HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 29 Mart 2024, 00:33:29


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: birsoru  (Okunma Sayısı 7911 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
ebubekir
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 23


« : 11 Ekim 2009, 18:11:28 »

kuran mahluktur diyen grubun ismi sanırım mutelize olsa herhalde dört mesebe göre bu gurubu tekfir etmişler midir bu konuda açıklama yaparsanız sevinirim.sa.

Ahmet bin hambelin döneminin fitnesini açıkladığini biliyorum ama mutezileyi dört mezhebin tekfir edip etmediğini öğrenmek istiyorum.sa.

Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1174


« Yanıtla #1 : 22 Haziran 2017, 20:50:29 »

kuran mahluktur diyen grubun ismi sanırım mutelize olsa herhalde dört mesebe göre bu gurubu tekfir etmişler midir bu konuda açıklama yaparsanız sevinirim.sa.

Ahmet bin hambelin döneminin fitnesini açıkladığini biliyorum ama mutezileyi dört mezhebin tekfir edip etmediğini öğrenmek istiyorum.sa.



Aleykum selam.

Cevap: Kur’an Mahluktur, meselesi o dönemlerde yaşayan Müslümanlar için büyük bir fitnedir. Bu konuda bilinmesi gereken şudur ki; Kur’an Allah (c.c)’ın kelamıdır ve Allah (c.c)’ın kelamı mahluk değildir. Fakat sayfalara yazılan ve böylece kağıtlar üzerinde yazılmış birer şekilden ibaret olan kelimeler yazı olarak mahluktur. Yine bizlerin Kur’an’ı telaffuz etmemiz, yazmamız, okumamız mahluktur. Dolayısıyla insanlar bu meseleyi idrak edemeyip Kur’an mahluktur fitnesine düşmüşlerdir. Böylece bu sözleriyle dolaylı olarak Allah (c.c)’ın kelamının da mahluk olduğunu söylemişlerdir. Bu ise dinde ortaya çıkarılan büyük bir bid’at ve sapıklıktır.

Kur’an’ın mahluk olduğunu ilk olarak çıkaranlar Mu’tezile alimlerinden Ca’d b. Dirhem ve Cehmiye’den Cehm b. Safvan’dır. Daha sonraki dönemlerde de bunların görüşlerine tabi olanlar olmuştur.  Bişr el-Merisi de bunlardandır.

Bunlardan Ca’d b. Dirhem, Kufe Valisi Halid b. Abdullah tarafından zındık ilan edilerek öldürülmüştür.  Cehm b. Safvan ve Bişr el-Merisi de aynı şekilde bu fikirlerini yaymaları ve yöneticilere karşı gelmeleri sebebiyle öldürülmüşlerdir.

Kur’an mahluk meselesi kısmen Ebu Hanife zamanında çıkarılmış ve bu imam, zamanında meseleye güzelce cevaplar vermiştir.

Kur’an mahluk fitnesine kapılıp Kur’an’ın mahluk olduğunu iddia eden kimseler bir kısım alimler tarafından kafir görülürken, bir kısmı da getirdikleri teviller sebebiyle onlara sapık hükmünü vermişlerdir. Bu konuda kafir görülenler ise Cehm b. Safvan gibi Allah (c.c)’ın ayetlerini inkar eden kimselerdir. Zira bu kimse Kur’an mahluktur demekle kalmamış, Kur’an’daki bazı ayetleri de inkar etmiştir.

O halde bu şekilde iddiayla gelen kimse tıpkı Cehm b. Safvan gibi ayetleri inkar ederek Kur’an mahluktur derse, bu kimse küfür işlemiştir. Fakat Mutezilenin dediği gibi tevil yaparak: “Kur’an mushafın iki kapağı arasında bulunan, bize mütevatir olarak gelen şeydir, dolayısıyla Mushaflarda yazılma, dillerde okunma ve kulaklarla işitilme sonradan olmayı ifade ettiği için Kur’an mahluktur” şeklinde söyleyen ve ayetleri inkar etmeyen kimse ancak sapık hükmünü hak eder. 
İşte bu sebeple Kur’an mahluktur, diyen ve bu sözleri fasit de olsa bir teville tevil etmeyen, bununla da kalmayıp Kur’an ayetlerini inkar eden kimseler Allah (c.c)’ın kelam sıfatının mahluk olduğunu da söylemiş oldukları için Allah (c.c)’ı mahluka benzetmiş sayılırlar. İşte böyle yapmak küfürdür.

Bu sözü fasit teville tevil etmek ise küfür değil, dinde bid’at çıkarmak ve dolayısıyla sapıklıktır. Dolayısıyla böyle yapanlar sapık kimseler olarak isimlendirilmiştir. İşte Ahmed b. Hanbel zamanındaki yöneticilerin durumu böyledir. Zira bunlar bu sözü tıpkı Mutezile gibi tevil ederek söylüyorlardı. Yahya b. Muin ise bu sözü, sözü söyleyenlerin niyeti üzere değil kendini ikrahta görerek söylemiştir. Zira birçok alimler dönemin yöneticisi tarafından bu konu sebebiyle imtihana tabi tutulmuş, Kur’an mahluktur demedikleri için hapislere atılmış, işkenceler yapılmıştır. İşte bu sebeple Yahya b. Muin bu durumu ikrah olarak değelendirmiş ve onların istediği sözü söylemiştir.  Fakat Ahmed b. Hanbel (r.a)’e göre onun için ikrah mazereti geçerli değildir. Çünkü o, bir alimdi ve ortada onun için de geçerli bir ikrah söz konusu değildi. Bu nedenle o sözü söylemesi, onun için bir küfür sebebi sayılırdı. Ahmed b. Hanbel, onun bu tavrı sebebiyle selamını almamıştır, zira yaptığını küfür olarak düşünmüştür. Zaten o da hatasını anlamış ve hemen tevbe etmiştir.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.