Malik bin Enes
|
|
« Yanıtla #1 : 26 Ocak 2016, 16:42:54 » |
|
Cevap: Müslüman olan bir kişi, Allah hak ettiği için verdiği emirlerin yapılması ve yasaklarından sakınılması gerekir diye inanmalıdır. Yani Allah, yasakladığı şeylerden sakınılmasını ve yapılmasını emrettiği şeylerin de sadece kendisi için yapılmasını gerçekten hak ediyor diye inanmalıdır.
Allah-u Teala kendisinden mutlak bir şekilde korkulmayı hak eden tek varlıktır. Müslüman olan bir kişi, Allah'ın kendisinden korkulmayı hak ettiği için, Allah’tan korkması gerekir. Allah'tan korkmak, Allah’ın hakkıdır. Çünkü Allah-u Teala, azabı çok şiddetli olandır.
Allah'tan hak ettiği şeyleri, Allah'a vererek korkulmalıdır. Kul, Allah'ın hakkını yerine getirememekten korkmalıdır. Emirlerini yerine getirmediği ve yasaklarından sakınmadığı zaman da üzülmesi, sıkıntı duyması ve bu sebepten dolayı cezayı hak ettiğini bildiğinden dolayı korkmalıdır. İşte bu, Allah'ın kulun üzerindeki hakkıdır. Kulun Allah'tan korkması onun Allah'ı tanımış olmasındandır. Kişi Allah'ı ne kadar tanırsa, Allah'tan korkmasıda o kadar artar.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor: "En çok Allah'tan korkan alimlerdir." (Fatır: 28)
Allah'ı en iyi bilen ve tanıyanlar alimlerdir ve Allah'tan en çok korkanlarda alimlerdir. Fakat bu korku, Allah'ın adalet sahibi olduğundan dolayıdır. Allah'ın hakkına tecavüz eden kişide cezayı hak ettiği için korkmalıdır.
Allah'tan korkmak hiçbir zaman elinde sultası olan zalim bir varlıktan korkmak gibi değildir. Kişi, zalim olan bir insandan korkar çünkü onun elinde sulta vardır ve bu sulta ile kişilere zulmeder, ona eziyet eder. Fakat bu korku asla Allah'tan korkmak gibi değildir. Allah'tan korkmak ise hak ettiği için, adaletli olduğu için, saygı duyulduğu, itaat edilmesi gerektiği için korkmaktır, zulmettiği için değil. Keza Allah-u Teala hiç bir kuluna zulmetmez. İşe te bu korku, Allah'ı sevmekle beraber olan, sevgiyle birlikte olan bir korkudur. Eğer kişi Allah'ı sevmeden Allah'tan korkar ise, bu kişi de asla Müslüman değildir.
|