olmayan ları sonradan uydurmuş sonradan hukum çıkarmış olmuyormusunuz. nede kötü hüküm çıkarıyosunuz. siz Allah ve rasulunun önünemi geçiyorsunuz.şimdi ben tagutları reddediyorum kendimi onlardan beri ediyorum ve hayatımı dinime göre idame ettirmeye çalışıyorum gücüm nisbetinde.ailemi çocuklarımı bu şekilde yetiştirmeye çalışıyorum. herneyse genel kaideler belli zaten elhamdulillah. ben biiyorumki ve göruyorumki karşımdaki besmele ile hayvanı kesiyor ve onun o anki andığı Allah ile benim ilahım olan Allah vAllahi billahi aynı. zaten günümüz müşriklerinin başka bi şekilde kesme ne huyu nede adeti vardır bunu herkes de gayet iyi bilir. kuranın da bize emrettiği buzaten. ben adama desemki keserken ne üzere kestin desem adam o an beni keser zaten.yada ahit olduğum halde eti neden yemıyorsun dese bana beni ona sizin yazdıklarınızı anlatmam veya söylemem onu tatminedermi etmez tabiki çünkü bu konuyla alakalı kurana hakim bi insan bu müşrikte olabilir bak Allah böyle diyor bak rasul böyle diyor dese hiç biriniz bişey diyemezsiniz. olmayan bi hükümle bu dini bukadar zorlaştırmaya hakkınızda haddınızde yok. ne diyeceksiniz adama sen tevhid ehli değilsinmi diyeceksiniz.lutfen kuranı saf temiz ve hakiki teslimiyetle okuyun ve iman edin. belli bi akide belli bi düşünce üzereyken okunduğu takdirde o düşünce size bi çok hüküm çıkarttırır ki bundan Allaha sığınırım.
Kayıtlı
musab25
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #10 : 31 Ocak 2018, 13:51:33 »

Ayrica cok ihtafli gorusleri sunuyorsunuz. Bi demissinizki yahudi ve hristiyanlar uzeyr ve isanin uzerine kesselerde yenir. Bi demissinizki yenmez diyenler var diye. Simdi soruyorum siz bi yahudi uzeyr in uzerine kestiginde yermisiniz? Yada soyle soruyum bi yahudi Allah in adiyla kesse yermisiniz?
Kayıtlı
musab25
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #11 : 31 Ocak 2018, 14:27:15 »

Kuranda musriklerin kestigini yemeyin hukmu yokken ve ekseri Allah in adiyla kesilenler hukmu mevcutken haram helal belliyken siz alimlerin goruslerini carptirarak( mufessirlerin gorusu besmele cekse bile onlarinki yenmez) ve onlarada iftira atarak ve ihtilafli gorus sunmaniza ragmen olmayan bi hukmu haramlastirarak ve bu konuda aksi davrananlarida tekfir ederek buyuk vebale giriyorsunuz.
Kayıtlı
Malik bin Enes
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 391


« Yanıtla #12 : 16 Şubat 2018, 13:18:02 »

Bu konuyla ilgili olarak verdiğimiz cevabı kabul etmiyor, bize bir takım ithamlar yapıyor ve bizimle cedel yapmak istiyorsunuz. O halde bu konuda Allah (c.c)’ın hükmünü ve hakkı isteyen bir kimseyseniz biz sizinle tek tek bu meseleyi tartışmaya hazırız. Fakat tartışmada heva hevese ya da insanların aklına dayalı sözlere yer verilmeyecek, delilsiz ithamlar yapılmayacak, Kur’an ve sünnete dayalı deliler ortaya konulacak.

Buna göre gerçekten Allah (c.c)’a teslim olmuş bir kimseyseniz, bu teslimiyetinizi siz de ortaya koyun biz de… Bakalım Allah (c.c)’a nasıl teslim olunur?!

Bize söylediğiniz: “kuranı saf temiz ve hakiki teslimiyetle okuyun ve iman edin” sözünüzün muhatabı acaba siz misiniz, biz miyiz, gelin bunu da ortaya koyalım.

Gerçekten ilmi tartışmaya hazırsanız gelin, söyleyeceklerinizi söyleyin, yazacaklarınızı yazın ve Kur’an sünnetten delilli bir şekilde meselelerin üzerinde tek tek gidelim, yoksa rastgele sözlerle bir tartışma yapmayalım.

Üstelik “kimlerin kestiği yenilir ya da yenilmez” meselesi günümüzde ortaya çıkmış mesele olmadığı gibi, bu meseleyle ilgili ayetler yeni inmiş, hadisler yeni söylenmiş değildir. Bu mesele Rasulullah (s.a.s) zamanında nasıldı, sahabeler ve onlara uyanlar bu meseleyi ve onunla ilgili nasları nasıl anlamışlar gelin siz delillerinizle ortaya koyun, biz de delillerimizle ortaya koyalım. Fakat ortaya delil diye koyduğunuz sözleri asla kafanıza göre yorumlamayın, şeytani kıyaslara kalkışmayın, gerçekten hakka uygun olarak ortaya koyun. Aksi halde Allah (c.c)’ın bir meseledeki hükmünü kafanıza göre değiştirmiş olursunuz.

Eğer böyle olmadığınızı ve gerçekten hak olan delillerle tartışacağınızı söylüyorsanız o halde hiç gecikmeden tartışmaya başlayalım… Sahabeler bu ayetlerden ne anladılar, kimin kestiği yenir, kiminki yenmez, besmele yeterli mi değil mi? Bu meseleyi tek tek inceleyelim.
Kayıtlı
musab25
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #13 : 16 Şubat 2018, 16:00:19 »

Esselamunaleykum.
Bana sunu soyleyin. Bugunku musrikler ile efendimiz zamanindaki musrikleri her hukumde her nasta her ayet ve hadisde hatta alimlerin her icmasinda birmi tutuyosunuz? Acil.
Kayıtlı
musab25
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 12


« Yanıtla #14 : 16 Şubat 2018, 16:17:31 »

Sizde biliyosunuzki ozamanki musrikler Allah adina kesriklerini yemeyip putlari adina kestiklerini yiyi yediriyolardi ve o yuzden yasak geldi. Ve bu konuyla ilgili alimlerin hemen hepsi ozamana yakin yasayan insanlardi. Ben kurana bakip hadise bakip ve alimlerin icmasina bakinca bugunku musrik dedigim fakat kesim usulu ve sekli kuran sunnet ve icmaya uyuyosa yememem icin bi sebep yok. Ha takvali olmak icin kaciniyorum desen ki bende oyleyim bazi cellatlari biliyorum yenmez yani.ama helal olan ida haramlastirmak daha tehlikeli degilmi. Bu mesele ile ilgili ayetlerin hemen hepsinde Allahin adiyla ayeti varken bunu gozardi edemem ben.
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.