HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 26 Nisan 2024, 22:34:43


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Bayrak Ve Tağutlara Ait Resimlerin AsılmasıNIN HÜKMÜ NEDİR?  (Okunma Sayısı 6212 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Talebe
Ziyaretçi
« : 13 Nisan 2007, 17:42:57 »

SORU:Bayrak Ve Tağutlara Ait Resimlerin AsılmasıNIN HÜKMÜ NEDİR?
Kayıtlı
Alkame
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1177


« Yanıtla #1 : 16 Ekim 2016, 18:10:01 »

SORU:Bayrak Ve Tağutlara Ait Resimlerin AsılmasıNIN HÜKMÜ NEDİR?

Cevap: Şeyh Ziyaeddin el-Kudsi (Allah onu korusun) bu mesele hakkında şunları söylemiştir:

"Tevhid üzerinde sabit kalabilmek için hem kendinin hem de ailenin, tağutu simgeleyen her türlü simgeye, bayrağa, milli marşa ve bunlar gibi başka değerlere değer vermemesi, onlara saygı göstermemesi ve onlara buğzetmesi gerektiğini bil! 

Yesağın kullarının, Allah-u Teâlâ'nın kitabı ve şeriatinden daha çok değer verdikleri, tağut ve kanunlarının simgesi olan, “bayrak” dedikleri bez parçasına sakın saygı gösterme! Kim bu bayrağı sever, onu evine asar, dağıtır veya kendisine bir simge edinirse o kimse bu amelleriyle tağuta bağlı olduğunu, onu kabul ettiğini zahiren göstermiş olur. Çünkü bu simgeler Allah-u Teâlâ'nın kanunlarına karşı çıkan, onu değiştiren, insanları Allah-u Teâlâ'nın kanunlarından uzaklaştırıp iblis ve yardımcılarının kanunlarına boyun eğdiren devletlerin sembolüdür. İşte bundan dolayı bu tür simgeler, onların sistemlerine bağlı olunduğnu gösteren birer alamettir. Bu sebeble sakın böyle bir alamete saygı gösterme! Şayet böyle yaparsan hayvanlardan daha aşağı bir seviye ineceğini bil! Muvahhid olarak senin üzerine düşen görev; tağutu simgeleyen bayraklara ve temsil ettiği tağuti sistemlere öncelikle kendin buğzetmen sonra da aileni buğzettirmen ve böylece onlardan uzak olmanızdır. Bu mesele tevhidin feri meselesinden değil aslından, yani; la ilahe illAllah’ın şartlarından ve tevhidin gereklerindendir. La ilahe illAllah’ın gerektirdiği ise; her türlü tağutu reddedip sadece Allah-u Teâlâ'yı tüm sıfatlarında tam manasıyla birlemektir. O halde bu meselede gevşeme! İhmalkâr olma!

Şeyh Abdullah b. Abdullatif’e şöyle soruldu:

“Kâfir devlet saldırmasın ve yolunu kesmesin diye bir kimse o devletin bayrağını gemisine asabilir mi?” Şeyh bu soruya şöyle cevab verdi:

“Kâfirlerin safına girerek emirlerine uymak, İslamdan dönmek demektir. Fakat kâfirlerin safına girerek emirlerine uyulmasa da sadece onların bayrağını asmak bile caiz değildir (zahiren küfürdür). Bu, onlardan bir bekçi kiralayarak malı korumak gibi değildir. Onların bayrağını gemiye asmak; kâfirlere ve emirlerine uyulduğunu, onların saflarına girildiğini zahiren gösteren bir alamettir.” (Ed-Durerus seniye Mürted bölümü s:145)

Bu nedenle biz inanıyoruz ki; ikrah ve geçerli bir tevil olmaksızın kâfirlerin işaretlerini, bayraklarını asmak sadece haram değil, küfürdür ve İslam’dan çıkmaktır. Böyle yapan kişi dünyada kâfir ve müşrik muamelesi görür. Çünkü kâfirlerin bayrağını asmak; onlara ve devletlerine bağlanmanın, onları dost edinmenin ve onların dinine girmenin zahiri bir alametidir. Bunun haç asmaktan hiçbir farkı yoktur. Haç, bir resim, bir ağaç, demir, altın ve gümüş parçası olabilir, ama küfür ve şirkin simgesi olmuştur. Bu sebeple haçı, ikrah olmaksızın takan kişiye nasıl zahiren küfür hükmü veriliyorsa aynı şekilde kâfir devletin bayrağını takan kişiye de bu hüküm verilir. Çünkü bayrak kâfir devletin bir simgesidir. Fakat insanlar için bayrağın küfre delalet edişi, haçın küfre delalet edişi kadar net değildir. Bu nedenle kâfirin bayrağını asan, onu simge edinen bir müslüman, ancak bu konudaki hak kendisine açıklandığı halde hala bu ameline devam ederse tekfir edilir. Tanımadığımız bir kişi için ise durum farklıdır. Böyle bir kişinin kâfir bir devletin bayrağını astığı görülürse onun zahiren bu devlete bağlı olduğuna hükmedilir ve bu sebeble kendisine kâfir muamelesi yapılır. O halde tevhidi kabul etmiş müslümanları ve ailemizi kâfirlerin simgelerinden, bayraklarından sakındırmamız gerekir.

Fakat maalesef zamanımızda, tevhid üzere olduklarını ve İslam’ı hakim kılmak için çalıştıklarını iddia eden nice topluluklar görürüz ki bunlar, tağutu temsil eden bayrakları asmakta, onları basmakta, onları yaymakta, bayrağa değer vermeyen ve saygı göstermeyenlere karşı çıkmaktadır. Ey tevhidi öğrenen! Allah için söyle, bu ümmet için hangisi daha faydalıdır? Tevhidi gerçek manada sağlamamalarına rağmen insanları tevhide çağıran, insanlara sahte İslam’ı anlatan kişiler mi, yoksa sütünden, etinden ve derisinden istifade ettiğimiz hayvanlar mı?

Tevhidi sağlamak için anlattığımız birinci mertebeyi yapacak güce sahip olamadığında yapman gereken mertebe budur ve bu, tevhidi sağlaman için en asgari mertebedir. Bu mertebede Rasululah sallAllahu aleyhi ve sellem'in şu hadisini hep hatırla:

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:

“Size öyle bir zaman gelecek ki insanlar, elenecektir. Öyle elenecekler ki çok az kişi kalacaktır. Öyleki; sözünde duranla durmayan, emaneti muhafaza edenle etmeyen birbirine karışacaktır.” Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bunu göstermek için parmaklarını birbirine kenetlemişti.

 Sahabeler şöyle sordular:

“Ya RasulAllah! Böyle bir zamanda ne yapalım?”

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:

“Bildiğinizi uygular, bilmediğinizi uygulamaz ve insanlarla ilgili meseleleri terkederek nefsinizi ve ailenizi düzeltmeye çalışırsınız.”
(İbni Mace ve başkaları sahih senedle rivayet etti.) (Ziyaeddin el-Kudsi: Asrımızın Yesakı s. 134, 137)


Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.