müşriklerin çocukları ile ilgili hüküm nedir ? geniş bir bilgi verirmisiniz.
Cevap: Kişilere hüküm verirken üç şeye dayanılır; nass, delalet ve tebaiyet... Bu, bütün âlimlere göre böyledir.
Nas, kişinin ağzından çıkan söze göre; delalet, yaptığı amellere göre; tebaiyet, çocuksa anne ve babasına, büyükse yaşadığı diyara veya tabi olduğu kişiye göre hüküm vermektir.
Büluğ çağına gelmeyen çocuk, Allah (c.c) katında mükellef değildir. Gerçek manada mükellef olmayan bir kimseye kâfir veya Müslüman hükmü verilmez. Tıpkı deli olan kişi gibi... Çünkü böyle olan kişiler sorumlu değillerdir. Ama dünyada birtakım amelî uygulamaların yapılabilmesi için herkese bir hüküm verilmesi gerekir. İslam dini tebaiyet hükmü bildirmiştir. İşte çocuk ve deli olan kişiye de tebaiyet hükmüne göre hüküm verilir. Yani; hükmü belli olan bir kişiye dayanarak hüküm verilir. Bunun ismi; hükmü belli olmayan kişiye hükmü belli olan kişinin hükmünü vermektir. Bu pratik uygulama içindir.
Cumhuru ulemaya göre; dünyada çocuğun hükmü anne ve babasına aittir. Ama bu hüküm; dünya ile, pratik meseleler ile ilgili bir hüküm olup Allah (c.c) katındaki gerçek hüküm değildir. Zira o kişiler mükellef değildir. Sorumlu olmayan kişiye ise hesap sorulmaz. Teklif sebebi olan akıl, kişide var olmadıkça teklif ondan kalkar.
Çocuk anneye mi tabidir, babaya mı yoksa her ikisine mi tabidir, bu mesele geniş ve ihtilaflı olan meselelerdir.
Bilinmesi gereken şudur: Çocuğun hükmü aslı’d-dinle alakalı değildir. Büluğ çağına gelmeyen çocuğa verilen hükmün aslı’d-dinden olduğunu söyleyen, aslı’d-dinin ne demek olduğunu bilmiyor demektir. Bu mesele şeriatla bilinen bir meseledir.
Bir örnek verecek olursak; belki insanların çoğu anne-baba kâfirse çocuğa da kâfir hükmü vermekte. Acaba bu insanlardan kaç tanesi, çocuğa küfür hükmü verilebilmesi için ikisinin de kâfir olmasının şart olup bir tanesinin kâfir olmasının yeterli olmayacağını biliyor? Bir tanesi ölür, tek babası kalırsa babasının hükmü verilmez. Bu İmam Ahmed'in görüşüdür. Diğer âlimler böyle söylememektedirler.
Bir Müslüman daru’l harpten daru’l İslama bir çocuk alıp getirir, anne-babası o çocukla beraber esir alınmazsa bu çocuk Müslüman sayılır. Bu sadece bir örnektir. Bu meselelerde birçok ihtilaf vardır. Hâlbuki aslı’d-dinden olan meselelerde âlimler arasında ihtilaf olmaz. Çocuğa hüküm vermeyi aslı’d-dinden sayan kimseler cahildir, aslı’d-dinden olmayan meseleleri aslı’d-dine dâhil ediyorlar demektir.