Melih Saygın
Aktif Üye

Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 68
|
 |
« Yanıtla #45 : 01 Mart 2013, 02:26:04 » |
|
Cevap ) Cemaleddin kaplan'a müslüman demeyi gerektirecek sözleri mevcut,fakat bunun tersi durumlar oğlunda ve cemaatin fertlerinde bulunduğu için şüpheden dolayı bir hüküm vermiyoruz ve onun hükmünü Allah-u teâlâ'ya bırakıyoruz.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
seyf1911
Ziyaretçi
|
 |
« Yanıtla #46 : 08 Mart 2013, 20:56:47 » |
|
Cevap ) Cemaleddin kaplan'a müslüman demeyi gerektirecek sözleri mevcut,fakat bunun tersi durumlar oğlunda ve cemaatin fertlerinde bulunduğu için şüpheden dolayı bir hüküm vermiyoruz ve onun hükmünü Allah-u teâlâ'ya bırakıyoruz.
Kaplan şimdi hangi hükme tabi? Müslüman da değil kafirde peki ne? Bazı kapalı meseleler hakkında duraksama olduğunu biliyordum da bunu genelleştirip her meseleye tatbik edildiğini ilk defa sizden duydum bu cehaletimi ! hangi alimden giderebilirim? İlk defa bunun her meseleye tatbik edildiğini sizden öğrendiğime ! göre mutlaka ümmetin şöhret bulmuş alimlerinden şahıslar hakkında söyledikleri "müslümanda demeyiz kafirde demeyiz Allah'a havele ederiz" tarzında ki nakiller Allah'u alem sizde mevcuttur.Alimlere ait bu tarz nakilleri asarsanız memnun olurum.Benim şahsen kaplanın kafir olduğu ve ayrıca onun hakkında yada başkalarının hakkında duraksama yapılmayacağı konusunda şüphem yokta siz bu batıl usulü nasıl ızah edeceksiniz onu merak ediyorum!
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Melih Saygın
Aktif Üye

Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 68
|
 |
« Yanıtla #47 : 09 Mart 2013, 02:56:01 » |
|
الأصل في الصفات العارضة العدم ، كما أن الأصل في الصفات الأصلية الوجود حتى يقوم الدليل على خلافه
“Taki değiştiğine dair bir delil söz konusu oluncaya kadar arız (sonra edinilmiş) sıfatlardaki asıl yokluk, asli sıfatlardaki asıl ise varlıktır.”
Açıklama:
Sıfatlar başlıcı iki türlüdür: 1) Asıl olan sıfat: Bu sıfat insanın yaratılışıyla birlikte onda varolan sıfattır. Bu sebeple bu sıfat türünde aslolan; o sıfatın varolmasıdır.
2) Asıl olmayan arızi sıfat: Bu ise insanın aslında, yaratılı-şında olmayan, yaratılış sonrası oluşan sıfatlardır.Veya esas işin tabiatında var olmayan sıfattır. Zira bu sıfatın oluşması için bir arızi sebep söz konusu olur. Bu yüzden bu sıfata arızi sıfat adı da verilir. Ve bu sıfat türünde aslolan bu sıfatın yokoluşudur.
Bizlere: “Şu zamanımızdaki insanların aslı nedir?” diye so-rulduğunda buna vereceğimiz cevap: “Aslı’d-dinden anladığı-mız; tanımadığımız insanların hükümleri; küfre girdiklerini gö-rünceye, müslüman olduklarını da isbat edinceye kadar müs-lüman değildirler” şeklinde olmalıdır. Fakat biz, insanlara teba-yet, yani; tabi oldukları diyarın ya da çoğunluğun hükmüne göre kafir desek bile bu konudaki Aslı’d-dinden anladığımız verilmesi gereken ilmi cevap; müslüman değildirler, şeklindedir. Bu sebeple yaşadığımız şu zamanda kim tanımadığı bir kimseye müslüman derse işte o kimse kafir olur. Fakat tanımadığı bir kimseye kafir demez, müslüman da demezse işte o kimseye kafir hükmü verilmez, tabi eğer asli’d-dini gerçekleştirmişse.
İşte bu hükmü: “Taki değiştiğine dair bir delil söz konusu oluncaya kadar arız (sonra edinilmiş) sıfatlardaki asıl yokluk, asli sıfatlardaki asıl ise varlıktır.” kaidesine göre veriyoruz. Zira İslam ve küfür arızi bir sıfattır. Ve arızi sıfat-larda onu değiştiren kesin bir delil oluncaya kadar aslolan yok-luktur. Yani ne kafir, ne de müslüman olduğudur. Çünkü müs-lüman ya da kafir olma sonradan olan birer sıfattır. Bu nedenle bunlarda sıfatın aslı yokluktur. O sorulan soruya sunulması gereken en sağlam ilmi görüş; şimdiki tanımadığımız insanların aslı müslüman değildir, şeklinde olmalıdır.
Delil: Allah (c.c) şöyle buyuruyor: “Allah sizi annenizin karnından hiçbir şey bilmiyor ola-rak çıkardı.” (Nahl: 78)
Allah (c.c) insanı, annesinin karnından hiçbir şey bilmiyor olarak çıkarmıştır. Yani insan ne İslam’ı bilir ne de küfür işle-miştir. Yetişkin kimselere fıtrat meselesine bakarak müslüman hük-mü veren bir kimse, yanlış yapmıştır. Bu sebeple tanımadığımız bir kimsenin aslı’d-dindeki asıl hükmü; müslüman değildir, şeklindedir ve böyle bir kimseye delilsiz müslüman diyen kimse tekfir edilir. Çünkü böyle bir kişi asli’d-dini anlamamıştır. Biz daru’l-harbte tanımadığımız insanlara aglabu’z-zanla kafir hük-mü veriyoruz. İslam devletinde ise tam tersidir. Aglabu’z-zanla müslüman hükmü veriyoruz. Fakat dar’ul harpte kafir hükmü verilmesi veya daru’l İslam’da müslüman hükmü verilmesi, aslı’d-dinle alakalı değildir, aglabu’z-zanla alakalıdır. Bu sebep-le tanımadığı bir kimse için araştırması için duraklayan ve ne küfür hükmü ne de müslüman hükmü veren kimseyi tekfir etme-yiz. Çünkü aglabu’z-zanla hüküm vermenin aslı’d-dinle alakası yoktur. Bununla birlikte böyle kimsenin hatalı olduğu söylenir. Çünkü dinin aslını bozmamıştır.
Kafir sıfatı da sonradan olmuş arızi bir sıfattır. Bu nedenle bir kimsenin küfür işlediği görülmeden ya da küfür işlediği bilinen bir kavme tabi olduğu tesbit edilmeden hakkında kesin küfür hükmü verilmez. Ve verilecek küfür hükmü, ancak aglabu’z-zanla verilen hüküm olur. Bu mesele çok önemli bir meseledir. Çünkü öyle taifeler vardır ki, tanımadığı bir kimseyi tekfir etmede duraklayan fakat ona da müslüman hükmü vermeyen kimseleri tekfir etmektedir-ler. Aynı şekilde onları tekfir etmeyenleri de tekfir etmekte-dirler. Ve bu kükmü aslı’d-dinden sayarlar. Bu kimseler böyle yapmakla aşırı gitmektedirler. Çünkü dinin aslına ait olmayan şeyleri dine eklemekte ve buna dayalı olarak muvahhid kimse-leri tekfir etmektedirler. İşte bunlar aşırıya giden kimselerdir.Böyle kimselerin cehaletide bu şekilde giderilmiş olur.
Cemalettin kaplan hakkında Kesin hüküm vermeyişimiz müslüman olduğuna dair bazı alemetler olduğu fakat buna gölge düşürücek şüphelerde olduğu içindir.Yukarıda bu kadar ilmi açıklamamızdan sonra kesin hükmü gerektirecek kesin ve sabit deliller görülürse aynı şekilde yukarıdaki verdiğimiz ilmi açıklamalara göre kesin hüküm veririz.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
bedo
|
 |
« Yanıtla #48 : 09 Mart 2013, 09:39:22 » |
|
Gunumuzde bir musluman eger cihada cikmis bir insana musluman derse ve gerekceside iste cihad buyuk bir ibadettir ve ondan dolayi su veya su sahis muslumandir. Eger ki kufur veya sirk alameti gorurses tabiki duraklamadan tekfir edilir diyen kisi nerede hata yapmistir veya yapmismidir
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Melih Saygın
Aktif Üye

Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 68
|
 |
« Yanıtla #49 : 09 Mart 2013, 10:08:18 » |
|
Gunumuzde bir musluman eger cihada cikmis bir insana musluman derse ve gerekceside iste cihad buyuk bir ibadettir ve ondan dolayi su veya su sahis muslumandir. Eger ki kufur veya sirk alameti gorurses tabiki duraklamadan tekfir edilir diyen kisi nerede hata yapmistir veya yapmismidir
Cevap) Kişilere hüküm verebilmek için yaptığı cihad ölçü değildir.Günümüzde Allah rızası için niyeti ve cihadı Allah'ın kelimeleri yücelsin olduğu halde küfürleri olan kimseler çoktur.Müslüman hükmü verebilmek için gerçek Tevhid'i sağlayıp sağlamadığına göre hüküm verilir.Büyük Küfür ve şirk alameti olan bir kişi tabiki hemen tekfir edilir,Ama bundan önce cihad yaptığından dolayı müslüman hükmü verildiği sonra bunlar görüldüğü için değil.Cemalettin kaplan hakkındaki konuda bazı videolarında Tevhid'i anlatan kayıtlar olduğu fakat oğlu ve cemaat ferdlerinin bu duruma ters itikat içinde bulundukları ve cemalettin kaplanın bunlara bu tevhide göre kafir deyip demediği net olmadığı içindir. Bu konu genel bir konu değildir.Genelin hükmü tevhidi sağladıkları görülünceye kadar müslüman olmadıklarıdır,her ne kadar cihad etselerde.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
bedo
|
 |
« Yanıtla #50 : 09 Mart 2013, 10:56:15 » |
|
Kusura bakmayin eksik sordum. Simdi bu insanlara zahiren musluman diyen kisi asl din demi yoksa nerede hata yapmistir. Simdi kisinin durumunu bilmeden böyle hukum veriliyor iste islam alameti vardir diyor.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
DARİMİ
|
 |
« Yanıtla #51 : 10 Mart 2013, 02:29:12 » |
|
Kusura bakmayin eksik sordum. Simdi bu insanlara zahiren musluman diyen kisi asl din demi yoksa nerede hata yapmistir. Simdi kisinin durumunu bilmeden böyle hukum veriliyor iste islam alameti vardir diyor.
Bu insanlara delilsiz Müslüman diyen kişi Müslüman değildir. Duraklamak aslı dinden değildir ancak İslam’ı sabit olmayan bir kimseye delilsiz Müslüman hükmü vermek aslı dindendir. Ve dinin aslını bozar. Allah resulü s.a.v zamanındaki İslam alametleri sayılabilecek bütün alametler şimdi kâfirler tarafından kullanılmaktadır oysa o dönem sadece bu alametler Müslümanlar ve münafıklar üzerinde görülmekteydi dolaysıyla buna dayanarak zamanımızda kelime’i tevhid ‘i ezan’ı namazı ve benzeri ibadetleri ,söylemleri Allah resulü dönemindeki gibi uygulayarak müşriklere Müslüman diyen kişi ne imanı anlamıştır ne alametleri anlamıştır.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
ibrahim malatya
Üyeler
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 10
|
 |
« Yanıtla #52 : 12 Aralık 2020, 02:46:35 » |
|
Burdan cemaleddin hocami tekfir edenleresoruyorum cemaleddin hocanin beyyineler 4 eseride dahil Eserlerini hiç açip okudunuzmu?? Kalkmişlar burda kirpma şeylerle hoca hakkinda hüküm veriyorlar eğer cemaleddin hocanin hareketinden haberdar olsaydiniz ve beyyineler 4 ü tam okusaydiniz görecekstiniz.
1.si cemaleddin hoca zamaninda islam mahkememiz vardı ve hukuk bürolarida vardi 2.si beyyineler 4ü okusaydiniz açikça cemaleddin hocanin tağuti mahkemelere değil islam mahkemelerinden bahsettiğini görezektiniz.
Onuda geçtim beyyineler 1,2,3,4 serisinden sonra cemaleddin hocanin yazdigi beyyineler 5 adli 1995 te yazilan hakimiyyet adli kitabı vardır.
O kitapta tağutun mahkelere başvuranlari tekfir etmektedir cemaleddin hocamiz
Aynen o kitaptan nakil atiyorum Cemaleddin hocam hakimiyyet kitabinin 142.143. Sayfasinda şöyle der"
Muhakeme Meselesi Hakkında: Allah Teala, mü’minler arasında ihtilaf çıktığında Allah ve Resulü’nün kitabına müracaat etmeyi emrettiği gibi, şeriat’ın hükmettiği mahkemeye gitmeyi de farz kılmıştır. Yani hüküm ve hâkimin şer’î olması lazım geldiği gibi, mahkemelerin de şer’î olması şarttır. Daha başka bir ifade ile; müslümanın devleti de mahkemesi de kanunu da hep şer’î olmalsı ve şeriat’a uygun olmalıdır. Daha başka bir tabirle; müslüman her yönüyle müslüman olacaktır; olması da farzdır. Allah’ın kesin emridir. Zaman zaman söylediğimiz gibi, "İslam devleti varsa onu korumak, yoksa onu kurmak erkek-kadın her müslümana farzdır." Keza müslümanın mahkemeleri şeriat kanunlariyla hükmediyorsa, onları korumak, yoksa onları kurmak farzdır, Allah’ın emridir. Nisa Suresi 60.Ayeti Celilede "Şeriat’ın hükmetmediği Tağuti ve Beşeri kanunların hakim olduğu mahkemelere gidenlerden Allah Teala müslümanlığını kaldırmiş, böylelerinden imanı nefyetmiştir." .(Cemaleddin Hocaoğlu/Akaid Dersleri Beyyineler 5 hakimiyyet sayfa 142 )
Alin size apaçik delil Üstelik beyyineler serisinin sonuncu O alinti yaptiklari beyyineler dorttende sonra yazilan bi kitap.
Ewet şimdi muvahhid hocamizi tekfir eden cahil kirpmacilara nasihat.
Bir alimin sözlerini değerlendirirken acin kitaplarini okuyun araştirin boş beleş kirpmalarla atip tutup vebale girmeyin
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
|