HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 19 Nisan 2024, 13:51:40


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah’ı hudûs (sonradan olmak) ve fâni olmaktan tenzih etmek.  (Okunma Sayısı 700 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« : 23 Kasım 2022, 21:17:32 »

Allah’ı hakkıyla tesbih ve takdis etmenin gerektirdiği bir diğer şey, Allah’ı hudûs (sonradan olmak) ve fâni olmaktan tenzih etmektir.
Bununla ilgili bazı deliller:


Birinci delil: Mükemmel varlık sadece Allah’a aittir. O, (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir; hiçbir şey yokken hep vardır, (ٱلْأٓخِر) el-Âḫir’dir; her şey yok olduktan sonra da devamlı var olacaktır.

Yüce Allah’ın şu ayette buyurduğu gibi:
هُوَ ٱلْأَوَّلُ وَٱلْأٓخِرُ وَٱلظَّاهِرُ وَٱلْبَاطِنُۖ وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ ٣ ‎
«O; (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir (mahlukat yok iken var olan ve varlığının başlangıcı olmayandır), (ٱلْأٓخِر) el-Âḫir’dir (devamlı var olan ve hiç yok olmayacak olandır), (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓāhir’dir (fiilleriyle varlığı belli olan, varlığını ispat eden sayısız deliller bulunan, kudretiyle her şeyden üstün olan ve hiçbir şeyden âciz olmayandır) ve (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’dır (zatının, sıfatlarının ve fiillerinin mahiyeti mahlukatın aklında idrak ve hayalinde tasavvur edilemeyendir). Ve O, (varlığı vacip, imkânsız ve mümkün olan) her şeyi en ince teferruatıyla bilen ve kendisine hiçbir şey gizli olmayandır.» (El-Ḥadîd: 3)

Ve Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in şu sözünde olduğu gibi:
اللَّهُمَّ أَنْتَ الْأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْبَاطِنُ ‌فَلَيْسَ ‌دُونَكَ ‌شَيْءٌ.
“Allah’ım! Sen (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’sin, senden önce bir şey yoktur. Sen (ٱلْآخِر) el-Âḫir’sin, senden sonra bir şey yoktur. Sen (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’sin, senin üstünde bir şey yoktur. Sen (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’sın( ), senin aşağında bir şey yoktur.” (Müslim)


Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah’ın zatı ezelî ve kdîm (قَدِيم)’dir yani başlangıcı yoktur. O, hudûstan (daha önce yokken sonra olmaktan) münezzehtir çünkü zatının başlangıcı yoktur.

Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah’ın zatı ebedîdir, bakidir çünkü O’nun zatının sonu yoktur.
Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah, mükemmel hayata sahiptir. O’nun hayatı ezelîdir, zatına layıktır, başlangıcı yoktur; tıpkı Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in buyurduğu gibi: “Sen (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’sin, senden önce bir şey yoktur.”
O’nun hayatı ebedîdir, zatına layıktır, asla sonu olmaz; tıpkı Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in buyurduğu gibi: “Sen (ٱلْآخِر) el-Âḫir’sin, senden sonra bir şey yoktur.”
Yüce Allah hayat sahibi olan her varlıktan önce hep hayydır ve O, hep hayy kalacak, asla ölmeyecektir. Bütün hayat sahibi varlıkların ölümünden sonra da hayy kalacaktır. Çünkü her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah’ın hayatı eksiksiz, mükemmel bir hayattır; uyuklamaktan, uykudan, ölümden ve fâni olmaktan münezzehtir.

Yüce Allah’ın şu ayetlerde buyurduğu gibi:
ٱللّٰهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلْحَيُّ ٱلْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُۥ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۚ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَاوَاتِ وَمَا فِي ٱلْأَرْضِۗ
«Allah, kendisinden başka ibadete layık ilah olma-yandır. O (ٱلْـحَـيّ) el-Ḥayy’dır (mahlukatın hayatına benzemeyen, başlangıcı ve sonu olmayan mükemmel hayat sahibidir), (ٱلْـقَـيُّـوم) el-Kayyûm’dur (hiçbir şeye muhtaç olma-yan, kendisi dışındaki her şeyin hem var oluşlarında hem de varlıklarının devamında her an kendisine muhtaç olduğu yüce zattır). O’nu ne uyuklama ne de uyku tutar (her türlü noksanlıktan münezzehtir). Göklerde ve yerde olan her şeyin yegâne sahibi O’dur.»   (El-Bakara: 255)

وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱلْحَىِّ ٱلَّذِى لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِۦۚ وَكَفَى بِهِۦ بِذُنُوبِ عِبَادِهِۦ خَبِيرًا ٥٨
«Ve ey rasulüm! Her işinde sadece, hiç ölmeyecek olan (ٱلْـحَـيّ) el-Ḥayy’a (mükemmel hayat sahibine) tevekkül et! Ve O’nu hamd ile (mükemmel sıfatlarından dolayı övüp şükrederek, yücelterek ve her şeyden çok severek) tesbih et (bütün noksan sıfatlardan, mahlukata benzemek-ten ve zatına layık olmayan şeylerden tenzih et)! Ve bil ki O’nun, kullarının günahlarından (hiçbir şey gizli olmayacak şekilde) haberdar olması yeter (ona göre karşılık vere-cektir).» (El-Furkān: 58)

كُلُّ شَىْءٍ هَالِكٌ إِلَّا وَجْهَهُۥۚ لَهُ ٱلْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ٨٨
«Bil ki O’nun dışındaki her şey yok olacaktır. (Haya-tın her yönünde) Mutlak hüküm sadece O’nundur ve (kıyamet gününde hesap için) sadece O’na döneceksiniz.»                  (El-Kasas: 88)

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ ٢٦ وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو ٱلْجَلَالِ وَٱلْإِكْرَامِ ٢٧
«Bilin ki yeryüzünde bulunan bütün canlılar yok olacaktır. Ancak azamet, yücelik ve ikram sahibi olan Rabbinin zatı baki kalacaktır (ebediyen yok olmayacaktır).»                (Er-Raḥmân: 26-27)


İkinci delil: Allah’ın hâdis ve fâni olmaktan münezzeh olup zatının hâdis veya fâni olmayı kabul etmemesinden şunu istifade ederiz: Kdîm (قَدِيم), ezelî, baki ve ebedî olan Yüce Allah’ın zatı; asla hudûsu (sonra olmayı) veya değişme ve kaybolmayı ya da içinde hâdislerin bulunmasını kabul etmez. Çünkü zatı kdîm (قَدِيم) olan varlık, asla hudûsu (sonra olmayı) kabul etmez. Çünkü hudûsu (sonra olmayı) kabul ederse fâni olması mümkün demektir. Ayrıca hâdis olan şey eksiktir; böyle bir vasıf, zatı kdîm (قَدِيم) ve mükemmel olana zıt bir vasıftır.

Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.