HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 05 Haziran 2023, 14:30:29


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: ZEKAT İLE İLGİLİ DİĞER MESELE-LER  (Okunma Sayısı 8220 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
buhari
Ziyaretçi
« : 29 Ağustos 2007, 14:35:48 »

ZEKAT   İLE  İLGİLİ   DİĞER   MESELE-LER

1- Ticaret için olmayan katır ve eşeklere zekât düşmez.
Ebu Hureyre (r.a)'den; "Merkeblerde zekât var mı?" sorusuna karşı Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet  edilmiştir:
-"Bana bu hususta: "Bir zerre miktarı hayır işleyen kimse kar-şılığını görür, bir zerre miktarı şer işleyen kimse de cezasını görür." (Zilzal: 6-8) mealindeki âyetten  başka  bir  şey  nazil  omadı."
(Buhari,   Müslim,   Ahmed)
2   - Deve yavrularına, kuzu, oğlak ve buzağılara zekât üşmez. Ancak bunların arasında büyükleri varsa bunlar  da  zekâta  tâbi  olur.
3   - Eğer bir sürüde verilmesi gereken yaşta hayvan bulun-mazsa zekât memuru ya daha iyisini alır ve aradaki değer farkını sürü sahibine geri verir ya da aradaki değer farkı ile birlikte sürü sahibinden daha aşağısını alır.
Enes (r.a)'den; Ebu Bekr (r.a)'nun kendisine, Allah' in, Rasulüne emrettiği zekât farizasını şöyle yazdığı rivayet  edilmiş-tir:
-"Develerin miktarı, beş yaşına basmış bir dişi deve vermek lâzım gelen miktara ulaşutığı halde, develeri arasında beş yaşına basmış dişi deve olmayıp dördüne basmış dişi devesi olan kimse-den zekât memuru dördüne basmış dişi deveyi alır. Mal sahibi (aradaki farkı tamamlamak için) ya iki koyun veya koyunu yoksa
para olarak yirmi dirhem daha verir. Develerin miktarı, dördüne basmış bir dişi deve vermek lâzım gelen miktara ulaşmış olan mal sahibinin bu yaşta devesi olmayıp beş yaşına basmış devesi varsa, zekât memuru beş yaşma basmış olanını alır ve (fazlalık farkını kapatmak için) mal  sahibine  yirmi  dirhem   veya   iki  koyun verir."
(Buhari,   Ebu Davud,   Nesei)
4-Zekât malı yerine değerini vermek caizdir. Keffaret,   fitre,   öşür  ve  adak   ta öyledir.   Çünkü  gaye  fakir lere yardım etmek-tir. Fakat kurbanlar öyle değildir. Zira kurban kesmede, ayrıca tazim ve teslimiyeti simgeleyen kan dökme gayesi de bulunmak-tadır. Bunun için zekât kurbana kıyas  edilemez.
5-Çift sürmede ve taşımacılıkta kullanılan hayvanlarla, yemle  beslenen  hayvanlara  zekât düşmez.
Ali (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet  edilmiştir:
"Çalıştırılan  sığırlarda  zekât  yoktur."
(Ebu  Davud,   Dare  Kutni)’Mevkuf hadis.
Cabir (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet  edilmiştir:
-"Çift süren sığırlarda zekât yoktur."
(Dare Kutni)
El-Hafız  "El-Dıraye"  kitabında  bu  hadis  için Hasen  dedi.
‘ Zekât; ancak çoğalan mallara düşer. Çalışan ve yük taşıyan hayvanlarda ise bu vasıf yoktur. Yemle beslenen hayvanlarda ise her ne kadar bu vasıf varsa da  masraflı  oldukları   için çoğalması  yok  hükmündedir.
Eğer yılın yarısı veyahut çoğunda sürüye yem veriliyorsa, yılın hepsinde ona yem verilmiş gibi olup ona zekât düşmez. Zira her-hangi bir şeyin azı o şeyin çoğuna  tâbidir.
Fakat yem vererek ticaret maksadıyla beslenip yetiştirilen  hayvanlara  zekât  düşer.
6-Zekât memuru malın en iyisi ile en kötüsünü alamaz, orta  durumda  olanı   alır.
Abdullah b. Muâviye el-Gadiri (r.a)'den Rasulullah (s.a.s)'in   şöyle  buyurduğu  rivayet  edilmiştir:
-"Üç şey vardır ki, bunları yapan kimse imânın zevkini  tatmış-tır:
1   - Yalnız Allah'a ibâdet edip O'na hiç bir şeyi ortak  koşma-yan kimse.
2   - Malının zekâtını tam ihlâs ve cömertlikle her sene  vaktin-de  veren  kimse.
3   - Dişleri düşmüş yaşlı, uyuz, hasta ve cılız hayvanı  verme-yen kimsedir.
Belki bu kimse (zekâtını verirken) mallarının orta durumunda olanlarından verir. Çünkü Allah, en hayırlısını istemediği gibi, en kötüsünü de vermenizi emir buyurmamıştır."   
(Ebu  Davud,   Taberâni,   Bezzar)
7-  Kğer   nisap   miktarında   bir   mala   sahip   olan  bir kim-senin eline yıl ortasında aynı maldan bir miktar da¬ha geçerse, yeni eline geçen malı da eskisine ekleyerek zekâtlarını birlikte verir. Çünkü iki malın cinsleri aynı olunca onları biribirinden ayırt etmek güç olduğu için her ele geçeni yeni bir yıla tâbi tutmak zor olur. Zaten mala zekât düşmesi için üzerinden bir yıl geçmesi de kolaylık  olsun  diye  şart olmuştur.
Kayıtlı
buhari
Ziyaretçi
« Yanıtla #1 : 29 Ağustos 2007, 14:42:23 »

GÜMÜŞ VE ALTİNİN  ZEKATI

1 - Altın ve gümüş; ister külçe halinde olsun, ister basılmış olsun, ister zinet eşyası olarak kullanılsın, ister kap olsun, isterse de ticari bir gaye için biriktirilsin veya biriktirilmesin, nisab miktarını doldurunca zekât  farz  olur.
Allah   (c.c)şöyle  buyurmuştur:
-"Onlarki altın Ve gümüşü biriktirir ve Allah yolunda harcamazlar. Bu yüzden, âkibetlerinin acı azâb olduğunu onlara bildir. O gün ki bunların üzerleri cehennem ateşinde kızdırılacak ve o kimsenin alınları ve böğürleri ve de sırtları bunlarla dağlanacak. (Ve kendi
lerine denilecektir ki): İşte bu kendiniz için biriktirip sakladıklarınızda. Artık saklayıp biriktirdiğiniz şeylerin  acısını  tadı verin."   
(Tevbe:  34-35)
Amr b. Şuayb'tan, 0 da babasından, O da dedesinden  rivayet  etmiştir:
Kadının biri kolunda iki altın bilezik olan kızı ile birlikte RasuluUah (s.a.s)'in yanına gelmiş. Bilezikleri gören RasuluUah (s.a.s): "Bunların zekâtını veriyor musun?" diye sorunca kadın: "Hayır" demiş. RasuluUah (s.a.s): "Bunların yüzünden kıyamet gününde Allah'ın sana ateşten iki bilezik takmasından memnun kalır mısın?" diye   sormuş.
Ravi diyor ki: Bunun üzerine kadın, bilezikleri çıkarıp RasuluUah (s.a.s)'in önüne bırakıvermiş ve: "Bunlar Allah'ın ve Rasulullah'ındır" demiş (yâni; Allah yolunda  bunları   infak   etmiştir.)
(Ebu Davud,   Tirmizi,   Nesei)’Sahih   senedle.
Ümmü Seleme (r.a) şöyle demiştir: "Altın bilezikler takardım da, RasuluUah (s.a.s)'e sordum: "Ey Allah'ın Rasulü! Bu, kenze (biriktirilmiş mal) mıdır?" Bunun üzerine  RasuluUah   (s.a.s)   şöyle buyurdu   "Zekâtı   gerektiren  nisap   miktarına   ulaşmış  olup ta,   zekâtı   verilmiş  ise  biriktirilmiş   mal   değildir."
(Ebu  Davud)’Hakim  rivayet  etti  ve  Sahih   dedi.
2 - Ayrı   ayrı   nisapları   noksan  olan  altın  ile  gümüş kıymet  itibarı   ile  birbirlerine katılırlar.
Kayıtlı
buhari
Ziyaretçi
« Yanıtla #2 : 29 Ağustos 2007, 14:43:17 »

GÜMÜŞÜN  ZEKATI

1- Gümüşün  nisabı  200 dirhem   (yâni;   56l   gr.)dir. İkiyüz  dirhemden  az olan  gümüşe  zekât  yoktur.Rasululah   (s.a.s)   şöyle  buyurdu:
-"Beş  okkaya   (yâni;   200  dirhemden   az  olan  gümüşe)  zekât  yoktur."
(Buhari,   Müslim,   Ebu  Davud,   Tirmizi,   Nesei)
2-  Eğer kişinin  gümüşü   200  dirhem  olup  üzerinden bir yıl  geçerse  ona  beş  dirhem  zekât  düşer.
Hz.   Ali   (r.a)'den  RasuluUah   (s.a.s)’in   şöyle  buyurduğu  rivayet  edildi:
-"Senin  200 dirhemin olup,   üzerinden  de  bir  sene geçtimi,   bu  200  dirhemde  beş  dirhem  zekât  vardır."
(Ebu  Davud) (Nevevi  bu  hadis  için  Sahih   veya Hasen  dedi.
3-  Ebu  Hanife'ye  göre;   gümüşün  200  dirhemden  fazla olan  miktarı  kırk   dirhemden  az  ise  zekât  yoktur.   Ancak  ne  zamanki kırk  dirhem veyahut  fazla  olursa  o zaman her kırk   dirheme  bir  dirhem  zekât   düşer.
Hz.   Ali   (r.a)'den   RasuluUah   (s.a.s)'in  şöyle buyurduğu   rivayet  edildi:
-"Her kırk  dirhemde  bir  dirhem olmak  üzere  gümüşün  zekâtını   verin,   yüz  doksan  dokuz  dirheme kadar bir iey  vermeniz  lâzım  değildir.   İkiyüz olunca,   beş  dirhem vermek  borcunuzdur."
   (Ebu  Davud,   Ahmed)
İbni  Kattan  bu  hadis   için  Sahih  dedi.
imam  Muhammed ve  İmam Yusuf'a   göre  ise;   ikiyüz dirhemden   fazla  olan  miktara  kırk  dirhemden az  da  olsa, mıktarına  göre  zekât  düşer.
-Hz-   Ali   (r.a)'den   RasuluUah   (s.a.s)'in   şöyle  buyurduğu rivayet edildi:
-'İkiyüz  dirhemden- fazla  olan   miktar ise" miktarına 8°redir."   
(Ebu  Davud)
İbni  Kattan  bu  hadis  için  Sahih  dedi.
4 - Çoğu gümüş olan para, tamamı gümüş olan paranın hük-mündedir. Azı gümüş, çoğu başka madenlerin karışımı olan para-lar ise, eşya hükmünde olup değerinin nisaba  ulaşması   şarttır.
Kayıtlı
buhari
Ziyaretçi
« Yanıtla #3 : 29 Ağustos 2007, 14:44:17 »

ALTININ  ZEKATI

1-Altının nisabı 20 miskâl (yâni; 80,18 gr.)dir. 20 miskâldan az olan altına zekât düşmez. Ancak ne za manki yirmi miskâl olursa o zaman ona yarım miskâl zekât düşer. Bundan sonra her dört miskâlde iki kırat zekât  vardır.
Amr b. Şuayb (r.a)’den, O"da babasından, O'da babasından Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
      "Gümüşün ikiyüz dirheminden az olan miktarına zekât yoktur. Altının yirmi miskâlden az olan miktarına da zekât yoktur. İkiyüz dirhem gümüş için beş dirhem gümüş, yirmi miskâl altın için yarım miskâl altın zekât verilir."   
-   (Ebu  Ahmed  İbn  Zencevih   rivayet  etti.)Zayıf hadis.
Not:   Her yedi-'  miskâl on  dirhemdir.
Bir dirhem= 14 kırat, bir kırat= 0,20046 gr. bir dirhem= 2,80644 gr. bir miskal= 4,0092 gr. bir miskal=20 kırattır.
2-İmam Ebu Hanife'ye göre; yirmi miskâlden fazla olan mik-tarda, eğer o miktar dört miskâlden az olursa zekât yoktur. Diğer iki imam ise dört miskâlden az da olsa, kırkta biri zekât düşer demişlerdir. Bu mesele; (daha önce gümüşün zekâtı konsunda delilleriyle açıklandı.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.