Recm

[NaKruF]

SelamuN AleykuM
’’ Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.’’ Nur:2
Bu ayete zina edenlerin evli yada bekar olduğu zikredilmemiştir.Bu yüzden Kuran-ı Kerim de geçmeyen recm olayı bu ayet ile nasıl anlamalıyız?

[Teymullah el-Muvahhid]

Soru: ’’ Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.’’ Nur:2
Bu ayete zina edenlerin evli yada bekar olduğu zikredilmemiştir.Bu yüzden Kuran-ı Kerim de geçmeyen recm olayı bu ayet ile nasıl anlamalıyız?

Cevap: Recm ile ilgili ayetin ilk önce Kur'an'da olduğu daha sonra lafız olarak neshedildiği (kaldırıldığı) fakat hükmünün kıyamete kadar baki olduğu konusunda sahih rivayetler vardır. Ve yine recm hükmünün hem Rasulullah (s.a.s), hem sahabeler (r.a) tarafından uygulandığına tevatür derecesine ulaşmış rivayetler vardır. Aynı şekilde recm hükmünün kıyamete kadar baki olduğuna ehli sünnet alimleri arasında icma vardır.

Bana Ebû't-Tâhir ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler.(Dediler ki) : Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Yûnus, İbni Şihâb'dan naklen haber verdi. (Demiş ki) : Bana Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe haber verdi ki, kendisi Abdullah b. Abbâs'ı şunu söylerken işitmiş:

Ömer b. Hattâb, Resûlüllah (s.a.s)'ın minberi üze­rinde otururken şöyle dedi:

"Hiç şüphe yok ki Allah, Muhammed (s.a.s)'i Hak (din) ile göndermiş ve kendisine kitabı indirmiştir. Ona indirilenlerden biri de recm âyetidir. Biz bu âyeti okuduk, belledik ve anladık. Resûlülllah(s.a.s) recmetti; ondan sonra biz de recmettik. Ama insanların üzerinden uzun zaman geçerse korkarım biri: Biz Allah'ın ki­tabında recmi bulamıyoruz, der de Allah'ın indirdiği bir farizayı terk etmekle dalâlete düşerler: Gerçekten erkek ve kadınlardan zina eden kimse üzerine -muhsan olmak, beyyine veya gebelik yahut i'tirâf bu­lunmak şartı ile-recm Allah'ın kitabında haktır." (Müslim: 1691- Bu hadîsi Buhâri «Hudûd» bahsinde tafsilâtlı bir şekiide tahrîc etmiştir.)

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyor:

"Benden alın. Allah onlara bir yol açmıştır. Evli olan erkek ve kadın recmedilir. Bekar olan erkek ve kadına yüzer sopa vurulur ve bir yıl sürgün edilir." (Müslim, Ebu Davud, Nesei, İbni Mace)

[Swack]

TEYMULLAH EL-MUVAHHİD

Hak yayınlarında çıkan Mer'i ibn yusuf'il kermi nin kuranda nasih ve mensuh isimli kitabında sizin bu iddia ettiğiniz nesih türü hakkında 13. sayfada şöyle demektedir:

"Doğru olan ;bu nesih çeşidinin caiz olmadığıdır. Bunu caiz olarak görenlerin dayandıkları delil, delil olarak kabul edilemez. çünkü haberi ehaddır ve Allah(cc)'nun hüküm ifade eden

bir ayeti indirip, daha sonra bunun hükmünü bırakıp ayetin lafzını kaldırdığını isbat eden bir delil bulunması mümkün değildir. Çünkü kuranı kerim'den hem ifade ettiği hüküm hem

de dizilişteki mucize kasdolunur. ve ondan ayeti  kaldırıp hükmünü bırakmak hikmetten değildir. hakkında kesin delil bulunmadıkça bu yola gidilmez. haberi eha ta katiyet ifade

etmez ve kati bir nas da zanni bir delille neshedilemez." diyor. ve şunu ekliyor:" meşhur ulemadan bir çoğu neshin bu türünü kabul etmemişlerdir. Kadı ebu bekir El- intisar isimli

kitabında şöyle demiştir: hükmü kalıpta Kurandaki yazılışı kaldırılan bazı hükümlerin var olduğunu gösteren Ömer(r.a)'in  rivayet ettiği hadis ve buna benzeyen rivayetler haberi

ehaddir. bu konuda delil gösterilemez. (fethul menan s:277)

bu kitabı kabul edersiniz diye özellikle kaynak verdim yoksa aslında korunup değişmediğine iman ettiğimiz Kuranı kerim bu tür eksikliklerden uzaktır. böyle bir kaynağa da ihtiyaç

yoktur bu imani bir meseledir.

slm

[Teymullah el-Muvahhid]

Soru: Hak yayınlarında çıkan Mer'i ibn yusuf'il kermi nin kuranda nasih ve mensuh isimli kitabında sizin bu iddia ettiğiniz nesih türü hakkında 13. sayfada şöyle demektedir:

 "Doğru olan; bu nesih çeşidinin caiz olmadığıdır. Bunu caiz olarak görenlerin dayandıkları delil, delil olarak kabul edilemez. çünkü haberi ehaddır ve Allah(cc)'nun hüküm ifade eden bir ayeti indirip, daha sonra bunun hükmünü bırakıp ayetin lafzını kaldırdığını isbat eden bir delil bulunması mümkün değildir. Çünkü kuranı kerim'den hem ifade ettiği hüküm hem de dizilişteki mucize kasdolunur. ve ondan ayeti  kaldırıp hükmünü bırakmak hikmetten değildir. hakkında kesin delil bulunmadıkça bu yola gidilmez. haberi eha ta katiyet ifade etmez ve kati bir nas da zanni bir delille neshedilemez." diyor. ve şunu ekliyor:" meşhur ulemadan bir çoğu neshin bu türünü kabul etmemişlerdir. Kadı ebu bekir El- intisar isimli kitabında şöyle demiştir: hükmü kalıpta Kurandaki yazılışı kaldırılan bazı hükümlerin var olduğunu gösteren Ömer(r.a)'in  rivayet ettiği hadis ve buna benzeyen rivayetler haberi ehaddir. bu konuda delil gösterilemez. (fethul menan s:277) bu kitabı kabul edersiniz diye özellikle kaynak verdim yoksa aslında korunup değişmediğine iman ettiğimiz Kuranı kerim bu tür eksikliklerden uzaktır. böyle bir kaynağa da ihtiyaç yoktur bu imani bir meseledir.

Cevap: Bahsi geçen eserde yazar  (Mer'i İbn Yusuf'il-Kermi) bu nesih türü ile ilgili görüşleri ve tercih ettiği (doğru bulduğu) görüşü beyan etmektedir. Bu nesh çeşidinin caiz olup, olmaması âlimler arasında ihtilaflıdır.  Bazı alimler bunu caiz görmüş, bazıları ise caiz görmemişlerdir.

Bizim bu konuda tercih ettiğimiz görüş; böyle bir nesh türünün caiz olduğudur. Ömer b. Hattab’ın hadisi haberi ahaddır. Biz sahih olan haber-i ahadın nesh konusunda delil gösterilebileceğine inanıyoruz.

[Swack]

TEYMULLAH EL MUVAHHİD

1-Daha önceki yazınızda bu konuda icma var demiştiniz. icma olan bir konuda Meri ibni yusuf el kerminin itiraz etmesi (eğer icma varsa) akidevi bir sorun yaratmazmı?

2)sahih haberi ahadın kuranın lafzının nesh edilip hükmünün baki kalacağına delil olabileceğine inandığınızı söylüyorsunuz. bu konuda deliliniz nedir?

 

[Teymullah el-Muvahhid]

Soru: Daha önceki yazınızda bu konuda icma var demiştiniz. icma olan bir konuda Meri ibni yusuf el kerminin itiraz etmesi (eğer icma varsa) akidevi bir sorun yaratmazmı?

Cevap: Daha önceki cevabımızı güzelce okumuş olsaydınız; hangi konuda icmanın var olduğuna ve bahsi geçen eserde ki yazarın sözüyle bir alakası olmadığını görürdünüz. Zira recm hükmünün İslam’da var olduğu ve bu hükmün kıyamete kadar geçerli olduğu konusunda ehli sünnet âlimleri arasında icma vardır. Ne bahsi geçen eserde ki yazar ne de başka bir ehli sünnet âlimi aksini söylememiştir. Fakat sahih ahad haberin ayeti neshetmesi konusunda âlimler arasında ihtilaf vardır. Zaten bahsi geçen eserde ki yazarın sözü haber-i  ahadın ayeti neshedip, etmeyeceği ile ilgilidir, recmin varlığı ile ilgili değildir.

Soru: sahih haberi ahadın kuranın lafzının nesh edilip hükmünün baki kalacağına delil olabileceğine inandığınızı söylüyorsunuz. bu konuda deliliniz nedir?

Cevap: Bizim bu konuda delilimiz şudur;
 
Vahiy iki türlüdür;

Vahy-i Metluv (Okunan Vahiy): Bu Kur’an’ı Kerim’in ta kendisidir.
Vahy-i Gayri Metluv (Okunmayan Vahiy): Bu ise Rasulullah (s.a.s)’in sahih sünnetidir.
 
Kur’an ve sahih sünnetin her ikisi de vahiydir ve Allah (c.c) Cebrail vasıtasıyla Rasulullah (s.a.s)’a bildirmiştir. Bizim delilimiz, ölçümüz; Kur’an ve sünnettir. Önce Kur’an sonra sünnet değildir. İkisini birlikte delil olarak kabul ediyoruz. Delil olma bakımından Kur’ân ile sahih sünnetin her ikisi de aynıdır. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
 
“Rasul size ne verdiyse alın. Size neyi yasak ettiyse ondan sakının Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir." (Haşr: 7)

Bu ve benzeri birçok ayette bildirildiği gibi; Rasulullah’ın söyledikleri sözler de vahiydir. Vahiy, vahyi neshedebilir, tahsis de edebilir. Yine yeni bir hüküm de verir, Amm’ı tahsis eder, Has’ı genelleştirir, mücmeli açıklar, İster mutevatir olsun, ister haber-i ahad olsun sahih olan ahad hadisler ayeti neshedebilir. Biz bu görüşü tercih ediyoruz. Bu aynı zaman İbn Hazm’ın görüşüdür. Kurtubi bu görüşün İmam Malik’in görüşü olduğunu ve daha sahih olduğunu söylemektedir. Fakat haber-i ahadın ayeti neshedemeyeceğini söyleyen âlimler de vardır. Görüldüğü gibi bu konu ihtilaflı bir konudur. Ve burada var olan ihtilaf fıkhi bir ihtilaftır. Akidevi bir meselede varolan ihtilaf değildir.