molla ömerin akidesiyle ilgili bilgi almak istiyorum

[DARİMİ]

 soru:s.a. molla ömerin akidesiyle ilgili bilgi almak istiyorum.itikadi durumu nedir bilinen tespit edilen bir küfrü varmı.detaylı açıklayacak biri varsa sevinirim.



بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

Âlemlerin yegâne Rabbi ve ilahı, her türlü noksanlıktan münezzeh sıfat ve isimlerin yegâne sahibi, inananlara hidayet kaynağı, inkârcılara bir uyarı ve öğüt olarak Yüce Kitabı indiren Allah'a, O'nun razı olduğu şekilde hamd ederiz. Şüphesiz biz, O'na ibadet için varız ve O'na döndürüleceğiz. «O» ne güzel dost, «O» ne güzel yardımcıdır.
İbrahim (a.s)’in milletine tabi olmayı, resullerin davetine uymayı, Âlemlerin rabbini tevhit etmeyi, şirkten ve müşriklerden uzak durmayı emretmek için gönderilen muvahhitlerin seyidi Muhammed (a.s)’e salât ve selam olsun!
Şu iyice bilinsin! Kim Allah’a şirk koşarsa, büyük bir iftira atmış olur. Kim Allah’a şirk koşarsa, apaçık bir şekilde sapmış olur.


Konumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için bir kaideyi açıklamak istiyorum. Bu kaide genel olarak her kes için geçerli olduğu gibi Taliban ve Molla Ömer hakkında da geçerlidir.
 
لأصل في الصفات العارضة العدم ،  كما أن الأصل في الصفات الأصلية الوجود حتى يقوم الدليل على خلافه“Taki değiştiğine dair bir delil söz konusu oluncaya kadar arız (sonra edinilmiş) sıfatlardaki asıl yokluk, asli sıfatlardaki asıl ise varlıktır.”

Sıfatlar başlıca iki türlüdür.
1 Asıl olan sıfat: bu sıfat insanın yaratılışıyla birlikte onda var olan sıfattır. Bu sebeple bu sıfat türünde asıl olan o sıfatın var olmasıdır. Örnek olarak kızdaki bekâret asıl olan sıfattır, çünkü o sıfatla doğmuştur ve bu sıfat yaratılışta mevcut olan sıfattır.
 
2 Asıl olmayan arızı sıfat; bu ise insanın aslında yani yaratılışında olmayan yaratılış sonrası oluşan sıfattır veya esas işin tabiatında var olmayan sıfattır, zira bu sıfatın oluşması için bir takım arızı sebep söz konusu olur, bu yüzden bu sıfata arızi sıfat adı verilir ve bu sıfat türünde asıl olan bu sıfatın yok oluşudur .
 
Örnek; İslam ve küfür sonradan edinilmiş birer sıfattır, Allah c.c kişiyi Müslüman olarak veya kâfir olarak yaratmaz.
İslam ve küfür sıfatları sonradan edinilmiş sıfatlardır,  sonradan elde edilen sıfatlarda asıl olan yokluktur taaki kat’i bir delille ispat edilinceye kadar.
  Allah cc şöyle buyuruyor.
  وَاللَّهُ أَخْرَجَكُمْ مِنْ بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ لَا تَعْلَمُونَ شَيْئًا وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ )

Allah sizi annenizin karnından hiçbir şey bilmiyor olarak çıkardı
(Nahl suresi :78)
Bizlere zamanımızdaki insanların aslı nedir? Diye sorulduğunda vereceğimiz cevap, aslı dinden anladığımız tanımadığımız insanların hükümleri küfre girdiklerini görünceye Müslüman olduklarını da ispat edinceye kadar Müslüman değildirler.
 
Bu sebeple yaşadığımız bu zamanda kim tanımadığı bir kimseye Müslüman derse işte o kimse kâfir olur. Fakat tanımadığı bir kimseye araştırmadan kâfir demez Müslüman da demezse işte o kimseye kâfir hükmü verilmez tabi eğer aslı dini gerçekleştirmişse.
 
 İşte bu hükmü: (Taki değiştiğine dair bir delil söz konusu oluncaya kadar arız (sonra edinilmiş)sıfatlardaki asıl yokluk, asli sıfatlardaki asıl ise varlıktır. )kaidesine göre veriyoruz.
Zira İslam ve küfür arızi birer sıfattır ve arızi sıfatlarda onu değiştiren kesin bir delil oluncaya kadar asıl olan yokluktur yani ne kâfir nede Müslüman olduğudur, çünkü Müslüman yâda kâfir olma sonradan olan birer sıfattır, bu nedenle bunlarda sıfatın aslı yokluktur.  Yani tanımadığımız kişide bu sıfatı yani islam ve küfür sıfatını yok farz edeceğiz taaki ispat edilinceye kadar.
 
Çoğunluğa göre hüküm vereceğimiz zaman insanların çoğu kâfir olduğu için kâfir hükmü veriyoruz yani
Aglabuzzanna(büyük ihtimalle) göre kâfir diyoruz.
 
Delil; Allah c c u şöyle buyuruyor.
Allah sizi annenizin karnından hiçbir şey bilmiyor olarak çıkardı (Nahl 78)

Allah c c u insanları annesinin karnından hiçbir şey bilmiyor olarak çıkarmıştır. Yani insan ne İslam’ı biliyor nede küfür işlemiştir, bir kimseye delilsiz Müslüman diyen kimse tekfir edilir çünkü böyle bir kişi aslıddini anlamamıştır.
Tanımadığımız kişiler hakkında televizyondan gazeteden sağdan soldan iyi bilgiler geliyor olabilir bu bilgiler bu kişilerin zahiren iyi olduğunu gösteriyor.
Zahiren birkaç meselede bizim gibi düşündüğünü görünce hemen o kişilere Müslüman hükmü veremeyiz,
Vermemiz için aslıddini sağladıklarını anlamamız gerekir.
 
Diyelim ki bir kişi İsrail ve ABD ye karşı savaşıyor İslam bayrağını kaldırıyor, şeriatla hükmedeceğiz diyor, hükmedince de şeriatı tatbik ediyor. Bunlar iyi şeylerdir ancak Müslüman hükmü verebilmek için yeterli değildir.
Bu bilgilerle bu kişinin aslıddini sağladığına karar veremeyiz.
Aslıddini yüzde 99 sağlasa yüzde bir sağlamasa o kişi Müslüman değildir aslıddin ya hep ya hiç ya Müslüman’dır ya müşriktir.
 
Tevhide bir damla şirk girerse tevhidi yok eder başka renk olur Allah’ın boyası bir renktir, başka renk girince bu Allah’ın boyası değildir zerre kadar büyük şirk tevhide girerse o tevhid bozulur.
Onun için hüküm vermeden önce bu kişide aslıddini araştırmamız lazım. Ve sağlam kaynaklardan araştırmamız gerekir.
Şimdi Taliban’ı molla Ömer’i duyduk şayet imkânımız varsa oraya gidip konuşuruz akidelerini öğreniriz ve ona göre yakından hüküm veririz ama bu bizi bağlar.
Yani gider mola Ömer’le konuşursak ve müslüman olmadığını anlarsak ve başka kişilere onun hakkında Müslüman değil dersek,sözümüzden ve ondan duyduğumuz şeylerden sumut delilimiz yoksa bu sadece bizi bağlar.
Başkasına müslüman  olmadığını dersek oda derki delilin ne? Şayet ben ondan duyduğuma göre hüküm  veriyorum  dersen karşıdaki kişi sana yalancı deyebilir  sana inanmıyorum deyebilir  ve bundan dolayı onu tekfir edemezsin, inanması için ve red ederse tekfir edebileceğin Sağlam  ve kati delil gerekir, somut delil gerekir.
 
Biz araştırmamızı kendimiz için ve bizi dinleyenler için yapıyoruz ama başka kişiler için somut ve kati delil sunmamız gerekir.
 
Biz şöyle diyoruz. Ne molla Ömer nede Taliban’ın Müslüman olduklarına dair muvahhit olduklarına dair kesin yeterli bir bilgi bize ulaşmış değildir.
Var diyen, bana ulaştı diyen kişi bize delille göstersin kabul ederiz.
 
İkincisi: Elimizde onların Müslüman olmadığına dair, muvahhit olmadığına dair deliller vardır.
Bunlardan birincisi: birleşmiş milletler meclisine üye olmaları için 1990 larda iki sefer müracaat etmeleridir.bu sabit ve mutavatir bir haber . bütün telefizyonlarda ve yayın organlarında yayınlandı . talibanda bunu inkar etmiyor . 
Bir sefer müracaat etiler reddedildi ikinci seferde müracaat ettiler yine reddedildi ve bu herkes tarafından bilinen mütevatir haberlerdir. Bunu molla Ömer’de Taliban’da inkâr etmez ancak gözü kör sağır kişiler inkâr edebilir.
Bunlar birleşmiş milletler meclisinin nasıl bir meclis olduğunu bilmiyorlar mı? Bilmemeleri mümkün değildir. Birleşmiş milletlerin ne olduğunu en basit bir muvahhit bunu az bir araştırmayla anlar.
Burada beş tane sahte ilah olduğunu o beş ilahın veto kararı olduğunu bu sahte beş ilahtan biri veto edince hiçbir şeyin geçmeyeceğini, onların İslam’a aykırı kanunlarının var olduğunu anlar.
Oraya üye olan devletler onların kanunlarını kabul etmek şartıyla üye oluyorlar.
Ve bunları bilen en basit muvahhid  bunun küfür olduğunu anlar ve asla üye olmak için müracaat etmez.
 
Taliban’a diyoruzki devletin için İslam devleti diyorsun Müslüman diyorsun! Şeriat Sana bunu öğretmedi mi? Bu işi yapmadan önce şeriata bakmadın mı? İslam sadece halka bazı meseleleri uygulamak mıdır?
 
Bakıyoruz ki basit meselelerde şiddetli davranıyorlar, sakal bırakmayana, yüzünü kapatmayan kadına, sigara içene, resim asana ve çizene sopa cezası veriyorlar, tamam bunlar hoş ve güzel ama sen niye tevhitle ilgili meselelerde böyle ince davranmıyorsun ? Demek ki sen bunu bilmiyorsun.!
 
Peki, birleşmiş milletlere üye olmak istiyorsun o zaman neden kanunlarına bakmıyorsun? Sonra üye olmaktan vazgeçtiler çünkü birleşmiş milletler bunların üyeliğini Kabul etmedi.
İkincisi: Afgan devleti kurulunca hiçbir devlet Kabul etmedi sadece Suudi Arabistan, Pakistan, ve katar tanıdılar. Açık bir şekilde biliyoruz ki ne Suud nede Pakistan ne de katar İslam devleti değildir.
Buna rağmen Afganistan dış siyasette bunu uygulamadı halkına hangi devlet Müslüman hangisi kâfir öğretmedi ve onları İslam devletleri olarak gördü.
Taliban ihlâslı ve mert insanlardır, İslam’ı seviyorlar, uygulamayı seviyorlar ve inandıkları İslam’dan taviz vermiyorlar.fakat cahildirler aslidini bilmiyorlar.
Usama bin ladini teslim etmemek için kendini feda etti bu İslam ahlakıdır güzeldir ama tevhidi güzel bir şekilde öğrenmiş değiller, çünkü hocaları öğretmiş değil.
Bunların okuduğu kitaplarda tevhidi tam anlatan bir kitap yok!
Bu kişiler tevhidi tam manasıyla ne okumuşlar ne öğrenmişler, okudukları kitaplarda asla ve asla aslıddini tam ve açık olarak ve zamanımızın şirkleri anlatılmıyor.Ellerinde zamanımızın şirklerini anlatan bir kitap yoktur.
 
Taliban ve molla Ömer’in hocaları kimlerdir İslami ilimleri nereden almışlar. Bunları öğrenince göreceksiniz ki tevhit yok.!
Arap memleketlerini Müslüman görüyorlar, Pakistan’ı Müslüman görüyorlar, şeriatı uygulamak istiyorlar ama uygulamayan devletlerin hükmü nedir? Bilmilyorlar
 
Bunlar belki bildikleri şeriatı ne pahasına olursa olsun uygularlar, tarihi putları vardı onları patlattılar, onlara patlatmayın istediğiniz Kadar para vereceğiz zaten bunlara tapan yok, onları müzeye koyacağız milyarlarca dolar teklif ettiler onlar fakir oldukları halde parayı istemediler taviz vermediler.
 
Peki, tevhitte niye taviz görüyoruz.! Aslında taviz görmüyoruz cehalet görüyoruz. kaliteli mert insanlardır ancak cahildirler.
 
 
Abu dabiden Suudi Arabistan dan  mısırdaan belamlar ( sahte kafir alimler ) size geldiler eğer tevhidi biliyorsanız bunların gerçek yüzlerini çok iyi bilirdiniz, onlar size geldiğinde niye onlara tevhidi anlatmadınız? Bu belamlar’a neden güzel bir şekilde tevhidi anlatmadınız ?  neden halkınıza ve bütün insanlara onların gerçek hükmü ve yüzlerine anlatmadınız ?
Ya onların gerçek hükmü bilmiyorsunuz ki bu küfür yâda bilip gizlediniz o da küfürdür.
Allah cc şöyle buyuryor:
 
إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِ أُولَئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللَّهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُون
İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti, Kitap'ta açıkça insanlara açıkladığımız halde (onları) gizleyenlere hem Allah lanet eder hem de lanet edebilen herşey lanet eder.
(Bakara 159)
 
Bu belamlar, döndükten sonra televizyonda anlatmaya başladılar, şayet Taliban onlara tevhidi anlatsaydı, onlar, bunlar havariçdirler,  bizi tekfir ettiler derlerdi ama öyle demediler.
Şimdi bunların beslendiği kaynaklara bakalım, bunlar tevhidi hangi kitaptan öğrenmişler!
Pakistan da bir medrese var bu medresenin ismi الديوبنديةEddiyyubendiye dir.
Bunlara Eddiyyubendiye diyoruz, bu medrese taklidi bir medresedir. Eski kitapları okuyup öğretiyorlar akaitte nesefi akidesi okuyorlar o kitaptan aslıddini zamanımızın şirkini nasıl anlayacaksın?
Maturidi tevhid kitabını okuyup zamanımızın şirkini nasıl anlayacaksın?
O kitaplarda zamanımızın şirkini anlatan bir şey yok.
 
eddiyobendiye medresesinin kitaplarında bu medreseyi kuran kişi نظام الدين بن قطب الدين السهالوي (nizamuddinubnu kutbedin seheluviy)nin programı uygulanır 1161 yılında vefat etmiştir.
1947 senesinde Pakistan Hindistan dan ayrılınca hakkaniyye camiası inşa edilmiştir ve Taliban bu medresede okumuştur.
 
Diyobend medresesi bulunduğu şehirden ismini almıştır
Taliban ve molla Ömer bu Diyobend medresesinde okudular, bu medresede akide kitabi olarak nesefi akidesi okutuluyor. Hanefi fıkhı ve tasavvuf okutuluyor.
 
Bunların en meşhur şeyhleri Muhammet kasım Ennenuti محمد قاسم النانوتوي  birde Fadlurrahman dır.وفضل الرحم
 

Halil Ahmet elsaharnefuri
خليل أحمد السهارنفوري 

Talibanin  şeyhlerinden  bu kişi medresesinde kendi kitabını okutuyor kitabin ismi المهند على المفند bu kitap akide kitabı bakın bu kitapta ne diyor!
" Muhammed bin abdulvehaba cevap vermeden evvel bilsin ki bizim şeyhlerimiz bütün taifemiz cemaatimiz abu Hanife’ye mukallidiz. Füruda mukallidiz imam aşari ve Maturidi ye akidede tabiyiz usul ve itikat konusunda tabiyiz, tasavvuf konusunda Nakşibendî ve kaderiye tarikatına mensubuz."

Yani bunlar açık bir şekilde tarikatçılar, aynı tur deki tarikatçılar gibi!
Mahmut ve mahamed hocada okunan kitapların aynısı bunlarda okutuluyor, fark yok sadece onlar güzel tatbikat yapıyor. Türkler ise gevşek.
 الحاج إمداد الله المهاجر المكي
 Elhac İmdadullahi Muhaciri Mekki onların şeyhlerindendir, Şemeim İmdediyyeشمائم امداديــة diye bir kitap yazmış bakın kitapta ne yazıyor.!
" Vahdeti vücudun var olduğunu söylemek haktır ve bu doğrudur, bunu ilk söyleyen şeyh Muhyiddin bin Arabidir."

 سيد حسين أحمد المدنيSeyit Hüseyin Ahmed el Medeni ki, bu kişi Diyobendiyenin âlimlerindendir. Molla Ömer âlim değildir, Talibanda talebedir. Âlimlerinden alıyorlar onlar ne söylerse uyguluyorlar âlimde tevhit yoksa ona tabi olan öğrencide tevhit ne arar.!
Bu âlimlerin kitaplarından başka bir kitap okumuyorlar.
 
Yine Seyit Hüseyin Ahmed el Medeni bir kitap yazmış kitabın ismi Eşşihabus Sagib ale Ehmusterikul kezib الشهاب الثاقب على المسترق الكاذبBu kitap Muhammed ibni Abdulvehab a reddiyedir bu kitapta diyor ki,” biz nebilere tevessül yaparız, hatta tasavvuf ağacında bulunan şeylere ve diğer şeyhlerin silsilesine tevessül yaparız."
 Yani sadece Rasulullah’a s.a.v değil şeyhlere bile tevessül yapıyorlar.

İlkokul da küçük bir kitap öğretiyorlar kitabın ismi nuruzzalam نور الظلام
 
Akide kitabı olarak okutuyorlar bakın kitapta Rasulullah’a yalan yere nispet edilmiş bir hadis!
أنا من نور الله و الخلق من نوري
 
Diyor ki ben Allah’ın nurundanım yaratılanlar ise benim nurumdandır.
Bu kitap hala ilkokulda çocuklara okutuluyor
 
Onların hocalarından Sıbgatullah Müceddidi صبغة الله مجددي
 
Bu kişi Taliban’ın ve Molla Ömer’in hocası bu kişi şöyle inanıyor! Velilerin kâinat üzerinde tasarruf yetkisi vardır. Ve hulul akidesine inanıyor.vahabilere karşı çok aşırı tavırları vardır.
 
Bunların şeyhi olan Muhammed ittehevuniy محمد التهانويneseiye haşiye yapmış dipnotta şöyle yazıyor :" Vahabiler havariç fırkalarındandır."
 
 
Muhammed Hasan Essenbeheli محمد حسن السنبهلي onların şeyhlerindendir
 
Kitap nuzml feraid ale şerh akaid nesefi .. Bu kitaba haşiye yapmış نظم الفرائد على شرح العقائد للنسفيBakın ne yazmış!
Selefileri kastederek diyor ki “bu milletin halifeleri dört tanedir, ibni teymiye, ibni kayım, şevkani ve bunlar üçtür onların köpeği de onların dördüncüsüdür yani muhammed ibni abdulvahhap onlara ibni hazm eklenirse ve davuduzzahiri eklenirse altı olurlar ve beştirler onların köpeği altıncısındır yani muhammed ibni abdulvahhap!
 
 
Onların şeyhlerinden biri Muhammed Envar Şerhilşmiri محمد أنور شاه الكشميري kitap yazmış (Faydıl bariفيض الباري)
Muhammed ibni Abdulvehab hakkında diyor ki, o Neciddendir bu kişi aptaldı ilmi azdı tekfir hükmünü de çok çabuk verirdi hâlbuki tekfir meselesinde zeki ilmi olan bir kişi hüküm verebilir ve tekfir kaideleri bilen bir kişi olması gerekir ve m. Bin. abdulvehap bu seviyeye gelmiş değildi diyor.
Özetle: birincisi Molla Ömer ve Taliban’ın Müslüman olduğunu söyleyenlerden ispat istiyoruz.
İkincisi: Onların küfrünü görüyoruz, iki defa birleşmiş milletlere kaydolmak istediler.
El kaide cemaati Molla Ömer’e beyat etmiştir demek ki akidelerinde bir fark görmüyor, El kaide nin akidesinde bozukluk vardır Ve molla Ömer bunu kabul ediyor demektir.
 
Ve meydan okuyoruz diyoruz ki ne Molla Ömer’in okuduğu medresede nede onun hocalarından tam olarak tevhidi anlatan bir kitap var mı? Hiç yok! Gerçek tevhidle ilgili bir kitap görmediğimiz gibi zamanımızın küfrünü şirkini anlatan bir kitapta göremiyoruz. Sanki eski zamanda ve İslam devletinde yaşıyoruz gibi sadece akait olarak Nesefi’nin kitabını okuyorlar.ve maalasef tam anlayarak okumuyorlar.
Hidayete tabi olanlara selam olsun.