HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 23 Nisan 2024, 09:30:37


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: müşrikler ehli kitap mı?  (Okunma Sayısı 8029 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
hattap21
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 25


« : 10 Ocak 2010, 15:57:08 »

sa hakka tabii olan kardeşlerime. öncelikle bu konu hakkında sitede baya tartışmalar geçtiği halde benim asıl merak ettiğim şey bizim kendi içimizde bölünmemiz. bizim burda ehli tevhitçiler 2 gruba ayrılmış her nedense:
1. grup: Allahın cc bütün kanunlarını benimseyip şirkten tağuti sistemden uzak durup müşriklerde ehli kitaptan dır deyip onların kestiği eti yerler. 
2.grup: şirkten tağuti sistemlerden uzak kalıp müşriklerin kestiği eti yemezler.
  onun için müşriklerin ehli kitap olmadığını açıklayan delil istiyorum sizlerden BAŞARI Allah TANDIR....
Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1176


« Yanıtla #1 : 19 Ekim 2016, 13:06:00 »

sa hakka tabii olan kardeşlerime. öncelikle bu konu hakkında sitede baya tartışmalar geçtiği halde benim asıl merak ettiğim şey bizim kendi içimizde bölünmemiz. bizim burda ehli tevhitçiler 2 gruba ayrılmış her nedense:
1. grup: Allahın cc bütün kanunlarını benimseyip şirkten tağuti sistemden uzak durup müşriklerde ehli kitaptan dır deyip onların kestiği eti yerler.  
2.grup: şirkten tağuti sistemlerden uzak kalıp müşriklerin kestiği eti yemezler.
  onun için müşriklerin ehli kitap olmadığını açıklayan delil istiyorum sizlerden BAŞARI Allah TANDIR....

Aleykum selam.

Cevap: Kestikleri Et ve Kadınlarıyla Evlenilmesi Müslümanlara Helal Olan Kitap Ehli Kimdir?

Şeyh Seyfuddin el-Muvahhid (Allah onu korusun) bu mesele hakkında şunları söylemiştir:

 “Kitap ehli” kelimesi; semavi kitaplara tabi olan manasına gelmektedir. Bütün alimlere göre; bu kelimeden, yalnız yahudi ve hristiyanlar kastedilmektedir.

Delilleri:

1 -
Kitap yalnız bizden önceki iki topluluğa (hristiyan ve yahudilere) indirildi, biz ise onların okumasından gerçekten habersizdik dememeniz için indirdiğimiz bu mübarek kitaba uyun ve Allah'tan korkun ki, size merhamet edilsin!” (En'am: 155-156)

Allah (c.c) bu ayeti kerimede “kitap verildi” ibaresiniden önce “innema” edatını kullanmıştır. “İnnema” hasr ifade eder ve ayetin manası: “Kitap yalnız sizden önceki iki taifeye indirildi” olur.

Bu ayete göre; “kitap verilenler”den kasıt yalnız, İslam'dan önce kendilerine kitap verilmiş olan iki taifedir. Bunlar ise yahudi ve hristiyanlardır.

Ebu Bekir Cessas bu ayetin tefsirinde şöyle diyor:

“Ayetteki “Kitap ancak bizden önceki iki taifeye indirilmiştir” sözüyle Allah (c.c) kitap ehlinin ancak iki taife olduğunu bildiriyor. Buna göre;

“Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helal kılınmıştır.” (Maide: 5) ayetindeki ehli kitaptan kasıt da yahudi ve hristiyanlardır.

2- “Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.” (Maide: 5)

Bu ayet kitap ehlinin kestiğinin helal olduğunu gösterilmektedir. Allah (c.c) ayetin devamında; “sizden önceki kitap verilenler” buyurarak, ehli kitabın sadece, bizim şeriatimizden önce kendisine kitap verilenler olduğunu beyan etmiştir. Bunlar ise yahudi ve hristiyanlardır.

3- Alimler Davud (a.s)'a verilen Zebur'a bağlı olanları dahi ehli kitap olarak kabul etmemişlerdir. Çünkü Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve selem) zamanında Zebur'a bağlı hiç kimse yoktu. Yukarıdaki ayet de bunu ifade etmektedir. Dolayısıyla daha sonra Zebur'a bağlı olduğunu iddia edenler ortaya çıksa bile, onlar ehli kitap olarak kabul edilmezler.

4- Fıkıh usulünde şöyle bir kaide vardır: “Bir kelimenin lügat manası ile şer'i manası çelişirse, şer'i manası tercih edilir.”

Buna göre;
“ehli kitab” kelimesinin manası Kur'an ve sünnette açıkça beyan edildiği halde lugat manasını alarak: “Semavi bir kitaba tabi olan kişi şirk koşsa bile nasıl ehli kitaptan sayılıyorsa, Kur'an'a tabi olduğunu söyleyen fakat İslamı bozucu hareketler yapan ve Allah'a şirk koşan herkes aynı şekilde ehli kitap hükmündedir. Çünkü onlar da bir kitaba tabi olmaktadırlar” diyerek, İslam'dan irtidat eden mürtedlere ehli kitap hükmünü vermekten ve kestiklerini helal sayarak yemekten daha yanlış ve sapık bir görüş yoktur. Çünkü Kur'an indikten sonra iman ve küfür sınırı birbirinden ayrılmış, iyice belirginleşmiştir. Dolayısıyla, ona tam olarak inanan Müslüman olur. Ona inandığını iddia ettiği halde muhalefet eden veya şirk koşanlar, ne kadar bu kitaba inandıklarını iddia etseler de mürted hükmündedirler.

Alimler, mürtedin kestiğinin yenilmeyeceği konusunda ittifak etmişlerdir. Hatta, hıristiyan veya yahudi iken sonradan İslam'a giren ve daha sonra tekrar hıristiyanlığa ve ya yahudiliğe dönen kişiye hıristiyan veya yahudi hükmü verilmez, mürted muamelesi yapılır. Çünkü mürted, Müslüman olduktan sonra, İslamdan dönen kafirlerin genel adıdır. Mürtedler, küfürlerinden vazgeçip tekrar İslama girmezlerse, ceza olarak öldürülürler." (Seyfuddin el-Muvahhid: Davetçinin Tefsiri c. 2, s. 84, 85)


Bazı insanlar, Maide 5 ayetinde geçen “kitab ehli” lafzının şer’i manasını değil, lügat manasını alarak Allah (c.c)’ın indirdiği kitaplardan herhangi birine bağlı olan bütün herkesi, kitap ehli olarak isimlendirmişlerdir.

Bu görüş sahipleri; “yahudi ve hristiyanlar şirk koştukları halde, Tevrat ve İncil’e bağlı oldukları için nasıl kitab ehli hükmünü alıyorlarsa, aynı şekilde şirk koştukları halde, Kur’an’a bağlı olduklarını söyleyen müşriklere de kitab ehli hükmünü vermek gerekir” diyorlar.

İslam’a vurulan en büyük darbe; Kur’an ayetlerini, Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve selem)’ın hadislerine, sahabelerin açıklamalarına, muteber İslam alimlerinin görüşlerine hiç bakmaksızın sadece arap diline bakarak anlamaya çalışmak veya yorumlamaktır. Bu çok büyük bir fitnedir. Rasulullah (s.a.s), müslümanları bu fitneden korumak için şöyle buyurmuştur:

“Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı bağlanırsanız asla sapmazsınız. Bunlar; Allah (c.c)’ın kitabı ve benim sünnetimdir.” (Muvatta)

Bir başka rivayet şöyledir:

“Bunlar; Allah (c.c)’ın kitabı ve benim ıtratımdır.” (Müslim, Tirmizi)

Bir başka rivayet ise şöyledir:

“Benim sümmetime ve hulafai raşidinin sünnetine sımsıkı bağlanın!" (Buhari, Müslim)

Kur’an’ı anlamak isteyen bir kimsenin, Rasullah (s.a.s)’ ın sünnetine ve bu sünneti çok iyi bilen sahabelerin anlayışına çok iyi bakması gerekir. Bu sebeble Rasulullah (s.a.s), zikrettiğimiz hadisleri ve benzeri hadisleri söylemiştir.

Ayette geçen, “kitab ehli” kelimesinden kastın ne olduğunu sahabeler bize açıklamıştır. Bu konuda aralarında bazı ufak ihtilaflar olsa bile hiçbir sahabe, tabiin, tabei tabiin, dört imam ve muteber İslam alimleri, “Kur’an’a bağlandıklarını iddia ettikleri halde şirk koşan kimseler, “kitab ehli” kelimesinden kastedilen mana içine girerler” dememiştir. Halbuki onların zamanında da mürtedler, ubeydiler (Fatimiler), tatarlar ve diğerleri gibi, Kur’an’a bağlandıklarını iddia ettikleri halde şirk koşan kimseler vardı. Onlar, böyle kimselere hiçbir zaman “kitab ehli” hükmünü vererek kestiklerini yememiş, kızlarıyla da evlenmemişlerdir. Bilakis onlara, kendisine hayat hakkı tanınmayan mürted hükmünü vermişlerdir.

Bütün sahabeler, onlara bağlı olan tabiinler, dört mezheb imamları ve bütün alimlerin ittifakıyla; İslam’a girdikten sonra şirk koşan kimse, İslam’ı terkederek mürted olmuştur. Bu kimse tevbeye davet edilir. Şayet tevbe etmezse, öldürülür. Bu kişinin kesmiş olduğu hayvanın yenileceğini, hiçbir alim söylememiştir.

İslam’a girdikten sonra şirk koşarak mürted olan kişinin öldürülmesi konusunda alimler arasında basit ihtilaflar olsa bile, böyle bir kimsenin kestiği hayvanın yenmeyeceği konusunda bütün alimler ittifak etmişlerdir. (İbn Kudame el-Mugni c: 9 s: 388, El Mecmu Şerhi’l Muhezzeb c: 9 s: 81, El Umm-Şafii c: 6 s: 155, El Umm – Şafii c: 7 s: 331, İmam Muhammed El-Mebsut el yazması s: 142-143, Merdavi El-İnsaf c: 10 s: 389, İbn Neccar Müntehal İradat c: 2 s: 513)

İslam tarihinin tamamına baktığımızda, İslam dininden herhangi bir sebebten dolayı irtidat eden bir kimseye, kendisinin İslam üzere olduğunu iddia etse bile, kitab ehli hükmü verilmeyeceğine dair hükmün bizlere mütevatir olarak ulaştığını görürüz.

Her halukarda bu kimselere kitab ehli hükmü verilmemiş, onlardan cizye alınmamış, kestikleri helal sayılmamış ve kadınlarıyla da evlenilmemiştir.

İslam’ın bütün hükümlerini kabul eden, fakat Ebu Bekir (r.a)’e zekat vermeyi kabul etmeyen mürtedlerin durumu ve tavrı bize apaçık bir delildir. Ebu Bekir (r.a) onlara, hiçbir konuda kitab ehli hükmü vermedi.

Şirk koşmalarına rağmen, Müslüman olduklarını söyleyen kimselere kitap ehli hükmünü verenler, sadece sözlüğe bakmışlar ve bu görüşlerini destekleyen ne bir hadis, ne de muteber bir alimin görüşünü delil getirmişlerdir. İşte onlar bu şekilde, bütün İslam ümmetinin icmasına zıt bir görüş ortaya çıkarmışlardır.

Kur’ an’da zikri geçen “kitap ehli” kelimesinin hükmüne, Müslümanların veya Müslüman olduğunu söyleyenlerin girdiğini hiçbir alim söylememiştir. Çünkü Kur’an’da geçen kitap ehli lafzı, ya hristiyanlar için ya yahudiler için ya da her ikisi için kullanılmıştır. Müslümanlar veya İslam’a tabi olduğunu iddia edenler için ise, ne Kur’an’da ne de sünnette “kitap ehli” hükmü kesinlikle kullanılmamıştır.

İşte bu sebeple, İslam’a ve Kur’an’a bağlı olduklarını iddia etmelerine rağmen şirk koşan müşriklere “kitap ehli” hükmünü vermek, hem Kur’an hem sünnet hem de ümmetin icmasına zıttır. Zira İslam’ı gerçek manada kendisine din edinmiş ve Kur’an’ın hükümlerine iman etmiş ve bağlanmış kimsenin ismi Müslümandır. İslam’ı gerçek manada din edindiği ve Kur’an’ın hükümlerine iman edip bağlandığı halde sonradan şirk koşan ve hala Kur’an’a ve Muhammed (a.s)’e iman ettiğini iddia eden kimsenin ismi ise mürted ve müşriktir. Gerçek manada İslam’ı din edinmediği, Kur’an’ın hükümlerine iman edip bağlanmadığı halde, İslam’a bağlı olduğunu iddia eden kimsenin ismi ise müşrik ve kafirdir. Böyle bir kimseye ne kitab ehli ne de Müslüman hükmü verilir.

Et meselesinde kimlerin kestiğinin yenileceğine dair geniş açıklama için; Şeyh Seyfuddin el-Muvahhid (Allah onu korusun)'in Davetçinin Tefsiri, Bakara 173. ayetin açıklamasına bakabilirsiniz.


Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.