Vasat Ümmet
|
 |
« : 16 Ağustos 2016, 11:52:36 » |
|
بســـم الله الرحمن الرحيم
وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُم مِّنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ وَالْفِتْنَةُ أَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِ وَلاَ تُقَاتِلُوهُمْ عِندَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ حَتَّى يُقَاتِلُوكُمْ فِيهِ فَإِن قَاتَلُوكُمْ فَاقْتُلُوهُمْ كَذَلِكَ جَزَاء الْكَافِرِينَ
"Onları (size savaş açanları) nerede yakalarsanız öldürün! Sizi çıkarmış oldukları yerden siz de onları çıkarın! Çünkü fitne (küfür ve şirk) öldürmekten daha beterdir. Mescidi Haram'da onlar sizlerle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın! Eğer (orada) sizinle savaşırlarsa siz de onları öldürün! İşte kafirlerin cezası böyledir! Bakara-191 Bu ayette İslam'a bilfiil savaş açan, İslam'ın insanlar arasında yayılmasını engelleyen, müslümanlara eziyet eden veya İslam'ın hakim olmasını engellemek için çeşitli hileler yapan kişilere İslam'ın hayat hakkı tanımadığı belirtiliyor. Bunlar nerede olurlarsa olsunlar, hangi halde bulunurlarsa bulunsunlar, hatta esir düşseler bile öldürülmeleri gerekir.
İslam böylelerini, tevbe etmedikleri müddetçe öldürmeyi caiz kılmıştır. Çünkü çıkardıkları fitne ve fesatlar onların öldürülmelerinden daha büyük ve daha kötüdür. Dolayısıyla, onları öldürmek, onlara haksızlık etmek değildir. Bilakis onları yok etmek hayırlı bir şeydir ve hakkı isteyenlere büyük bir yardımdır.
Bu ayetten, esirlerin de öldürülebileceği hükmü çıkmaktadır. Bu hükmü destekleyen şöyle bir hadis vardır.
Enes (ra.) dedi ki:
“Rasulullah (s.a.s) Mekke fethinde Mekke'ye başında miğferi ile girmişti. Rasulullah'a dediler ki:
“İbni Habal Ka'be'nin örtülerine sarılmış af istiyor. Ne dersin, ya RasulAllah?” Rasulullah (s.a.s):
“Böyle yapsa da onu öldürün.” buyurdu.(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
“Çünkü fitne (küfür ve şirk) öldürmekten daha beterdir.”
Alimler ayette geçen “fitne” nin şirk ve küfür olduğu hakkında ittifak etmişlerdir.
İbni Ömer (r.a)'den rivayete göre; bir harici İbn-i Ömer'e: “Müslümanlar arasındaki fitne harbi hakkında görüşün nedir, bu savaşa niçin iştirak etmiyorsun?” diye sordu. O da sorana:
“Fitne nedir bilir misin? Muhammed (s.a.s) müşriklerle harb ederdi. Müşrikler üzerine harbe gitmesi, fitneyi (şirki) ortadan kaldırmak içindi. Yoksa sizin savaşınız gibi mülk ve saltanat üzerine açılmış bir savaş değildi” diye cevap verdi. (Buhari)
Mescid-i Haram'da Savaşmanın Hükmü:
“Mescid-i Haram'da onlar sizlerle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın! Eğer (orada) sizinle savaşırlarsa (orada da) onları öldürün! İşte kafirlerin cezası budur!”
Mescid-i Haram'da bulunanlar, eğer İslam'a savaş açmıyor, islam'ın hakim olmasını engellemiyor veya müslümanlara eziyet vermiyorlarsa, öldürülmezler. Bu hüküm sadece kafirler için söz konusudur.
Mürtedler ve kısası gerektiren bir fiil işleyenler Mescid-i Haram'a sığınsalar bile öldürülürler. Aynı şekilde, yukarıda zikredilen amelleri işleyenler kim olursa olsunlar, mutlaka öldürülürler.
Rasulullah Mescid-i Haram hakkında şöyle buyurdu:
“Bu belde, Allah (c.c) gökleri ve yeri yarattığı günden beri haram kılınmıştır. Kıyamete kadar da haram olarak kalacaktır. Doğrusu orada savaşmak, benden önce hiç kimseye helal olmadı.
Ancak Allah sadece günün belli bir bölümünde orada öldürmeyi bana helal kıldı. Fakat artık orası kıyamete kadar haramdır. Ağacı kesilmez, otu toplanmaz, orada savaşmayanlarla savaşılmaz.
Kim orada savaş açılabilir, insanlar öldürülebilir der ve bana verilen ruhsatı delil getirirse, ona: Allah (c.c) sadece Rasulullah'a savaş izni verdi. Fakat sana bu izni vermedi” deyin!” (Buhari, Müslim)
Kafirlerle savaş ilk olarak:
“Saldırılarak zarara ve haksızlığa uğrayan (mü'min) lerin savaşmasına izin verilmiştir. Elbette Allah'ın onlara yardım etmeye gücü yeter.” (Hac: 39)
ayetiyle meşru kılınmıştır.
Bu ayette savaş açmaya izin verilmiş, fakat pratikte hemen savaş yapılmamıştır. Fakat savaşmak, Bakara 191 ayetiyle farz kılınmıştır.
|