buhari
Ziyaretçi
|
 |
« : 29 Ağustos 2007, 14:53:31 » |
|
ZEKAT KİMLERE VERİLİR
Zekât; yalnızca aşağıdaki âyeti kerimede zikredilen sekiz sınıfa verilir. Allah (c.c)şöyle buyuruyor: -"Sadakalar (zekât) Allah 'tan bir farz olarak yalnız fa-kirlere, miskinlere, zekâtın toplanması için çalışan memurlara, Müellefe-i Kuiûba, borçlu lara, efendisine bir miktar para vermek üzere azad edilmesini isteyen kölelere, Allah yolunda olanlara ve yolda kalanlara verilir. Şüphesiz Allah , A lim'dir, Hâkim'dir." (Tevbe: 60) Adamın biri, Rasulullah (s.a.s)'e gelip kendisi ne zekâttan bir miktar verilmesini istedi. Rasu lullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Allah (c.c) zekâtların taksimi hususunda peygamberin de, başka birinin de hükmüne razı olmamış, hükmünü kendisi ver-miştir. Ve (verilen bakımından) zekâtı sekiz kısma ayırmıştır. Eğer bu kısımlarından birine giriyorsan sana hakkını veririm." (Ebu Davud) Kendilerine Zekât Verilenler Sırasıyla Şunlardır: 1 - Fakirler: Ellerinde nisap miktarı kadar mal bulunmayan kimselerdir. 2 - Miskin: Hiçbir şeye mâlik olmayan kimsedir. 3 - Zekâtın Toplanması İçin Çalışanlar: Yaptığı iş ölçüsünde kendisine zekât verilir. 4 - Müellefe-i Kulub: Müslümanlığı yeni kabul edip, islâma henüz ısınmamış olan, yahut mensup bulunduğu topluluğun mümtaz bir şahsiyeti olup, kendisine zekât vermek suretiyle, mensup bulunduğu topluluğun da islâ-mı kabul etmeleri umulan, veyahut kendilerine zekât vermek suretiyle, bâzı kötülüklerinin önlenmesi ümid e-dilen kimselerdir. İslâm, ilk günlerinde bunları zekât verilen sınıftan saymıştır. Fakat islâm kuvvet bulunca, Hz. Ömer (r.a) bunu tatbik etmemiştir. Bu sınıfa zekât vermekte, poli-tik bir düşünce rol oynadığı anlaşılmakta¬dır. Bunun için şartların değişmesi ile bu politik dü¬şüncenin mânasının kalmadığını düşü-nen Hz. Ömer (r.a) bu sınıfa zekât vermeyi tatbikattan kaldır-mıştır. 5 - Kölelikten Kurtulmak İsteyen Kimse: Efendisinin kendi-siyle kitabet akdini yaptığı köledir. Bu köleye, e-fendisine olan borç taksitlerini ödeyebilmesi için zekât¬tan yardım edilir. 6 - Borçlu: Borçlarından fazla marlı nisaba ulaşamayan kim-sedir. Ebu Said (r.a)'den; "Rasulullah (s.a.s)'in zamanında bir adam, satın aldığı meyvelerde, büyük bir zarara uğramış ve borçlan-mıştı. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s): - "Bu adama zekât verin" buyurdu. İnsanların bir Hışmı ze-kâtlarını buna verdiler. Bunun üzerine Rasulul¬lah (s.a.s) bu adamın alacaklılarına: - "Bulduklarınızı alınız. Bundan başka bir hakkınız yoktur. (Yâni; bakiye alacağınızı bağışlayın)" buyurdu. (Tirmizi Sahih senedle rivayet etti.)
yahut (yalnız yağmur ile yetinip) sulamaya ihtiyaç gösterme-yen toprak mahsullerinde onda bir, hayvan veya başka bir vasıta ile sulananlarda ise yirmide bir nisbetinde zekat vardır.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei) 3- Öşür arazisinden çıkarıldığı zaman az olsun çok olsun baldan da onda bir zekat alınır. Abdullah b. Amr (b. el-As) (r.a), Rasulullah (s.a.s)’in bal-dan onda bir nispetinde zekat aldığını rivayet etmiştir. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)’Zayıf hadis 4- Öşüre tabi olan toprak ürünlerinin hiç birinde işçi, öküz ve saire ücreti gibi masrafları hesap edilmez. Zira; Rasulullah (s.a.s) sulama masrafı olduğu zaman zekat miktarının onda birden yir-mide bire düştüğünü bildirmiştir. Eğer biz bu gibi masrafları da hesaba katarsak, o zaman zekat miktarının daha da aşağıya düşe-ceğinden nassa muhalefet etmiş oluruz. 5- Ekinlerin zekatı hasad zamanında, meyvelerin zekatı ise toplandıktan sonra verilir. Allah (c.c) şöyle buyuruyor: - “Ekinlerin zekatını hasat zamanında verin.İsraf da yapma-yan. Çünkü Allah , israf edenleri sevmez.” (En’am: 141)
|