HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 15:06:37


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: SORU  (Okunma Sayısı 6085 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
mesud
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5


« : 02 Temmuz 2011, 11:51:40 »

İSLAM DEVLETİYLE SAVAŞ HALİNDE OLAN KAFİR DEVLETİNİN TOPTAN YOK OLMASINI TEMENİ ETMEK DOĞRU OLURMU


Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1174


« Yanıtla #1 : 25 Temmuz 2017, 21:10:15 »

İSLAM DEVLETİYLE SAVAŞ HALİNDE OLAN KAFİR DEVLETİNİN TOPTAN YOK OLMASINI TEMENİ ETMEK DOĞRU OLURMU





Cevap: Bütün beşeri sistemlerin (küfür devletlerinin) gayesi İslam dinini yıkmak, insanları Allah'a kulluktan kula kulluğa davet etmektir. İslam dini ise hiçbir beşeri sistemi desteklemez. Aksine bütün beşeri sistemlere karşıdır ve Müslümanım diyen herkeste bu beşeri sistemleri yıkmak için elinden gelen çabayı göstermelidir. Müslümanlar zaten sıcak savaşta kafir devletlerin batıl sistemlerine son verip Allah (c.c)'ın dinini yeryüzünde hakim kılma çaba ve gayreti içinde olurlar.  Bu bir temenni değil, La ilahe illAllah davasının temelini oluşturan, bilfiil ortaya konulması gereken bir şarttır. Şirk saltanatlarına son verip Allah (c.c)'ın dinini yeryüzünde hakim kılmak.

Bu beşeri sistemlerdeki kafir/müşrik kimseler hakkında Abdurrahman el-Muhacir şunları söylemiştir:

"Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in asıl arzuladığı; müşriklerin toptan yok edilmesi değil, onların iman edip Müslüman olmalarıydı.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in siyreti incelendiğinde bu açıkça görülür.
 
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, tebliğ için Taif'e gittiğinde, oradaki halk yapılan tebliği kabul etmedi ve üstelik ona eziyet ve işkence ile karşılık verdiler. Bunun üzerine, Allah-u Teâlâ ona dağlar meleğini gönderdi. Dağlar meleği ona:

"Onlara ne yapmamı istersin? Eğer şu iki yalçın dağı onların üzerine kapatmamı istersen, emret!" dediğinde o:

"Hayır! Ben, Allah'ın bu müşriklerin sulblerinden yalnız Allah'a ibadet eden ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayan bir nesil meydana getirmesini temenni ederim" demişti.

 
Yine Kureyş, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve beraberindeki Müslümanları boykot ettiği zaman, Müslümanlar çok büyük sıkıntı ve eziyetlere maruz kalmışlardı.

Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem;

"Allah'ım onlara karşı bana, Yusuf'un zamanındaki gibi yedi kıtlık yılıyla yardım et" diye dua edince Kureyşlilere büyük bir kıtlık ve şiddetli bir sıkıntı isabet etti. Müşrikler açlıktan yok olma tehlikesi ile burun buruna geldiler.

Bunun üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem kendisine bu kadar eziyet eden kavminin hidayetini umarak, Allah-u Teâlâ'ya bu kıtlığı kaldırması için dua etti ve kıtlık kalktı.

 
Sümame b. Usal'ın olayı da buna örnektir.

Sümame, Yemame halkının seyyidi idi. Mekke halkı zahire ihtiyaçlarını Yemame'den karşılıyorlardı. Sümame Müslüman olduktan sonra Mekke'ye umre için gittiğinde Müslümanlığını açıkladı. Kureyş müşrikleri buna çok kızdılar ve bir müşrik engel olmasaydı neredeyse onu öldüreceklerdi.

Bunun üzerine Sümame;

"Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem izin vermedikçe size Yemame'den bir tek buğday gelmeyecek" dedi.

Yemame'ye döndüğünde dediğini yaptı. Kureyş müşrikleri bu yüzden çok büyük sıkıntıya düştüler. Bunun üzerine Ebu Süfyan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e gelip;

"Sen, alemlere rahmet olarak gönderilmedin mi? Halbuki çoluk çocuğu açlıktan öldürüyorsun" dedi.

Kureyş'in müracat ve ricaları üzerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Sümame'ye Mekkelilere zahire satışına engel olmamasını bildiren bir yazı yazdı. Sümame de bu emre uydu.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem müşriklere, onları toptan yok edecek bir felaket gelmesini istemiyordu. Çünkü böyle bir felaket onların iman etmelerine değil ancak helak olmalarına sebep olurdu.

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in insanlara karşı kullandığı bu sabırlı üslub sonucu, ona savaş açan ve onun en azgın düşmanı olan Mekkeliler, onun en büyük yardımcıları oldular.

 
İşte, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Müslümanların tavrı buydu. Onlar insanların helak olmalarını değil, İslam'a tabi olup kurtulmalarını istiyorlardı.

Şüphesiz Müslümanların bu tavrı Müslüman olmasını umdukları kişilere karşıdır. Müslümanlara ihanet eden ya da öldürülmesinden başka çare olmayan kimselerin cezaları ise, sebepsiz asla geciktirilmez.

 
Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in, Mekke müşrikleri gibi azılı İslam düşmanlarının üzerinden sıkıntı ve darlığın giderilmesi için Allah-u Teâlâ'ya dua etmesi veya bu konuda onlara yardımcı olması, harbi olan kafirlere yardım etmek anlamına gelmez.

Gerek boykot yılındaki kıtlık, gerekse Sümame olayı dikkatle incelendiğinde, bu olaylarda kafirlerin toptan yok olmaları tehlikesi söz konusuydu.

İşte Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in engellemek istediği bu idi. Çünkü o, dağlar meleği olayında da görüldüğü gibi; müşriklerin toptan yok olmalarını değil, iman edip Müslüman olmalarını istiyordu." (Abdurrahman el-Muhacir: el-Menhec'ul Hareki Lissiret'un Nebevi c. 2, s. 213-214 İstanbul h. 1434)
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.