müslümcü
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
|
« : 13 Temmuz 2013, 01:29:47 » |
|
.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Vasat Ümmet
|
|
« Yanıtla #1 : 16 Temmuz 2013, 15:49:05 » |
|
Soru. Bosna Hersekten soruyoruz,Uzun hapis yani 15-20 senelik hapis,Ikrah midir?Avokat tutup sikayet etmek,sirk-kufur mudur? Acele ve Delil'lerle cevabinizi bekliyoruz. Cevap: Cevap:İkrah meselesinin anlaşılmayan tarafları olabileceğinden dolayı anlamayan kimselere sürekli izah ediyoruz çünkü bu konuda ki ince meseleleri herkes bilmeyebilir bu normaldir, fakat bende sordum cevap alamadım gibi sözleri bir haksızlık olarak görüyorum, eğer soru sorulmadan önce sitede az bir araştırma yapılırsa bu gibi konulara defalarca cevap verdiğimiz görülecektir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: Kalbi imanla dolu olduğu halde inkâra zorlanan kimse müstesna, inandıktan sonra Allah'ı inkâr edip, kalbini küfre açanlara Allah katından bir gazab vardır. Büyük azab da onlar içindir. Bunun sebebi; dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah'ın kâfirleri doğru yola sevk etmemesindendir." (Nahl:106)
Allah c.c bu ayeti kerimeyle genel olarak ikrahın genel çerçevesini çizmektedir, ehlisünnet âlimleri bu ayete dayanarak ikrahın şartlarını söylemişlerdir bu şartları söylerken de aynı şekilde ayetin nüzul sebebi olan Ammar bin yasir’in olayını kendilerine delil almışlardır.
Ammar bin yasir in olayı bellidir, anne ve babası gözleri önünde öldürülmüş kendiside şiddetli işkenceler görmüş ve bu işkenceler neticesinde kâfirlerin istediği sözleri söyleyerek kurtulmuştur, çünkü kâfirler sen bu istediğimiz sözleri söylersen seni serbest bırakacağız demişlerdi! Yani sen eğer bu sözleri söylersen seni serbest bırakabiliriz veya bırakmak için düşüneceğiz, yardımcı olacağız diye bir şey dememişlerdi, burası çok önemli ve dikkat edilmesi gereklidir.!!!!
Eğer böyle muallâkta olan sözler söylenmiş olsaydı Ammar onların istedikleri sözleri söylemezdi çünkü Ammar kâfirlerin verdiği sözden ve kedisini hemen bırakacaklarından emin olduğu için onların istediği sözleri söyledi ki zaten Ammar onların istediği sözleri söylediği zaman hemen serbest bırakmışlardır bu ikrahın anlık olduğuna dair kuvvetli bir delildir. Bundan anlıyoruz ki ikrah yani gerçek zorlamaya ruhsat anlık olursa kullanılır bunun dışında cevaz yoktur. Mekke döneminde ki hukuk sistemi ile günümüz hukuk sisteminin arasında fark vardır. O dönem baba kızını diri diri toprağa gömerken sözde bir utanç vesilesi olan kız çocuğundan kurtulmanın sevincini yaşayarak Mekke sokaklarında dolaşabiliyordu.
Oysa günümüzde ki sistemlerde böyle bir şeyi açık bir şekilde yapmak mümkün değildir. Bir davanın veya bir delil getirmenin veya bir itirafın sonucunu beklemek için aylarca, günlerce hatta senelerce beklemek gerekir! Yani davalar uzun sürebilir. Hemen sonuç verecek anlık bir şey yoktur, ikrah ise anlıktır eğer yapıldığı veya söylendiği anda kesin sonuç verecekse ve ikraha maruz kalan kişi bundan emin ise bu ruhsat kullanılır ancak günümüzde ki sistemlere göre bu çok zordur. İkrah meselesi özel bir meseledir genelleştirmek yanlıştır bu cebredilen kişiden kişiye değişeceği gibi istenilen işten işe de değişebilir
Allah hiç kimseye gücü dışında bir şey yüklemez, Bakara 286
Malın telefi şafi mezhebinin görüşüdür. Düşünülürse malın telefi şartı diğer şartlardan daha ağırdır, çünkü özel meselede kişi sadece kendisi zarar görüyorken şart koşulan malın telefinde ise İslam ve Müslümanların toptan büyük zararı ve helaki söz konusudur. şafiiyle beraber ulema ikrahın şartlarını verdiğimiz ayet ve hadiseye göre belirledikleri gibi imam Şafii ayriyeten bu daha ağır olan şartı aynı delillere dayanarak söylemiştir.
Hapiste kişi kaldıramayacağı bir işkenceye, maruz kalacaksa ve o anda kâfirlerin istediği sözü söyleyip bu işkenceden kurtulacaksa bu ikrahtır. Ancak kâfirlerin istediği sözü söylemek her zaman gücünün dışındaki hapisten anlık olarak kurtulacağı anlamına gelmez hapisten kurtulabilir, kurtulmayabilir de onun için böyle muallâk ve sonucu belli olmayan bir meselede küfür işlenilmez. Fakat kesin olarak yetkililer tarafında kurtulacağı sözü verilirse ikraha maruz kalan da bundan kesin emin ise gücünün dışındaki bir hapis müddetinde kurtulmak için ruhsat kullanabilir bu tamamen özel ve kişilere has olan bir durumdur. Soru:[/
|
|
|
Kayıtlı
|
"Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanlara karşı Şahitler olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun... // Bakara:143//
|
|
|
müslümcü
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
|
« Yanıtla #2 : 22 Temmuz 2013, 00:11:24 » |
|
darul küfürde olupta islam kanunlarının olmadığı bir ülkede kişi bazı durumlarda mahkemeye baş vurabilir muvahit olan kişi bu yolu tercih etmesede edenler tekfir edilmemeli
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Bulkînî
|
|
« Yanıtla #3 : 22 Temmuz 2013, 00:18:05 » |
|
darul küfürde olupta islam kanunlarının olmadığı bir ülkede kişi bazı durumlarda mahkemeye baş vurabilir muvahit olan kişi bu yolu tercih etmesede edenler tekfir edilmemeli
İbadet olan bir şey dar'ul küfürde ibadet olmaktan çıkar mı?
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
müslümcü
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
|
« Yanıtla #4 : 22 Temmuz 2013, 00:29:59 » |
|
darul küfürde olupta islam kanunlarının olmadığı bir ülkede kişi bazı durumlarda mahkemeye baş vurabilir muvahit olan kişi bu yolu tercih etmesede edenler tekfir edilmemeli
Dar'ul küfürde ibadet olan bir şey ibadet olmaktan çıkar mı?mahkemeye baş vurmak dan ziyade islamı kanunların olduğu bir çoğrafyada kişinin bunu değil tağutu tercih etmesidir küfür olan
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Bulkînî
|
|
« Yanıtla #5 : 22 Temmuz 2013, 01:08:13 » |
|
mahkemeye baş vurmak dan ziyade islamı kanunların olduğu bir çoğrafyada kişinin bunu değil tağutu tercih etmesidir küfür olan
Sorduğum soruya cevap olmaz bu sözlerin. Soruyu düzelterek tekrar soruyorum:
İbadet olan bir şey, dar'ul küfürde ibadet olmaktan çıkar mı?
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
müslümcü
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
|
« Yanıtla #6 : 22 Temmuz 2013, 01:24:21 » |
|
mahkemeye baş vurmak dan ziyade islamı kanunların olduğu bir çoğrafyada kişinin bunu değil tağutu tercih etmesidir küfür olan
Sorduğum soruya cevap olmaz bu sözlerin. Soruyu düzelterek tekrar soruyorum:
İbadet olan bir şey, dar'ul küfürde ibadet olmaktan çıkar mı?bunun konuyla alaksı yok ki tabiki çıkmaz peki bunun ibadet olduğu ne ile sınırlı olduğu nisa 60 değil mi burada küfür olan Allah cc hükümleri varken tağuta baş vurmak dolayısı ile de Allah cc konunlarından hüküm istemek ibadet oluyor ama velakin ayetten anlaşılan seçim hakkı olan ikitane hüküm mercihi olması şu anki şartları ayet kapsamıyor bu da şu anlama gelebilir darul küfürde bazı şartlarda mahkemeye baş vurmak caizdir bakın ben demiyorum caizdir diye ama olabilir diyorum Allah cc geniş tutmuş kişi kendi nefsine daraltabilir benim inancım bir muvahit bazı durumlarda mahkemeye baş vurursa o tekfir edilemez delili de yoktur
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Fahrun Nisa
|
|
« Yanıtla #7 : 22 Temmuz 2013, 02:05:13 » |
|
müslümcü sen ne dediginin farkinda degilsin..Allah sana basiret versin,sen demiyormuydun siz hz hamzaya hz ömere hz osmana komsu olmak istemiyormusun diye!!!bak kimler nasil komsu olmak istiyor!!sen cenneti cok ucuz ve cok kolay zannediyorsun!!darulküfürde baska secenek yoksa taguta ibadet yapilabilir diyorsun subhanAllah..hüzün yillarinda hangi sahabe baska secenek yok diye taguta muhakeme olmustur haaa?ellerini basinin arasina al ilk yazilan delilleri oku ve tefekkür et emi..iman etmek bedel ister hic kusura bakma hertürlü küfrü ve şirki bir insan DARA göre işler yada işlemez öylemi??
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Fahrun Nisa
|
|
« Yanıtla #8 : 22 Temmuz 2013, 02:07:44 » |
|
yönetici ne kadar güzel asmis konuyu sen ise daha hala sap ile samani karistiriyorsun..
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Fahrun Nisa
|
|
« Yanıtla #9 : 22 Temmuz 2013, 02:12:41 » |
|
sen hic düsünmedinmi!!sizin icin güzel örnek vardir dedigi Allah cc nin hz ibrahimi yakmayan ates neden hz ibrahimi yakmadi??taşi kesen bicak ismaili neden kesmedi??tv belamlarini az dinle biraz,tagutun belamlari iste böyle senin gibi insanlari uyutuyorlar!!
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
müslümcü
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
|
« Yanıtla #10 : 22 Temmuz 2013, 02:32:47 » |
|
hz yusuf neden kırala mahkeme olmak istedi bak bacım ayet nisa 60 onu defalarca oku iniş sebebine bak göreceksin ki senin bakış açın yanlış birde sen mahkeme olmaya bilirsin ayetin o yönüde olabilir belki sakınmaktır da en doğrusu ama senin tutumun ümmete ölçü olmaz ayetten hiç bir durumda muhakeme olunmaz hükmü çıkmaz ayetten çıkan iki seçenekten tağutu seçmenin küfür olduğudur
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Fahrun Nisa
|
|
« Yanıtla #11 : 22 Temmuz 2013, 02:38:50 » |
|
Yusuf (a.s)’ın, hapisten kurtulacağını sandığı arkadaşına söylediği: “Beni efendinin yanında an” sözünden, sözlerin manasını bilen ve akıl sahibi olan bir kişinin buradan Yusuf (a.s), avukat tutmak suretiyle hakimden hüküm istemiştir şeklinde bir mana çıkarmaması gerekir. Bu sözleri bu şekilde anlayacak olan bir kimse ancak zır cahil, sözlerin manasını bilmeyen bir kişidir. Yusuf (a.s) ile ilgili kıssa şöyledir: Yusuf (a.s) mahkeme yapılmadan o anki hakimin (kralın) emriyle hapise atılmıştır. Ve o zaman, şu an zamanımızda olduğu gibi hapise atılan kimsenin ne kadar hapiste kalacağına dair çoğu zaman bir müddet tayin edilmezdi. Bu sebeble mahkum olan kimsenin hapisten çıkması ancak hakimin (kralın) yetkisi dahilinde olan bir durumdur. Yusuf (a.s) hapiste iken, onu hapse atan kral ölmüş, yerine yeni bir kral gelmiştir. Bu yeni kralın hapiste olan kimselerden haberi yoktu. Yusuf (a.s) bunu bildiği için, hapiste olanlardan biri olduğu haberini yeni krala iletmek istedi. Gönderdiği haber; kendisinin zulmen hapse atılmış, rüyaların tevilini bilen, hakkı ve tevhidi anlatan birisi olduğu mahiyettedir. Zira Yusuf (a.s)’un düşüncesi; belirtilen vasıflarda bir kişinin hapiste olduğunu kralın bilmesi, böylece hatırlanarak, eğer kurtulacak olursa tevhidi başka kişilere uştırması şeklindeydi… Yusuf (a.s)’ın kıssası ve bu kıssayla ilgili tefsirler dikkatle okunursa bunun böyle olduğu görülür. Yusuf (a.s)’ın burada bir kimseden yardım istediği için zelle denen hatayı işlemiş ve bundan dolayı hapiste bir müddet daha kalmıştır. Bu ameli normal bir kimse yapmış olsaydı hata sayılmazdı. Fakat bir rasulün böyle bir durumda Allah’a tevekkül etmesi gerekirdi. Bu sebeble yaptığı amel hata (zelle) olarak vasıflandırılmıştır. Onun zelle denen bu hatayı işlemesi sebebiyle Allah (c.c), hapisten kurtulan kimseye Yusuf (a.s)’un ona söylemiş olduğu sözü unutturmuş ve bir müddet kadar daha hapiste kalmasına sebebiyet vermiştir. Ve onun hapiste kalması ta ki kralın rüyası vuku buluncaya kadar
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Fahrun Nisa
|
|
« Yanıtla #12 : 22 Temmuz 2013, 02:41:12 » |
|
Nisa 60 defalarca okuduk elhamdulillah isittik iman ettik bittii..muctehid imamlarimizin dedigi gibi dünyanin malida gitse biz taguta muhakeme olmayiz,cünkü o bizim icin daha hayirdir.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Bulkînî
|
|
« Yanıtla #13 : 22 Temmuz 2013, 19:02:13 » |
|
mahkemeye baş vurmak dan ziyade islamı kanunların olduğu bir çoğrafyada kişinin bunu değil tağutu tercih etmesidir küfür olan
Sorduğum soruya cevap olmaz bu sözlerin. Soruyu düzelterek tekrar soruyorum:
İbadet olan bir şey, dar'ul küfürde ibadet olmaktan çıkar mı?bunun konuyla alaksı yok ki tabiki çıkmaz peki bunun ibadet olduğu ne ile sınırlı olduğu nisa 60 değil mi burada küfür olan Allah cc hükümleri varken tağuta baş vurmak dolayısı ile de Allah cc konunlarından hüküm istemek ibadet oluyor ama velakin ayetten anlaşılan seçim hakkı olan ikitane hüküm mercihi olması şu anki şartları ayet kapsamıyor bu da şu anlama gelebilir darul küfürde bazı şartlarda mahkemeye baş vurmak caizdir bakın ben demiyorum caizdir diye ama olabilir diyorum Allah cc geniş tutmuş kişi kendi nefsine daraltabilir benim inancım bir muvahit bazı durumlarda mahkemeye baş vurursa o tekfir edilemez delili de yoktur Nisa 60 ayetinin neresinde "darul İslam" sınırlaması getirilmiş? Sen bu hükmü ayetin neresinden çıkardın? Halbuki delil olarak aldığın ayet sana değil bana delil olur. Taguta muhakeme olanların iman iddilarının yalan olduğunu, bu kişilerin Allah'a değil taguta iman ettiklerini bildiriyor. Gerçekten iman etmiş olsalardı taguta muhakeme olmayı istememeleri gerektiğini anlatıyor.
Ayrıca sana birşey sormak istiyorum. Bir kişi senin malını gasbetmiş olsa. Sende taguta gitsen ve malını istesen. Tagutta sana "Bana iki rekat namaz kılarsan sana malını veririm" dese, sen taguta namaz kılar mısın?
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
müslümcü
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 38
|
|
« Yanıtla #14 : 22 Temmuz 2013, 23:23:53 » |
|
hz Yusuf as affedilecekken bile kabul etmeyip kendinin muhakeme yapılmasını istiyor yani kendi rızasıyla tağuta mahkeme olmayı kabul ediyor sizin bakış açınızda bunun karşılığı malumdur ama tabi ki kim bir peygambere müşrik iddasında bulunursa o kişi kafir olur işin aslı senin anlayışına çok ters bir durum iki arada kaldın
diğer kardeşe de yasir olayını örnek veririm annesi babası öldürüldü büyük ihtimalle dine peygambere sav hakaret etmediği için ama onu öldürmediler çünkü o onların istediğini yaptı bu da bir ibadettir peki olayı peygamber sav anlatınca peygebber ona sen Allah cc dışında birine itaat yani ibadet ettin kafir mi oldun dedi yoksa kalbin nasıl diye mi sordu lütfen müslümanları fıkıhsızca zor durumda bırakmayın bildikleriniz yanlış kitaba dönün ayetleri defalarca okuyun sizler kafanıza bir anlayışı yazmışsınız kurandan o anlayışa delil arıyorsunuz ve yarım yamalak ve yıkılan deliller buluyorsunuz oysa ki boş bir anlayışla kuranın fikrini kafanıza yazmanız gerekmiyor mu
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
|