HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 12:27:29


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah’ı hakkıyla tesbih ve takdis etmenin gerektirdiği .....  (Okunma Sayısı 2171 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« : 21 Kasım 2022, 21:26:26 »

Allah’ı hakkıyla tesbih ve takdis etmenin gerektirdiği başka bir şey de mekânın O’nu kuşatmasından ve üzerinden zaman geçmesinden Allah’ı tenzih etmektir.

Bununla ilgili bazı deliller:
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #1 : 21 Kasım 2022, 21:29:11 »

Birinci delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor:
هُوَ ٱلأَوَّلُ وَٱلْآخِرُ وَٱلظَّاهِرُ وَٱلْبَاطِنُ
«O; (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir (mahlukat yok iken var olan ve varlığının başlangıcı olmayandır), (ٱلْآخِر) el-Âḫir’dir (de-vamlı var olan ve hiç yok olmayacak olandır), (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓāhir’dir (fiilleriyle varlığı belli olan, varlığını ispat eden sayısız deliller bulunan, kudretiyle her şeyden üstün olan ve hiçbir şeyden âciz olmayandır) ve (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’dır (za-tının, sıfatlarının ve fiillerinin mahiyeti mahlukatın aklında idrak ve hayalinde tasavvur edilemeyendir).»(El-Ḥadîd: 3)


Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
اللَّهُمَّ أَنْتَ الْأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْبَاطِنُ ‌فَلَيْسَ ‌دُونَكَ ‌شَيْءٌ.
“Allah’ım! Sen (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’sin, senden önce bir şey yoktur. Sen (ٱلْآخِر) el-Âḫir’sin, senden sonra bir şey yok-tur. Sen (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’sin, senin üstünde bir şey yok-tur. Sen (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’sın( ), senin aşağında bir şey yoktur.” (Müslim)

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem başka bir hadiste de şöyle buyurmuştur:
كَانَ ‌اللَّهُ ‌وَلَمْ ‌يَكُنْ ‌شَيْءٌ ‌غَيْرُهُ.
“Allah vardı, O’ndan başka bir şey yoktu.” (Buhari, 3020)


Bu ayet ve hadisleri düşünerek okuduğumuzda kesin bir şekilde anlarız ki her türlü noksan sıfattan yüce ve münezzeh olan Allah’ın zatı mutlak kemale sahip bir varlıktır. O’nun zatı öyle mükemmeldir ki zaman üstü bir varlıktır, zaman O’na hâkim olmaz; yine O’nun zatı öyle mükemmeldir ki mekân üstü bir varlıktır, herhangi bir mekân O’nu kuşatmaz. O’nun hiçbir konuda ve hiçbir yönden benzeri yoktur, O’nun varlığı gibi bir varlık yoktur.
O’nun varlığı zaman üstü olan mükemmel bir varlıktır, zaman O’na hâkim olmaz. Zira O, (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir; mahlukat yok iken var olan ve varlığının başlangıcı olmayandır, (ٱلْآخِرُ) el-Âḫir’dir; devamlı var olan ve hiç yok olmayacak olandır. Dolayısıyla varlığı zamandan öncedir ve zaman son bulduğunda da devam edecektir. Çünkü O, zamanı yaratandır, ezelî ve ebedîdir, zaman O’na asla geçmez.

O’nun varlığı mekân üstü olan mükemmel bir varlıktır, herhangi bir mekân O’nu kuşatmaz. Çünkü O, (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’dir; O’nun üstünde bir şey yoktur. O, (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’dır( ); O’nun aşağısında bir şey yoktur. O’nun varlığı mekândan öncedir çünkü O, mekânı yaratandır. O her şeyi kuşatmışken nasıl olur da mekân O’nu kuşatabilir?! Allah’ın ne öncesinde ne sonrasında ne üstünde ne de aşağısında herhangi bir şey olmadığına ve O her şeyi kuşattığına göre, zatının varlığına benzer veya denk olan hiçbir varlık yok demektir.

Evet, Yüce Allah vardır fakat O’nun varlığı hiçbir şeyin varlığına benzemez. O’nun hiçbir konuda ve hiçbir yönden benzeri ve dengi yoktur, O’na kıyas edilebilecek herhangi bir misal de yoktur. Buna göre; Yüce Allah varlığında mut-lak kemale sahiptir. Dolayısıyla mekândan münezzehtir, herhangi bir mekân O’nu kuşatmaz. Zamandan münezzeh-tir, zaman O’na geçmez.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #2 : 21 Kasım 2022, 21:31:11 »

İkinci delil: Yüce Allah’tan başka var olan her şey mahluktur ve hâdistir (daha önce yokken sonradan var olmuştur). Bu mahluklar yaratılmadan önce bir hiçti, sonra Allah onları dilemesine uygun olarak kudretiyle yarattı.

Her mahluk hâdistir ve kâinatla ilgili varlık kanunlarına mahkûmdur; bundan dolayı mutlaka bir mekânda olması ve zamana tâbi olması gerekir. Çünkü her mahluk, onu bütün yönlerden kuşatacak bir mekâna muhtaçtır ve üzerinden zaman geçmeyen hiçbir mahluk yoktur. Çünkü mahluk, var olma kanunlarına mahkûmdur, bunlardan kurtulamaz. Zira o, hâdistir (daha önce yokken sonradan var olmuştur). Mekân ve zaman, ondan önce var olmuştur. Bu sebeple mahluk, mekâna ve zamana bağlıdır. Mekân ve zaman kanunlarına mahkûm olup bunlardan kurtulmaktan âcizdir. Aziz ve yüce olan Allah ise her şeyi yaratandır.

Yüce Allah şöyle buyuruyor:
ٱللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍۖ
«Her şeyi yaratan Allah’tır (O’ndan başka yaratıcı yoktur, ibadeti hak eden de sadece O’dur).»   (Ez-Zümer: 62)
Yüce Allah başka bir ayette şöyle buyuruyor:
هَٰذَا خَلْقُ ٱللّٰهِ فَأَرُونِى مَاذَا خَلَقَ ٱلَّذِينَ مِنْ دُونِهِۦۚ
«İşte bu zikredilenler, Allah’ın yarattığı şeylerdir. Ey müşrikler! Allah’tan başka ibadet ettiğiniz varlıkların ne yarattığını bana gösterin bakalım!»                         (Lokmân: 11)


Mekân ve zaman, Allah’ın yarattığı şeylerdendir. Yaratıcı, yarattığı şeye hulul eder mi (onun içine girer mi) hiç?! Ya da mahluka hâkim olan kanunlar, yaratıcıya hâkim olur mu hiç?! Allah bundan yüce ve münezzehtir! O, mekânı ve zamanı yaratmadan önce de vardır ve hiçbir değişikliğe uğramadan nasıl idiyse ebedî olarak öyle kalacaktır. O, mekândan öyle münezzehtir ki tıpkı yaratıcının mahluka benzemekten münezzeh olduğu gibi. Ve asla zaman O’na geçmez. Her türlü noksan sıfattan yüce ve münezzeh olan yaratıcı, mahluka hükmeden kanunların kendisine hükmetmesinden yüce ve münezzehtir. Mekânı icat eden ve zamanı yaratan O iken nasıl mekâna ve zamana mahkûm olabilir ki?! Akıl bunu kabul etmez. Şüphesiz Yüce Allah’ta yarat-tığından dolayı asla bir değişme olmaz; çünkü mükemmellik O’nun sıfatıdır. Mükemmellik ne artmayı ne de eksilmeyi kabul eder. Çünkü artmayı kabul ederse artmadan önce eksik demektir, eğer eksilmeyi kabul ederse o zaman hak ilah değil demektir. Değişmek, eksik sıfatlardandır. Allah ise eksiklikten yüce ve münezzehtir.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #3 : 21 Kasım 2022, 21:32:17 »

Üçüncü delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor:
قُلْ لِمَنْ مَا فِي ٱلسَّمَاوَاتِ وَٱلْأَرْضِۖ قُلْ لِلّٰهِۚ
«Ey rasulüm! Onlara (kavminden müşrik olanlara) sor: “Göklerde ve yerde bulunanların maliki kimdir?” De ki: “Elbette sadece Allah’tır.”»     (El-Enʿâm: 12)
Bu ayet gösteriyor ki mekân ve mekânın içindeki her şey Yüce Allah’ın mülküdür.
Yüce Allah bir sonraki ayette şöyle buyuruyor:
وَلَهُۥ مَا سَكَنَ فِي ٱللَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ
«(Her şeyin maliki sadece Allah olduğu gibi) Gecenin ve gündüzün içinde bulunanların maliki de sadece Al-lah’tır.» (El-Enʿâm: 13)

Bu ayet gösteriyor ki zaman ve zamanın içindeki her şey Yüce Allah’ın mülküdür.
İşte bu iki ayet; mekânın ve mekânı olan her şeyin, zamanın ve zamana bağlı olan her şeyin Allah’ın mülkü olduğuna delalet eder. Bu ise Allah’ın mekândan ve zamandan münezzeh olduğunu gösterir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #4 : 21 Kasım 2022, 21:33:25 »

Dördüncü delil: Allah’ın varlığı, mekânı ve zamanı yaratmadan öncedir ve her türlü noksan sıfattan yüce ve münezzeh olan Allah’ın varlığı, mekân ve zaman yok olduktan sonra da devam edecektir. O hâlde hiçbir mekân O’nu kuşatmaz, zaman da O’na geçmez. O, mekândan ve zamandan münezzehtir. Zaman kanunları O’na hükmetmez çünkü O, her şeyin yaratıcısıdır, her şeye hâkimdir, bütün mahlukat O’nun hükmü ve tasarrufu altındadır.

Yüce Allah şöyle buyuruyor:
وَهُوَ ٱلْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِۦۚ
«Ve O (Allah), kulları üzerinde (ٱلۡـقَـاهِـر) el-Kāhir’dir (her türlü tasarrufa sahiptir).»(El-Enʿâm: 18)


Allah’ın sultası (hükmü) kdîm (قَدِيم)’dir. O, mekânı ve zamanı yaratmadan önce de vardır, mekânı ve zamanı sonra yarattı. O, mekânı ve zamanı yaratmadan önce nasıl idiyse hiçbir değişikliğe uğramadan ebedî olarak öyle kalacaktır.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #5 : 21 Kasım 2022, 21:34:09 »

Beşinci delil: Yüce Allah’ın mekândan ve zamandan münezzeh olduğunu gösteren delillerden biri de şudur: Mekân, kâinatı her tarafından kuşatır. Allah ise her şeyi kuşatandır. Mekân, içindeki varlıklardan daha büyüktür. Allah ise en büyük varlıklardan da büyüktür. Mekânın üstüne “zâhir”, aşağısına ise “bâtın” denir. Hâlbuki Yüce Allah (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’dir, O’nun üstünde bir şey yoktur; (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’dır( ), O’nun aşağısında bir şey yoktur. Yarattıklarından hiçbiri O’na mesafe olarak diğerinden da-ha yakın değildir. O; her şeye yakındır, her şeyi kuşatmıştır, her şeye kadirdir ve her türlü eksiklikten münezzehtir. O’nun benzeri ve dengi olan hiçbir şey yoktur.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #6 : 21 Kasım 2022, 21:34:46 »

Altıncı delil: Yüce Allah mekândan tenzih edilmezse bir mekân O’nu kuşatmış demektir. Şüphesiz mekân, kuşattığı şeyden daha büyüktür. Bu ise dinde kati ve zaruri olan “Allah’ın her şeyden daha büyük olduğu” bilgisine muhaliftir.


Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #7 : 21 Kasım 2022, 21:35:58 »

Yedinci delil: Yüce Allah mekândan tenzih edilmezse bu, Allah’ın mekâna muhtaç olduğunu gösterir. Çünkü mekânda bulunan varlık, mutlaka o mekâna muhtaçtır. Allah ise (ٱلْـغَـنِـيّ) el-Ğaniyy’dir; hiçbir şeye muhtaç değildir. Muhtaç olmak; sonradan var olan, yaratılmış ve kendisini icat edip varlığını devam ettirene muhtaç olanın sıfatıdır. Asla (ٱلْـخَـالِق) el-Ḫālık (her şeyi yaratan), (ٱلْـغَـنِـيّ) el-Ğaniyy (her şeyden müstağni olan) ve (ٱلْـحَـمِيـد) el-Ḥamîd (hamdedilip övülmeye layık olan) Allah’ın sıfatlarından değildir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #8 : 21 Kasım 2022, 21:36:59 »

Sekizinci delil: Yüce Allah’ı mekândan tenzih etmemek şu manaya gelir: Allah’ın, içinde bulunduğu mekân hakkında mutlaka şu iki vasıftan biri söz konusu olur:

Birincisi; bu mekân kdîm (قَدِيم)’dir. Bu ise kdîm (قَدِيم) varlıkların çoğalması demektir ki böyle bir şey bâtıldır.
 
İkincisi; bu mekân hâdistir (daha önce yoktu, sonra var oldu). Hâdis olan varlık ise sınırlıdır. Yüce Allah ise sınırsızdır. Sınırlı olan şey, sınırsız olan bir şeyi kuşatamaz.
O hâlde bu iki ihtimal de bâtıl olduğuna göre Yüce Allah’ın bir mekânda bulunması bâtıl demektir.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #9 : 21 Kasım 2022, 21:39:03 »

Dokuzuncu delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor:
ٱللّٰهُ ٱلصَّمَدُ ٢
«Bilin ki Allah, (ٱلـصَّـمَـد) es-Samed’dir (mükemmel sı-fatlara sahiptir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün mahlukat O’na muhtaçtır ve O, ibadete layık yegâne varlıktır).»(El-İḫlâs: 2)


(ٱلـصَّـمَـد) Es-Samed; her türlü ihtiyaç hâlinde kendisine başvurulan seyyiddir. İşte bu, Allah’ın bir mekânda olmadığına delalet eder. Bu vasfın, Allah’ın mekândan münezzeh olduğuna delaletinin açıklaması ise şöyledir: Şayet Yüce Allah’ın özel bir hayyizi ve mekânı olsaydı zatının varlığının tahakkuk etmesi için bu muayyen olan hayyize muhtaç olurdu. Bu muayyen olan hayyiz ise Yüce Allah’ın zatından müstağni olurdu. Çünkü Allah’ın zatının bu muayyen olan hayyizde olmadığını farz etsek bile bu hayyiz hiçbir zaman bâtıl olmaz. Bu durumda Yüce Allah bu hayyize muhtaç olmuş, hayyiz ise O’na muhtaç olmamış olurdu. O zaman da Allah mutlak samed olmazdı.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #10 : 21 Kasım 2022, 21:39:48 »

Onuncu delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor:
وَٱللّٰهُ ٱلْغَنِيُّ وَأَنْتُمُ ٱلْفُقَرَآءُۚ
«Ve bilin ki Allah (ٱلْـغَـنِـيّ) el-Ğaniyy’dir (hiç kimseye muhtaç değildir). Siz ise (hem varlığınızda hem de varlığınızın devamında) O’na muhtaçsınız.»  (Muḥammed: 38)


Bu ayet gösteriyor ki Yüce Allah her şeyden müstağnidir. Eğer Allah bir mekânda olsaydı şüphesiz o mekâna muhtaç olurdu. Bu ise Allah’ın mutlak olarak her şeyden müstağni olması vasfını zedeler.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #11 : 21 Kasım 2022, 21:41:08 »

On birinci delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor:
ٱللّٰهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلْحَيُّ ٱلْقَيُّومُۚ
«Allah, kendisinden başka ibadete layık ilah olmayandır. O (ٱلْـحَـيّ) el-Ḥayy’dır (mahlukatın hayatına benzemeyen, başlangıcı ve sonu olmayan mükemmel hayat sahibidir), (ٱلْقَـيُّوم) el-Kayyûm’dur (hiçbir şeye muhtaç olmayan, kendisi dışındaki her şeyin hem var oluşlarında hem de varlıklarının devamında her an kendisine muhtaç olduğu yüce zattır).»(El-Bakara: 255)


(ٱلْقَـيُّوم) El-Kayyûm; Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusunda mübalağalı bir vasıftır. Bu, Allah’tan başka her şeyi var eden, rızıklandıran ve düzene koyanın O olduğunu gösterir. Bu ise Allah’tan başka her şeyin O’na muhtaç olduğunu gösterir. Eğer Allah bir mekânda olsaydı şüphesiz o mekâna muhtaç olurdu. Bu durumda da mutlak olarak kayyûm; yani her şeyi icat eden ve varlıklarının devam etmesini sağlayan, onları rızıklandıran ve düzelten bir varlık olmazdı.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #12 : 21 Kasım 2022, 21:41:55 »

On ikinci delil: Yüce Allah şöyle buyuruyor:
هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا ٦٥
«O’na denk veya benzer herhangi bir varlık biliyor musun?! (Asla! O’nun hiçbir konuda dengi ve benzeri yok-tur.)» (Meryem: 65)


İbni Abbas radıyAllahu anhuma ayetteki “سَمِيًّا” sözünü şöyle açıklamıştır: “Yani O’na benzer bir varlık biliyor musun?!”
Eğer Yüce Allah bir mekânda mütehayyiz olsaydı o za-man mekâna ve başka şeylere muhtaç olan her bir cisim O’nun gibi olurdu.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #13 : 21 Kasım 2022, 21:43:19 »

On üçüncü delil: Yüce Allah’ın zamandan münezzeh olduğunu gösteren delillerden biri de şudur: Şüphesiz zaman, mekânda olan hâdis bir hareketin eseridir. Çünkü mekânda hareket olmasaydı zaman da olmazdı. Usul ehli icma etmiştir ki mekân, zamandan daha önce yaratılmıştır. Yüce Allah mekândan önce olduğuna ve mekânı sonradan yarattığına göre O’nun zamandan da önce olması ve zamanı sonradan yaratmış olması gerekir. Yüce Allah nasıl mekândan müstağni ise çünkü yaratıcı yarattığından müstağnidir aynı şekilde zamandan da müstağnidir. O hâlde hiçbir mekân O’nu kuşatmaz, zaman da O’na geçmez. Ayrıca zaman; değişim, sonradan olma, hareket ve sakinlikle alakalıdır. Allah ise bunların hepsinden münezzehtir. Dolayısıyla zaman O’na geçmez. Zaman, ancak Allah’ın yarattıkları üzerinden geçer ki yaratılmışların en önemli eksiklikleri; hâdis, değişken, hareketli ve sakin olmalarıdır.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.