HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 05 Haziran 2023, 12:27:58


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: TİCARET EŞYALARININ ZEKATI  (Okunma Sayısı 7958 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
buhari
Ziyaretçi
« : 29 Ağustos 2007, 14:45:41 »

TİCARET  EŞYALARININ ZEKATI

1 - Ticaret eşyası ne olursa olsun, eğer değeri altın veya gü-müşün nisaplarından birine ulaşırsa ona ze¬kât  düşer.
Semure  b.   Cündüb   (r.a)   şöyle  dedi:
-"Rasulullah (s.a.s) ticaret mallarımızdan zekât vermemizi  emrederdi."
(Ebu  Davud)
Ebu Zerr (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu   riva-yet   edildi:
-"Devede devenin zekâtı, davarda davarın, sığırda sığırın, elbi-selik bez ve kumaşlarda da bez ve kumaş zekâtı  vardır."
   (Dare  Kutni)
Hakim  rivayet  etti  ve  Sahih  dedi.
Amr b.   Hamâs  babasının  şöyle  dediğini  rivayet  etti:   "Çorbalık   ve   sadak   (ok   torbası)   satarken Ömer  b. El-Hattab  (r.a)   yanımdan  geçiyordu.   Bana  dedi ki:
-"Bu  malın  zekâtını  ver."  Dedim ki:
     "Ey  mü'minlerin  emiri!   Bunda  yemek  yapılır." Ömer   (r.a)   dedi ki:
     "Değerini  biç  ve ona  göre  zekâtını  ver."
(Ahmed,   Dare  Kutni,   Abdürrezzak,   İmam Şafii)
2-Ticaret eşyasına değer biçilirken fakirlerin hakkını korumak için altın para ile gümüş paradan fakirler için hangisi daha yararlı ise, onunla değer biçilir.
3-Ticaret malının kıymeti altın ve gümüşün kıyme
tine ilâve edilir. (Yâni; altın, gümüş ve ticaret malının kıymetleri toplamı, altın veya gümüşten birinin nisabına ulaşınca  zekâtlarını  vermek   farz olur.)
Kayıtlı
buhari
Ziyaretçi
« Yanıtla #1 : 29 Ağustos 2007, 14:47:38 »

MADEN VE HAZİNELERİN  ZEKATI

1-Altın, gümüş, demir, kurşun veya bakır madenlerinden biri herhangi bir kimse tarafından öşür veya haraç vergisine tâbi bir arazide bulunup çıkarılırsa, o madene  beşte  bir zekât  düşer.
Rasulullah   (s.a.s)   şöyle  buyurdu:
-   "Rıkâz,    yâni;    definede    beşte    bir   olmak   üzere   zekât vardır."   
(Buhari,   Müslim,   Tirmizi,   Nesei)
2- Kişinin kendi evinde bulup çıkardığı madenlere İmam Ebu Hanife'ye göre zekât düşmez. Fakat diğer iki imama  göre  ise  zekât  düşer.
İmam Ebu Hanife: Maden, içinde bulunduğu toprağın parçası-dır. Üzerinde ev inşa edilen toprakta ise islâm devletinin bir hakkı yoktur. Fakat hazine öyle değildir. Zira hazine, toprağın bir par-çası olmayıp sonradan topağa gömülen bir şeydir. Onun için kişi-nin evinde bulduğu madenlere zekât düşmez. Fakat kişinin kendi tarlasında bulduğu madene zekât düşer. Çünkü üzerinde ev inşa edilmeyen tarlada öşür ve haraç gibi devletin bir takım  hakları   vardır.
Diğer iki imam ise; yukarıda geçen hadisin genelleşmesine da-yanarak kişinin kendi evi ile bir başka yerde bulduğu madenler arasında  ayırım yapmamışlardır.
3-Hazineyi kişi ister kendi evinde, ister tarlasın da, ister bir başka yerde bulup çıkarsın, her üç imama göre  de  ona  beşte  bir zekât  düşer.
Rasulullah   (s.a.s)   şöyle buyurdu:
       "Rikâz, yâni; definede beşte bir olmak üzere zekât vardır."   
(Buhari,   Müslim,   Tirmizi,   Nesei)
Ancak, bulunan hazinenin üzerinde Şehadet Kelimesi, İhlâs Sûresi ve benzeri gibi İslâm sikkesi olduğunu gösteren bir belirti bulunuyorsa, bulunan hazine (lukata) yani yerde bulunan mal hükmündedir.
4-Dağlarda bulunan değerli taşlarda beşte bir zekât yoktur.
İkrime   (r.a)'nun  şöyle  dediği  rivayet  edildi:
-"Ticaret için kullanılmadığı zaman inci ve zümrüt taşlarında zekât yoktur. Ticaret için kullanıldığında zekât vardır." 
 (İbni Ebu Şeybe Musannefinde  rivayet etti.)
5-İmam Ebu Hanife ve İmam Muhammed'e göre denizde bu-lunan değerli madenlerde ve süs eşyalarında zekât yoktur. İmam Ebu Yusuf'a göre; inci ile anber gibi denizden çıkarılan her çeşit  süs eşyası  zekâta tâbidir.
Çünkü; Ömer b. Abdülaziz, anberden beşte bir zekât aldı.   
(Abdurrezzek  "Musannefinde ve  İbni Ebi Şeybe"Musannefinde  ri-vayet ettiler).
İmam Ebu Hanife ile İmam Muhammed'de:"Denizin dibi fet-hedilmediği için dibinden çıkan şey altın veya gümüş dahi olsa ganimet sayılmaz. Ki beşte bir zekâta tâbi olsun.
Ömer b. Abdülaziz'in beşte bir zekât aldığı anber ise denizin kenarında bulunmuştu. Karada bulunan anberin zekâta tâbi oldu-ğunu biz de kabul ediyoruz" demişlerdir.
Kayıtlı
buhari
Ziyaretçi
« Yanıtla #2 : 29 Ağustos 2007, 14:49:45 »

EKİN VE MEYVELERİN  ZEKATI

1 - İmam Ebu Hanife'ye göre; yağmur veya akarsularla sulanan odun, kamış ve ottan başka, yerden biten her ürüne  ister  az  ister çok  olsun onda bir zekât düşer.
Allah   (c.c)şöyle  buyuruyor:
-"Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çı-kardıklarımızın helâl ve temiz olanlarından Al¬lah  için  harcayın."
(Bakara:   267)
Câbir (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:   
-"Doğal olarak akan sular ve yağmurla sulanan ekinde tam öşür   (onda bir zekât)   verilir."
(Buhari,   Müslim,   Ebu Davud,   Tirmizi,   Nesei)
Ebu Yusuf ve Muhammede'e göre, bir yıl kalabilen mahsuller, ister bir ölçekle ölçülebilen hurma gibi maddeler, ister miktarının tespiti başka yollarla yapılan pamuk ve şeker pancarı gibi madde-ler olsun zekâta tâbidir. Fazla uğraştırmadan bir yıl kalamayan sebzeler, meyveler ve bitkiler zekâta tâbi değildir.
Bir yıl kalabilen mahsuller ve beş vaşak (1000 kg) dan az ol-mayan ürüne zekât düşer. Beş vaşak (1000 kg) dan az olan ürüne zekât düşmez. Fazla uğraştırmadan bir yıl kalamayan sebzeler, meyveler ve bitkiler için zekât yoktur.
Musa  b.   Talha   (r.a)   şöyle  dedi:
-"Rasulullah (s.a.s) yeşilliklerden zekât alınmasını nehyetti."   (Dare  Kutni)’Mürsel-Hasen hadis.
‘Bu hadisin senedleri zayıf iseler de rivayetleri müteaddit ol-dukları  için  birbirini  takviye  ederler.
Ebu Said el-Hudri (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyur-duğu  rivayet edildi:
-   "Beş vaşak (1000 kg)dan az olan ekinde zekât yoktur."   
-   (Buhari,   Müslim,   Ebu  Davud,   Tirmizi,   Nesei)
       Bir vaşak  = 60 sâ,  bir sâ = 3244,8 gram.
       Odun, kamış ve ota zekât düşmemesinin sebebine gelince; çünkü bunların özel tarlalarda yetiştirilmesi âdet olmamıştır. Hatta tarlaların bunlardan temizletilme-si âdettir. Şayet birisi herhangi bir tarlasını bunları yetiştirmede kullanırsa, o zaman bunlara da zekât düşer.
2 - Kova, dolap veyahut hayvan sırtında taşınılan sularla   su-lanan  ekinlerin  zekâtı  yirmide  birdir.
Câbir (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet  edilmiştir:
      -"Yağmur,   nehir ve pınardan  akan  sularla  sulanan yahut (yalnız yağmur ile yetinip) sulamaya ihtiyaç göstermeyen toprak mahsullerinde onda bir, hayvan veya başka bir vasıta ile sulananlarda ise yirmide bir  nisbetinde   zekât   vardır."
(Buhari,   Müslim,   Ebu  Davud,   Tirmizi,   Nesei)
3-Öşür arazisinden çıkarıldığı zaman az olsun   çok   olsun  al-dan  da   onda  bir   zekât   alınır.
Abdullah    b.    Amr (b.    el-As)     (r.a),    Rasulullah (s.a.s)'in
baldan onda   bir nispetinde zekât aldığını rivayet   etmiştir.
(Ebu  Davud,   Tirmizi,Nesei,   İbni   Mace)’Zayıf   hadis
4   - Öşüre tâbi olan toprak ürünlerinin hiç birinde işçi, öküz ve saire ücreti gibi masrafları hesap edilmez. Zira; Rasulullah (s.a.s) sulama masrafı olduğu zaman zekât miktarının onda birden yirmide bire düştüğünü bildirmiştir. Eğer biz bu gibi masrafları da hesaba katarsak, o zaman zekât miktarının daha da aşağıya düşeceğinden nassa mu¬halefet   etmiş   oluruz.
5   - Ekinlerin zekâtı hasad zamanında, meyvele¬rin   zekâtı    ise   toplandıktan   sonra  verilir.
Allah   (c.c)şöyle  buyuruyor:
-"Ekinlerin zekâtını hasat zamanında verin. İsraf da yapma-yan. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez."
(En'am:   141)
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.