HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 25 Nisan 2024, 19:01:25


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir kaç soru  (Okunma Sayısı 7542 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
koyuyeşil
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 25


« : 13 Nisan 2014, 01:25:06 »

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi müslümanların üzerine olsun.

* Müslüman bir kimse çocuğunu, saçını örtmeyen biri ile umuma açık (çarşı, pazar, park, avm vb) bir yere gönderebilir mi? Gönderir ise hükmü ne olur?

* Müslüman bir kadın başı açık namahrem bir kadını evine alabilir mi? Alır ise hükmü ne olur?

* Müslüman bir kimsenin evine ya da iş yerine (işletmesine) üzerinde haram ya da küfür sembolü bulundurduğu halde bir misafir (müşteri) almasının hükmü nedir?
Harama örnek: Erkek bir kimse parmağında altın yüzük var - Köse olmadığı halde sinek kaydı tıraş olmuş biri vs vs...
Küfür sembolüne örnek: tağut baskılı t-shirt giymiş - göğsünde X ülke bayraklarından rozetleri var vs vs...  

*Müslüman arabasını sadece caiz olan bir isi yapması için yani sınırlı bir şekilde bir kafire verirse arabayı alan adamın işlediği haram ve küfür müslümanı bağlar mı?

Hidayete tabi olanlara selam olsun.
Kayıtlı
Teymullah el-Muvahhid
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 459



« Yanıtla #1 : 14 Mayıs 2014, 13:21:51 »

Soru: Müslüman bir kimse çocuğunu, saçını örtmeyen biri ile umuma açık (çarşı, pazar, park, avm vb) bir yere gönderebilir mi? Gönderir ise hükmü ne olur?

Cevap: Müslümanın erkek çocuğunu başını örtmeyen biriyle umuma açık olan yerlere göndermesi caiz değil, haramdır. Ve yine kız çocuğunu tesettürsüz bir kadınla böyle umuma açık yerlere göndermesi de caiz değildir.
 
Soru: Müslüman bir kadın başı açık namahrem bir kadını evine alabilir mi? Alır ise hükmü ne olur?
 
Cevap: Öncelikle şunu bilmek gerekir ki; mahrem-namahrem kavramları karşı cinslere karşı (kadın-erkeğe karşı) kullanılır. Kadınlar ise kadınlara karşı zaten mahremdir, birbiriyle evlenmeleri mümkün değildir. Kadının kadına karşı namahremlik durumu söz konusu değildir. Bu sebeble doğru olacak soru şekilde olur; “Müslüman bir kadın başı açık kafir bir kadını evine alabilir mi?”

Bu sorunun cevabı: Müslüman bir kadının başı açık olan kafir bir kadını eğer güvenilir ise ve ahlaksız değilse evine almasında veya onun evine gitmesinde bir mahsur yoktur.
 
Soru: Müslüman bir kimsenin evine ya da iş yerine (işletmesine) üzerinde haram ya da küfür sembolü bulundurduğu halde bir misafir (müşteri) almasının hükmü nedir?Harama örnek: Erkek bir kimse parmağında altın yüzük var - Köse olmadığı halde sinek kaydı tıraş olmuş biri vs vs...Küfür sembolüne örnek: tağut baskılı t-shirt giymiş - göğsünde X ülke bayraklarından rozetleri var vs vs...

Cevap: Kafir olan kimseyi, üzerinde dinine ait simgeleri üzerinde bulundurduğu halde işyerine müşteri olarak almakta bir sakınca yoktur. Zira Rasulullah (s.a.s) müşrikler ve putperestlerle üzerlerinde dinlerine ait olan semboller ve onların dinlerine göre caiz gördükleri şeyleri üzerlerinde bulundurdukları halde onlarla alışveriş ve anlaşmalar yapıyordu. Ve yine Necran Hristiyanları, Rasulullah ile görüşmek için onun mescidine geldiler. O zaman boyunlarına haç vardı. Rasulullah konuştuktan sonra mescidinde kaldılar. Bu yüzden kendi inandıkları inancı temsil eden simgeleri takınan kimselerle ticaret yapmak ve ticaret için Müslümanların ticarethanesine girmeleri için izin vermek, onların takındıkları küfür sembollerine Müslümanın rıza göstermiş olduğunu göstermez. Onların inançlarını temsil etmek için takındıkları semboller Müslümanı bağlayıcı değildir. Önemli olan Müslümanın caiz olan durumlarda onlarla beraber olmasıdır. Örneğin ticaret yapmak veya anlaşma yapmak gibi…

Şayet bu kafirleri Müslüman evine alacaksa ve açık tebliğ döneminde ise bu durumda bu şekilde onu evine almaz ve bu şeyleri çıkarması söylenir. Fakat gizlilik devresinde ise ve söylediğinde açığa çıkacaksa bu durumda bunları çıkarması söylenmez. Ve yine bu sembollerin İslamla alay içerikli olup, olmadığına da dikkat etmek gerekir. Eğer İslam’la alay içerikli ise Müslüman buna muhakkak müdahele eder. Yok eğer İslam’la alay içerikli değilse ve kafir inancını simgelediği için boynuna asmışsa bu durumda Müslüman kafiri ticaret ve anlaşma yapmak için işyerine alabilir. Altın yüzük takmak Müslüman erkekler için haramdır. Kafirler için ise haram değildir. Yine sinekkaydı traş olmak da böyledir.
 
Soru: Müslüman arabasını sadece caiz olan bir isi yapması için yani sınırlı bir şekilde bir kafire verirse arabayı alan adamın işlediği haram ve küfür müslümanı bağlar mı?

Cevap: Müslüman kafire aracını sadece caiz olan iş amaçlı kullanması için vermişse ve kafirin kötü bir iş için kullanmayacağından emin ise bu durumda kafirin ondan habersiz yaptığı ameller Müslümanı bağlamaz. Fakat Müslüman caiz olmayan işler için kullanacağını tahmin ederse ve kafir sözünde durmayan, güvenilir olmayan bir kimse ise o zaman aracını vermemesi gerekir.
Kayıtlı


وَآخِرُ دَعْوَانَا أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Davamızın sonu;
Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun
koyuyeşil
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 25


« Yanıtla #2 : 20 Mayıs 2014, 00:45:47 »


Allah'ın Selamı rahmeti ve bereketi müslümanların üzerine olsun.

Cevaplar için Allah razı olsun ve ilminizi artırsın. Bir kaç soru daha eklemek istiyorum.

* Müslüman kadının, kafir kadının yanında açık olması haram mı? Nur suresi 31 ayette bulunan  "...kendi kadınlarından (mümin kadınlardan), başkasına zinetlerini göstermesinler..." kısmını nasıl anlamalıyız?

Cevap: Kafir olan kimseyi, üzerinde dinine ait simgeleri üzerinde bulundurduğu halde işyerine müşteri olarak almakta bir sakınca yoktur. Zira Rasulullah (s.a.s) müşrikler ve putperestlerle üzerlerinde dinlerine ait olan semboller ve onların dinlerine göre caiz gördükleri şeyleri üzerlerinde bulundurdukları halde onlarla alışveriş ve anlaşmalar yapıyordu. Ve yine Necran Hristiyanları, Rasulullah ile görüşmek için onun mescidine geldiler. O zaman boyunlarına haç vardı. Rasulullah konuştuktan sonra mescidinde kaldılar. Bu yüzden kendi inandıkları inancı temsil eden simgeleri takınan kimselerle ticaret yapmak ve ticaret için Müslümanların ticarethanesine girmeleri için izin vermek, onların takındıkları küfür sembollerine Müslümanın rıza göstermiş olduğunu göstermez. Onların inançlarını temsil etmek için takındıkları semboller Müslümanı bağlayıcı değildir. Önemli olan Müslümanın caiz olan durumlarda onlarla beraber olmasıdır. Örneğin ticaret yapmak veya anlaşma yapmak gibi…

* Cevabınıza göre; bu şartlarda bir kafir müslümanların yanında işçi olarak çalışabilir mi?

Cevap:Şayet bu kafirleri Müslüman evine alacaksa ve açık tebliğ döneminde ise bu durumda bu şekilde onu evine almaz ve bu şeyleri çıkarması söylenir.
* Aksi halde küfre rıza mı göstermiş sayılır?

Cevap: Altın yüzük takmak Müslüman erkekler için haramdır. Kafirler için ise haram değildir. Yine sinekkaydı tıraş olmak da böyledir.

* Kafirlere, Tıraş takımı, Altın hediye edebilir miyiz? Bunu şöyle mi anlamak gerekir; Aslı haram olmayan ancak müslümanlara haram olan şeyleri kafirlere hediye-ikram edebiliriz.

* Berber dükkanı açıp kafirlere sakal traşı yapılır mı?


Hidayete tabi olanlara selam olsun
Kayıtlı
Teymullah el-Muvahhid
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 459



« Yanıtla #3 : 11 Temmuz 2014, 09:58:14 »

Soru: Cevabınızda “Müslüman bir kadının başı açık olan kafir bir kadını eğer güvenilir ise ve ahlaksız değilse evine almasında veya onun evine gitmesinde bir mahsur yoktur.” diyorsunuz. ”Müslüman kadının, kafir kadının yanında açık olması haram mı? Nur suresi 31 ayette bulunan  "...kendi kadınlarından (mümin kadınlardan), başkasına zinetlerini göstermesinler..." kısmını nasıl anlamalıyız?

Cevap: Kadının kadına avreti; göbeğiyle diz kapağı arasıdır. Bu kadının, müşrik veya Müslüman olması fark etmez, yeter ki müşrik kadın güvenilir olsun, yani ahlaklı olsun, iffetli olsun… Eğer ki müşrik kadınların güvenilir olmaları hiç söz konusu olmasaydı ehli kitap kadınlarıyla evlenmek asla helal olmazdı. Çünkü onlara da güvenmek asla mümkün olmazdı. Oysa Allah (c.c): “İffetli kalmaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları şartıyla size helaldir” buyuruyor. Demek ki bu kadınlar, böyle konularda güvenilirlikleri, sağlamlıkları tesbit edilmiş ki Müslüman erkeklerin onlarla evlenmeleri mümkün olabilmiştir. Eğer ki tam aksi olursa; yani iffetleri söz konusu değil, zinakarlar, gizli dost tutma özellikleri var, işte bu durumda onlarla evlenmek Müslümanlara helal olmaz. O halde bu konuda anlayacağımız müşrik kadınların kendilerine itibar edilecek kimseler olabileceği gibi itibar edilmeyecek kimseler de olabileceğidir.

İşte bu sebepledir ki fakihler bu mesele hakkında ihtilaf etmişlerdir.

Bu sebeple Nur: 31 ayetindeki geçen “kendi kadınları” ibaresini bir kısım alimler “Müslüman kadınlar” şeklinde açıklamışlardır. Dolayısıyla mü’min bir kadının müşrik ve zımmi bir kafir kadın karşısında vücudunun hiçbir yerini açması helal değildir. Ancak cariyelerinin hükmü müstesnadır.

Bir kısım alimlere göre; hristiyan bir kadının müslüman bir kadını öpmesi veya müslüman bir kadının müşrik bir kadına karşı olan avret mahallinin dışındaki yerlerini göstermesi mekruhtur. Zira Hz. Ömer, Suriye valisi Ebu Ubeyde bin Cerrah (ra)'a yazdığı mektupta: “Bana gelen haberlere göre müslüman kadınlarla zımmî kadınlar aynı hamamda birlikte yıkanıyorlarmış. Buna mani ol. Çünkü zımmi bir kadının bir müslüman kadını çıplak olarak görmesi caiz değildir” demiştir. Bu mektubu alan Ebu Ubeyde (ra), halkı toplayarak, “Hangi kadın özürsüz olarak sırf temizlenmek için zımmi kadınlarla hamama giderse, Allah (cc) müslümanların yüzünü ağarttığı gün o kadının yüzünü karartır. demiştir.”

İbni Abbas (ra) da şöyle der: “Müslüman kadınların yahudi veya hristiyan kadınlara vücudlarını göstermeleri haramdır. Zira onlar müslüman kadınların vasıflarını gidip kocalarına ve erkeklerine anlatırlar.”

Bazı alimlere göre de ayetteki “kendi kadınları”ndan maksat, müslüman veya zımmi bütün kadınlardır.

Alusi de Fahreddin Razi'den naklen: “Kadınlar”dan maksat müslüman veya kafir bütün kadınlardır, demektedir.

Alusi, Fahreddin Razi'nin seleften şöyle naklettiğini zikreder: “Kadınlar”dan maksat müslüman kadınlardır. Buna göre Müslüman olmayan kadınlar karşısında müslüman kadının yabancı erkekler karşısında olduğu gibi örtünmesi lazımdır” görüşü, bu örtünmenin farz değil sünnet olduğu şeklinde anlaşılır.

“İşte bu özel sınırın ne olduğu hususunda müfessirler ve fakihler arasında ihtilaf vardır. Bazı alimlere göre, “kendi kadınları” tabiri yalnız müslüman kadınları ifade eder. Bu, İbni Abbas (r.a), Mücahid (r.a) ve İbni Cerir (r.a)'nin görüşüdür. Bunlar görüşlerini Ömer (r.a)'in Ebu Ubeyde (r.a)'ye yazdığı mektuba dayandırmaktadırlar.      
 
“Diğer bir taifeye göre “kendi kadınları”ndan maksat bütün kadınlardır. Fahreddin Razi'ye göre bu en sıhhatli görüştür.

Bir başka taifeye göre ise “kendi kadınlarından maksat, onlarla tanışan, konuşan ve iş yapan kadınlardır. Bu kadınların müslüman olmaları ile olmamaları arasında hüküm bakımından bir fark yoktur. Ayetteki “kendi kadınları” ifadesi dışında kalan kadınlar tanınmayan, huyu ve adetleri bilinmeyen kadınlardır. Din ihtilafı söz konusu değildir. Öyleyse müslüman bir kadının tanıdığı iffetli, namuslu, güzel ahlaklı bir hristiyan kadına karşı ziynetlerini açmasında bir mahzur yoktur. Fakat haya perdesi yırtılmış, ahlakına ve terbiyesine güvenilmeyen, yabancı erkeklere karşı laubali davranan kadınlara karşı ise (isterse müslüman olsunlar) müslüman bir kadının ziynetlerini örtmesi farzdır. Çünkü böylesi kadınların zararı erkeklerden daha az değildir.”

Bu görüş daha sağlamdır. Müslüman kadınlar bu görüş doğrultusunda hareket ederlerse ahlaklarını daha iyi korurlar ve bugünkü batı taklitçisi kadınların şer ve zararlarından kendilerini kurtarırlar.

Soru: Cevabınıza göre; bu şartlarda bir kafir müslümanların yanında işçi olarak çalışabilir mi?

Cevap: Kafirin kendi dinine ait sembolleri takınması onu bağlayan bir şeydir. Dar-ul harpte kâfir, bunları takındığı halde Müslümanın yanında çalışıyorsa bu Müslümanı bağlayıcı değildir. Ve Müslüman onu bu halde çalıştırdığından dolayı onun takındığı şeylere rıza göstermiş sayılmaz.

Soru: Cevabınız: Şayet bu kafirleri Müslüman evine alacaksa ve açık tebliğ döneminde ise bu durumda bu şekilde onu evine almaz ve bu şeyleri çıkarması söylenir. Ek Soru: Aksi halde küfre rıza mı göstermiş sayılır?

Cevap: Müslümanların dar’ul harpte, Müşriklerin kendi inançlarını temsil eden sembolleri takınmalarına karşı çıkmaması onun bu küfür şiarlarına rıza gösterdiği anlamına gelmez. Zira Müslüman dar-ul harpte egemen ve kuvvet sahibi değildir. Fakat dar-ul islam’da İslam akidesi egemen olduğu ve güç Müslümanların elinde olduğu için bunların açıktan takınması yasaklanır. Dar-ul harpte Müslüman gücü yettiği kadarından sorumludur.  Kafiri evine aldığında onun üzerinde küfür şiarlarını kaldırmasını söyleyebilecek güç ve kuvvete sahipse bunu yapar.  Fakat çıkarttıracak güç ve kuvvete sahip değilse mümkün mertebede onu evine almaz. Şayet Müslüman böyle sembolleri çıkarttırmadan kafiri evine almışsa bu küfre rıza sayılmaz. Zira Rasulullah (s.a.s) Necran Hıristayanlarının üzerlerinde ki dinlerine ait sembolleri çıkarmalarını söylemedi. Ve hatta ibadet vakitlerinde onların mescitte ibadetlerini yapmalarına izin verdi. Müşriklerin dinlerine ait olan sembolleri takınmaları onları bağlayan bir şeydir, Müslüman onların dinlerine ait olan sembolleri takınmalarından dolayı sorumlu değildir.

Ek Soru: Kafirlere, Tıraş takımı, Altın hediye edebilir miyiz? Bunu şöyle mi anlamak gerekir; Aslı haram olmayan ancak müslümanlara haram olan şeyleri kafirlere hediye-ikram edebiliriz.

Cevap: Kafirlere tıraş takımı, altın vs. gibi Müslümanların kullanması haram, müşriklerin ise haram olmayan eşyaları hediye etmekte bir sakınca yoktur. Zira Hz. Ömer (r.a) Rasulullah (s.a.s)’ın kendisine verdiği ipek elbiseyi kardeşine hediye etmiştir.

Soru: Berber dükkanı açıp kafirlere sakal traşı yapılır mı?

Cevap: Dar'ul harpte berber dükkanı açıp, kafirleri sakal traşı yapmak caizdir.
Kayıtlı


وَآخِرُ دَعْوَانَا أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Davamızın sonu;
Alemlerin rabbi olan Allah’a hamd olsun
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.