HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 13:53:47


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: SENDİKA  (Okunma Sayısı 12239 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
musab-umeyr
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 33


« : 06 Ağustos 2011, 22:55:46 »

SİTEDEKI SENDİKA MESELESİNDN HABERİM VAR OKUDUM AMA BENIM BAH ETTIGIM SU BİR KIMSENIN SENDİKADA KAYITLI OLDUGU SABIT SENDİKANIN İMZALATTIGI KAGITLARDA KUFUR YOK FAKAT SENDİKA NIN ASLI KUFUR DUR BUNDA SUPHEDE YOK FAKAT KUFUR SÖZ YOK DİYE SENDİKADLI OLMAK KUFUR OLDUGUNA GÖRE SENDİKALI KIMSE TEKFIR EDİLMELİMİ ANLATILMIŞSA YINEDE HALA SENDİKADAN AYRILMAMIŞSA KUFUR EHLİ V YA MURTED DENE BİLİR Mİ
Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #1 : 09 Ağustos 2011, 12:28:27 »

Bu sorunun cevabı daha önce verdiğimiz cevabın içinde mevcuttur ancak alt kısımda ek olarak biraz daha açıklamaya çalışalım.

Kısacası sendika: Çalışanların haklarını işverenlere ve devlete karşı korumak ve geliştirmek üzere oluşturdukları örgütlerdir. Aynı şekilde sözde! Sendika, Sömürücü sermayeye karşı işçilerin-emekçilerin hak ve çıkarlarını savunan, destekleyen, hatta onlar adına iktidar mücadelesi veren siyasal partilerle, kuruluşlarla çeşitli düzey ve biçimlerde ilişkiler içinde olan bir kurumdur. bizim gözümüzde sendika işçi ve emekçi üzerine tağutluk kurmuş bir kan emicidir.
İslami açıdan Sendikayı ve işlevsel konumunu tanımak için bu kadar bilgi aslında yeter artar bile. Sendikaya üye olmuş bir kişi devlete karşı hak hukuk arama ve iktidar mücadelesi veren siyasal partilerle, kuruluşlarla çeşitli düzey ve biçimlerde ilişkiler içine giren bir kuruma yetki vermiştir, dolaysıyla bu küfür şirk olan bir amel olmakla beraber tağutluk idasında bulunanlara yetki vermektir.
Bir Müslüman ın böyle bir kuruma üye olup sözde küfür sözleşmesini tahrif etmesi hiçbir şey değiştirmez. Çünkü yetki verilmiştir. Bu aynen şuna benzer, siyasi partilere oy verip te ben onların yaptığını kabul etmiyorum, onaylamıyorum demek gibidir.
Cevabımıza ek olarak.
Sendika, anlaşmasından dolayı küfür değildir. Konum ve yaptığı işten dolayı küfürdür. Yani işçiyle yaptığı sözleşmesinde küfür maddesi olsun veya olmasın fark etmez. Sendikanın konumunu ve yaptığı iş bilinsin veya bilmesin üye olunmakla yapılan amel küfür bir ameldir. fakat İkamei hüccet yapıldıktan sonra devam ederse tekfir edilir.
Kayıtlı
ŞURA
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 71



« Yanıtla #2 : 16 Ağustos 2011, 17:13:43 »

Sendikanın aslının küfür oldugunu söylemişsiniz. Bunu söylemek için sendikanın işlevini ve sendikanın elinde olan hakları ve işçiyle olan anlaşmayı bilmeniz gerekir. Bunları bildiginizi sanmıyorum

 
ALINTI:Kısacası sendika: Çalışanların haklarını işverenlere ve devlete karşı korumak ve geliştirmek üzere oluşturdukları örgütlerdir. Aynı şekilde sözde! Sendika, Sömürücü sermayeye karşı işçilerin-emekçilerin hak ve çıkarlarını savunan, destekleyen, hatta onlar adına iktidar mücadelesi veren siyasal partilerle, kuruluşlarla çeşitli düzey ve biçimlerde ilişkiler içinde olan bir kurumdur. bizim gözümüzde sendika işçi ve emekçi üzerine tağutluk kurmuş bir kan emicidir.
İslami açıdan Sendikayı ve işlevsel konumunu tanımak için bu kadar bilgi aslında yeter artar bile. Sendikaya üye olmuş bir kişi devlete karşı hak hukuk arama ve iktidar mücadelesi veren siyasal partilerle, kuruluşlarla çeşitli düzey ve biçimlerde ilişkiler içine giren bir kuruma yetki vermiştir, dolaysıyla bu küfür şirk olan bir amel olmakla beraber tağutluk idasında bulunanlara yetki vermektir

 Yazdıklarınızda nasıl bir küfür ve tagutluk söz konusudur anlaşılmıyor sadece devletle ve taguti kuruluşlarla ilişkisi oldugunu söylüyorsunuz bunun nasıl küfür  boyutunda oldugunu açıklarmısınız Küfür oldugunu idda ettiginiz sendikanın nasıl küfür oldugunu ortaya koymanız gerekiyor (çeşitli ilişkiler içerisinde diyerek tekfir edemezsiniz)
Kayıtlı
ŞURA
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 71



« Yanıtla #3 : 16 Ağustos 2011, 23:19:27 »

Sendika işçi hakları konusunda hükümetle masaya oturup anlaşma yapmasa işçiler oturup yapsa işçiler mi tagut olacak bu nasıl hüküm vermedir? her meseleye bir mahkeme olayı sıkıştırıp iddanızı haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz iişçinin hakkını hükümete karşı savunmak daha çok işçi hakkı (zam) gibi falan istemek nasıl mutlak küfür oluyor. Size tavsiyem önce sendikalar kanununu okuyun ve ona göre hüküm verin  Açık ve sabittir dedigin şey sendikalar anlaşmasında geçmiyor. Sendika sözleşmesinde  sendikalar işçi hakkını işçiye danışmadan mahkemelerde arar gibi veya buna benzer bir madde varsa buraya asında bizde bilelim 
  sözleşmelerde işçi ile sendika arasında, sendika ile iş veren arasında, sendika ile devlet arasındaki kanunlar belirtilmiştir önemli olan bu kanunlarda sendikalı işçinin itikadına engel bi madde olmasıdır eger varsa bunu ortaya koyarsınız bizde ögrenir amel ederiz 
 
Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #4 : 27 Eylül 2011, 00:13:30 »

Aktardığınız 19 üncü madde olmazsa bile sendikanın işleyiş ve üyeleriyle olan münasebeti açıktır, yeter ki bu konuyu dert eden kişi hakkı isteyen olsun.
İşçinin sendikaya üye olmasının birinci derecedeki amacı kendi haklarını kuruması içindir, yoksa neden üye olsun ki. Sendika ise üyelerinin haklarını nasıl ve ne şekilde koruduğu belirttiğiniz 19 cü maddede açık bir şekilde belirtilmiştir.
 19 cü maddede (üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak) hakkına sahiptir.
Sendikaya üye olan bir kişi sendikaya kendi adına tağutun mahkemesine başvurma ve her derece yargı önünde kendi haklarını savunma yetkisini peşinen vermiştir.
Müslüman ancak sendika başkanıyla konuşup böyle bir yetkiyi kendisine vermediğini açık bir şekilde söylemesi, başkanında böyle bir yetkisi varsa yani işçinin bu talebini kabul edip etmeme yetkisi varsa başkanda aynı şekilde işçinin bu talebini kabul etmesi gerekir, aksi halde kişi küfürden kurtulmaz.
Mesele bu kadar açıkken, bu kadar izahatlarımıza rağmen kişi hala bir şey yapmadan üyelikte ısrar ediyorsa bu kimse tağutu red etmemiştir. Bu kişi Müslüman olduğunu söylese namaz kılsa oruç tutsa hacca da gitse yinede Müslüman değildir.
Kayıtlı
AHRAR
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 6


« Yanıtla #5 : 29 Eylül 2011, 20:06:23 »

Yönetici bir önceki yazısında sendikanın aslının küfür oldugunu yazmış ve hiç bi şekilde tahrif etmenin mümkün olmadıgını söylemiş, yeni yazısında sendika başkanına söylenmesi ve başkanında kabul etmesi halinde küfre girilmeyecegi söylenmiş burada bi çelişki söz konusu sendika konusunda yazılanlara bakınca sendika kanunu ve işleyişi konusunda yeterli bi araştırma yapılmadan hüküm verildigi kanaati oluşuyor.

2821 sendikalar kanunu
2822 toplu iş sözleşmesi: sendikalar kanununda bazı maddelerde toplu iş sözleşmesinin  maddelerine atıfta bulunulmuş dolasıyla bu maddelerinde incelenmesi gerekir. Maddeleri araştırmakta bi yerde yeterli olmaya bilir, sendika yönetiminde bulunan bir kişi dende bilgi almak gerekiyor.

İhtilaf durumunda sendikanın mahkemeye gidebilecegi bilinen bi durum, Fakat buradaki madur olan işçinin mahkeme yoluyla hak talep etmedigini bildiripte  bu ihtilaftan kendisini muaf tutması da yine işcinin haklarından biridir

Birde sendika başkanına ret yapıldıgında olası bir seçimle sendika yönetimi degişirse  bu işçinin yapmış oldugu ret hala geçerli oluyormu ?
Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #6 : 30 Eylül 2011, 10:52:50 »

Soru:Yönetici bir önceki yazısında sendikanın aslının küfür oldugunu yazmış ve hiç bi şekilde tahrif etmenin mümkün olmadıgını söylemiş, yeni yazısında sendika başkanına söylenmesi ve başkanında kabul etmesi halinde küfre girilmeyecegi söylenmiş burada bi çelişki söz konusu sendika konusunda yazılanlara bakınca sendika kanunu ve işleyişi konusunda yeterli bi araştırma yapılmadan hüküm verildigi kanaati oluşuyor.

Cevap: sendikanın aslı küfürdür hiçbir şekilde tahrif etmek mümkün değildir diye bir yazımız olmadı, bunu söyleyerek yanlış bilgi aktarıyorsunuz! Sendikanın aslı küfür olsaydı her halükarda üye olmak küfür olurdu.
Söylemek istediğimiz! Sendikaya üye olmakla yetki verilmiştir, yani hiçbir şey yapmadan üye olunduğu zaman sendikaya küfür olan yetki verilmiş olur. Sözleşmenin tahrif edilmesiyle verilen yetki geçersiz olmaz, bu nedenle üye olunmakla yapılan amel küfür bir ameldir, denildi.

Oysa daha üyelik yapılmadan sendikaya küfür olmayan bazı yetkiler vermek suretiyle yazılı veya sözlü bir anlaşma yapmak küfür değildir, burada önemli olan sendika başkanının böyle bir anlaşmayı kabul etme yetkisi olsun ve işçinin bu talebini kabul etsin.

Önceki yazımızda! Sendika, anlaşmasından dolayı küfür değildir. Konum (yani sendikanın yeri ve durumunu bellidir.)
 ve yaptığı işten(yani kanun, sendikanın işçiler adına yapacağı işleri belirlemiştir.) dolayı küfürdür. Yani işçiyle yaptığı sözleşmesinde küfür maddesi olsun veya olmasın fark etmez. Sendikanın konumunu ve yaptığı iş bilinsin veya bilmesin üye olunmakla yapılan amel küfür bir ameldir. Fakat İkamei hüccet yapıldıktan sonra devam ederse tekfir edilir. Denildi!
Ve bu sözümüzü aynen tekrarlıyoruz çünkü sendika, aldığı yetkiyle kayıt olan bütün üyelerinin adına hakları gittiğinde tağutun mahkemesine başvurarak haklarını her derece yargı önünde aramakta ve savunmaktadır ve bu sabittir. Bu tür yetkiler ancak ondan alınarak küfürden kurtulabilir.

Sendika ile ilgili yazılarımız sadece yazdığınız bölümden ibaret değildir. Sendika meselesi eski bir meseledir ve defalarca burada tartışılmıştır, sorulan sorulara göre aynı şekilde cevaplar verildi, sitede ufak bir araştırmayla Bu konuda bütün bölümlerde, yeni ve eski yöneticiler olarak yazdıklarımızı karşılaştırdığınız takdirde hiçbir çelişkinin olmadığını göreceksiniz.
19 cü maddeye Müslümanların dikkatini çekmek istiyorum!!
19 cü maddede (üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak) hakkına sahiptir.
Sendikaya üye olan bir kişi sendikaya kendi adına tağutun mahkemesine başvurma ve her derece yargı önünde kendi haklarını savunma yetkisini peşinen vermiştir.
Bu madde(19 madde)dinin aslını direk olarak bozar, çünkü kişi burada bir kuruma kendisi adına tağutun mahkemesine başvurma yetkisi vermiştir. Kişi ancak bu yetkileri bu kurumdan alarak küfürden kurtulabilir. Bunun izahını yukarıda yaptık!
Allah cc
(Ey Muhammedi) Sana indirilen Kur’an’a ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Hâlbuki şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister. Nisa 60 buyurmaktadır. Böyle bir yetki veren kişiyi şeytan onu derin bir sapıklığa saptırmıştır ve yaptıkları amelleri onlara süslü göstermiştir, bunların İslam iddiaları boş bir iddiadan ibarettir.
Yeterli araştırma yapmadığımızı iddia ediyorsunuz! Biz araştırarak vardığımız bilgiye göre hüküm verdik, küfür devletinin kanunları yazboz gibidir. Sizlerde araştırıp bilmediğimiz veya gözden kaçırdığımız veya yeni bir durum varsa ortaya koyabilirsiniz.
   

soru:2821 sendikalar kanunu
2822 toplu iş sözleşmesi: sendikalar kanununda bazı maddelerde toplu iş sözleşmesinin  maddelerine atıfta bulunulmuş dolasıyla bu maddelerinde incelenmesi gerekir. Maddeleri araştırmakta bi yerde yeterli olmaya bilir, sendika yönetiminde bulunan bir kişi dende bilgi almak gerekiyor.

Cevap: sendika kanun şartlarında bütün kanunların bağlayıcı olması gerekmez Müslüman ı küfre sokacak bağlayıcı bir kanunun olması yeterlidir.onun için atıfta bulunmuş, bulunmamış, bağlayıcımıdır, değimlidir, diye böyle kapalı bir kanunla küfür hükmü verilmedi,verilen hüküm net ve sabit bağlayıcı şeyler üzerinde verilmiştir.
Sendikanın bütün kanunlarında bağlayıcı küfür şartlar olmazsa bile 19 madde kişinin kâfir olması için yeterlidir. Böyle bir madde olmazsa bile sizinde söylediğiniz gibi İhtilaf durumunda sendikanın, üyelerinin adına mahkemeye gidebileceği bilinen bir durumdur. Kişinin yönetime sorup alacağı cevap ta bundan başkası değildir, dert edinen her türlü araştırma ve soruşturmayı yapabilir, yapmalıdır.


Soru: Fakat buradaki madur olan işçinin mahkeme yoluyla hak talep etmedigini bildiripte  bu ihtilaftan kendisini muaf tutması da yine işcinin haklarından biridir

Cevap: işçinin mahkeme yoluyla bu ihtilaftan kendisinin muaf tutulmasını istemesi, sendikaya verdiği yetkiyi geçersiz kılmaz.
Kişi bu yetkiyi zaten başta sendikaya vermiştir. Onun için bu yetkiyi yine verdiği yerden almalıdır. Çünkü mahkeme bu ihtilaftan işçiyi muaf tutsa bile işçinin sendikaya verdiği yetki devam etmektedir. Dolaysıyla ihtilaf olsun veya olmasın mahkeme olsun veya olmasın işçi üye olmakla bu yetkiyi sendikaya zaten vermiştir, kaldı ki dediğiniz gibi mahkeme yoluyla muaf tutulmasını istemesi başlı başına bir küfürdür.


soru: Birde sendika başkanına ret yapıldıgında olası bir seçimle sendika yönetimi degişirse  bu işçinin yapmış oldugu ret hala geçerli oluyormu ?

Cevap: eğer işçinin önceki başkana yaptığı beyan ve kabul edilen talep yazılı bir anlaşma haline gelmişse aynen geçerlidir. Yoksa işçi talebini aynı şekilde yenilemesi ve yapılan talebin aynı şekilde kabul görmesi gerekir.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.