Alkame
|
|
« : 21 Ekim 2020, 01:07:45 » |
|
EKİNLERİN VE MEYVELERİN ZEKÂTI BAHSİ "قَالَ أَبُو حَنِيفَةَ : فِي قَلِيلِ مَا أَخْرَجَتْهُ الْأَرْضُ وَكَثِيرِهِ : الْعُشْرُ ، سَوَاءٌ سُقِيَ سَيْحَاً ، أَوْ سَقَتْهُ السَّمَاءُ ، إلَّا الْحَطَبَ وَالْقَصَبُ وَالْحَشِيشُ . " 1- İmam Ebu Hanife’ye göre ister az olsun ister çok olsun odun, kamış ve ot hariç yerden çıkan bütün ekin ve meyveler için 1/10 zekât vardır. Zekâtın verilmesi açısından bu ürünlerin akan sularla (nehir, çay ve dere gibi) sulanmasıyla veya yağmurla sulanması arasında fark yoktur. "وَقَالَ أَبُو يُوسُفَ وَمُحَمَّدٌ : لَا يَجِبُ الْعُشْرُ إلَّا فِيمَا لَهُ ثَمَرَةٌ بَاقِيَةٌ ، إذَا بَلَغَ خَمْسَةَ أَوْسُقٍ . وَالْوِسْقُ : سِتُّونَ صَاعَاً بِصَاعِ النَّبِيِّ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ . " İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’e göre ise dayanıklı olan ve bir sene muhafaza edilebilen ürünler 5 vesak miktarına ulaşırsa bunlar için 1/10 zekât vardır. Bunun dışındaki ürünler için zekât yoktur. Vesak: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in zamanındaki sa’ ile 60 sa’dır.(28)
"وَلَيْسَ فِي الْخَضْرَاوَاتِ عِنْدَهُمَا عُشْرٌ . " İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed’e göre dayanıklı olmadığı için uzun süre muhafaza edilemeyen (maydanoz, marul, tere, roka vb.) sebzeler ve (elma, nar, ayva, karpuz vb.) meyveler için zekât yoktur.(29)
"وَمَا سُقِيَ بِغَرْبٍ أَوْ دَالِيَةٍ أَوْ سَانِيَةٍ : فَفِيهِ نِصْفُ الْعُشْرِ عَلَى الْقَوْلَيْن" 2- Kovayla, su dolabıyla veya deveyle su taşınarak sulanan ve kendisine zekât düşen mahsullerde her iki görüşe göre 1/10’un yarısı (1/20) zekât vardır. "وقَالَ أبو يُوسُف : فِيمَا لا يُوسَقُ ، كالزَّعْفَرَانِ ، والقُطْنِ : يَجِبْ فِيِهِ العُشْرُ إذا بَلَغَتْ قِيمَتُهُ قِيمَةَ خَمْسَةِ أوسُقٍ مِنْ أدْنَى مَا يَدْخُلُ تَحْتَ الوَسْقِ . " 3- İmam Ebu Yusuf'a göre; zaferan, pamuk gibi vesak ölçüsüyle ölçülmeyen ürünlerin zekâtı hesaplanırken vesak ölçüsüne göre nisap hesaplanmaz (çünkü bu takdirde nisap çok yükselir ya da çok azalır). Bu sebeple bunların nisap miktarı şöyle ölçülür: Vesak ile ölçülemeyen ürünlerin değeri, vesak ile ölçülebilen ürünlerden en ucuz olan ürünün 5 vesak fiyatına ulaşırsa bu ürünlere zekât düşer.
"وَقَالَ مُحَمَّدٌ : يَجِبُ الْعُشْرُ إذَا بَلَغَ الْخَارِجُ خَمْسَةَ أَمْثَالٍ مِنْ أَعْلَى مَا يُقَدَّرُ بِهِ نَوْعُهُ فَاعْتُبِرَ فِي الْقُطْنِ : خَمْسَةُ أَحْمَالٍ ، وَفِي الزَّعْفَرَانِ: خَمْسَةُ أَمْنَاء . " İmam Muhammed ise şöyle dedi: “Topraktan çıkan ve vesak ile ölçülemeyen ürün, o ürünün ölçüldüğü en büyük ölçü birimiyle ölçüldüğünde, bu ölçü biriminin beş katına ulaşıyorsa o ürüne zekât düşer. Buna göre, pamuk 5 haml’e(30), zaferan 5 menn’e(31) ulaştığında nisap miktarına ulaşmış olur.”
"وَفِي الْعَسَلِ : الْعُشْرُ قَلَّ أَوْ كَثُرَ إذَا أُخِذَ مِنْ أَرْضِ الْعُشْرِ . " 4- İster az olsun ister çok olsun öşür arazisinden(32) alınan balda 1/10 zekât vardır.
"وَقَالَ أَبُو يُوسُفَ : لَا شَيْءَ فِيهِ حَتَّى يَبْلُغَ عَشَرَةَ أَزْقَاقٍ . " İmam Ebu Yusuf’a göre 10 zıkk’a(33) ulaşmadığı müddetçe balda zekât yoktur.
"وَقَالَ مُحَمَّدٌ : خَمْسَةُ أَفْرَاقٍ . وَالْفَرَقُ : سِتَّةٌ وَثَلَاثُونَ رِطْلًا بالعِرَاقِيِّ. " İmam Muhammed’e göre ise 5 farak’a ulaşmadığı müddetçe balda zekât yoktur. 1 farak, 36 Irak rıtlı’dır. (34)
"وَلَيْسَ فِي الْخَارِجِ مِنْ أَرْضِ الْخَرَاجِ عُشْرٌ . " 5- Haraç arazisinden(35) çıkan ürünlerde 1/10 zekât yoktur.
(28) 1 sa’ yaklaşık 3.25 kg’dır. 1 vesak 195 kg’dır. 5 vesak ise 975 kg’dır. (29) Ticaret için ekilmemişse bu böyledir. Fakat ticaret için ekilmiş ve 200 dirhem gümüş miktarına ulaşmışsa o zaman ittifakla ticaret malı olarak zekâtları verilir. (30) 1 haml 244.5 kg’dır. 5 haml ise 1222,5 kg’dır. (31) 1 menn 815 gr’dır. 5 menn ise 4,075 kg’dır. (32) Öşür arazisi: Müslümanlara ait toprak olup bu topraktan elde edilen ürünlerden ya 1/10 ya da 1/20 zekât alınır. (33) 1 zıkk 50 menn’dir. 1 menn, 815 gr’dır. 10 zıkk ise 500 men yani 407,5 kg’dır. (34) 1(bir) farak 6.5 kg’dır. 5 farak ise 32.5 kg’dır. (35) Haraç arazisi: Müslüman olmayanlardan savaşsız ya da savaşarak alınan ve Müslüman olmayanların eline bırakılan arazidir. Bu araziden haraç vergisi alınır, ondan çıkan üründen öşür zekâtı alınmaz.
|