HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 18 Nisan 2024, 16:11:42


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Aynı şekilde akıl da Yüce Allah’ın zatının mahiyetini bilmekten âcizdir.  (Okunma Sayısı 677 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ebu Muhammed Es-selefi
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« : 15 Kasım 2022, 22:05:35 »

Aynı şekilde akıl da Yüce Allah’ın zatının mahiyetini bilmekten âcizdir. Bunun sebeplerini şöyle sayabiliriz:

1- Akıl bildiği şeyleri, ancak varlıklarının sınırlarıyla bilir. Yüce Allah ise sınırlardan münezzehtir; çünkü sınırları koyan ve miktarları tayin eden O’dur. Bundan dolayı aklın, Yüce Allah’ın zatının mahiyetini bilmesi imkânsızdır.

2- Akıl bir şeyi, bildiği diğer şeylere kıyas ederek bilir. Yüce Allah ise hiçbir şeye kıyas edilmez; çünkü O’nun misli ve benzeri olan hiçbir şey yoktur. Yüce Allah’ın şu ayette buyurduğu gibi:

لَيْسَ كَمِثْلِهِۦ شَيْءٌۚ
«(Bilin ki herhangi bir konuda veya herhangi bir yönden) O’na benzer hiçbir şey yoktur.»    (Eş-Şûrâ: 11)

İşte bundan dolayı aklın, Yüce Allah’ın zatının mahiyetini bilmesi imkânsızdır.

3- Aklın imkânları sınırlıdır. Yüce Allah ise sınırların üstündedir. O’nun mükemmelliğinin sonu yoktur, zatının sonu yoktur, hiçbir sıfatının da sonu yoktur. Çünkü bir şeyin sonu olması, onun mahluk olduğunun delilidir. Öyle ki Yüce Allah mahlukatı, sonları olmasıyla emrine boyun eğdirmiştir. (ٱلْـوَاحِـد) El-Vâḥid, (ٱلْـقَـهَّـار) el-Kahhâr, (ٱلْـكَـبِيـر) el-Kebîr ve (ٱلْـمُـتَـعَـال) el-Muteʿâl olan varlık; sınırı ve sonu olmasından münezzeh, sınırları ve sonları olmasından yücedir. Bu sebeple mahluk ve sınırlı olan akıl, Yüce Allah’ın zatının mahiyetini bilmekten âcizdir.

Buna göre düşünceler O’nu kuşatamaz, akıllar O’na bir miktar tayin edemez; O, hayal edilemez. Çünkü aklın miktar tayin ettiği her şey sınırlıdır. Allah ise akılların O’nun sıfatının mahiyetini kuşatmasından büyük, yüce ve münezzehtir. İşte bundan dolayı ehlisünnet ve’lcemaat ittifakla Yüce Allah’ın zatının mahiyeti hakkında düşünmeyi yasaklamıştır.

Maliki âlimlerinden İbni Ebi Zeyd el-Kayravani, “er-Risale” isimli eserinde şöyle dedi:
“Vasfedenler, Allah’ın zatının mahiyetine ulaşamazlar. Yine tefekkür edenler, O’nun zatının mahiyetini ihata edemezler. Tefekkür edenler, Allah’ın yarattıklarına bakarak ibret alır ve O’nun varlığına ve kemal sıfatları olduğu sonucuna ulaşırlar. Allah’ın zatının mahiyetini ise asla düşünmezler (çünkü ona ulaşamayacaklarını bilirler).”

Ebu Cafer et-Tahavi şöyle dedi:
“Hayaller O’na ulaşmaz, anlayışlar O’nun mahiyetini idrak edemez. O, mahlukata benzemez.”

Yüce Allah’ın zatı hakkında akla hangi düşünce gelirse gelsin, Allah ona muhaliftir. Yüce Allah’ın zatı hakkında enerji, madde ve cisimlerle ilgili kanunlar geçerli olmaz. Çünkü her madde ve cisim için mutlaka sınır, miktar, bir mekânda olma, üzerinden zaman geçmesi, hacim, ağırlık, renk, şekil, suret, değişkenlik, hâdis olma, belli olup kaybolma ve benzeri özellikler geçerlidir ve bu özelliklerden tamamen kurtulamazlar (yani hiçbir madde ve cisim sınır, miktar, mekân, zaman, hacim, ağırlık, renk, şekil, suret, değişme, hâdis olma, belli olup kaybolma gibi özelliklerden tamamen sıyrılamaz). Madde ve cismi yaratıp onları bu özelliklere sahip kılan ve onlara bu özelliklerden sıyrılma imkânı vermeyen Yüce Allah’tır. O, yarattıkları üzerinde her türlü tasarrufa sahiptir. Bundan dolayı O, hiçbir sınırla sınırlandırılmaz ve hiçbir miktarla ölçülmez. Hiçbir mekân O’nu kuşatamaz ve hiçbir zamana da bağlı değildir. O’nun asla kaybolma anı olmaz, değişme ve sonradan olma durumu da söz konusu değildir. O, hareketli ve sakin olma kanunlarına da tâbi değildir (hareket ve sakinlik O’nun için geçerli değildir). Renk, şekil ve suret mefhumu da O’nun için geçerli olmaz. Çünkü O’nun hiçbir konuda ve hiçbir yönden benzeri yoktur. Yüce Allah’ın zatı hakkında akla hangi düşünce gelirse gelsin, Allah ona muhaliftir.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
 
وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلرُّوحِۖ قُلِ ٱلرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّى وَمَآ أُوتِيتُمْ مِنَ ٱلْعِلْمِ إِلَّا قَلِيلًا ٨٥
«Ve ey rasulüm! Kâfirler, sana ruhun hakikati hak-kında soruyorlar. Onlara de ki: “Ruhun hakikatini ancak Rabbim bilir. Şu da bir gerçektir ki size (ve diğer mahluklara) ilimden çok az verilmiştir.”»      (El-İsrâ: 85)

Ayette bildirildiği üzere mahluk, içindeki ruhun mahiyetini idrak etmez. Durum böyleyken Yüce Allah’ın zatının mahiyetini nasıl idrak etsin?!
Yüce Allah şöyle buyuruyor:

عَالِمُ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَادَةِ ٱلْكَبِيرُ ٱلْمُتَعَالِ ٩
«O, ğaybı (kullarının bilmediği şeyleri) ve şahid olunan (kullarının bildiği) şeyleri en ince teferruatıyla bilendir. O; (ٱلْـكَـبِيـر) el-Kebîr’dir (isim, sıfat ve fiilleriyle yücedir), (ٱلْـمُـتَـعَـال) el-Muteʿâl’dir (zatı, sıfatları ve fiilleriyle yarattık-larından üstündür). (Er-Raʿd: 9)

(ٱلْـكَـبِيـرُ ٱلْـمُـتَـعَـال) el-Kebîru’l-Muteʿâl; yani Allah her türlü hayalden yüce, her türlü düşünceden münezzehtir. Hayaller ve anlayışlar O’nun mahiyetini idrak edemez.

Nebevi sünnetten bu konuyla ilgili delillere gelince; Ra-sulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
اللَّهُمَّ أَنْتَ الْأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الْبَاطِنُ ‌فَلَيْسَ ‌دُونَكَ ‌شَيْءٌ.
“Allah’ım! Sen (ٱلْأَوَّل) el-Evvel’sin, senden önce bir şey yoktur. Sen (ٱلْآخِر) el-Âḫir’sin, senden sonra bir şey yoktur. Sen (ٱلـظَّاهِـر) eẓ-Ẓâhir’sin, senin üstünde bir şey yok-tur. Sen (ٱلْـبَاطِـن) el-Bâtın’sın( ), senin aşağında bir şey yoktur.  (Müslim)


Öncesinde de sonrasında da bir şey olmayan, üstünde de aşağısında da bir şey olmayan bir varlığın hiçbir benzeri ve misli olmaz. Bu sebeple Allah’ın zatı hakkında aklından ne geçerse geçsin o, bâtıl ve geçersizdir. Çünkü o, senin aklında ve düşüncende yaratılmıştır. Allah ise her şeyi yaratandır, asla mahluk değildir. O, her türlü eksiklikten ve mahlukata benzemekten münezzeh ve yücedir.

Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.