HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 19 Nisan 2024, 06:17:36


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Çoğaltma Yarışı Sizleri Aldattı ...!  (Okunma Sayısı 4739 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
ihtiyar
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3


« : 23 Şubat 2010, 15:47:30 »

Kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamayan Allah-u Teâlâ'ya hamd olsun! O'na şükreder, O'ndan yardım diler, O'nun bağışlamasını isteriz. Nefislerimizin şerrinden, kötü amellerimizden O'na sığınırız. Allah-u Teâlâ kime hidayet ederse onu saptıracak, kimi de saptırırsa ona hidayet edecek yoktur. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir, O'nun ortağı yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Aleyhisselatü Vesselam O'nun kulu ve rasulüdür.

"Ey iman edenler! Allah’tan korkulması gerektiği gibi korkun ve sizler ancak müslümanlar olarak ölün!" (Al-i İmran: 102)

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.


"Çoğaltma yarışı sizleri aldattı.

Ta ki kabirleri ziyaret edinceye kadar.

Hayır! Yakında bileceksiniz.

Yine Hayır! Yakında bileceksiniz.

Hayır, kesin bir bilgiyle bilseydiniz.

Andolsun ki cehennemi göreceksiniz.

Andolsun ki onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.

Sonra andolsun ki, o gün her nimetten sorgulanacaksınız."


(Tekasür Suresi)

"Çoğaltma yarışı sizleri aldattı. Ta ki kabirleri ziyaret edinceye kadar."

İbn Kesir diyor ki:

"Allah-u Teala buyuruyor ki: Dünya ve dünya nimetlerinin sevgisi sizi ahireti aramak ve gözetmekten alıkoydu. Ve bu hal uzun süre devam etti. Nihayet ölüm gelip çattı ve siz kabirlere gittiniz de kabir halkından oldunuz. (İbn Kesir Tefsiri)

Abdullah b. Şıhhîr diyor ki:

"Ben Resulullaha gittim. O, okuyordu. Şöyle buyurdu: "Âdemoğlu malım, malım der durur. Ey Âdemoğlu, sana malından yeyip bitirdiğin veya giyip eskittiğin yahut sadaka verip ileriye gön­derdiğinden başka ne vardır?" (Müslim - Tirmizi)

Enes, Übey b. Ka'b'ın şöyle dediğini rivayet ediyor:

Biz "Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olacak olsa, bir üçüncüsünü is­ter. Âdemoğlunun karnını (gözünü) ancak toprak doyurur. Allah, tevbe edenin tevbsini kabul eder." hadisini suresi ininceye kadar Kur'andan olduğunu zannederdik. (Buhari - Müslim)

Surenin "Ta ki kabirleri ziyaret edinceye kadar." kavlinden maksat ölüp kabirlere girinceye kadardır. Allah-u Teala ölüp kabre girmeyi, kabirleri ziyaret etmek olarak tanımlamıştır. Çünkü insanın kabirde kalması ebedi değildir.

"Hayır! Yakında bileceksiniz. Yine Hayır! Yakında bileceksiniz."

Hasan El-Basri diyor ki:

"Bu tehdit üstüne tehdittir."

Dahhak ise; birincide kafirlerin, ikincide mü'minlerin kastedildiğini söyler. (İbn Kesir Tefsiri)

İmam Taberi "Yine Hayır! Yakında bileceksiniz." kavli hakkında şöyle diyor:

"Bu âyetin, bir önceki âyetin tekrarı olarak zikredilmesi, tehdidin şiddeti­ni göstermek içindir. Araplar, bir korkulma ve tehdidin dehşetini göstermek is­tediklerinde onu tekrar ederler." (Taberi Tefsiri)


"Andolsun ki cehennemi göreceksiniz. Andolsun ki onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz."

İbn Kesir, surenin bu kısmı hakkında diyor ki:

"Bu daha önce geçen tehdidin tefsiridir. "Hayır! Yakında bileceksiniz. Yine Hayır! Yakında bileceksiniz." ayetinin açıklamasıdır. Allah-u Teala onları bu durumla tehdit ediyor ki bu, her mukarreb meleğin ve her peygamberin dehşet ve ürpetiden dolayı dizleri üstü yığılıp kalacağı bir ateşi görmedir. (İbn Kesir Tefsiri)

Mutarrif b. Eş-Şuhayr rivayetine göre Ka'b RadıyAllahu Anhu şöyle dedi:

Ömer RadıyAllahu Anhu'nun yanında idim, bana dedi ki:

"Ey Ka'b bizi Cehennem azabından korkut."

Cevap olarak dedim ki:

"Ey emire-l Mü'minin Kıyamet günü Cehennem öyle bir soluk solur ki, diz üstü secdeye gitmeyen ne bir mükarreb melek ne de bir peygamber kalır. Hatta İbrahim Halil Aleyhisselam nefsi nefsi -ben ben- bugün nefsimden başka bir şey istemiyorum diyecektir. "

Ömer RadıyAllahu Anhu başını düşünceli bir şekilde önüne eğdi. Dedim ki:

"Ey emire-l Mü'minin siz bunu Allah'ın Kitabında görmüyor musunuz?"

Ömer RadıyAllahu Anhu Nasıl dedi? Dedim ki:

"Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

"O gün, herkes kendi nefsi adına mücadele eder ve herkese yaptığının karşılığı eksiksiz ödenir. Onlar zulme uğratılmazlar. " (Nahl: 111) (İbn Recep El-Hanbeli: Cehennemden İkaz)


"Hayır, kesin bir bilgiyle bilseydiniz."

İmam Taberi diyor ki:

"Hayır, hayır ey insanlar, mal ve evlatlarınızın çokluğu sizi meşgul etme­meli. Sizler, kıyamet gününde tekrar dirileceğinizi kesin bir bilgi ile bilmiş olsa­nız mal ve evlatlarınızın çoğalması, sizi Allaha itaatten alıkoymaz. Bilakis ona ibadete koşar, emirlerine boyun eğerseniz, kendinize acıyarak dünyaya meylet­mezsiniz" (Taberi Tefsiri)

İbn Kesir diyor ki:

"Eğer kesin bir bilgi ile bilseydiniz, çokluğunuz sizi ahiret yurdunu aramaktan alıkoyup oyalamazdı. Nihayet kabirleri bile ziyaret ettiniz(öldünüz)" (İbn Kesir Tefsiri)

"Sonra andolsun ki, o gün her nimetten sorgulanacaksınız."


Ebu Hureyre diyor ki:

"Rasulullah bir gün veya bir gece evinden dışarı çıktı. Bir de ne görsün Ebu Bekir'le Ömer, onlara:

"Bu saatte sizi evinizden çıkaran sebep nedir?" dedi. Onlar da:

"Ey Allanın Rasulü, açlıktır." dediler. Rasulullah:

"Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki beni de dışarı çıkaran şey sizi dışarı çıkaran şeydir. Kalkın." buyurdu. Hep birlikte kalktılar. Ensardan birine vardılar. Adam evinde yoktu. Kadın onlan görünce

"Merhaba hoş geldiniz." dedi. Rasulullah kadına:

"Filan adam nerde?" diye sordu. Kadın:

"Bize iyi su getirmeye gitti." dedi. O sırada Ensardan olan adam çıkıp geldi. Rasulullah ve iki arkadaşını gör­dü. Sonra

"Allah'a hamdolsun, bugün benden daha üstün misafirlere sahip olan hiçbir kimse yoktur." dedi. Hemen gidip üzerinde, henüz olgunlaşmamış, tam olgunlaşmamış ve yarı olgunlaşmış hurmalar bulunan bir dal getirdi.

"Yeyin bundan." dedi. Bıçağı eline aldı. Rasulullah ona

"Sağmal hayvanlara dokun­ma." dedi. Adam, onlara bir koyun kesti. Onlar koyundan ve o dalın hurmaların­dan yediler. Su içtiler. Tam doyup suya da kanınca Rasulullah, Ebu Bekir ve Ömer'e şöyle buyurdu:

"Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki siz, kıyamet gününde bu nimelerden hesaba çekileceksiniz. Sizi, açlık evinizden dışarı çıkardı. Evinize dönmeden önce sizlere bu nimetler geldi." (Müslim)


Rasulullahın azadlı kölesi Ebu Âzib diyor ki:

"Rasulullah bir gece dışarı çıktı ve bana uğradı. Beni dışan çağırdı ben de çıktım. Sonra Ebu Bekir'e uğradı onu da dışan çağırdı. O da çıktı. Daha sonra Ömer'e uğradı onu da dışar çağırdı. O da çıktı. Rasulullah devam edip Ensardan bir kimsenin bahçesine girdi. Bah­çe sahibine

"Bizi doyur." dedi. Bahçe sahibi bir hurma dalı getirdi. Onu yere koydu. Rasulullah ve arkadaşları ondan yediler. Sonra soğuk su istedi ve onu iç­ti ve buyurdu ki:

"Kıyamet gününde bunlardan mutlaka hesaba çekileceksiniz." Bunun üzerine Ömer hurma dalını kaldırıp yere vurdu. Hurmalar sağa sola da­ğıldı. Ömer sonra şöyle dedi:

"Ey Allanın Resulü, biz kıyamet gününde bunlar­dan sorumlu muyuz?" Rasulullah:

"Evet, ancak şu üç şey hariçtir Kişinin avret mahallini kapadığı bir parça bez, açlığını giderdiği bir ekmek kırıntısı, soğuk ve sıcakta içine girdiği bir taş kovuğu." buyurdu. (Ahmed b. Hanbel: Müsned)

Seyyid Kutub diyor ki:

Allah sarhoşu ayıltan, gafili kendine getiren, şaşkını çeviren, uyuyanı uyandıran ve elindeki nimeti yüzünden kendisini titreten son uyarısını yapmaktadır. "Sonra andolsun ki, o gün her nimetten sorgulanacaksınız."

O nimetleri nereden elde ettiğiniz ve nerelere harcadığınız elbette size sorulacaktır, emre itaat ederek mi kazandınız, emre uygun yerlere mi harcadınız? Allah'a isyan ederek mi elde ettiniz ve Allah'a isyan ederek mi harcadınız? Helalinden mi kazandınız ve helal yollara mı harcadınız? Haramdan mı kazandınız ve haram yerlere mi harcadınız? Nimete şükrettiniz mi? Mala yüklenmiş olan zekat borcunu ödediniz mi? Başkalarına da verdiniz mi? Muhtaçlara vererek onları kendinize tercih ettiniz mi yardım etmediniz mi?.. (Fizilalil Kur´an)

Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.