bu konuda muhammed ibn abdulvehhab ve necdiyye,bu ameli yapanları tekfir etmekle hata etdilermi?
Cevap: Biz öyle inanıyoruz ki; Muhammed b. Abdulvahhab (rh.a)'ın şirk dediği şefaat ile, alimlerin üzerinde bidat (küçük şirk) ve müstehab olmak üzere ihtilaf ettikleri şefaat başkadır. Muhammed b. Abdulvahhab (rh.a), kendi zamanında istenilen şefaate şirk karıştığı için, bu şekilde şefaat isteyenleri tekfir etmiştir. Ama Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve sellem)'den şefaat istemeye müstehab diyen alimlerin bahsettiği şefaat, Abdulvahhab'ın şirk dediği ve faillerini tekfir ettiği şefaatten farklıdır. Çünkü; Muhammed b. Abdulvahhab (rh.a) kendi zamanında istenilen şefaate şirk demiş, fakat Rasulullah (sallAllahu aleyhi ve sellem)'den şefaat istemeye müstehab diyen alimleri tekfir etmemiştir. Eğer ki; Muhammed b. Abdulvahhab (Rh.a) şefaat istemenin her şekline büyük şirk diyor olsa idi, müstehap veya bidat (küçük şirk) diyen alimleri de tekfir etmesi gerekirdi. Halbuki onları tekfir etmek bir yana, onları sevdiğini ve büyük bir âlim olduğunu söylemiştir. (Bakınız: Ed Dureru's Seniye: c.1 Akaid babı s. 236)
Bu sebeple diyoruz ki: Muhammed b. Abdulvahhab (rh.a)'ın kendi zamanındaki içerisine şirk karışan şefaate büyük şirk diyerek faillerini tekfir etmesi, elbetteki hata değildir. Aksine şirk işleyenleri tekfir etmemek hatadır (küfürdür). Ayrıca, Allah (c.c)'tan ayrı olarak şefaat hakkını Rasuller dahil bir kişide düşünmek, elbette alimlerin icması ile büyük şirktir.