HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 29 Mart 2024, 12:14:12


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: 1 [2] 3 4   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Swack adlı üyemiz:  (Okunma Sayısı 57348 defa)
0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #15 : 26 Mayıs 2014, 00:19:06 »

Swack ve sitemizde bazı üyelerin Vanlılar ve Mustafa Akman ile alakalı yazdıklarına cevap vermek için kaydolan diğer üyelere!
Davetulhaq sitesi olarak prensibimiz, üyelerin yazdıkları hiçbir şeyi bağlayıcı olarak kabul etmiyoruz.
Şayet üyeler bir takım yazılar yazmışsa ve bizde buna müsaade etmişsek bu yazılanları kabul ettiğimiz için değil, faydalı olacak bazı hususların dile getirildiğini düşündüğümüzden dolayıdır. Fakat gerek sizin tarafınızdan gerekse muhalif taraftan meseleyi asıl amaçtan uzaklaştırma gayretlerine şahit olduk ve gücümüz nispetinde müdahale ettik. Biz, sizlerin meseleyi şahsi boyutlara çekmenizden çok, ilmi olarak aranızda halletmenizi temenni ediyorduk.
 Fakat ne siz ne de size cevap veren taraf bunu sağlayamadınız. Bundan dolayı konuyu kapattık. Bazı taleplerinizin var olduğunu da gördük. (isimlerin silinmesi, başlıkların değiştirilmesi vs.) İnşeAllah bizler bu konuda elimizden geleni yapacak ve bundan sonra da şahsi konuları ilgilendiren tartışmalara müsaade etmeyeceğiz.
sizlerin yazı üsluplarınızdan,  kaydolur kaydolmaz hemen savunmaya geçmenizden ve bizim akidemiz hakkında bir takım ithamlarınızdan dolayı sizlerin bu taifenin temsilcilerinden, ilim sahibi gördükleri hocaları olduğunuzu düşündük. Bu yüzden sizleri ilmi münazaraya davet ettik. Fakat siz, bizzat kendi beyanınızla bu taifenin hocalarından veya ilim sahibi görülen kişilerinden olmadığınızı ve ilmi bir vasfa sahip olmadığınızı kimseyi temsil etmediğinizi açıkça söylediniz.
Bu başlıklar altında yazılanlar bahsi geçen taifeyi ilgilendirdiğini ve sizlerinde bu taifenin sözcüsü gibi yazdığınızı artık çok kişi tarafından biliniyor dolaysıyla sizin akide olarak yapacağınız bütün hatalar bu taifeye mal edilecek ve buda büyük bir haksızlık olur.
Bizler bu tür önemli ve ilim gerektiren meseleleri ilmi bir vasfa sahip olmayan kimselerle tartışmayı uygun görmüyoruz. Ve yine avvamla cedelleşmeye ve laf kargaşasına ayıracak vaktimiz de yoktur.

Biz yine de bu taifenin ilim sahibi gördükleri hocalarını burada ilmi bir münazaraya davet ediyoruz. Ve bu davetimiz şahsi olan meseleleri tartışmak için değil bizzat tevhidin aslı ile ilgilidir.

Şayet sizlerde bizimle ilgili sorunlar görmüşseniz sitemizde “Soru ve Cevap” bölümünde adab ve edebe riayet ederek dile getirebilirsiniz. Ve yine isterseniz sitemizde ki eserlerden ve yöneticilerin cevaplarına itirazınız varsa bunu ilmi bir şekilde dile getirin, bizde buna cevap veririz İnşeAllah.
Kayıtlı
Swack
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 84


« Yanıtla #16 : 26 Mayıs 2014, 01:13:50 »

DARİMİ

1-    Doğrusu munazaraya çağıran yazından sonra böyle bir yazı bende hayal kırıklığı oluşturdu. diğer arkadaşların avam şeklindeki nitelemelerine katılmanızı hıo karşılamadım (biz avamsak siz havvassınız)

bildiğiniz gibi bu kelimeler her bir meşrepte farklı anlamda kullanılmış ve genelde avam alt tabaka, havvas ise üst tabaka anlamında kullanılmıştır. Mekke dönemini ele alırsak ebu leheb havvas ancak bilal avamdır.

Umarım bu manalarda kullanmamışsınız.

2-Siteye girdiğim ilk günden beri ilim kavramına açıklık getirmeye çalıştım. benim anladığım ilim tanımı Allahı hakkıyla bilmektir. nitekim bu tanıma göre bilal habbab alimdirler. ancak Allahı hakkıyla değerlendirmeyen

diğerleri kitap yüklü merkeplerdir diyede yazmıştım. Bu manada ben alimim. hiç bir zaman alim değilim demedim bir titrim yok dedim. sanırım  havvas  bu kelimenin manasını bilmiyor. Arzu ederseniz size açıklarım.

3-yanlış bildiğinize inandığım şu üç konuda sizinle bildiklerimi  paylaşmayı planlıyordum 1-amacımız 2-hukuk 3-et 

4-munazarayı yapmamanızı çevrenizdeki bir çok insanın kafasının karışmasına ve böyle gayri ahlaki bir olayın musebbibi olmanıza bağlıyorum.

selam kibir ve kendini beğenmişliğinin kölesi olmayanlara
Kayıtlı
bluemoon
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 23


« Yanıtla #17 : 26 Mayıs 2014, 10:00:33 »

ALINTI:Fakat ne siz ne de size cevap veren taraf bunu sağlayamadınız. Bundan dolayı konuyu kapattık. Bazı taleplerinizin var olduğunu da gördük. (isimlerin silinmesi, başlıkların değiştirilmesi vs.) İnşeAllah bizler bu konuda elimizden geleni yapacak ve bundan sonra da şahsi konuları ilgilendiren tartışmalara müsaade etmeyeceğiz.

Hadi inşaAllah Sonucu görelim..
Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #18 : 26 Mayıs 2014, 10:17:55 »

Swack: Ben sizi anlıyorum aynı şekilde sizden de anlayış bekliyorum. Sizin beyanınızla cevap verdim ama şimdi bakın bu dökülen cümlelerinize!!!Silahı kuşanmış şarjör deki mermileriniz bellidir. İtham, karalama ve zan. Siz böyle mi münazara edecektiniz?
Akideniz yazılarınızda fazlasıyla mevcuttur ve saldırdığınız kimseler bile bahsi geçen insanların(Van’lıların) böyle bir akideye sahip olmadığını söylüyorlar. Sizde kendi beyanınızla onları temsil etmediğinizi zaten söylediniz. Şimdi siz söyleyin onlar adına sizleri nasıl muhatap alalım? Sen onların yerinde olsan böyle bir şey kabul eder misin?
Amacımız bu meseleyi cedelleşmekten, atışmaktan çıkarıp ilmi ve faydalı bir şekilde münazara etmekti. Ancak siz hem bu insanları temsil etmediğinizi hem de ilmi bir vasfa sahip olmadığınızı söylediniz.yani kusura bakmayın şer’i!!! anlamda hem avam hem de temsil etmediği kimseler adına birilerini muhatap alamayız.
Bunun dışında yine çağrımı yineliyorum. Bu cemaatin hocaları veya kendi adına kimi isterlerse onlarla belirttiğim konuda münazara etmeye hazırız inşaAllah.
Kayıtlı
bluemoon
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 23


« Yanıtla #19 : 27 Mayıs 2014, 00:05:39 »

İnne lillahi ve inne ilehyi raciun.
Sevgili Darimi uygulamaların için teşekkür ediyorum.
Şimdi inşAllah sormak istediklerini paylaşmak istediklerini yaz onlar üzerinde paylaşımda bulunalim
swack kardes le beraber bilgilerimizi paylaşalım. Yonetici konumunda olduğundan   sayfada hakarete izin vermezsin o zaman da sorun olmaz.
InşAllah ilim üzere devam ederiz zan dan uzak.
Kayıtlı
bluemoon
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 23


« Yanıtla #20 : 27 Mayıs 2014, 00:30:04 »

Değerli swack geçmişi bırak sadece olayları islami anlamda konuşalım ve hatasız kul olmaz bilgisiyle hatalarimizi duzeltelim ve bize sana ve bana kimseyi temsil etmeme kaidesiyle devam edelim Allahın yolu birdir hata olmaz hata bize mahsusdur Tevhit nazarinda arkadaslarin hatası varsa Kuranin ışığında onları bilgilendirelim insaAllah. ..
Dua ile kalın
Kayıtlı
bluemoon
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 23


« Yanıtla #21 : 27 Mayıs 2014, 00:34:43 »

Sevgili Darimi hakkını helal et günün yorgunluğu olsa gerek yazını tam anlamamisim eğer bizi kimseyi temsil etmediğimiz için munazaraya kabul etmeyeceksen karar senin ama inşAllah bizi bu forumda bilgilendirmek istersen yine karar senin.
Kayıtlı
hakkatalip
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3


« Yanıtla #22 : 27 Mayıs 2014, 20:38:49 »

Burada şünü belirtmekte fayda vardiye düşündüm öncelikle sami ve zemahşerinin hakka uygun olmayan ve kişisel meseleleri beni hiç alakadad etmez. ben vanda olan bu gurubu iyi tanıyan ve halende bulundukları bölgede yaşayan biriyim zemahşeri ve samiyide tanımam ama müslümanım islam dinin aslını sağlamış bir müslümanım. şimdi Allahın izniyle senin sorularına tek tek cevap vermeye çalışacagım
bismilah diyerek bildiklerim ve gördüklerimle ve samimiyetle cevap vereceğim.
 Azadi nin yazılarına cevap


Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.

Zemahşeri, Sami ve bu web site sakinleri bilmeniz gerekir ki, bu vanda ki müslümanlar ile alıp veremediğinizin ne olduğunu anlıyorum.
Cevap: Bu sözu ancak zamanımızda küfür ve Şirk işleyen topluluk için ümet alayışına sahip olan bir kişinin söleyeceği bir sözdür buda bu gurubun bir hastalığıdır zaten bu yazıyı yazan kişi bu cümlelerle islamı tevhidi hiç anlamadığını gösterir nasıl olurki bir topluluk küfür ve şirk işler biri çıkar bu cümleleri söyler bu nasıl bir iman anlayışı. Bu: insanları tanımlar içerisine sokarak, bunu da kendinizin haklı olduğuna bir delil sayma psikolojisidir. Bütün bu bilgileri de kendisine eski arkadaş diyen birinden ve sizin bizzat görüşmelerinizden derleyerek yapıyorsunuz.
Cevap:Şu cümleler ise daha dehşet verici bu hakı arayanın kulanacağı bir uslüp değildir bu dediğin kişilerin musluman oldukları niçin başkalarını rıhasız etsinki anlam veremedim islamdan mesafelerce uzaklaşan bir topluluk için bunu söylemen gerçekten üzücü ve vahim bir durum onlar gibi yaşıyorsunki bunu demeye cesaretin var demeki ben onlarla komşu olarak yaşamama rağmen bu cesareti kendimde bulamam ve Allaha sığınırım o zaman şünüda size sorayım hakı bulma arama ve kabul etme ölçunuz nedir ki acaba yani ben bu kişilerin küfrüne ve bizatihi şirklerine şahit oldum ve oluyorum  sizce bunları nasıl bir tanımlama getirmem gerekir sizin anlayışınıza göre ne işlerlerse işlesinler bunlar müslüman o zaman piyasada eskiden müşrik dediklerinizle sizin aranızda ne fark kalır hele onlardan daha aşağı bir duruma düşmüş olmazmısınız .

Bu eski arkadaş şahısları hedef almış fikirleri değil. Diyebilirsiniz ki, ya anlattıkları?
cevap:Bu güne kadar sapmış olduğu halde nerede görülmüşki saptıklarını kabul etmişlerdir
kişi konuşa bilir sözle dilin kemiği yok ben bunların hem fiilrine hemde sözlerine şahit oldum ve halen oluyorum eskide iyi olan bir topluluğun sonradan sapmaları için bu yukarıda kulanılan cumle yersizdir.


Anlattıklarından anladığım, bir sürü olay örgüsü içerisinden cımbızlanmış cümlelerdir ve bu cümlelerin hiç birinin noktası konmamıştır. Eğer uslup uygun seçilmiş olsaydı ve yeni bir cevher bulmuş olmanın sarhoşluğu ile cımbızcılık yapılıp mesele tek taraflı kapatılmamış olsa idi anlamaya izin verilmiş olsaydı... Ama hayır! Anladığım kadarıyla bu arkadaş ömrünün geri kalanını da cımbızın üzerinde birikenler üzerine inşaa etmiştir.
Cevap:Bu temamen senden kaynaklı bir düşünce hem bu kişilerden uzak olduğunu söylüyorsun hemde kendileriyle beraber yaşıyan arkadaşlık yapan başkalarını yalanlıyorsun bu nasıl bir anlayış ve hakı arama ve bulma yöntemi hadi bunlar cımbız la gelen kuruntularla yetinen kişiler olsun bana nedersi ben içlerinde yaşıyan birisi  beliki senin amacın hak değil seninki taasup Allahın dinini aykırı hareket etikleri bilinen bir gerçek eskiden beri bu kişilerin müşrik dedikleri kişiler bugün bunların düzeldiğini söylüyorlar va hata bu kişilerin dürüst kişiler olmadığını ve dolandırıcı olduklarını söylemektedir
evet bir toplulu düşün Allahın adını anmaktan bile aciz bir hale gelmiş sen halen bu topluluk hakında savunmaya geçiyorsun ve suphan Allah.
ama bunu unutma Allahın dinine ihanet eden birkişiye insanların dolandırıcı ve sahtekar demeleri gayet yerinde bir söz olsa gerek değilmi?


"Şimdi öyleyse bura da karşımıza gelsinler ve fikirleri tartışalım, cımbızın üzerinde birikenin haricinde ne var görelim" diyorsunuz ve meydana çağırdığınızı ve yiğitlik yaptığınızı söylüyorsunuz. Ben bu yazının başlığı dahil diğer tartışmada ki hiç bir eleştirinin silinmesini talep etmedim. Sadece önceki tartışmada ki isimlerin kaldırılmasını talep ettim. Böbürlenin! Sizden talep ettim. İşte tamda bu yüzden bu yiğitlik ve bir meydana çağırma değildir.
Cevap:Bunuda hiçbir zaman unutma hakı istiyen ve hakatabi olduğunu savunan birkişi heryerde akidesini savunur geri durmaz. buralar o kişilerin gelip kendilerini ortaya koyacakları yerlerdeğil hakın olduğu yerde batıl duramaz .hayatını dunya zevk lerine adamış daha islamın nasıl bir hayat sistemi olduğunu anlamamış insanlarmı hakı savunacaklar hayır batıl ehlide hakı savunduğunu idaa ede bilir hama saptırarak savunur bunu öğrenmen gerekir.
Bu kişiler yılardır sapmışlar yeni değilki bu mesele yıların meselesi kendilerine sizler sapmış ve dinden dönmüşsünüz  denildi hemde yüzyüze davetler yapıldı. ama senin haberin yok çünkü savunduğun adamları daha tanımıyorsun insan iyi tanımadığı kişileri savunurmu bu akılı bir kişinin yapacağı bir iş değil;


Kaldı ki, "bunların hocaları veya talebeleri yoksa Swack ile tartışalım bundan avamlar da faydalansın" yazmışsınız. Buradan da cımbızlamamanız için not: Ben Vanda ki ekipten değilim ama onları kardeşlerim olarak görüyorum. Madem hikâye seviyorsunuz bi kısa hikâyede ben yazayım. 96-97 yıllarında o ismini andığınız kişilerden birine (ki ben o zaman müslüman değilim) İlim-Menzil çatışmasını sorduğumda, üzüntüsü ve hüznü yüzünden okunuyordu. Çok konuşmadı Allah Hayır versin dedi.
Cevap:Anlatığın hikaye sahiden acıklıymış.Sen dini duygularınla karıştırıyorsun biz sana küfür şirk diyoruz sen hikaye anlatıyorsun zaten bu kişilerin hayatları olmuş hikaye ve bunları saptıran hocaları oldu ve Allaha hamd olsun samimi insanlara etkileri olmadı 96-97 diyorsun sen kendine baksan farkına varırsın inşAllah.

Beklemeyin kimseyi ve muhattabınız olmayan insanlar ile mümkünse ki gidip tartışıp cımbızlayabiliyor ve hakeret edebiliyorsanız mümkündür elbette, gidin konuşun. Reklam da yapmayın, rantta... Ama üslup, üslup, üslup... Usul, üslup, asıl... ben arapça bilmeyen sizce bedevice inanan belki de daha kötüsü bir adam. Ama siz söyleyin bu üç kelime de aynı kökten gelmemiş midir!
Cevap:Bunları tanımadan haklarında savunmaya geçen sensin samimi biriysen senin gidip bu meseleleri konuşmanlazım bunlarla konuştuk sapıklıkları yüzlerine  soyledik ve dönmediler onları redetik Allahın izniyle bunu yaptık hadi sıra sende.şünü iyi bilislam dini  kaidesiz kuralsız üsülsüz birdin değil bu toplumu sapma sebeplerinden biride kaide ve kural tanımadıkları için saptı.

Ya siz? Forumlarda ahkam kesmenin ve anlattığınız dinin yaşanmaz bir hale sokarak insanlara jandarmacılık yapan siz? Her ortam ve koşulda yaşansın diye indirilen kitap ve onu yaşayan Rasul varken, hangi hakka dayanarak bunu yaparsınız? Diyin ki; "sana öyle geliyor. bak ben zemahşeri, sami yaşayabiliyoruz. senin yaşamaktan anladığın ne" diye sorun bana. "Selam" der ve geçerim.
Cevap:Evet sizin gibi düşünen insanların önleri açık olması gerekir islamın sizlere müsade etmediği yolarda zorla geçersiniz ve kendinize mubah sayarsınız sen daha müslüman tanımadığın için böyle konuşuyorsun  haklısın tek gözlü körler içinde kıraldır

Yanlış bilmiyorsunuz, hayır bunu demiyorum. Son bir tekrar notu:
Kendi adıma konuşuyor ve Vanda'ki kardeşlerimden farklı olarak sukunetini koruyamayan biriyim.
Onların adına da konuşamam buna ilmim yetmez
Cevap:Evet diyemesin yanlış biliyorsunuz çünkü senden iyi tanıyoruz bu sapan topluluğu bunu demen için sende enac bu sapık topluluğu bizim kadar tanıman lazım  Burada yanılıyorsun onların çıkıp burada cevap yazmamaları ve ya kendilerini savunmamaları sanmaki sükünettendir onlar senin dediğin yeteneklerini kaybetmi ve ehliyetli kişiler olmadığından  ve şeytanın aşırı hakimiyetindendir sen onları benim kadar tanımıyorsun
Onlar çıkıp hangi söylenen şeye karşı kendilerini savunacaklar küfür şirk haram olarak işledikleri ve tağüta baş vurdukları faizin alasını işledikleri madayı nasıl takip etiklerinimi zengin olup alahın dinini unutukları bir bir lerini tağutun muhakemesine şikayet etiklerinimi çocuklarının akşama kadar soytarılık yaptıklarınımı ve piyasanın en azgın  neslini piyasaya surduklerinimi lüx ve dunyaya taparcasına sarılmalarınımı sadece para kazalaım heryol bize bubah yahudi zihniyetlerinimi düyün salonları tutup orada müşriklerin bile kendilerine yakıştırmayandan daha aşagılık düyünlerinimi anlatmak için mi sükünetlerini bozacak bu kafir dinden dönen taife En önmlisi Hadisleri nasıl inkar etiklerinimi anlatacaklar.

Hayır bunlar bukadarda yüzsüz olamaz diye düşünüyorum 

Not.azadi ve sıwack enemoon sizler hakı arıyan kişiler iseniz haka tabi olun. taasupçu olmayın yoksa kıyamet gününde siz onlardan onlarda sizden kaçacaklar  Allahın azabından korkun çünkü o azapki çok çetindir ona dayanacak güç olmaz.
Kayıtlı
kamer34
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 8


« Yanıtla #23 : 28 Mayıs 2014, 01:12:37 »

Bluemoon kardeşler çok açık bir şekilde sana cevaplar yazıyorlar. Bunu anlamak bu kadar zor mu.?Bak hudaybiyye antlaşması diyorsun bu antlaşma metninde müşriklerin inancına ters bir madde vardı ve o müşrikler bu maddeye itiraz edip onu değiştirdiler. O zaman bunu kendin için niye düşünmüyorsun inancına aykırı olan maddeye imza atıyorsun. İnancana ters bir madde olduğunda ben ne yapayım bu mecburiyettir demek yerine Mekke müşrikleri kadar dinimizde samimi olmamız gerekmiyor mu?

Kürtler çıkıp açık bir şekilde bize dilimizle savunma yapma hakkı verilmedikçe biz hiçbir muhakemeye çıkmayız ve bu muhakemeleri kabul etmeyiz dediler öyle değil mi?

Peki biz nasıl oluyor da tevhidi bozan şeyleri hiçbir ikrah olmadan kabul ediyoruz. O zaman günümüz müşriklerinden ne farkımız kalır? Eğer sözleşmelerde küfür maddeleri varsa bunları tahrif etmenin yoluna bakman ve sözleşmeyi kendi inancına uygun hale getirmen gerekir. Kaide budur.

Vanlılar nasıl oldu bu kadar bozuldular gerçekten hayret. Hayır bozulmayı bırakın samimiyetlerinide kaybetmişler.

Kayıtlı
azadi
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 6


.
« Yanıtla #24 : 28 Mayıs 2014, 04:36:35 »

.
Kayıtlı
-Zemahşeri-
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #25 : 28 Mayıs 2014, 09:17:05 »

Azadi; Kendi adıma söyleyeyim bu işe soyunurken birinci amacım gerek eskiler yani bizim kuşak olsun gerek yeniler olsun bunlarla konuşmak ve İslam dininde var olan kaide ve kurallar noktasında bunları bilinçlendirmekti.

Bizim niyetimiz bu iken sizler geldiniz doğrudan şahsımızı hedef alarak bize saldırdınız. Ancak giden gitti ben kendi adıma sizlere hakkımı helal ediyorum. Yalnız sizden istediğim tek şey artık inadı kini bırakın bize karşı bildiğiniz meselelerde delillerinizi ortaya koyun bilmediğiniz meselelerde bizden ve özellikle yönetici kardeşlerden bunların içerisinde de DARİMİ kardeşten destek alın.

Çünkü öyle bir zamanda yaşıyoruz ki inanın ilim ehli kardeşlerden destek almadan yola devam etmek bir hayli zordur. İşte Van’daki eski dava arkadaşlarımızın durumu ortada. Şimdi artık samimiyetimizi sonuna kadar ön plana çıkararak meseleleri güzel güzel bir şekilde müzakere edebiliriz ve bizi takip eden diğer samimi insanlarda bundan fazlasıyla istifade etsinler inşaAllah.
İlk yazdıklarıma bakarsanız orada bir şey söylüyorum “Siz bir şeye şirk yada küfür hükmü verip daha sonra bunda tefsilata gidemezseniz” Bunu yaparsanız kafir olursunuz. Bu sözü DARİMİ kardeşimde söylese böyle söylemek durumundadır. Gerek Van’daki konuştuklarım gerek buraya gelip yazı yazanların hepsinde bu rahatsızlığı gördüm.

İkincisi; Bizatihi küfür olan meselelerle bigayri küfür olan meseleleri birbirine karıştırıyor dolaysıyla hüküm verirken yine küfre giriyorsunuz.

Üçüncüsü; Hangi meselelerin tefsilat gerektirdiği ve hangi meselelerin zaruriyet ve mecburiyet sınırında olduğu ile ilgili şeyleri kavrayamıyorsunuz dolaysıyla henüz İslam dinin aslını elde edememiş insanlara bile niyet faktörünü işletiyorsunuz. Neyse İnşaAllah sizinle temel meseleler üzerinde icma ederiz de hem bu dünyada hem ahirette kardeş oluruz inşaAllah.Amin

Bu ön bilgiden sonra yazdıklarına gelecek olursak.

Diyorsunuz ki;Askerlik üzerine düşünceleri (ki bu konuda Darimi gibi ilim ile olmasa dahi yaptıklarının küfür olmadığına dair delil var)

Bakın DARİMİ tağutun askeri olmak bizatihi küfür değil demiyor onu iyi anlayın. Zaten böyle birşey söylemiş olsaydı o bile kendi forumunda Müslümanlar tarafından tekfir edilirdi. Ancak o öyle demiyor bunu daha sonra konuşuruz o bölümü iyece okuyun ne dediğini tam anlamaya çalış.

Van’da birebir konuşmamızda yiyenimin eşine sordum neden askerlik yaptın dedim o bana askerlik yaptım ancak tevbe ettim dedi. Peki neden tevbe ettin bunun küfür olduğunu bilmiyor muydun dediğimde biliyordum dedi ve daha sonra tefsilata gitti işte bu sebeple onu tekfir ettim. Bluemoon a dikkat et hala bunu yapıyor.

Yine diyorsunuz ki; Faiz almış olmaları(ki bunu ben doğrudur bilmiyorum, ama bunun tekfir için yeter sebep olduğuna dair bana anlatın bende kafama takılanı sorayım)

Kimse kimseyi faize bulaştığı için tekfir etmiş değiliz. Böyle bir iddiamız olduğunu hatırlamıyorum. Çünkü biz harici değiliz insanları büyük günah işlemiş oldukları için tekfir etmiyoruz. Ancak bu kesimde sözünde durmama ve faize bulaşma adeta bir hastalık haline gelmiş. Bunun adına da kredi denmiş. Allah’ın sübut-i kat-i nasla haram kıldığı bir şeyi isim değiştirerek meşrulaştıranlar varsa ki bunların sayıları hiçte azımsanmayacak çoktur isimler vermeğe gerek yoktur o zaman işin şekli değişmektedir.

Devamında diyorsunuz ki; Tağutun mahkemesine gitmek(ki bunu da yaptıklarını sizden öğrenmekle beraber, cebren olması durumunuda göz önüne alıp bana ve ben yine kama takılanı sorayım)

Evet h denilen şahıs bunu yaptığı halde hala bu çevrede Müslüman alim olarak biliniyor. Bunu sami kardeşim dile getirmiş ancak bende bizzat canlı şahitlerden duydum isimler lazımsa verebilirim. O halde bizatihi küfür olan bir ameli nasıl oluyor da birileri işliyor ve buna tefsilata gidiyor ve hala bu çevreye göre Müslüman hükmünü alabiliyor.

Bu meselede birden çok küfür vardır. Tüm meselelerde akideniz sağlam kalmış olsa bile sırf bu meselede o şahsı tekfir etmediğiniz müddetçe dinin aslını sağlamış olmazsınız. Bunu söylerken o şahsı hedef gösterdiğim filan düşünülmesin o şahsın yapmış olduğu küfre hüküm vermek anlamında söylüyorum birde o şahsa buna rağmen islam hükmünü vermenizden dolayı söylüyorum.. Önce fiil’in hükmü belirlenir daha sonra bu hüküm faile uygulanır usul budur.

Diyorsunuz ki;Özellikle sizin son yazdıklarınızdan bu kötü nesil yetiştirmiş olma meselesi neredeyse herkesin sorunudur. Ama derseniz ki çocukları illaki muvahhid müslümanlar olmak zorunda değilse tekfir ederiz, yine anlatın)


Böyle bir şey yok. Biz :Kur’an ve sünnetten haberdarız inşaAllah. Bazı peygamberlerin çocuklarının dahi İslam olmadıklarını biliyoruz. Ancak vahim olan bu iman etmemiş çocukları kendi miraslarına varis yapmayı düşünmeleri ve bunlara Müslüman hükmü vermeleridir. Asıl sorun budur. Ezbere bir iman bozuk bir amel, bozuk bir amel, bozuk bir nesil ortaya çıkarır bu sünettullahtır. İstisnalar hariç.

Diyorsunuz ki;Bir seçim de oy toplama ve resmi dükkana asma denilmişti(ki bu o işi yapanı mı bağlar yoksa o bahsedilen otokontrol olmayan bu toplumun tamamınımı bunu da anlatın anlayayım)

Mesele burada birilerinin şahsi küfürleri yada hataları değil bunu iyi anlamak lazım. Sami kardeşim bu açık küfür olan şeyler bile meşru görülür hale gelmiştiri kast ediyor Allahualem. Bunları işleyen bu kesim tarafından hala Müslüman olarak kabul ediliyor asıl küfür burada.

Yine diyorsunuz ki; Hadis ile ilgili olarak hadisleri reddettiklerine dair bu ekibin de sizin bildiğiniz tanıdığınız bir kimse tarafından yazılan makaleleri ver ki bunlar başta olmak üzere ben bir kez olsun "hadis redçiliklerine" denk gelmiş değilim. Uydurma hadis konusunda da bildiğim kadarıyla kesin konuşanı görmedim ama toptan bir hadis redçiliği yoktur, bildiğim kadarıyla. (bu anlamda da anlatın dinleyeyim)

Bu doğrudur. Mustafa Akman dışında bende rastlamadım. Ki bazılarıyla özellikle konuştum bu yönde bir sıkıntıyla karşılaşmadım. Mustafa Akman samimi hislerimle davette bulundum gel tekrardan kardeş olalım dedim ancak o bu davetimize yüz çevirdi ve bir tekelleme tutturarak küfründe inat etti. Ancak sizlere tavsiyem bunu yapmayın inşaAllah. İyi niyeti görün. Artık hesap kitap menfaat peşinde gidecek ne bir durumumuz nede halimiz vardır bunu anlamaya çalışın.

Bu kesimde artık gerek Müslüman alimlerin yazdıkları kitaplar olsun gerek ehli-sünnet ulemasının kitapları olsun bunlardan uzaklaşıldığını gördüm. Bu sebeple yeni jenerasyon bu menhec noktasında hiçbir bilgi sahibi olmadığını müşahhas ettim. Buda sizin git gide İslam dininden uzaklaşmanıza sebebiyet vermiş.

Diyorsunuz ki; Pos cihazı meselesi (ki bu faizden bağımsız mı değerlendirilir bilmiyorum)


Ya mesele pos cihazı filan değil dediğim gibi haram olan meseleler ile küfür olan meseleleri birbirine karıştırmak. Küfür olan bazı şeylerin illetleri hakkında cehalet içerisinde olmak dolaysıyla küfürden kurtulamamak. Ancak bunlara dair dini kaideler hususunda iyice konuşup icma edebilirsek bu tür meselelerin çözümleri hususunda da icma ederiz inşaAllah.

Biriyle konuşuyorduk meseleler hakkında cevap veremedi sonra bana döndü sen askerlik yaptın değil mi dedi bende evet dedim işte bu yüzden sen rahat bir şekilde tağutun askeri olmak küfürdür diyorsun dedi. Kimin hangi sorunu varsa bunu caiz görüyor kimin o meseleyle sorunu yoksa ona küfür diyor dedi. Şimdi azadi sana soruyorum bir Müslüman böyle konuşabilir mi? Bu nasıl bir tevhidi bakış ve bu nasıl bir zihniyet böyle.? Dini kendi tekelinde zan ediyor ki beni de dini kendi tekelimdeymiş gibi görüyor. Cehaletin bu kadarına da pes doğrusu.

Neye sonuç itibarıyla şunu söylüyoruz bir şeye niçin küfür dediğimizi bilmeliyiz küfür dediğimiz şeylere de tefsilata gitmemeliyiz. Bunun iyice kavranması lazım.

Allah’ın izni ve lütfu ile sizler bu şekilde yaklaştığınız müddetçe kısa zamanda tüm konuları konuşuruz ve  Rabbimizden bizlere hayırlı bir yol üzere icma etmeyi nasip etmesi için dua ediyoruz. Bizleri tekrardan kardeş olmayı nasip etsin. Eğer hala art niyetli samimi olmayan insanlar varsa bunlardan yani şirk ve şirk ehlinden olanlardan uzak durmak onları tekfir etmek onları dost edinmeyip velayetimizi onlardan kaldırmak aslun dindendir. Bizde bunu yapacağız inşaAllah. Çünkü aslı itibarıyla küfür olan şeyleri işleyenler hüccetül ikame yapılmadan tekfir edilir. Bu bir dini kaidedir.
Tevbe/65/-Nisa/97-Zümer/3-Nisa/60…Vesselam…
Selam hidayete erenlere;
Kayıtlı
azadi
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 6


.
« Yanıtla #26 : 28 Mayıs 2014, 16:23:08 »

.
Kayıtlı
hakkatalip
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3


« Yanıtla #27 : 28 Mayıs 2014, 21:20:14 »

Gerçi siz daha yakınlarında olduğunuzdan belki konuları ve tekfir etmenize sebep başlıkları derli toplu daha doğru yazabilirsiniz.Şimdi toparlayacak olursam, şöyle sıralayabilirim, sanırım. Ta ilk konudan itibaren aklımda kalanlar:

1- Tc resmi bayramlarında bayrak asma(ki bunu ben kabul etmemiştim, çünkü hiç görmediğim gibi ihtimal de vermiyorum)

Cevap:tağutun bir simgesini asmak bilmeyen için hücet gerekir. bilen için tekfir gerekir tevbe etmesi lazım hele bunu yapan bu topluluk içinde alim olarak danışılıp fetva alınan bir kişi ise işler dahada değişir bunuda kendisine soranlara şü cevabı vermektedir tsk ya iş yaptığı için ve ihalelere girdiği için simgeyi asıp onlardanmış gibi görüneyim ihaleyi bana versinler diye asıyormuş bunda kendi cevresinde olan kişilerin haberi var abimiz asıyorsa bildiği bişey var demektir diyorlar sonuçta abimiz ilim sahibi diyip geçiyorlar. şimdi bunu sen değerlendir ikrah bigayrihi küfür bunun neresinde?bir müslüman nasıl olurki bir kaç kuruş dunya menfaatı elde etmek için böyle bir şey yapar?bu küfrün ta kendisidir ve en basit muvahit bile bunun küfür olduğunu anlar ve bilir


2- Askerlik üzerine düşünceleri (ki bu konuda Darimi gibi ilim ile olmasa dahi yaptıklarının küfür olmadığına dair delil var)

Cevap:askerlik konusuna gelince kendisini normal piyasada küfür ve şirkten korumaya yeteneği  olmayan bir kişi nasıl kendini askerlikte karşılaşacağı küfürlere karşı kendini  koruyacak acaba ?bu insanları ben tanıyorum bunların askeriyede küfür ve şirk işlememeleri %0 diyebiliriz bu gibi korunmaya mühtaç kimseleri askere göndermek ve gidip yap gel demek ayrı bir küfürdür çünkü bir müslümanı kendisine koruma yolarını öğretmede oyle yerlere göndermek hem yüzme bilmeyen bir kişiyi denizin ortasına göndermeye benzerki buda bu kişinin boğulmasına neden olmak ve sebep olmaktırki buda islamda ki kaideye göre küfre rızadır ve küfürdür

3- Faiz almış olmaları(ki bunu ben doğrudur bilmiyorum, ama bunun tekfir için yeter sebep olduğuna dair bana anlatın bende kafama takılanı sorayım)

Cevap:faiz meselesi hepimiz tarafında haram olarak bilinen bir meseledir.kişi faize bulaşırsa eğer bunu haram olduğunu söylerse bu kişi haram işlemiştir.işin yanlış tarafı bu topluluğun faiz aldıklarında(bankada kıredi çektiklerinde)bunu caiz olduğunu ve müritlerine alabilirsiniz fetvasını vermelerindedir ve buda Allahın haram kıldığı faizi helal görmeltirki buda küfürün ta kendisidir ben buna şahir oldum ve halende oluyorum birkişi haram görerek bir fiili işleyebilir ama müslüman olduğunu söyleye bütün topluluk bu amele velevki haram görerek işliyorsa  bu amelim meşruhlaştırmaktır ve ameliyle caiz görmektirki buda küfürdür

4- Tağutun mahkemesine gitmek(ki bunu da yaptıklarını sizden öğrenmekle beraber, cebren olması durumunuda göz önüne alıp bana ve ben yine kama takılanı sorayım)

cevap:İhtilaf Anında tağuta muracaata bulunmak Allah cc hakı olan hüküm verme yelkisini bir başkasına vermek verilen kişiye ibadet etmektir. bu kişilerin hakımız gitse baş vururuz derler peki sana sorayım Allah,ın hakımı önemli yoksa bizim hakımızmı tabiki Allah,ın hakı diyeceğiz eğer biz kendi hakımızı Allahın hakına tercih edersek iman nerde kalır ve haşa böyle bir başvuru caizse ozaman peygamberler ve sahabilirin bu kadar çektikleri işkence haşa boşunamı! hayır bütün resülerin gönderiliş amacı tağutu her çeşidiyle red ve tek olan Allah cc imandır bu imanın ruknudur islam dininin aslıdır bu (tağutun mühakemesini ve tağütün her çeşidini red etmeden imanın mümkün olmayacağının bir kanıtıdır)
Burada şunuda anlatmadan geçemiyeceğim.bunlarla muhakeme konusunu konuştum ve onlara malın gitmesi durumunda mühakemeye baş vururmusunuz dedim ve bana aynen şöyle söylediler biz kalbi razı olmadan mühakemeye baş vurulacağının caiz olduğu konusunda arkadaşlarla itifak etik dediler! NASIL OLURKİ hakında delaleti kati subuti kati naslar olduğu halde bu kişiler bu  imanın aslını oluşturacak mesele hakında itifak etmişler acaba bü Allah cc hakında şeytanın kandırmasından ve saptırmasından başka bişey değil ve bu şirkin ta kendisidir


5- Özellikle sizin son yazdıklarınızdan bu kötü nesil yetiştirmiş olma meselesi neredeyse herkesin sorunudur. Ama derseniz ki çocukları illaki muvahhid müslümanlar olmak zorunda değilse tekfir ederiz, yine anlatın)

Cevap:bilmelisinizki toplumlar hep nesile bozulur bu tür toplumların nesileri toplumun daha çabuk bozulmasına sebebiyet verir niçin derse çünkü bunlar kendilerini islama nesbet etikleri için büyük idaalarda bulundukları için tomlumun bunların hal ve hareketlerine daha çok dikat eder ve bilirsin derler hoca bunu yaparsa biz neyapalım der yani bizim yapmamız normaldir derler işte bu kişilerin madi olarak zenginleşince şımarıp ve Allahı unutular ve yahudiler gibi paralarını hem çoğaltma hemde çoğalan paralarını nasıl harcayabilme yolarını aradılar ne kazanç yolarını islama göre ölçuyu tuturdular . nede nasıl harcıyacakları yoları islama göre tuturdular ve çocukları zaman içerisinde buyuyup toplumun içerisinde toplum gibi daha aşağılık bir hale geldi  ve onlarda bunu çok iyi bilmektedirler biz onlara bu ne hal dediğimizde çocukların önunu kapatalımda cahilmi kalsınlar derler buda gerekçeleri.daha anlatmakla ve yazmakla bitmeyecek şeyler var






6- Bir seçim de oy toplama ve resmi dükkana asma denilmişti(ki bu o işi yapanı mı bağlar yoksa o bahsedilen otokontrol olmayan bu toplumun tamamınımı bunu da anlatın anlayayım)

Cevap:Evet böyle durumlar meydanda aşikar yapıldığında buna sesiz kalan tekfir etmiyen bu kişinin parti için oy toplamasına sesiz kalmakta aynı fili işleyen gibi şirke ve küfre girmiştir bu islamın hükmüdür maalesef bu savunduğun bu toplumun içerisinde aşikar bunu yaptılar ve tekfir edilmediler ve bizlerde buna şahit olduk ve bizim bu toplumu tekfir etmemize sebeb olan nedenlerden biride budur

7- Hadis ile ilgili olarak hadisleri reddettiklerine dair bu ekibin de sizin bildiğiniz tanıdığınız bir kimse tarafından yazılan makaleleri ver ki bunlar başta olmak üzere ben bir kez olsun "hadis redçiliklerine" denk gelmiş değilim. Uydurma hadis konusunda da bildiğim kadarıyla kesin konuşanı görmedim ama toptan bir hadis redçiliği yoktur, bildiğim kadarıyla. (bu anlamda da anlatın dinleyeyim)

Cevap:tabiki hadislerin son zamanlarda kimin etkisinde kalarak bu yolu izlediklerinide anlatayım inşAllah bu kişi mustafa islamoğlu denilen zındıktır ve bunlar kendi cahil ve ilimsizce muteber kabul edilen hadis alimlerine dil uzatmaya bile cesaretlendiler buda son zamanlarında temamen saptıklarında sonra oluşan olaylar
 
8- Pos cihazı meselesi (ki bu faizden bağımsız mı değerlendirilir bilmiyorum)

Cevap:Bu konuyla alakalı Sitede arama bolümünde ara deylı bildi bulursun inşAllah

Bu arada anlatın dinleyeyim bir sefer daha demiştim ve Sami'de şimdi sizde onlara sorun diyorsunuz. Abi siz zaten hem yakınlarındasınız ve hem de bunlar böyle böyledir diyorsunuz. Tekfir nedeninizi merak ediyorum. Ayrıca dikkatinizi çekerim, hiç isim vermeden de konular pek ala anlatılabiliyormuş.

Cevap:ben samiyi bilmem ama ben onların içindeydim ve tekfir sebepleri çok ve bu kişiler  sana samimiyetimle söleyeyim eskiden müşrik dedikleri insanlardan daha aşağılık bir duruma düşmüş bir taife buna inan ve bunu sebebi beli Allah ın dininden yüz çevirmelerindendir veAllahın onlara bir gazabıdır ama şeytan bunlara yaptıklarını süslü göstermiştir  ve Allah cc bizi bu toplumun içnde çıkardı Allaha hamd olsun
Allahtan dileyim bunların içinde hidayeti hak edene hidayet vermesini isterim Amin yoksa bu kişilerin sapmaları bizi sevindirmez çünkü kişinin küfre girmesine sevinmekte küfürdür    

İnsanların kalplerini Allah bilir eyer amacın hakı bulmaksa ve bu uğurda mücadele veriyorsan Allah seni haka ulaştırır inşAllah Allah tan daha merhametlisi yoktur bunu bil

Kayıtlı
-Zemahşeri-
Girişimci Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 126


« Yanıtla #28 : 29 Mayıs 2014, 04:39:33 »

Allah’ın ismi ile;

Zamahşeri bu üslubu baştan yana sergileseydiniz iyi olurdu. Alıntı-azadi

Bu üslubum hem ilk yazdığım yazılarımda var hem de hayatımda. Ancak bu üslup yerine, zamanına, mekanına ve kişiye göre değişir. Buda Rabbani bir metotdur. Din konusunda bana saldırmayan benimle, din kardeşlerimle alay etmeyen, bana, dinime savaş açmayan insanlarla üslubum hep bu olmuştur/Mümtahine/8..

Şimdi: “Siz bir şeye şirk yada küfür hükmü verip daha sonra bunda tefsilata gidemezseniz”Bunu yaparsanız kafir olursunuz.  Soruyorum, mesela ben bir meselenin küfür olduğunu veya şirk olduğunu sanıyordum sonra öğrendim ki bu mesele "büyük günah"tır bu düşüncemi düzeltmem gerekiyor. Ben kafir mi oluyorum? Alıntı-azadi


Öncelikli olarak şunun kesin olarak bilinmesi gerekir ki oda şudur kişinin dinin aslını tamamlayıp tamamlamadığına bakılır. Eğer kişi bu anlamda İslam olmuşsa yani sonradan elde edilen Müslüman olma sıfatını elde etmişse bu kişi hakkında verilecek hükmün şartları da değişir.

Muayyen hüküm vermede isnad edilen şeyin yani söz, fiil ve hareketin kesin ve kati delillerle somut ve sarih olmasıyla ancak mümkündür.

Böylesi bir durumda dil sürçmesi, niyet,cehalet,mazeret gibi unsurlar göz önünde bulundurulur.
Muayyen hükümde tekfir söz konusu olduğunda bu isnad edilen şeylerin itham edilen kimselerden vuku bulduğunun kesin delillerle katiyet kazanmasıyla ancak küfür hükmü verilir.

Şayet tekfir illeti olan sebep eğer dinin aslı ile ilgili ise bu durumda ise hüccetin ikame edilmesine bakılmaz ayrıca duraksama da yapılmaz doğrudan hüküm verilir. Ancak dinde zaruri olarak bilinmesi gereken meselelerin dışında bir sebep ise hüccet ikame edilir. Hüccetten sonra yine aynı tutum devam ederse tekfir edilir.

Bunu bildikten sonra bir Müslümanın  bazı konularda isabetsiz hüküm indirmesi söz konusu olabilir bu konuda cehaleti özür babında kabul edilir ve tekfir edilmez kendisine hüccet ikame edilir.

Ben doğrudur; bizatihi küfür olan, bigayri küfür olan ve hangi meselelerin tefsilata gireceğini bilmiyorum. Bu meselelerin tek tek ne olduklarını öğrenmekle olursa anlatın öğreneyim, yoksa nasıl ayırt edeceğimi anlatın ki ayırt edebileyim. Alıntı-azadi


Evet bu çok önemli bir meseledir. Piyasadaki dinci grupların en çok battıkları meselelerden bir tanesi de budur.
Bizatihi küfür demek aslı itibarıyla küfür olan şey demektir. Yani hakkında açık sarih nassın veyahut nasların olduğu küfürler demektir.

Misalen; Dinle alay etmenin kendisi küfürdür. Tevbe/65/66. Böyle bir küfür doğrudan tekfiri gerektirir.

Misalen; Tağuta muhakeme olmanın kendisi küfürdür. Yani Bizatihi küfürdür. Nisa/60-65 Böyle bir ameli işleyene ayrıca muhakeme esnasında başkada küfür işleyip işlemediğine bakılmaz doğrudan tekfir edilir.

Misalen; Allah’tan başkasına hüküm (Teşri) hakkı tanımak Bizatihi küfürdür. Yusuf/40-Şura/21

Misalen;Tağutun askeri olmanın kendisi küfürdür. Nisa/76 –Kasas/40 Tağutun askeri olupta bu görevi icra ederken ayrıca başka küfür işleyip işlemediğine bakılmaz niyetine de bakılmaz doğrudan tekfir edilir..

İşte böylece uzar gider. O halde tüm bunları bildikten karşılaşacağımız meseleleri bu kaide ve kural üzerinden değerlendirip hüküm çıkarmamız gerekir. Bizatihi küfür olan şey hakkında açık nas olup da küfür veya şirk kapsamında olan ve delaleti kati olan şey demektir.

Bigayri küfür ; Bu küfür çeşidi ise hakkında açık nas olan küfür çeşidine dolaylı yoldan götüren şey demektir.

Misalen; Askerlik yapmak aslı itibarıyla küfür değildir. Tağutların askerleri içerisinde bulunmak onların karartılarını çoğaltmak zahiren onlar gibi gözükmek evet bunların tümünün küfür olduğuna dair elimizde herhangi nas yoktur. Tam tersi bu tür durumların küfür olmadığına dair deliller vardır. DARİMİ kardeşimin söylediği şeyde tam olarak bu noktadır. İşte aslı itibarıyla küfür olmayan bu amel dolaylı yoldan şirke küfre sebebiyet verdiğinden dolayı bu mesele bigayri küfür olarak değerlendirilir. Yani böylesi meselelerde tefsilat vardır yani detay vardır.

Böylesi meselelerde muayyen tekfirde şartların engellerin ortadan kalkması gerekir aksi halde tekfir etmek nefsimizin bize fısıldadığından başka bir şey değildir.

Akli anlamda buna bir örnek verecek olursak; Bir oda düşünün bu odanın bazı yerlerine mayınlar döşendiğini var sayın. Kişi bu odaya girip odanın içerisinde dolaşıp çıktığında eğer  bu mayınların yerlerini ve mayınların özeliklerini biliyor ve kendisini bu mayınlardan nasıl koruyabileceği hususunda eğitmiş ise, bu mayınların yerlerini iyi bildiğinden dolayı onlara basmadan odadan çıkmasını başarabilmişse siz bu kişiye bu odaya girdiğinden dolayı illaki mayına bastı hükmü veremezsiniz.

Aynı şekilde bunun tersini düşünün. Bu odanın her tarafına istinasız mayın döşenmişse ve kişi bu odanın içerisine girip odayı dolaşıp çıkıyorsa ve bu mayınlara basmadığını iddia ediyorsa bu kişinin bu iddiası kaale alınmaz mayına bastığı hükmü verilir. Çünkü oda da sağlam basacak herhangi zemin bulunmamaktadır.

İşte bizatihi küfür ile bigayri küfür olan meselelerin aklı anlamada ki açıklaması budur. Okul meselesi de böyledir. Kafirlerden eğitim değil okuma yazma öğrenmek caizdir. Bedirde savaş esirlerine Müslümanlara okuma yazma öğretmeleri hususunda serbest bırakma şartı koşulmuştur.

Ancak günümüzdeki tağuti rejimler okuma yazma öğretirken ayrıca çocuklara eğitimde vermekteler. Bu eğitim müfredatında şirk ve küfür olan unsurlar bulunmaktadır. O Halde bu mesele bigayri küfürdür. Yani bunda tefsilat vardır. Bunun şartlarını Mustafa Akmana cevap bölümünde ilk başlarda anlattık. Bu şartlar yerine gelmeden her kim ki çocuklarını bu tür yerlere gönderirse küfre rıza Nisa/140 gösterdiğinden dolayı kafir olur. Çünkü küfre rıza göstermenin kendisi küfürdür.

Gördüğün gibi mesele okuma yazmadan başladı küfre rıza meselesine dayandı. Yani aslı itibarıyla küfür olmayan bir mesele aslı itibarıyla küfür olan bir hükme kadar gelmiş oldu. Eğer bu açıklamalarımızdan sonra anlamadığın yada anlatamadığımız kısımlar varsa tekrardan sorarsın üzerine konuşuruz inşaAllah.

Askerli üzerine Darimi'nin yazdıklarını okudum. Anladığım kadarıyla sizin sorduğunuz kişi "küfür dediği bir mesele de tefsilata girdiği için onu tekfir etmişsiniz". İsterseniz sonra konuşuruz ama yanlış mı anladım. Yani size "evet eğer askerdeyken orada ki küfür ve şirklere bulaşırsam" diye konuşsa ve durumu izah etseydi o'nu tekfir etmiyecekmiydiniz? Alıntı-azadi

Öncelikli olarak şunu belirtmekte fayda görüyorum bu askerlik meselesinde bazı noktalarda DARİMİ kardeşim gibi düşünmüyorum bunu zaten kendisi de biliyor. Evet eğer bir meseleye küfür hükmü verdiysek bu meselede tefsilata gidemeyiz. Ancak Allah’ın hükmünü uygulamak durumundayız. Bugün Makdisi olarak bilinen belam bu meseleleri belki de piyasada en iyi bilen ve bu meselede ne dediğine en hakim bilgili kişilerden biridir.

O şöyle bir usul takip ediyor. Önce meseleyi tevhidi boyutuyla ele alıyor ve meselenin şirk yada küfür olduğuna hüküm veriyor daha sonra buna tefsliata gidiyor ve cehaleti mazeret olarak gösteriyor. Ebu Hanzala zındığı ise bu noktada tefsilata gitmiyor ve dinin aslında cehaleti mazeret olarak görmüyor. Yani anlayacağın Ebu Hanzalanın akidesi bu noktada telefi olarak bilinen bu taifeyi tekfir ediyor. Ancak reel de ise durum bunun tam tersi olup o kesimi Müslüman olarak görüyorlar ve onlara kardeşlerimiz diye hitap ediyorlar.

Nasıl ki Makdisi bunu yaparken biz onu tekfir ediyorsak Van daki eski arkadaşlarımızdan herhangi biride böyle yaparsa onu da tekfir ederiz ve onu Makdisilerin sınıfından kabul ederiz.

Din hissi duygularla/Nur/2 hüküm verilecek bir ciddiyetsizlikten uzaktır. Bu din Allah’ın dinidir sözde onudur hüküm de .

Demişsiniz ki; Yani size "evet eğer askerdeyken orada ki küfür ve şirklere bulaşırsam" diye konuşsa ve durumu izah etseydi o'nu tekfir etmiyecekmiydiniz?

Bu mesele tefsilatlı bir meseledir. DARİMİ kardeş gibi düşünenler olduğu gibi benim gibi düşünen insanlarda vardır. Bu her iki görüşte çeşitli naslardan hareketle hüküm veriyorlar. Ancak bu her iki görüşünde üzerinde icma ettiğ bir şey vardır ki oda şudur “Tağutun Askeri olmak bizatihi küfürdür”. Kaideler ve bu kaideler üzerinden hüküm belirleme noktasında sizinle bir noktaya gelirsek ve dinin aslı olan yani aslud-din olan diğer bazı meselelerde de icma edebilirsek bu meseleyi detaylı bir şekilde konuşuruz inşaAllah.

Tağutun mahkemesine gitmek meselesi içim: "O halde bizatihi küfür olan bir ameli nasıl oluyor da birileri işliyor ve buna tefsilata gidiyor ve hala bu çevreye göre Müslüman hükmünü alabiliyor. diyorsunuz. Anladığım kadarıyla, bizatihi küfür dediğiniz konulardan biri bu olsa gerek. Bu konuda da şunu merak ediyorum, cebren mahkemede bulunmak bu durumu değiştiri mi? Veya şöyle düşünüyorum: Alış-veriş yaptığımız insanlar müşrik insanlar. Kendi dinlerine uygun bir de hukuk sistemleri var. Aslında hukuk onların silahıdır. Ve küfürdür, teşri yetkisinden dolayı. Peki bir müslümanın malı bir müşrik tarafından gasp edilse o mahkemeye de gidemez mi? ? Alıntı-azadi

Daha öncede belirtmiş olduğumuz üzere hakkında ap açık küfür olduğuna dair olan meseleler bizatihi küfür kapsamındadır. Bunların delalet ettiği hükümlerde zanni değil kati hükümlerdir. Tağuta muhakeme olmak da bu babtandır. Bunun tahsisi ancak İkrah halidir.Nah/106. İkrah ölüm halinin söz konusu olması herhangi bir uzvun kesilmesi yani anlayacağın cana kastın kesin olarak olmasıdır. Kişi böylesi bir durumu o anı için def etmek için dinin aslını bozan söz amel ve fiil işleyebilir. Bu Allah’ın kullarına merhameti sıfatıyla vermiş olduğu bir ruhsattır.  

O halde önce Tağuta muhakemenin ne olduğunun tespiti gerekir. Kaidelerden biride önce fiilin ne olduğu tespit edilmeli daha sonra bu fiili işleyen faile bu hüküm uygulanmalıdır. Bu sebeple Mustafa Akman et makalesi bölümde ısrarla fiilin üzerinde durmaktadır.

Muhakeme davacı davalı ve hakimden oluşur. Muhakeme olmak için illaki dört duvar arası şart değildir. Muhakemeyi idare edecek yetkili bir merci (Bugünkü muhakemeler ) olabileceği gibi bir bireyde olabilir (Kab bin Eşref gibi.) Muhakemenin aslı bu iken bu aslın birde cüzleri vardır temyiz gibi savunma gibi.

Hakim konumundaki bu merci veya birey eğer Allah’ın hükmüyle hüküm etmiyorsa bu muhakemede muhakeme olmak şirktir. Bir Müslüman hiçbir şekilde böylesi muhakemelerde savunma yapamaz bir üst mahkemeye gidemez hak hukuk adalet bekleyemez ancak kendisine atılmış bir iftira varsa önce bu muhakemeyi red ettiğini ifade eder sonrada kendisine atılmış olan suçu red eder. Bunun tek tahsisi ikrahtır.

Böyle yaptığında bu kişi tağuta muhakeme olmuş olarak hüküm almaz. Ancak senin ifede ettiğin gibi bir Müslümanın malı gasp edildiğinde kendisi bizzat davacı olarak tağutun muhakemesine baş vurması  küfürdür. Bu durumda bu kişi kafir hükmünü alır niyetine de bakılmaz. Çünkü bu konuda açık nas vardır. Böylesi durumda muayyen tekfir kaidesi uygulanır.

Bununla ilgili olarak şunu diyebilirim ki yanlışsa düzeltin. Bu grubun bir otokontrol sistemi olmadığını yazmıştınız. Bunu anlıyorum. Şöyle düşünüyorum, (bu iyi niyet meselesini de ilimsizliğime verin) belki de dağınık birşekilde yaşıyorlardır. Yani aralarında ki hukuk akrabalık ilişkisi gibi bir hale bürünmüştür. Her birisi Müslüman olarak yaşamaktadır. Ama artık üstesinden gelemedikleri bu gibi konularda zaten aralarında bir kardeşlik hukuku yoktur ki muhattabını küfür ile itham etsin. Hani deseniz ki, bunlar her biri birbirlerinin küfürlerini gizleyerek birbirlerine Müslüman diyorlar ve bunu herkes bildiği için onları tekfir ediyoruz anlarım ama ya değilse? Yani meşru görmek değilde yapılacak bir şeyleri kalmamıştır! Alıntı-azadi

Ya işin doğrusu bunların çok da art niyetli olduklarına hiçbir zaman inanmadım. Birçoğuyla geçmişte çok sıkı bağlarım olmuştur. Onların samimiyetlerine birçok noktada şahitlik edebilirim.

Ancak her kesimde olduğu gibi bu kesimin içerisinde de art niyetliler kendini bilmezler bilmedikleri halde bilmişlik taslıyanlar olabilir. Bu kesimde de bu gibiler illaki vardır. Mesela ilk konuyu astığım zamanlar da sami kardeşimin verdiği o isimlerin içerisinden olan birine ya senin isminin de geçtiği  bir forumda konu açılmış dediklerinde şuan tam hatırlamıyorum “Ya boş ver şuan bununla uğraşamam” gibi ipe sapa gelmeyen bir söz sarf etmişti. Bununla uğraşamam diyen zat zira muhakemelerle uğraşmayı seviyor. Bunu da sonradan öğrendik. Daha sonra kendisine baskı yapılınca da konuyu takip ettiğinin de duyumunu aldık.

İşte benim hedef kitlem olumsuz yönde bu gibi kişilerdir. Yoksa gerçekten çok samimi insanlar var ve senin üzerine düşen görevlerden biride önce meseleleri iyice kavramak daha sonra imanını şirkten küfürden arındırmak ve bu kişilere ulaşmaktır. Bu meşaleyi Allah’ın izniyle aldım sizin gibi samimi insanlara bırakıyorum. Melekler gelip canınızı alana kadar bu görevi layıkıyla yerine getirmeğe çalışın inşaAllah. Önce ilim sahibi olun sonra iman ettiğiniz şeyleri hakkıyla yaşayın ve insanları buna davet edin. Din bunu emir eder.

“bu yazdıklarından bir kez daha anlıyorum ki, küfür dediğimizde tefsilata girilmez bunun için yukarıda sorduğum soruyu tekrarlıyorum. ...mesela ben bir meselenin küfür olduğunu veya şirk olduğunu sanıyordum sonra öğrendim ki bu mesele "büyük günah"tır bu düşüncemi düzeltmem gerekiyor. Ben kafir mi oluyorum? Alıntı-azadi


Evet aynen öyle; Ya o meselenin küfür olmadığına hükm edeceksiniz yada küfür dediğiniz meselede tefsilata gidemezseniz. Bunun iyice kavranması lazım. Dediğim gibi kişi Müslüman olma sıfatını elde ettiğinde bazı konularda cehalet sahibi olabilir. Örneğin Ubudiyet Tevhidinden cehalet sahibi olabilir. Alim olmadığı müddetçe ki bizler alim değil avamız bir çok insan Allah’u Teal’a’nın isim ve sıfatlarında cehalet sahibi olabilir. Bazı meseleleri tam manasıyla idrak edemeyip yanlış hükümde indirmiş olabilir böylesi durumlarda hüccetin ikamesi tekfirin önünde engeldir. Eğer kişi mesele hakkında yanlış hüküm indirmişse ve kendisi bunun farkına varmışsa derhal tevbe edip durumunu düzeltmesi gerekir. Çünkü artık kendisine hüccet ulaşmış demektir.

Bir de "banka kullanmak" meselesini sormak istiyorum. Faizsiz Kredi diye bişe var. Yani mesele faizle alış-veriş yapmak mı yoksa "banka kullanmak"mıdır. Alıntı-azadi


Ticarette ki caiz olmayan yalan konuşmak, malı olduğundan farklı sunmak,tartıda hile yapmak, tekelcilik yapmak vs vs bu gibi illetler ticareti mübah olmaktan çıkarır. Ticarette asl olan helal yoldan kazanç elde etmektir. Ticaret helal  Riba (Faiz) haram kılınmıştır. Bugünkü bankalar kredi adı altında faizi helal kılmışlardır ve temellerini bu esas üzerine bina etmişlerdir. Bu gibi bankaların en büyük para kazanma kaynakları faizdir. Bu sebeple bu tür bankalarla çalışmamak onlardan uzak durmak bir Müslüman için en hayırlısı olsa gerek diye düşünüyorum.

Ancak bu bankaların yanında İslamcı bankalarda vardır. Bu bankalar hiçbir şekilde açıktan yani bildiğimiz kadarıyla faizle para vermemektedirler. Daha çok vadeli satışlar yaparak kar elde etmekteler. Buda İslam dinine uygun olan şeydir.
Hiçbir şekilde faizin bulaşmadığı uzun veyahut kısa vadeli para alımı söz konusuysa bunu almak elbette ki caizdir. Bu tür alışverişlerde faiz illetinin artma olduğunu göz önünde bulundurursak burada herhangi bir artma söz konusu olmadığından dolayı caizdir. .

Bugünkü İslamcı bankalarla diğer bankalar arasındaki farkı ve hükmünü ancak ilim ehli kardeşlerimiz daha iyi açıklarlar diye düşünüyorum. Bunu bir ara DARİMİ kardeşle konuş inşaAllah. Çünkü bu ilim isteyen tefsilatlı bir mesele.

Sonuç olarak, burada paylaştığımız meselelerin anladığım kadarıyla bu insanları toptan tekfir etmeyi gerektirecek bir durum olmadığıdır. Dediğiniz en problemli durum bazı küfür amellerine karşılık bir birlerini tekfir etmemeleridir. Ama bu topluluğun bir bütün olarak her birisini tanımlamaya yeter mi? Ben iyi niyetimi koruyarak ilim öğrenmek istiyorum. Aksi halde bugün eksik bildiklerim yüzünden bilgisizce bu arkadaşları tekfir etmediğim gibi yarın da yine ilimsizce tekfir edebilirim, Allah korusun. Bu yalnış mı? Alıntı-azadi

Tekfir şer-i bir meseledir. Bu ancak ve nacak Allah’ın tekelinde olan bir hükümdür. Elbette ki bu hüküm ilimsiz bir şekilde verilmez. Ancak biz konuda tanımadığımız insanlara yerine göre diyarın hükmünü yerine göre çoğunluğun hükmünü veriyoruz. Tabiki bu çoğunluğun hükmü biliniyor ve azınlığın hükmü bilinmiyorsa. Bunca yazılıp çizilenden sonra şunu açıkça gördük ki bu sözü geçen kesim eski itikadini kaybetmiş ve artık hükmü bilinen kişilerdir.

Biz Müslümanlar imanlarına şirk küfür bulaştıranlardan uzak durmak onları dost edinmemek onları velayette yetkili kılmamakla emir olunduk. İslam dini bir hukuk dinidir. Nasıl ki bizim ahirete dair düşüncelerimize yön veriyorsa dünya da ki muamelatlarımıza da yön verir. Bu sebeple hiç bir kimse ilimsiz bir şekilde hiç kimseyi kafir ilan edemeyeceği gibi hiç kimsede hiç kimseyi ilimsiz bir şekilde Müslüman olarak da ilan edemez. Çünkü bu her iki sıfatta insan hayatında sonradan elde edilmiş sıfatlardır. O halde bilinene göre hüküm vermek gerekir.

Bu mesele apayrı bir mesele olduğu gibi çok da önemli bir meseledir. Ben uzun yıllardır bu çevreden kopuk yaşadığım için şuan bu kesimden hiç kimseye Müslüman hükmünü vermiyorum. Ancak bildiğim bazı kardeşler var onlarda zaten bu kesimden değildirler ve onlardan kopan kimselerdir. Bu kişilerin itikatlerini bildiğimden dolayı onlara Müslüman hükmünü veriyorum ve burada onlara Allah’ın selamını gönderiyorum.

Bu üslubunuz için teşekkür ederim. Ve inşAllah adım adım da olsa ilerleriz. Bu bir tartışma değil soru cevap gibidir, zaten tartışamam. Ve bu konu da bize fayda verir. Alıntı-azadi


EyvAllah; Rabbim yolunu açık etsin duamız seninledir inşaAllah böyle birlikte dinimizi en güzel şekilde öğrenmeğe devam ederiz. Rabbim daim kılsın….Amin….Fi Emanillah…

Not: DARİMİ kardeşimin ki Allah daha da ilmini artırsın bu makalesini birkaç kez okumaya çalış İnşaAllah..

http://www.davetulhaq.com/tr/forum/index.php?topic=12610.0
Kayıtlı
ŞURA
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 71



« Yanıtla #29 : 29 Mayıs 2014, 10:49:27 »

Zemahşerinin faiz kelimesini kullanmayan bankalar hakkında açıklaması gerçegi yansıtmıyor  kapitalist sistemdeki bütün bankalar bu sistemin bekası üzerine kurulmuş ve faiz sistemiyle çalışmaktadır her ne kadar kendilerine farklı isimler verselerde

Bu bankalar kar payı ismiyle faiz dagıtmaktadırlar şöyleki; müşterilerilerinin paralarına karşılık  belli bir miktar kar vaad etmekteler buna karşılık bu parayla ne iş yapacakları veya ne kadar kazanacakları bilinmemektedir bu baştan belirlenen miktar kesinlikle ticaret olmayıp kar payı adı altında faiz vermekti rki bu parayla para kazanırken de  ticaret ten deyil faiz den kazanmaktadır buda işin diyer buyutu

anlaşmanın başında kar payı belirlemeleri parayı faizden kazandıkları içindir ticarette kar oldugu gibi kar etmeme vaya zararda söz konusudur eger bu bankaların bu paraları ticarette kullansalar ticaretin neticesine göre elde edilen kar mıktarına göre müşterilerine pay vermesi gerekirdi

Bu bankalardan para alırken veya ev araba gibi mal alımlarında vadeye göre ödenecek miktar artmaktadır. vadesine göre ücreti artan eksilen satış islamda var oldugu bilinen bir konudur bu ticarette ödenecek miktar baştan vadeye göre kesin bir şekilde tesbit edilir ve bu miktarda daha sonra bir artma ve eksilme söz konusu olmaz. Bankalar ise   zamanında yapılmayan ödemelere karşılık miktarda artırma yapmaktadırlar ki buda islamın haram kıldıgı faizin ta kendisidir
Kayıtlı
Sayfa: 1 [2] 3 4   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.