Haq Yayınları
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 20
|
|
« : 08 Ekim 2012, 01:26:46 » |
|
Allah (c.c)‘a hamd olsun! O’na şükreder, O’ndan yardım diler, O’nun bağışlamasını isteriz. Nefislerimizin şerrinden, kötü amellerimizden O’na sığınırız. Allah (c.c) kime hidayet ederse onu saptıracak, kimi de saptırırsa ona hidayet edecek yoktur. Şehadet ederim ki; Allah (c.c)‘tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir, O’nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki; Muhammed (s.a.s) O’nun kulu ve rasulüdür.
“Ey iman edenler! Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakının ve sizler ancak müslümanlar olarak ölün!” (Ali İmran: 102)
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden sakının! Adına birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının! Muhakkak ki Allah sizin üzerinize gözetleyicidir.” (Nisa: 1)
“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve sözün en doğrusunu söyleyin ki (Allah) amellerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah (c.c)’a ve rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ulaşmış olur.” (Ahzab: 70-71)
Biz Hak Yayınları olarak yayın hayatımıza 1987 yılında başladığımız günden bu yana gerçek Tevhid Akidesini insanlara anlatmayı kendimize gaye edindik. Bu gayemizden bir an bile olsa taviz vermedik.
“İslam Yayıncısı” olarak ortaya çıkan bir takım yayıncıların yaptığı gibi, dünya metaını elde etmek için elimize geçen her kitabı okuyucuya sunmadık.
Son zamanlarda Hak Yayınları Tekfir listesi başlığı altında yayınlananlarla, Hak Yayınlarının Herhangi bir ilgisi yoktur. Gerekçelerini anlatılmadan bu şekilde bir listeyi tasvip edilmediği gibi Hiçbir şekilde “kâfir listesi” adı altında bir yazı da yayınlamış değildir. Hak Yayınları insanlarla uğraşmaktan ziyade Tevhidi anlatan kitaplar yayınlar. İnsanların yaptıklarını Hak Yayınları’na maletmek, ya hakkın önüne geçmek için hakkı haykıran kimselere karşı önyargı ve kamuoyu oluşturmak isteyenlerin ya da Hak Yayınları’yla alıp veremediği olan insanların işidir –ki her iki durumda da hakkı engellemek amacı güdülmektedir-.Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de hakkın karşısında olan ve olacak kişiler vardır.
Bu kimselerin amacı İslam olsa idi şahıslar üzerinde tartışma yaparak insanlara ulaşmaya çalışmak değil. Amacı İslam dinini yaymak ve öğretmek olan kişiler, insanlara ancak hakkı götürüp hakkı anlatırlardı. “Bu şahıs böyle, bu şahıs şöyle” diye şahıslar üzerinden tartışarak İslam’ı yaymak doğru olmaz. Rasulullah (s.a.s)’ın davete başladığı gibi insanlara ilk olarak tevhid anlatılır; tevhidi bilen kişi, tevhid ölçüsünde kimin nasıl bir hareket izlediğini ya da Müslüman mı, kâfir mi olduğunu o ölçü dâhilinde öğrenebilirdi. Daha İslam’ı bilmeyen, daha tevhidi bilmeyenlere şahısları anlatmak şahıslar üzerinde konuşmak cahillerin yapacağı iştir.İnsanlara şahısları anlatmak, insanları şahıslara davet etmek demektir. Bizim amacımız ise, muhakkak surette gerçek tevhid akidesini yaymaktır.
Allah’ın dini dururken, karşıdaki kişi Allah’ın dinini bilmiyorsa şahıslar üzerinde “şu şöyle, bu şöyle” demek bizim metodumuz değildir. Biz İslam’ı insanlar üzerinden değil, Kur’an ve Sünneti ölçü edinerek anlatırız.Ve şunu sakın unutmayın! İslam’da şahıslara bağlanmak yoktur. İslam’a bağlılık vardır.Kişinin yapması gereken şu veya bu kişilere aldırmadan ilk önce sahih kaynaklardan saf tevhid akidesini öğrenmesidir. Ölçüyü kendisi bilecek ki başkasının akidesine ölçü koysun! Allah-u Teâlâ her insana hak ile batılı ayırt etmesi için akıl vermiştir. İsteyen istediği gibi inansın. Bizim bu konuda söyleyeceğimiz başka bir şey yoktur. Aklı başında olan herkes Allah’ın izniyle bu gerçeği anlar.
|