HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 19 Nisan 2024, 19:34:14


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Darul Harpte Cehalet Hakkında  (Okunma Sayısı 9227 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
abdussamed
Aktif Üye
**
Çevrimiçi Çevrimiçi

Mesaj Sayısı: 72


« : 05 Şubat 2008, 21:17:57 »

s.a

        Darul harpte araştırma imkanı olduğu halde Tevhidin Rüknu dışında kalan fakat bütün Müslümanların bilmesi gereken yani ZARÛRÂT-I DİNİYYE den olan meseleleri araştırmayan kişinin hükmü nedir? Günahkar mıdır, kafir midir? Eğer Kafir ise delilleri nelerdir?  
    
        Not:Tevhidin rüknu dışında kalanlardan kasıt örneğin namaz, oruç, zekat ve hac gibi farz olanlardır.

Kayıtlı
Teymullah el-Muvahhid
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 459



« Yanıtla #1 : 27 Ekim 2015, 16:39:26 »

Soru: Darul harpte araştırma imkanı olduğu halde Tevhidin Rüknu dışında kalan fakat bütün Müslümanların bilmesi gereken yani ZARÛRÂT-I DİNİYYE den olan meseleleri araştırmayan kişinin hükmü nedir? Günahkar mıdır, kafir midir? Eğer Kafir ise delilleri nelerdir?
Tevhidin rüknu dışında kalanlardan kasıt örneğin namaz, oruç, zekat ve hac gibi farz olanlardır.

Cevap: Namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadetler kişinin yaşadığı toplumda ma’lum bid-din bid-darura (dinde çaba sarf etmeksizin bilinen şeyler)’dan ise bu durumda kişi, bunları çaba sarf etmeksizin bilmiş olacaktır. Dolayısıyla bu kimsenin, bu ibadetlerin farz olduğuna inanması ve bunları yerine getirmesi gerekir. Eğer farz olduğuna inanmazsa kâfir olur. İnandığı halde bunları yerine getirmeyip terk ederse, terk ettiği duruma ve şeye göre hüküm alır.

Örneğin; Hanbelilere göre, kişi farz olduğuna inandığı halde namazı terk ederse kâfir olur. Diğer ibadetlerin terki ise büyük haramdır.

Fakat bu ibadetler, kişinin yaşadığı yerde ma’lum bid-din bid-darura’dan değil ama kişinin öğrenme imkânı olduğu halde araştırıp öğrenmiyorsa kâfir olur.
 
Bu ibadetler yerine getirilmeden önce bunların Allah-u Teâlâ tarafından kabul olunabilmesi için olan gerekli bilgilerin öğrenilmesi gerekir. Eğer kişi bu ibadetleri yapar ama gerekli bilgileri öğrenmediğinden dolayı eksik bir şekilde yerine getirirse yaptığı ameller geçersiz olur, bu durumda mazeretli değildir. Bu kişi günahkâr hükmünde olur.
Kayıtlı


وَآخِرُ دَعْوَانَا أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Davamızın sonu;
Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun
kafasıkarısık
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 6


« Yanıtla #2 : 22 Aralık 2015, 15:20:05 »

Soru: Darul harpte araştırma imkanı olduğu halde Tevhidin Rüknu dışında kalan fakat bütün Müslümanların bilmesi gereken yani ZARÛRÂT-I DİNİYYE den olan meseleleri araştırmayan kişinin hükmü nedir? Günahkar mıdır, kafir midir? Eğer Kafir ise delilleri nelerdir?
Tevhidin rüknu dışında kalanlardan kasıt örneğin namaz, oruç, zekat ve hac gibi farz olanlardır.

Cevap: Namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadetler kişinin yaşadığı toplumda ma’lum bid-din bid-darura (dinde çaba sarf etmeksizin bilinen şeyler)’dan ise bu durumda kişi, bunları çaba sarf etmeksizin bilmiş olacaktır. Dolayısıyla bu kimsenin, bu ibadetlerin farz olduğuna inanması ve bunları yerine getirmesi gerekir. Eğer farz olduğuna inanmazsa kâfir olur. İnandığı halde bunları yerine getirmeyip terk ederse, terk ettiği duruma ve şeye göre hüküm alır.

Örneğin; Hanbelilere göre, kişi farz olduğuna inandığı halde namazı terk ederse kâfir olur. Diğer ibadetlerin terki ise büyük haramdır.

Fakat bu ibadetler, kişinin yaşadığı yerde ma’lum bid-din bid-darura’dan değil ama kişinin öğrenme imkânı olduğu halde araştırıp öğrenmiyorsa kâfir olur.
 
Bu ibadetler yerine getirilmeden önce bunların Allah-u Teâlâ tarafından kabul olunabilmesi için olan gerekli bilgilerin öğrenilmesi gerekir. Eğer kişi bu ibadetleri yapar ama gerekli bilgileri öğrenmediğinden dolayı eksik bir şekilde yerine getirirse yaptığı ameller geçersiz olur, bu durumda mazeretli değildir. Bu kişi günahkâr hükmünde olur.

selamın aleyküm
Darülharpte yaşayıp Elfazı Küfürü bilmemek suç mudur? Atıyorum, Allahın aklı dese (Yaratılanlar için kullanılan söz Allah için kulalnılırsa kafir olunur)
Ama bilmeden söylese
Günümüzde elfazı küfür ma’lum bid-din bid-darura'dan değil. Namazın farz olması orucun farz olması gibi cok bilindik değil bilen 3-5 kişi anca var
Bu durumun hükmü nedir?
Elfazı küfürleri araştırdıgı halde kullanırsa ve de eşiyle beraber olursa nikah düşmüş olup zina mı olur, ondan olacak cocuk veledi zinamıdır
3. Kemalist laiklerin kendi aralarında yaptıkları nikahlardan dogan cocuklar veledi zina hükmünde midir?
Teşekkürler cevaplar için
Kayıtlı
Teymullah el-Muvahhid
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 459



« Yanıtla #3 : 27 Ocak 2016, 21:04:15 »

Soru: selamın aleyküm
Darülharpte yaşayıp Elfazı Küfürü bilmemek suç mudur? Atıyorum, Allahın aklı dese (Yaratılanlar için kullanılan söz Allah için kulalnılırsa kafir olunur)
Ama bilmeden söylese
Günümüzde elfazı küfür ma’lum bid-din bid-darura'dan değil. Namazın farz olması orucun farz olması gibi cok bilindik değil bilen 3-5 kişi anca var
Bu durumun hükmü nedir?

Cevap: Küfür olan sözler iki kısma ayrılır:

Birinci kısım: Dinin aslı ile alakalı olan küfür sözler.
Dinin aslı ile alakalı olan küfür sözleri her Müslümanın bilmesi gerekir. Kişi bu gibi sözlerin manasını bildiği halde küfür olduğunu bilmiyorsa, sözün hükmünü bilmemesi onun için mazeret olmayıp, söylemesi halinde kâfir olur.

İkinci kısım: Şeriatle alakalı olan küfür sözler.
Bu gibi sözlerin hükmünü kişi, ancak ona şeriat ulaştıktan sonra bilip, anlayabilir. Eğer bu gibi sözler ma'lum bid-din bi-darura’dan ise, kişi bunları zaten bilir ve eğer bu sözleri söylerse, kendisini bağlar. Şayet sözün bilinmesi, ma'lum bid-din bi-darura’dan değilse ancak kişiye şeriatin o konudaki hükmü ulaştıktan sonra sorumlu olur.

Sorunuza gelince; bu gibi sözler yukarıdaki kısımlardan birinci kısma girmektedir. Tevhidi gerçek manada bilen bir kişi, eğer bu sözlerin manasını biliyorsa, bunların küfür olduğunu muhakkak anlar ve bu sözleri kesinlikle söylemez. Eğer söylerse kendisini bağlar, kâfir olur.

Müslümanın, manasını bilmediği sözleri papağan gibi tekrarlamaması gerekir. Eğer manasını bilmediği bir söz söyler ve bu söz elfazı’l küfürden çıkarsa işte bu kendisini bağlar.

Fakat manasını yanlış öğrendiği bir sözü söyler ve bu söz de elfazı’l küfürden çıkarsa, bu durumda mazeretli olur ve ancak sözün küfür manası öğretildikten sonra söylerse sorumlu olur.

Soru: Elfazı küfürleri araştırdıgı halde kullanırsa ve de eşiyle beraber olursa nikah düşmüş olup zina mı olur, ondan olacak cocuk veledi zinamıdır

Cevap: Veledi zina, meşru yoldan gelmeyen, yani, zina yapılması sebebiyle doğan çocuktur. Küfürden tevbe etmeden cima yaparsa bu, zina olup bundan dolayı doğan çocuk veledi zina hükmünde olur. Eğer küfürden tevbe ettikten sonra cima yaparsa ve çocuğu olursa doğan çocuk veledi zina olmaz.

Soru: 3. Kemalist laiklerin kendi aralarında yaptıkları nikahlardan dogan cocuklar veledi zina hükmünde midir? Teşekkürler cevaplar için

Cevap: Kâfirler kendi inandıkları ve kabul ettikleri değerlere göre bir nikâh yaparlarsa -İslam'a göre caiz olmasa bile- onlar için geçerli olur. Çünkü iki tarafın da kabul ettiği bir evlenme akdidir. İslam dini Müslüman olmayanların nikâhını kabul eder. Dolayısıyla onlardan doğan çocuk, veledi zina hükmünde olmaz.
Kayıtlı


وَآخِرُ دَعْوَانَا أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Davamızın sonu;
Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.