HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 19 Nisan 2024, 00:32:42


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: İblis'in, İnsanları Saptırma Yöntemleri  (Okunma Sayısı 73937 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Vasat Ümmet
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 529



« : 04 Nisan 2015, 16:20:07 »

İblis'in, İnsanları Saptırma Yöntemleri
  
  بســـم الله الرحمن الرحيم

ثُمَّ لآتِيَنَّهُم مِّن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَن شَمَآئِلِهِمْ وَلاَ تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ


17 - Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından muhakkak sokulacağım. Onların çoğunu, şükreden kimseler olarak bulamayacaksın.”
  
      
  Allah (c.c) bu ayette, İblis’in azgınlığının ve sapıklığının boyutunu, insanları kandırmak için uyguladığı yöntemlerden örneklerle gözler önüne sermektedir.

“Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından muhakkak sokulacağım.”

Allah (c.c) ayetin bu kısmında İblis’in, Ademoğlunu haktan ve hidayet yolundan saptırmak için nasıl bir yol takib edeceğini İblis’in diliyle haber vermektedir.

İblis, insanları hak ve hidayet yolundan saptırmak için onlara her yönden yaklaşmaya  dair ahdetmiştir.

İbni Abbas (r.a) bu  ayet hakkında şöyle  dedi:

“Onlara önlerinden...sokulacağım.” Yani; onları ahiretleri konusunda şüpheye düşüreceğim.

“...Arkalarından... sokulacağım.” Yani; onları dünyayı elde etmeye teşvik edeceğim, dünyaya olan sevgilerini artıracağım.”

“...Sağlarından... sokulacağım.” Yani; onları dinleri konusunda şüpheye düşüreceğim.

“...Sollarından ... sokulacağım.” Yani; onları günah işlemeye teşvik edeceğim ve işledikleri günahları sevimli göstereceğim.” (Taberi)

İblis insanları hak ve hidayet yolundan saptırmak için  bir değil, değişik değişik bir çok yol ve metodlar kullanır. Bu sebeble insana, her yönden yaklaşabilir. Çünkü her insanın bir zayıf yönü vardır ve her insanın zayıflığı değişik konulardadır. İşte iblis, her insanın zayıf olduğu bu yönleri tesbit eder, ondan sonra bu zayıf yönlerden  yaklaşmaya çalışır.

Kimi insanın zayıflığı para, kimisininki de kadın konusundadır. Kimisi çok övülmeyi sever, kimisi makam ve mevkiye aşırı isteklidir. Kimisi çocuklarına, kimisi evine, kimisi tarlasına, bahçesine düşkündür.

Aslında her insan, kendi zayıf yönünü kolayca tesbit edebilir. Yeter ki, kendisi ile başbaşa kalıp kendisi hakkında şöyle  bir düşünsün.

Dünyalık hangi konularda duyarlı,
Her şeyden çok sevdiği şey ne,
Neyin uğruna fedakarlıkta bulunabilir,
Hangi şeyi kaybetmekten korkuyor,
Eksilmesine dayanamadığı şey nedir,
Hangi şey onu çok kızdırıyor,
Hangi sözden alınıyor,
Kendisine yapıldığında veya yapılmadığında gücüne giden mesele nedir?

 Evet! Herkes kendisini böyle bir sorgulamadan geçirip cevaplarını hakkıyla verdiğinde, şeytanın sıza bileceği zayıf yönlerini kolayca tespit edebilir. Sonra sıra bu zayıf yönleri ıslah etmeye ve kuvvetlendirmeye gelir. Bu da ancak ihlas, Allah korkusu ve Allah’ın emirlerini yaşamakla takviye edilebilir. Fakat bunun da temeli ilimdir. Mutlakaka en doğru şekilde Allah’ı, İslam’ı, şeriati ve rasulü öğrenmek gerekir.  

Fakat bu olmazsa,  insan batıl üzere yaşar da hala kendini hak üzere görür. Nice insan vardır, namaz kılmasına, oruç tutmasına ve daha birçok ibadetleri yapmasına  rağmen Allah (c.c)’a şirk koşar, fakat bunun farkında değildir.

Çünkü, İslami bir çok gerçekten habersiz, ilimden yoksun olarak bazı ibadetlere düşkünlük göstermektedir. İblis, işte böyle insanları avucu içine almış, onlarla oynayıp durmaktadır. Zaten İblis en çok, insanları tevhidden uzaklaştırmak meselesi üzerinde durur. Çünkü tevhid, ancak ilimle elde edilebilecek bir nimettir.

İşte bu amaçla hareket eden İblis, çok değişik hilelerle insana yaklaşır ve onu tevhidden uzaklaştırmak için yoğun bir gayret sarfeder.

İblis’in bu mücadelesini her insanın çok iyi bilmesi, bu düşmanını çok iyi tanıması ve böylece onun tuzak ve hilelerine karşı hazırlıklı olması gerekir.

Bu konuda yapılacak en güzel hazırlık; Allah (c.c)’ın son rasulü vasıtasıyla gönderdiği kitab Kur’an’a ve son rasul Muhammed (a.s)’in sahih sünnetine sımsıkı bir şekilde sarılmaktır. Bununla birlikte şeytanın hile ve tuzaklarından Allah (c.c)’a sığınmaktır.

İbni Abbas (r.a)’dan, Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dua ettiği rivayet edilmiştir:

“Ey Allah’ım ! Senden dinimde, dünyamda, ailemde, malımda affını ve afiyetini istiyorum. Ey Allah’ım! İşlediğim günahları ört! Korkudan beni emin kıl! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden beni koru! Altımdan (zelzeleyle) gizlice helak olmaktan sana sığınırım.”  (Bezzar-Müsned’de rivayet etti ve hasen dedi)

Abdullah b. Ömer (r.a) şöyle dedi:

“Rasulullah (s.a.s), her sabah ve akşam mutlaka şu duayı okurdu, onu terketmezdi:

“Ey Rabbim! Dünya ve ahirette senden afiyet isterim. Yine senden dinimde, dünyamda, ailemde, malımda afiyet ve affını isterim. Ey Rabbim! Kötülüklerimi ört, korkularımı gider! Ey Allah’ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden beni koru! Altımdan öldürülmekten, senin büyüklüğüne sığınırım.”  (Ahmed, Ebu Davud, İbni Mace, İbni Hibban, Hakim rivayet etti ve sahih dedi.)

Sebrate b. Ebi Fakihe dedi ki:

“Rasulullah (s.a.s)’ın, şöyle dediğini duydum:

“Şeytan, Adem oğlunun yollarını keser. İslam yolunu da keser ve ona şöyle der:

“Sen, kendi dinini ve babalarının dinini terkederek müslüman mı olacaksın?” Ademoğlu ona karşı gelerek müslüman olur. Bu kez şeytan, hicret yolunu keser ve ona şöyle der:

“Sen, kendi toprağını ve göğünü terkederek hicret mi edeceksin?” Ademoğlu ona karşı gelip hicret eder.  Sonra, cihad yolunu keser ve ona şöyle der:

“Sen, şayet çarpışırsan ölürsün. O zaman, hanımınla başkası evlenir, malın da bölüşülür. Buna razı mısın?” Ademoğlu ona karşı gelip cihad eder.”

Rasulullah (s.a.s), sözlerine şöyle devam etti:

“Her kim şeytana bu şekilde karşı gelir ve bu hal üzere ölürse, muhakkak Allah (c.c) onu, cennete sokar. Her kim bu yolda ölürse, Allah (c.c) onu da muhakkak cennetine sokar. Her kim bu yolda boğulursa, Allah (c.c) onu da muhakkak cennetine sokar. Her kim bu yolda hayvanından düşüp ölürse, Allah (c.c) muhakkak onu cennetine sokar.” (Ahmed, Buhari-Ettarihil Kebir, Nesei rivayet etti ve hasen dedi)

Allah (c.c), İblis’in insanları saptırmak için her yönden gelebileceğini, her türlü hileye başvurabileceğini bizlere haber vermiştir.

İşte bu sebeble her mü’minin, İblis’in hilelerine karşı tetikte olması, kendisine her yönden yaklaşabileceğini bilmesi, böylece İblis’in yaklaşabileceği, kendisini etkileyebileceği bütün delikleri kapatması gerekir.

Bu gaye ile haraket ederek, Allah (c.c)’a karşı işlenecek en küçük masiyeti bile küçümsememek gerekir. Zira nice küçük masiyetler, ufak görülmelerine rağmen büyüyebilir ve nihayet büyük sapmalara sebep olabilirler.

İster büyük, ister küçük olsun, ister cehaletle, isterse nefse uyarak işlensin, şayet masiyet olan bir amel yapılırsa,  hemen ardından tevbe etmek ve Allah (c.c)’tan mağfiret dilemek gerekir. Bununla birlikte mü’min kul, nefsini her zaman hesaba çekmeli ve şayet Allah (c.c)’ın taatine karşı bir gevşekliği olmuşsa, hemen kendisini düzeltmeye çalışmalıdır.

İşte, şeytanın hile ve tuzaklarından, ancak böyle yaparak korunmak mümkün olur.

Şükredenler Çok Azdır:

“Onların çoğunu, şükreden kimseler olarak bulamayacaksın.”

Allah (c.c) ayetin bu kısmında, İblis’in Adem’in zürriyetine yönelik gayesini açıklamaktadır:

“Yapacağım hileler ile Adem’in neslini saptıracağım.  Sapık yolları onlara süslü göstereceğim.Böylece çoğu, şirk ve küfür içerisinde bocalayıp duracak. Onların çoğunu, sana şükreden kimseler olarak bulamayacaksın. Bilakis onları, senin emirlerine itaat etmeyen, kendi arzularına ve  benim emirlerime göre hareket eden kimseler olarak bulacaksın.”

İblis bu sözü, insanların tabiatlarını bildiği için zannı ile söylemiştir Fakat maalesef haklı çıkmış, gerçekten de insanların çoğu Allah (c.c)’a şükretmeyen ve O’na şirk koşanlar olmuştur.

Allah (c.c) bu konu hakkında, bir başka ayette şöyle buyuruyor:

“Andolsun İblis, onlar hakkındaki zannını doğruladı. Böylece iman edenlerden bir grup dışında, (çoğu) ona uydular. Üstelik onun, onlara karşı bir gücü de yoktu. Ancak ahirete kimin iman ettiğini, kimin de ondan şüphe de olduğunu bilelim diye (ona bu imkanı vermemiz) başka. Senin Rabbin, herşeyin üzerinde koruyucudur.” (Sebe: 20-21)

Bu Ayetten Çıkan Hükümler:

1 - Bu ayet; şeytan ve ona tabi olanların, insanları saptırmak, haktan ve hidayetten uzaklaştırmak, onları şirke düşürüp, doğru yol üzerinde kalmalarını engellemek için bütün güçlerini kullanacaklarını ve bunu gerçekleştirmekten asla vazgeçmeyeceklerini, bir an bile olsa gevşeklik göstermeyeceklerini ortaya koymaktadır.

2 - Bu ayetten anlaşıldığına göre İblis (aleyhillane), hak yolu bilmektedir. Fakat onun hak yolu bilmesi, onun cehenneme girmesine engel değildir. Çünkü Allah (c.c), emirlerine karşı geldiği için ona lanet etmiştir. Bu sebeble de cehennemi haketmiştir. Buna göre hakkı veya hak yolunu bilmek bir kimsenin cehennemden kurtulması veya cennete girmesi için yeterli değildir. Bu konuda asıl önemli olan şey; hakkı bilmekle birlikte, hakka göre hareket etmek ve hakkı bozucu amellerden uzak kalmaktır.

Kişi, Allah (c.c)’ın rasulüne tabi olmadan ve rasulü vesilesiyle gönderdiği emirlere tam bir teslimiyetle teslimiyet göstermeden asla kurtuluşa eremez.


Şeyh Seyfuddin El-Muvahhid
Davetçinin tefsiri 8. cilt


Kayıtlı

"Böylece sizi vasat bir ümmet kıldık ki, insanlara karşı Şahitler olasınız. Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun...
// Bakara:143//
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.