HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 28 Mart 2024, 15:00:29


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Yüce Allah’ın sınır, son ve miktardan münezzeh olduğuna dair bazı deliller:  (Okunma Sayısı 2201 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« : 16 Kasım 2022, 21:14:53 »

Yüce Allah’ın sınır, son ve miktardan münezzeh oldu-ğuna dair bazı deliller:

Birinci delil:
Kur’ân-ı Kerîm’de “(ٱلْـوَاحِـدُ ٱلْـقَـهَّـار) el-Vâḥidu’l-Kahhâr” sözü altı yerde zikredilmiştir.

(ٱلْـوَاحِـد) El-Vâḥid; zatında, sıfatlarında, fiillerinde, hak ve yetkilerinde bir olan, demektir.
(ٱلْـقَـهَّـار) El-Kahhâr; yarattığı her şeyi emrine boyun eğ-diren, dilediğini yapan ve kendisine asla karşı gelinemeyen, demektir.
Kur’ân-ı Kerîm’de “(ٱلْـوَاحِـدُ ٱلْـقَـهَّـار) el-Vâḥidu’l-Kahhâr” sözü şu ayetlerde geçmektedir:

قُلِ ٱللّٰهُ خَالِقُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ ٱلْوَاحِدُ ٱلْقَهَّارُ ١٦
«Onlara de ki: “Muhakkak ki her şeyi yaratan Allah’tır (O’ndan başka yaratıcı yoktur). Ve O; (ٱلْـوَاحِـد) el-Vâḥid’dir (zatında, sıfatlarında, fiillerinde, hak ve yetkilerinde birdir), (ٱلْـقَـهَّـار) el-Kahhâr’dır (yarattığı her şeyi emrine boyun eğdiren, dilediğini yapan ve kendisine asla karşı gelinemeyendir).”» (Er-Raʿd: 16)


وَبَرَزُوا لِلَّهِ ٱلْوَاحِدِ ٱلْقَهَّارِ ٤٨
«… ve herkes (hesap vermek için) mezarından çıkıp tek ve benzersiz, (ٱلْـقَـهَّار) el-Kahhâr olan Allah’ın huzuruna gelecektir.»    (İbrâhîm: 48)

وَمَا مِنْ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللّٰهُ ٱلْوَاحِدُ ٱلْقَهَّارُ ٦٥
«Ve biliniz ki ibadeti yalnız kendisi hak eden bir tek ilah vardır. O, (ٱلْـوَاحِـد) el-Vâḥid (zatında, sıfatlarında, fiil-lerinde tek) ve (ٱلْـقَـهَّار) el-Kahhâr (hiçbir şeyin âciz bıraka-madığı, her şeyin kendisine boyun eğdiği ve her şeye kadir) olan Allah’tır.»    (Sâd: 65)

سُبْحَانَهُۥۖ هُوَ ٱللّٰهُ ٱلْوَاحِدُ ٱلْقَهَّارُ ٤
«Allah, müşriklerin vasfettiği bütün noksan sıfatlar-dan, ortak koşmalarından ve çocuk edinmekten münez-zeh ve yücedir. O; (ٱلْـوَاحِـد) el-Vâḥid’dir (zatında, sıfatla-rında ve fiillerinde tektir), (ٱلْـقَـهَّار) el-Kahhâr’dır (hiçbir şeyin âciz bırakamadığı, her şeyin kendisine boyun eğdiği ve her şeye kadir olan yüce zattır).»      (Ez-Zümer: 4)

لِمَنِ ٱلْمُلْكُ ٱلْيَوْمَۖ لِلّٰهِ ٱلْوَاحِدِ ٱلْقَهَّارِ ١٦
«Ve sorulur: “Bugün mülk kimindir?” (O gün verile-cek bir tek cevap vardır.) Mülk, (ٱلْـوَاحِـد) el-Vâḥid (zatında, sıfatlarında, fiillerinde tek) ve (ٱلْـقَـهَّار) el-Kahhâr (hiçbir şeyin âciz bırakamadığı, her şeyin kendisine boyun eğdiği ve her şeye kadir) olan Allah’ındır.» (Ğâfir [el-Muʾmin]: 16)

ءَأَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ ٱللّٰهُ ٱلْوَاحِدُ ٱلْقَهَّارُ ٣٩
«Değişik rablere (ilahlara) ibadet etmek mi daha ha-yırlıdır yoksa tek ve benzersiz, (ٱلْقَـهَّـار) el-Kahhâr (hiçbir şeyin kendisini âciz bırakamadığı, her şeye kadir) olan Al-lah’a ibadet etmek mi daha hayırlıdır?!»  (Yûsuf: 39)


Her türlü noksan sıfattan yüce ve münezzeh olan Allah, (ٱلْـوَاحِـدُ ٱلْـقَـهَّـار) el-Vâḥidu’l-Kahhâr’dır. Bu sıfat sadece O’na aittir. Çünkü bütün yarattıklarını sınır ve miktar tayin ede-rek kendisine boyun eğdirmiştir. Öyle ki her mahlukun mut-laka belli bir miktarı ve kendisine has bir sınırı vardır, bu sınırları aşmaları mümkün değildir. Çünkü bu miktar ve sınırla boyun eğdirilmişlerdir. Onlara boyun eğdiren ise onların yaratıcısı olan (ٱلْـوَاحِـدُ ٱلْـقَـهَّـار) el-Vâḥidu’l-Kahhâr’dır. Her mahluk hacmi veya miktarı ne kadar büyük ve yüce olursa olsun sınırlıdır, sonu vardır ve bir miktarla tayin edilmiştir. Bu sınırlara boyun eğdirilmiş ve mahkûm olmuş-tur.

Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Yüce Allah ise kulları üzerinde her türlü tasarrufa sahiptir. Tek yaratıcı ve (ٱلْـقَـهَّـار) el-Kahhâr olan O’dur.

O; sınırın O’na boyun eğdirmesinden veya miktarın O’nu sınırlandırmasından münezzeh ve yücedir. Çünkü yarattıklarını bu sınır ve miktarla kendisine boyun eğdiren O’dur. O, sınırdan ve miktardan münezzehtir. Böyleyken nasıl sınırı ve miktarı olabilir?! Yüce Rabbimize hiçbir şey boyun eğdiremez; zira her şeye boyun eğdiren O’dur. O hâlde Rabbimiz, hiçbir şeyle sınırlandırılmamıştır. Çünkü O, (ٱلْـوَاحِـدُ ٱلْـقَـهَّـار) el-Vâḥidu’l-Kahhâr’dır. O’nun hiçbir eksikli-ği yoktur. Hiçbir sınır O’nu sınırlandıramaz ve hiçbir miktar O’nu takdir edemez. Sınırları ve miktarları yaratan kendisi iken ve O, (ٱلْـوَاحِـدُ ٱلْـقَـهَّـار) el-Vâḥidu’l-Kahhâr iken nasıl O’nun sınırı ve miktarı olabilir ki?!

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #1 : 16 Kasım 2022, 21:18:37 »

İkinci delil: Yüce Allah yüce kitabında, her şeyi kendisinin yarattığını ve yarattığı şeylere belli bir miktar tayin ettiğini bildirmiştir.

Yüce Allah şöyle buyuruyor:

وَخَلَقَ كُلَّ شَىْءٍ فَقَدَّرَهُۥ تَقْدِيرًا ٢
«Ve O, her şeyi yaratıp nizam veren, yaratılışlarını ve kaderlerini (ilmine ve hikmetine uygun olarak) tayin edendir.»    (El-Furkān: 2)

Yine Yüce Allah şöyle buyuruyor:

قَدْ جَعَلَ ٱللّٰهُ لِكُلِّ شَىْءٍ قَدْرًا ٣
«Bilin ki Allah her şey için bir kader (ölçü) tayin etmiştir.» (Et-Talāk: 3)

Yüce Allah başka bir ayette şöyle buyuruyor:

وَإِنْ مِنْ شَىْءٍ إِلَّا عِنْدَنَا خَزَآئِنُهُۥ وَمَا نُنَزِّلُهُۥ إِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ ٢١
«Muhakkak ki her şeyin hazinesi yalnız bizim katımızdadır. Ve biz onu ancak, (hikmet gereği) takdir edil-miş belli bir ölçüyle indiririz.»(El-Ḥicr: 21)

Yüce Allah başka bir ayette şöyle buyuruyor:

إِنَّا كُلَّ شَىْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ ٤٩
«Muhakkak ki biz, her şeyi daha önce (ilim ve irademize göre) takdir ettiğimiz (ve Levhi’l Mahfuz’da yazdığımız) şekilde yarattık.» (El-Kamer: 49)

Başka bir ayette de şöyle buyuruyor:

وَكُلُّ شَىْءٍ عِنْدَهُۥ بِمِقْدَارٍ ٨
«Ve her şey O’nun katında tayin edilmiş bir ölçü iledir (ne artar ne de eksilir).»(Er-Raʿd´8


Bu ayetler, her türlü noksan sıfattan yüce ve münezzeh olan Allah’ın her mahluka bir sınır ve bir miktar tayin ettiğini gösterir. Mahlukat, Allah’ın tayin ettiği bu sınır ve mik-tarı ne aşabilir ne de bundan eksik olabilir. Buna göre sınır ve miktar, mahlukun özelliği olup bu sınır ve miktarı takdir eden bir yaratıcı olduğunun beyanıdır. O hâlde bir varlığın sınırı ve sonu olması, onun mahluk ve sonradan yaratılmış olduğuna delildir. Onu yaratan, bu hâli üzere yaratmıştır. Onu bu hâli üzere yaratan ise Yüce Allah’tır. Durum böyleyken Yüce Allah’ın zatının ve sıfatlarının sonradan oldu-ğunu ve yaratılmış olduğunu gösteren herhangi bir vasıfla vasfedilmesi nasıl mümkün olabilir ki?! Yüce Allah’ın ne zatının ne de sıfatlarının sınırı vardır. O, bundan yüce ve münezzehtir.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #2 : 16 Kasım 2022, 21:20:26 »

Üçüncü delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve miktardan münezzeh olduğunun şeri delillerinden biri de Yüce Allah’ın şu ayetidir:

لَيْسَ كَمِثْلِهِۦ شَيْءٌۚ
«(Bilin ki herhangi bir konuda veya herhangi bir yönden) O’na benzer hiçbir şey yoktur.»    (Eş-Şûrâ: 11)


Bu ayet, Yüce Allah ile yarattıkları arasında herhangi bir benzeme olmasını reddetmektedir. Ayetin manası ise şudur: Yüce Allah yarattıklarından hiçbirine hiçbir yönden benzemez. Bütün mahlukatın onları sonlandıran bir sınırı olduğuna göre ve bu sıfat, onların eksik olduklarının alameti ve yaratılmış olduklarının delili olduğuna göre bundan anlarız ki onları yaratan Allah; sınırdan, belli bir ölçü ile sınırlandırılmaktan ve bir miktara sahip olmaktan münezzehtir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #3 : 16 Kasım 2022, 21:21:20 »

Dördüncü delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve mik-tardan münezzeh olduğunun bir başka şeri delili de Yüce Allah’ın şu ayetidir:

وَلِلّٰهِ ٱلْمَثَلُ ٱلْأَعْلَى
«En yüce ve en mükemmel sıfatlar ise muhakkak ki Allah’a aittir.»    (En-Naḥl: 60)
,
Yani Allah’ın vasfı sadece O’na aittir, başkalarının vasfına benzemez. O hâlde her türlü noksan sıfattan yüce ve münezzeh olan Rabbimiz, mahlukatın sıfatları olan sınır, belli bir ölçü ile sınırlandırılmak ve bir miktara sahip olmak ile vasfedilmez.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #4 : 16 Kasım 2022, 21:22:27 »

Beşinci delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve miktar-dan münezzeh olduğunun şeri delillerinden biri de Yüce Allah’ın şu ayetidir:

فَلَا تَضْرِبُوا لِلّٰهِ ٱلْأَمْثَالَ
«Ey insanlar! Allah’a (hiçbir konuda) mahlukattan hiçbir şeyi benzer kılmayın! (En-Naḥl: 74)


Yani Allah için herhangi bir benzer ya da bir misal kılmayın. Çünkü O’nun hiçbir konuda benzeri ve misli yoktur. Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah’ın zatı, hiçbir zata benzemez; sıfatları da hiçbir sıfata benzemez. O; sınırdan, belli bir ölçü ile sınırlandırılmaktan ve bir miktara sahip olmaktan münezzehtir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #5 : 16 Kasım 2022, 21:23:38 »

Altıncı delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve miktar-dan münezzeh olduğuna başka bir şeri delil de Yüce Allah’ın şu ayetidir:

هَلْ تَعْلَمُ لَهُ سَمِيًّا ٦٥
«O’na denk veya benzer herhangi bir varlık biliyor musun?! (Asla! O’nun hiçbir konuda dengi ve benzeri yok-tur.)»(Meryem: 65)


Buna göre Yüce Allah’ın herhangi bir konuda misli, herhangi bir konuda benzeri ve herhangi bir konuda dengi yoktur. Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah’ın zatı hiçbir zata benzemez, sıfatları da hiçbir sıfata benzemez. O; sınırdan, belli bir ölçü ile sınırlandırılmaktan ve bir miktara sahip olmaktan münezzehtir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #6 : 16 Kasım 2022, 21:25:14 »

Yedinci delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve miktardan münezzeh olduğuna başka bir şeri delil de Yüce Al-lah’ın şu ayetidir:

هُوَ ٱلأَوَّلُ وَٱلْآخِرُ وَٱلظَّاهِرُ وَٱلْبَاطِنُ
«O; (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir (mahlukat yok iken var olan ve varlığının başlangıcı olmayandır), (ٱلْآخِر) el-Âḫir’dir (devamlı var olan ve hiç yok olmayacak olandır), (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓāhir’dir (fiilleriyle varlığı belli olan, varlığını ispat eden sayısız deliller bulunan, kudretiyle her şeyden üstün olan ve hiçbir şeyden âciz olmayandır) ve (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’dır (zatının, sıfatlarının ve fiillerinin mahiyeti mahlukatın aklında idrak ve hayalinde tasavvur edilemeyendir).»                         (El-Ḥadîd: 3)


Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir; mahlukat yok iken var olan ve varlığının başlangıcı olmayandır. (ٱلْآخِر) El-Âḫir’dir; devamlı var olan ve hiç yok olmayacak olandır. (ٱلـظَّاهِـر) Eẓ-Ẓāhir’dir; fiilleriyle varlığı belli olan, varlığını ispat eden sayısız deliller bulunan, kudretiyle her şeyden üstün olan ve hiçbir şeyden âciz olmayandır. (ٱلْـبَاطِـن) El-Bâtın’dır; zatının, sıfatlarının ve fiillerinin mahiyeti mahlukatın aklında idrak ve hayalinde tasavvur edilemeyendir. Hiçbir şey O’na diğer şeylerden daha yakın değildir. Bu sıfatlara sahip olan varlık, ancak sınırdan münezzeh olan bir varlıktır. Yüce Rabbimiz, sınır ve miktardan münezzehtir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #7 : 16 Kasım 2022, 21:26:26 »

Sekizinci delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve mik-tardan münezzeh olduğuna başka bir şeri delil de Yüce Allah’ın şu ayetidir:

وَلَمْ يَكُنْ لَهُۥ كُفُوًا أَحَدٌ ٤
«O’nun (zatında, sıfatlarında ve fiillerinde) benzeri olan hiçbir varlık yoktur (bu sebeple mutlak itaat ve mut-lak sevgi yalnız O’na verilmelidir).»   (El-İḫlâs: 4)


Bu ayet gösteriyor ki Yüce Allah’ın hiçbir yönden benzeri yoktur. Bütün mahlukatın onları sonlandıran bir sınırı olduğuna göre ve bu sınır, onların eksik olduklarının alameti ve yaratılmış olduklarının delili olduğuna göre bundan anlarız ki onları yaratan Allah; sınırdan, belli bir ölçü ile sınırlandırılmaktan ve bir miktara sahip olmaktan münezzehtir
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #8 : 16 Kasım 2022, 21:27:33 »

Dokuzuncu delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve miktardan münezzeh olduğuna başka bir şeri delil de Yüce Allah’ın şu ayetidir:

فَأَيْنَمَا تُوَلُّوا فَثَمَّ وَجْهُ ٱللّٰهِ
«Nereye yönelirseniz yönelin, bilin ki Allah’ın vechi (kıblesi) oradadır.»(El-Bakara: 115)


Ayetin Allah hakkında verdiği mananın doğru anlaşılabilmesi için Allah’ın bir sınırı ve miktarı olmaması gerekir. Çünkü sınırı ve miktarı olan varlık hakkında “Nereye yönelirseniz vechi oradadır.” denilmez. Dolayısıyla bu sözle Allah’ın sınırdan ve miktardan münezzeh olduğu bildirilmiş olur.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #9 : 16 Kasım 2022, 21:28:51 »

Onuncu delil: Yüce Allah’ın sınırdan, sondan ve miktardan münezzeh olduğuna başka bir şeri delil de Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in şu sözüdür:

اللَّهُمَّ أَنْتَ الْأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْبَاطِنُ ‌فَلَيْسَ ‌دُونَكَ ‌شَيْءٌ.
“Allah’ım! Sen (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’sin, senden önce bir şey yoktur. Sen (ٱلْآخِر) el-Âḫir’sin, senden sonra bir şey yok-tur. Sen (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’sin, senin üstünde bir şey yok-tur. Sen (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’sın( ), senin aşağında bir şey yoktur.”(Müslim)

Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem bu hadiste Yüce Allah’ı şöyle vasfediyor: O’ndan önce bir şey yoktur, O’ndan sonra da bir şey yoktur; O’nun üstünde bir şey yok-tur, O’nun aşağısında da bir şey yoktur. İşte, eğer O’nun üstünde de aşağısındaf da bir şey yoksa O’nun sınırı yok demektir. Çünkü bir varlığın sınırı olması, onun üstten ve alttan sonu olmasını gerektirir. Dolayısıyla Allah’ın üstünde de aşağısında da bir şey olmadığına göre O’nun herhangi bir sınırı yok demektir.

Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #10 : 16 Kasım 2022, 21:30:12 »

On birinci delil: Şüphesiz sınırı kabul eden bir varlık mutlaka sınırlıdır ve şüphesiz bir sınırla sınırlanan varlığın zatının mutlaka sonu vardır.

Zatının sonu olan her varlığın mutlaka sıfatlarının da sonu var demektir. Her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Yüce Allah’ın hiçbir sıfatının ise bir sınırı yoktur. O, mükemmel ilme sahiptir, ilminin bir sınırı yoktur. O, mükemmel kudrete sahiptir, kudretinin de bir sınırı yoktur. O’nun bütün sıfatları mükemmeldir ve hiçbir sınırı yoktur. Bundan dolayı zatının da bir sınırı yoktur. Yüce Allah; sınırdan, miktardan, belli bir ölçü ile sınırlandırılmaktan, sondan, sonradan olmayı ifade eden ve yaratılmışların özelliği olan her şeyden münezzehtir.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #11 : 16 Kasım 2022, 21:31:32 »

On ikinci delil:
Biz namazda her harekette ve bir vaziyetten başka bir vaziyete geçtiğimizde hep “(اللّٰهُ أَكْبَرُ) Allahu ekber” deriz. Aynı şekilde namazların akabinde sabah akşam zikir yaparken hep “(اللّٰهُ أَكْبَرُ) Allahu ekber” deriz.
“(اللّٰهُ أَكْبَرُ) Allahu ekber” sözünün manası ise şudur: Allah her türlü düşünceden yüce ve münezzehtir, Allah her türlü hayalden yüce ve münezzehtir, Allah her türlü sınır-dan yüce ve münezzehtir, Allah her türlü miktardan yüce ve münezzehtir; Allah her türlü acziyet, ayıp, eksiklik ve kusurdan yüce ve münezzehtir. İlahımızı bu vasıflarla vasfettiğimiz hâlde nasıl O’na sınır ve miktar nispet edebiliriz?!
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #12 : 16 Kasım 2022, 21:32:49 »

On üçüncü delil: Hacimleri birbirinden farklı olsa da mahlukatın hepsi sınırlıdır. O mahluklardan bazılarının hacmi muazzamdır, arş gibi. Bazılarının hacmi ise çok küçüktür, sivrisinek ve mikroplar gibi. İster muazzam bir hacimde olsun isterse çok küçük bir hacimde olsun, bunların hepsinin sınırı ve sınırlandırılmış olması bakımından müşterek bir sıfatı vardır; çünkü hepsi mahluktur. Ve mahlukun zatı da sıfatları da sınırlıdır. Yüce Allah’ın ise zatında benzeri yoktur. Dolayısıyla zatının sınırı yoktur. Çünkü zatının sınırı olsaydı mahluka benzemiş olurdu. Aynı şekilde Yüce Allah’ın sıfatlarında da benzeri yoktur. Dolayısıyla hiçbir sıfatının da sınırı yoktur.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #13 : 16 Kasım 2022, 21:34:10 »

On dördüncü delil: Sonu olan her varlık hâdistir (sonradan olmuştur). Çünkü bu miktarla sınırlandırılması onu sınırlandıran bir varlık olduğunu gösterir. Allah’ın ise zatını sınırlandıran bir varlığın olması imkânsızdır. Çünkü O, yaratıcı olandır. Yaratıcı ise bütün miktarı ve sınırı tayin edilmiş varlıkların miktar ve sınırlarını tayin edendir. Durum böyleyken nasıl her türlü noksan sıfattan münezzeh olan Allah’ın zatını belli bir miktarla tayin eden bir varlık olsun ki?! Bu, imkânsızdır. Çünkü bir varlığın zatının belli bir miktar ve sınırla sınırlandırılmış olması, onun yaratılmış olduğunu gösterir. Aynı şekilde bir varlığın sınırı olması, onun hâdis (sonradan) olduğunu gösterir. Çünkü sınır varsa mutlaka bu sınırı koyan bir sınırlandırıcı vardır ve bu sınırlandıran varlığın, o sınırlandırılmış varlıktan önce olması gerekir. Hâlbuki Yüce Allah kdîm (قَدِيم)’dir yani başlangıcı yoktur, daimdir yani sonu yoktur. O, başlangıçtan hep münezzehtir. Çünkü O, (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’dir; O’ndan önce bir şey yoktur.
Kayıtlı
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #14 : 16 Kasım 2022, 21:36:56 »

On beşinci delil: Bir varlığın sınırı olması onun eksik olduğunu gösterir. Aynı şekilde bir varlığın sonu (onu sonlandıran bir sınırı) olması onun âciz olduğunu da gösterir. Yüce Allah ise eksiklikten ve âcizlikten münezzehtir. Allah’tan başka her varlığın bir sonu (onu sonlandıran bir sınırı) vardır ve onun bittiğini gösteren bu sınır, onun eksik olduğunu gösteren bir alamettir. Çünkü bir varlık ne kadar büyük ve muazzam olursa olsun, eğer bittiğini gösteren son sınırı varsa mutlaka zihin ondan daha büyük bir varlığın olmasını tasavvur eder. Ayrıca son sınırı kabul eden her varlık, mutlaka artmayı ve eksilmeyi de kabul eder (yani artması da eksilmesi de mümkündür). Yüce Allah ise mutlak kemale sahiptir. Mutlak kemale sahip olan zatın sınırı ve sonu (onu sonlandıran sınırı) olmaz ve asla artmayı kabul etmez. Çünkü artmayı kabul etmek, bu artmadan önce eksik olunduğunu gösterir. Aynı şekilde mutlak kemale sahip olduğu için Allah’ın zatı eksilmeyi de kabul etmez. Çünkü eksilmek kemale zıttır. Yüce Allah’ın zatının son sınırı olsaydı ki O, bundan münezzeh ve yücedir o zaman zihin-lerde O’ndan daha büyük bir şey tasavvur edilebilirdi. Tıpkı hasta zihinlere sahip olan bazı insanların arşın Allah’ın zatından dört parmak kadar daha büyük olduğunu tasavvur etmeleri gibi… Hâlbuki bu kimseler kıldıkları her namazda “(اللّٰهُ أَكْبَرُ) Allahu ekber (En büyük Allah’tır.)” diyorlar. Böyle dedikleri hâlde nasıl arşın Allah’ın zatından daha büyük olduğunu tasavvur edebildiler?! Her türlü noksan sıfattan münezzeh ve yüce olan Allah, müşriklerin vasfettiği bu vasıflardan münezzeh ve yücedir. Allah’ın zatı nasıl sınır, belli bir ölçüyle sınırlandırılmak ve son bulmaktan münezzeh ve yüce ise aynı şekilde hacim, miktar ve kemmiyet vasıflarından da münezzeh ve yücedir. Çünkü bunlar, cisimlerin vasıflarıdır; cisimler ise mahluktur. Yüce Allah ise onları yaratandır.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.