HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 26 Nisan 2024, 23:51:21


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: 1 [2]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: İstiğase  (Okunma Sayısı 16211 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Şatibi
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 22


« Yanıtla #15 : 14 Şubat 2010, 21:25:16 »

Hz. Hüseyin'in diğer zevceleri ve aile efradına gelince, Ömer b. Sa'd, onları koruyup muhafaza edecek birini başlarına tayin etti. Sonra onla¬rı develerinin üzerindeki mahfelerine bindirerek yola çıkarttı. Savaş yerinden geçtiklerinde Hz. Hüseyin ile arkadaşlarının cesetlerini gör¬düklerinde kadınlar yüksek sesle ağlamaya ve feryadü figan etmeye başladılar. Zeyneb de kardeşi Hüseyin'e ve aile efradına ağlamaya ve şöyle demeye başladı:

"Ya Muhammed, ya Muhammed! Allah sana rahmet etsin, gökteki melekler de senin için mağfiret dilesinler. İşte Hüseyin çölde yatıyor kana bulanmış, organları paramparça olmuş, ya Muhammed! Kızların esir düşmüş, zürriyetin öldürülmüş, üzerlerinden saba rüzgarı esiyor "

Zeyneb'in bu ağıdı üzerine Allah'a yemin ederim ki, orada bulunan dost düşman herkes ağladı.

(El Bidaye, Hicri 61. yılın hadiseleri)

Cevap: Bu yazıda herhangi bir yardım isteme söz konusu değildir. Sözlerden anlaşıldığımı Burada seslenme vardır. Yardım isteme diye bir şey yoktur.

İmam Ahmed b. Hanbel dedi ki: «Beş kez hacca gittim. Üçünde yaya gitmiştim, bu haclarımdan birinde otuz dirhem harcadım. Bir defasında yaya olarak gitmekteyken yolumu kaybettim, "Ey Allah'ın kulları, bana hac yolunu gösterin." demeye başladım. Sonra bu sözü tekrarlaya tekrarlaya doğru yolu buldum. (El Bidaye Hicri 241. yılın hadiseleri)
Cevap: Bu sözlerde herhangi bir şirk söz konusu değildir. Sözün devamı şöyledir.
İmanı Ahmed b. Hanbel dedi ki: «Beş kez hacca gittim. Üçünde yaya gitmiştim, bu haclarımdan birinde otuz dirhem harcadım. Bir defasında yaya olarak gitmekteyken yolumu kaybettim, "Ey Allah'ın kulları, bana hac yolunu gösterin." demeye başladım. Sonra bu sözü tekrarlaya tekrarlaya doğru yolu buldum. Kûfe'ye gitmiştim. Öyle bir evdeydim ki, başımın altına yastık olarak bir kerpiç koymuştum. Yanımda doksan dirhem para olsaydı Rey şehrinde bulunan Cerir b. Ab-dülhamid'in yanına giderdim. Arkadaşlarımdan bazıları oraya gittiler, ama yanımda param olmadığı için ben gitme imkanını bulama¬mıştım.»
İbn Ebi Hatim, İmam Şafiî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ahmed b. Hanbel, Mısır'a gelmek üzere bana söz vermişti, ama gelmedi."

Cevap:Sözlerin devamında görüldüğü gibi İmam Ahmed parası olduğu zaman kılavuzla hacca gidermiş Parası az olduğu için klavuz almadığı için yolunu kaybetmiş ve insanlara sora sora yolunu bulmuş ve hacca gitmiştir.
Sizde biliyorsunuz ki eskiden kişi bilmediği bir yolu geçmek için kılavuz tutar ve öyle o yolu giderdi bu bilinen bir gerçektir. Ve imam ibni hanbelin sözü de buna delalet etmektedir. (("Ey Allah'ın kulları, bana hac yolunu gösterin." demeye başladım. Sonra bu sözü tekrarlaya tekrarlaya doğru yolu buldum)) Bu sözde de anlaşıldığı gibi İnsanlara sora sora yolunu bulmuştur. Bu aynı şuna benzer kişi  bir yere gider adres tam tutturmaz insanlara sora sora bulur imam Ahmed^’in sözüde buna işaret etmektedir.
[/color]
Kayıtlı
ιвηι тєумιуує
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 151


« Yanıtla #16 : 16 Şubat 2010, 18:45:05 »

Soru: Peygambere veya Allahı veli kullarına istiğase de bulunulduğunda eğer bu işlerin Allahın izniyle olduğuna iman ediliyorsa bu istiğasenin şirk olmayıp aynen karşımızda duran kişiden yardım istemek gibi olduğu iddia ediliyor, ne dersiniz?

Cevap: İstigase; sıkıntı ve darlığı gidermesi için bir kimseden yardım istemek demektir. Allah’tan başkasının güç yetiremeyeceği şey, yalnızca Allah’tan istenir. Kendisinden istigasede bulunulan, kendisinden istenilen ve dua edilen makamındadır. Kuldan, kendi gücü dahilinde olan birşey için yardım istenir.

Allah’u Teala şöyle buyuruyor:

“Yalnızca sana kulluk eder ve yalnızca senden yardım dileriz” (Fatiha: 4)

“Yalnızca sana kulluk ederiz” demek; bütün şirklerden uzuk durarak, kendimizi şirkten tamamen arındırarak sana ibadet ederiz demektir.

“Senden yardım dileriz” demek; her konuda yalnız senden yardım isteriz, demektir. Çünkü gerçek kuvvet sahibi yalnız Allah’tır.

Rasulullah (s.a.v)  şöyle buyuruyor:

“Yardım istediğin zaman yalnızca Allah’tan yardım iste.” (Müslim)

Hadisi şerifte yardımın sadece Allah’tan istenebileceği ve herşeyde O’na güvenilmesi gerektiği bildiriliyor.

Muvahhid olan bir kimse duayı sadece Allah’u teala’ya yapar. Her Allah’u teala’dan başkasına dua yapan (yardım isteyen) kimse müşrik olur mu yoksa olmaz mı?

Bu mesele dua yapan (isteyen) kimsenin durumuna bağlıdır. Yani; duruma göre müşrik olur ya da olmaz. Şöyle ki;

Eğer sadece Allah’ın yapabileceği bir şey için her hangi bir yaratılana zararı defetmesi için sığınır, dua ederse (yardım isterse) müşrik ve kafir olur. Örneğin; Allah’u teala kendisine rızık, çocuk yada hastalığına şifa versin diye yada kendisinden bir zararı kaldırsın diye, Allah’u teala ile kendisi arasında bir vasıta olsun diye bir ölüye veya hayatta olan o onda orada mevcut olmayan veya yanına gelmesi mümkün olmayan birisine sığınır, dua ederse (yardım isterse) büyük şirk işlemiş olur.

Yaratılanları Yardıma çağırmak Üç kısma Ayrılır:

1- Caiz olan yardıma çağırma: Bu; yapabileceği bir konuda mahluku yardıma çağırmaktır. Böyle yapmak caizdir ve ibadet duası değildir. Hayatta olan bir kişiden yapabileceği bir şeyi istemek ise caizdir. Örneğin; hayatta iken bir adamdan borç para istemek gibi…

2- Genel bir şekilde bir mahluku yardıma çağırmak: Bu; sadece Allah’ın yapabildiği bir konuda, ister ölü, ister diri olsun bir mahluku yardıma çağırmaktır.

Bir kişi yalnız Allah’ın yapabileceği birşey için Allah’tan başkasından her hangi bir yaratılana zararı defetmesi için sığınır, dua ederse (yardım isterse) müşrik ve kafir olur. Çünkü sadece Allah’ın yapabildiği bir meselede bir başka varlık O’na denk (ortak) kılınmıştır.

Örneğin; Allah’u teala kendisine rızık, çocuk yada hastalığına şifa versin diye yada kendisinden bir zararı kaldırsın diye, Allah’u teala ile kendisi arasında bir vasıta olsun diye bir ölüye veya hayatta olan o onda orada mevcut olmayan veya yanına gelmesi mümkün olmayan birisine sığınır, dua ederse (yardım isterse) büyük şirk işlemiş olur.

3- Ölüyü yardıma çağırmak:
 
Bu; kendisine yapılan çağrıyı işitmeyen, yapılan isteklere cevap veremeyecek olan ölü bir kimseyi yardıma çağırmaktır. Böyle yapmak da büyük şirktir. Çünkü ölünün ölümü sonrası kainatta artık tasarruf hakkı kalmamıştır. Bu yüzden ölü asla bilinen şeylerle hissetmez. Bütün bunlara rağmen ölüyü yardıma çağıran kimse; onun ölümü sonrası da kainatta gizli bir tasarruf hakkına sahip olduğuna ve isteklere cevap verme güç ve kudretine sahip olduğuna inanmıştır. Dolayısıyla büyük şirk işlemiştir.

Ölümlerinden sonra ve gıyaplarında, melek ve peygamberlere dua etmek, onlar aracılığı ile istekte bulunmak ve bu durumda şefaat etmelerini dilemek, Allah’ın teşri buyurduğu bir peygamberi veya bir kitabı onunla gönderdiği hiçbir dinde yoktur. Böyle birşey müslümanların ittifakıyla ne vacip ne müstehaptır. Ne sahabeden ne onlara tabi olanlardan böyle birşey gelmiş nede müçtehid imamlar böyle bir şeyin yapılmasını caiz görmüşlerdir. Nitekim, Allah Rasulünün vefatından sonra ashab nice belalarla karşı karşıya kalmıştır. Bazen kuraklıkla yüz yüze gelmişler, bazen yemek için yeterli gıda maddesi bulamamış, bazen güçlü düşman ordusu ile karşı karşıya kalmışlardır. Ama onlardan hiçbiri, ne peygamberin, ne Hz. İbrahim’in, nede diğer peygamberlerin kabirlerine gidip şikayetlerini arzetmişler, ne yardım istemişler nede bağışlanma dilemişlerdir.

“Ey efendim! Bana yardım et! Sana sığınıyorum, senden yardım istiyorum, düşmanlarıma karşı bana yardım et vs...” Gibi sözlerle, ölü yada gaib, Allah’tan başka bir kimseden istemek ve dua etmek, istenilen kişi ister peygamber, ister salih bir kimse, isterse başka birisi olsun, Allah’a şirk koşmaktır.

Şeytan bazen, yaratıklardan yardım isteyen kişinin hacetinin tamamını veya bir kısmını yerine getirebilir. Medet beklediği zatın kılığında ona görünebilir. O kimse de bunu yardım beklediği zatın kerameti sanır. Halbu ki, Allah’a şirk koştuğu için kendisine musallat olan ve onu sapıklığa düşüren şeytanın ta kendisidir.

Nitekim Rasulullah (s.a.s)’ın şefaati, Allah’a ortak koşanlara değil, ancak tevhid ehline ve ihlas sahiplerine olacaktır. Melekleri, Peygamberleri ve salih zatları yardıma çağırmak, yahut onlara sığınmak sureti ile şirke düşenler, yaptıklarının şirk olmadığını söyleyerek:

“Biz bunları Allah’ın yarattığını biliyoruz. Fakat, bunlar yaratılmışlar içinde seçkin ve Allah katında değerli kimselerdir. Biz onları, bizi Allaha yaklaştırsınlar ve Allah’ın rızasını kazanmak için Allah katında bize şefaat etsinler diye yardımımıza çağırıyoruz ve onlara sığınıyoruz. Biliyoruz ki fayda verecek olan sadece Allah’tır. Biz istediğimizi Allah’tan istiyoruz. Fakat bunlar Allah’a yakın kimselerdir. Biz onların vasıtasıyla Allah’a yaklaşıyoruz derler.” 

Bunların hepsinin niyetleri Allah-u teala’ya yaklaşmaktır. Fakat bu iyi niyetleri onlara fayda vermemekte müşrik olmalarına engel olmamaktadır. Çünkü bu davranışlarıyla büyük şirk işlemektedirler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“İyi bilinmelidir ki, halis din Allah’ındır. Allah’ı bırakıp O’ndan başka dostlar edinenler “Biz onlara ancak bizi daha çok Allah’a yaklaştırsın diye ibadet ediyoruz” derler. Muhakkak ki Allah aralarında ayrılığa düştükleri konularda hükmedecektir. Şüphesiz ki Allah yalancı ve kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.” (Zümer: 3)

Görüldüğü üzere müşrikler iyi niyetleriyle Allah’a daha çok yaklaşmak için aracılar kılıyorlardı. Ama bu iyi niyet onları şirkten kurtaramamıştır.

Kur’an-ın haber verdiği, peygamberin kan ve mallarını helal saydığı kureyş ve diğer müşrikler de, gökleri ve yeri yaratanın, yedi göğün de yüce arşında sahibinin sadece  Allah olduğunu kabul ediyorlardı.

Müşrikler, ilahlarının gücünü Allah’tan aldığını hayal ederlerdi. Ama bu, dayanaksız bir iddiaydı. Müşriklerle ilgili şu âyetleri biraz düşünmek gerekir.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:


“Desen ki: ’Gökten ve yerden size rızık veren kim? Ya da işitmenin ve gözlerin sahibi kim? Kimdir o diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran? Ya her işi düzenleyen kim?’ Onlar: ’Allah’tır!’ diyeceklerdir. Deki; ’O halde O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?’ İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Hakkın  ötesi sapıklık değildir de ya nedir? Nasıl da çevriliyorsunuz?”
(Yunus: 31-32)

“Andolsun ki onlara “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan “Allah’tır” derler. De ki; hamd Allah’a mahsustur, ama çoğu bilmezler.” (Lokman: 25)

“Ey Muhammed! De ki: “Biliyorsanız söyleyin bakalım yeryüzü ve oradakiler kimindir?” “Allah’ındır” diyecekler. “O halde hiç düşünmez misiniz” de. “Yedi göğün Rabbi ve o yüce arşın Rabbi  kimdir?” de “Allah’tır” diyecekler. “Öyleyse O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” de. “Biliyorsanız söyleyin, her şeyin hükümranlığı elinde olan, barındıran fakat himayeye muhtaç olmayan kimdir?” de. “Allah’tır” diyecekler. “Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz?” de. Hayır! Biz onlara gerçeği getirdik, ama onlar yalancıdırlar.” (Mü’minun: 84-90)

“Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine zarar veya fayda veremeyen şeylere ibadet ederler ve: “Bunlar Allah katında şefaatçilerimizdir” derler. Ey Muhammed! De ki: “Göklerde ve yerde Allah’ın bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz? Allah onların ortak koşmalarından beridir, yücedir.” (Yunus: 18)   
 
Kayıtlı
TALHA Seleme
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 38


« Yanıtla #17 : 16 Şubat 2010, 19:51:18 »

Allah razı olsun. Yaptığınız bütün açıklamalar için .Herşeyi çok net,açıklayıcı,güzel bir üslupla yazmışsınız.
Kayıtlı
Sayfa: 1 [2]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.