Teymullah el-Muvahhid
|
 |
« Yanıtla #9 : 27 Temmuz 2014, 20:53:53 » |
|
İddia: Buharinin hadisleri üzerinde icma olmadığını zaten siz birtakım hadis alimlerinin eleştiri yaptığını söyleyerek itiraf ediyorsunuz.
Cevap: "Sahihi Buhari'de geçen rivayetlerin sahih oldukları konusunda icma vardır" sözümüzden kasıt: Bu kitapta geçen hadislerin tümü araştırılmış, itirazlara cevap verilmiş ve böylece sonuç olarak sahih oldukları ortaya konulmuş ve icma hasıl olmuştur. Sahihi Buhari'de geçen hadislere bir takım alimler itiraz etmişlerdir. Fakat bu itiraz bu kitabın sıhhatini zedeleyecek safhaya ulaşmamıştır. Zira Buhari'den sonra gelen alimler bu konuda gerekli araştırma ve tahkiki yapmış Buhari'nin haklılığını ve bu eleştirilerin haksızlığını ortaya koymuştur. Böyle olunca bu hadislerin sahih oldukları konusunda icma hasıl olmuştur. Buhari de geçen hadislerin sahih oldukları konusunda icma olduğunu sadece bizler değil, bu konuda ehil ve icazetli olan hadis alimleri ve başka alimler söylemektedir. Bu alimlerden bazılarını ismini zikredebiliriz;
İbnu's-Salâh, Ulûmu'l-Hadis, s. 24; en-Nevevî, İrşâd, s. 62; es-Suyûtî, Tedrib, 1/144, Ebû İshâk el-İsferâînî (418/1027), Ebû Nasr el-Vâilî es-Siczî (444/1052), el-Cuveynî (478/1085), Ebû Abdillah el-Humeydî (488/1095) gibi alimler de icmadan bahsetmişlerdir.
Ebû Nasr el-Vâilî es-Siczî şöyle demektedir:
"Fukaha ve diğer ilim ehli şuna icmâ etmişlerdir: Bir kimse "Buhâri'de geçen ve Rasûlullah'tan rivayet edilmiş olan hadislerin tamamı sahih olarak gelmiştir ve Rasûlullah onu mutlaka söylemiştir. Böyle değilse karım boş olsun" dese, yemini bozulmaz, eşi hanımı olmaya devam eder."(İbnu's-Salâh, Ulûmul-Hadis, s. 26. el-Cuveynî el-Buhâri yanına Muslim'i de katar ve yeminin içine "sıhhatine hükmettikleri" kaydını koyar. Bkz. İbnu's-Salâh, Siyâne, s. 86; en-Nevevî, Şerh, t/19; ez-Zâhidî, Ehâdisu's-Sahîhayn, s. 10.)
Ebu İshak el-İsfiraini şöyle dedi:
"Hadis alimleri icma etmişlerdir: Buhari ve Müslim'in verdiği haberler asli ve metni kesinlikle sahihtir.Hakkında ihtilaf olmaz. Eğer ihtilaf olursa, sadece hadisin gelme yolları konusunda ihtilaf etmişlerdir.Eğer bu iki kitabın içindekilere muhalefet ederse ve Buhari ve Müslimde mevcut olan hadislerin uygunlaştırma imkanı yoksa, o zaman o kişinin verdiği haberleri reddederiz. Çünkü ümmet, ittifak etmişlerdir.''
İmam Nevevi şöyle dedi;
''İslam ümmeti, bu iki kitabın sahih olduğu konusunda icma etmişlerdir ve onların içinde geçen hadislerle amel etmekte icma etmişlerdir.'' (Tehzib'ul Esmêi vel'luğat 1/73)
Hafız Ebu Ömer İbn Salah, İmam Haremeyn hakkında şöyle naklediyor:
''Bir insan şöyle yaparsa: Eğer Buhari ve Muslim'de sahih dedikleri hadislerden herhangi bir hadis sahih değilse, hanımı boşadım veya boşayacağım. Böyle bir yemin yaparsa, hanımını boşamasına hüküm vermem ve yemininden dönmüş saymam. Çünkü Müslüman alimler, bu iki kitabın içindeki hadislerin hepsinin sahih olduğunda icma etmişlerdir.''(Siyanet sahih Muslim s.86')
Ebu Cafer el-Akıli diyor ki;
"İmam Buhari, sahih olan kitabını yazdıktan sonra, Ahmed b. Hanbel'e, Yahya b. Main'e ve Ali ibn'ul Medeni'ye gösterdi ve hepsi onda mevcut olan hadislerin doğru olduğuna icma ettiler. Sadece 4 hadise itiraz ettiler ve doğru olan bu konuda Buharinin görüşüdür. Buharinin bu konudaki görüşü sahihtir ve İbni Hacer bunu kitabında çok güzel açıkladı."
İmam İbn Teymiyye şöyle diyor:
''Kur'an'dan sonra, gök altında Buhari ve Müslim'den daha sahih kitap yoktur'' (Mecmeu'l Fetava c.18 s.74)
Nevevî bu konuda kendisine sorulan "El-Buhari ve Müslim'de, meşhur musnedlerde, Ebû Davud'un, et-Tirmizî'nin, en-Nesâî'nin su-nenlerinde veya bunların bir kısmında sahih olmayan veya batıl hadisler var mıdır?" sorusuna şöyle cevap vermiştir:
"Buhârî ile Müslim'deki hadisler sahihtir. Diğer mezkur sunenlere ve musnedlerin çoğunluğuna gelince; bunlarda sahih, hasen, zayıf, munker ve batıl hadisler vardır." (İbnu'l-Attâr, Fetâvâ, s. 246-7)
Halîl b. Keykeldî el-Alâî (761/1360), el-Buhârî ve Müslim'in kitaplarında muttasıl olarak rivayet ettikleri hadisler üzerinde imamların icmâ ettiklerini, bu sebeple onlardaki hadislere tenkit için bakılmacağını kesin bir dille söylemiştir. (el-Alâî, en-Nakdu's-Sahih, s. 27.)
İbn Haldun da (808/1406) Mehdi ile ilgili hadisleri değerlendirirken söylemektedir:
"Tirmizî, Ebû Dâvûd, Bezzâr, İbn Mâce, el-Hâkim, Taberânî, Ebû Ya'lâ el-Mavsılî gibi bazı imamlar mehdi hadislerini rivayet etmişlerdir. Bunlar bu hadisleri Hz. Ali, İbn Abbas, İbn Ömer, Talha, İbn Mes'ud, Ebu Hureyre, Enes, Ebu Saîd el-Hudrî, Ummu Habibe, Ummu Seleme, Sevbân, Kurre b. İyâs, Ali el-Hilâlî, Abdullah b. el-Hâris b. Cez' gibi sahabeden bazılarına isnad etmişlerdir. Zikredeceğimiz üzere bu isnadların bir kısmında rivayetleri munker kimseler bulunmaktadır. Ayrıca ehl-i hadis nezdinde malum olduğu üzere cerh, ta'dile takdim edilir. Bu durumda, bizler bu isnadlardaki bazı zevat hakkında gaflet, sûu'l-hıfz, da'f, itikadının yanlışlığı gibi bir cerhe rastlarsak bu, hadisin sıhhatini etkiler ve onu zayıflatır. Fakat şöyle birşey söyleme: 'Böyle bir durum es-Sahihayn'ın ricali için de söz konusu olabilir.' Çünkü ümmet arasında Öteden beri onları kabul edip, içlerindeki hadislerle amel etme yönünde icmâ variddir. İcmâ ise en büyük hâmî ve muhafazadır. es-Sahîhayn dışındakiler ise böyle değillerdir." (İbn Haldun, Mukaddime, 11/788-9.)
Şâh Velîyullah ed-Dihlevî (1176/1762) aynı kanaati dile getirerek, muhaddislerin es-Sahîhayn'da bulunan muttasıl merfu tüm rivayetlerin kesinlikle sahih olduklarında icmâ ettiklerini, bunu kabul etmeyenleri ise müminlerin yolunu tutmayan bidatçiier olarak gördüklerini belirtir. (Ed-Dihlevî, Huccetu'ltâhi'l-Bâliğa, 1/356-7; el-Kâsimî, Kavâktu't-Tahdîs, s. 249)
Evet, görüldüğü gibi icmanın varlığından bahsedenler hadis ilminde otorite sahibi ve diğer alimlerdir. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür.
Elbette bu alimler Buhari'nin eserine karşı yapılmış eleştrileri biliyorlardı. Yukarıda ki alimlerin sözlerinden bunu anlamak mümkündür. Ve nihayetinde bu alimler eleştririlere cevap vererek icmanın olduğunu belirtmişlerdi. Yapılan itirazlar cevapsız kalmamıştır. Yani bir takım alimler Buhari'ye görmedikleri, bilmedikleri bir şeyden dolayı bir takım itirazlar yapmış olabilirler. Fakat bu itirazların haksızlığı başka ehil alimlerce tesbit edilmiştir. Dolayısıyla yapılan eleştiriler icmayı kaldıracak derecede haklılık kazanmamışlardır.
İddia: Buharinin yaklaşık 150 hadisi gerek senet açısından gerekse metin açısından alimlerce tartışılmıştır.
Cevap: Buhari'nin kitabına aldığı bazı rivayetlerin eleştrildiğini bizler daha cevabımızın ilk paragraflarında belirttik. Fakat bu eleştrilere gerekli cevaplar verilmiştir. Siz sadece bu konuda yapılan eleştrileri dile getiriyorsunuz bu ise adaletli bir yaklaşım değildir. Madem ki eleştiri yapılmış o zaman bunlara verilen cevapları da nakledip böylece takdiri okuyucuya bırakmanız daha adil bir yaklaşım olacaktır.
İddia: hatta ibni kayyım el cevzibuharide geçen bir hadiside mevduat adlı uydurma rivayetleri topladığı kitabında mevzu hadis olarak zikretmektedir.
Cevap: İbni Kayyım El-Cevziyye'nin nerede Buhari'de mevzu hadis olduğunu söylemiştir? Eğer söylemişse buna cevap verilmemiş midir? Verilmişse sadece eleştiriyi nakledip verilen cevabı nakletmemek aklı selim, art niyetli olmayan kimselerin yapacağı bir şey midir? Buhari ve Müslim'de mevzu ve zayıf hadis olduğunu iddia edenlere meydan okuyoruz;
"Meydan sizin, Buhari ve Müslim'de mevzu ve zayıf hadis varsa delillerle ispat edin."
İddia: asıl amacım madem buhari de beşeri bir çabanın ürünüdür ki o günkü şartlarda gerçekten çok büyük bir emek harcanarak oluşturulmuştur ancak hatadan beri değildir. Buhari etrafında oluşturulan bu icma kudsiyetide (çünkü peygamber(a.s) ümmetim yanlışta icma etmez buyuruyor) daha sonradan oluşturulmuştur. eğer siz buharide icma var derseniz ve ümmetin yanlışta icma etmeyeceğini bildiren nebinin sözüyle beraber değerlendirildiğinde zaten kudsiyet oluşur. Nitekim vakıada odur.
Cevap: İki de bir bozuk plak gibi aynı kelimeyi tekrarlayıp duruyorsunuz. Kimse burada Buhari'nin hatadan masum olduğunu söylemedi ki siz hemen karşı cephe aldınız. Elbette Buhari hatadan masum değildir. Fakat Buhari'nin eserinde geçen hadislerin sahih oldukları konusunda icma olduğunu belirtmek ne bir masumiyet atfetmektir ne de kişiye haddinden fazla değer vermektir. Bu, Buhari'nin hakkını eda etmekten başka bir şey değildir. İcmanın varlığından bahsedenler bu konuda ehil olan alimlerdir. Alimler bu hadisleri tek tek incelemişler ve öylece bu hükmü vermişlerdir.
Buhari'de geçen hadislerin sahih olduğu konusunda ilmi bir araştırma, tahkik, akli ve nakli olarak ispat vardır. Alimler akli ve nakli ispatlara dayanarak "Bu eserde geçen bütün hadisler sahih hadis şartlarına haizdir" demişlerse bu eseri derlemek için gayret sarfeden kimsenin masumiyetine mi delalet eder? Hayır, elbette bu aklı selim, art niyetli olmayan kimsenin sözü değildir. Buhari bu konuda elinden geleni yapmıştır. Ve bunun sonucunda altıyüz bin hadis arasında 8000 bine yakın sahih hadisi almıştır. Sonuç olarak tamamı sahih hadisleri ihtiva eden bir çalışma ortaya koymuştur.
Madem ki siz Buhari'nin kitabına mevzu zayıf hadis aldığını iddia ediyorsunuz, bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar edeceğinize buyrun delilleri ile ispat edin. Tabi bu konuda ispatınız sadece eleştiri var demek şeklinde olmasın. Sabit ve somut delillerle ispatınızı ortaya koyun. Eğer ispat ederseniz bu görüşümüzden döneriz.
İddia: Nurcularla benzeşen nokta onlarda risalelere ilhamdır diye kudsiyet atfetmeye çalışıyorlar. oysaki bizim tek kutsal kaynağımız le raybe fih(hiç bir eğriliğin olmadığı)olan kuranı kerimdir.bir eserin kutsal olmaması haşa değersiz olduğu anlamına gelmez bu açıdan buhari benim için değerli bir kaynaktır.
Cevap: Siz artniyetinizin tezahüründen kaynaklanan bir takım ifadelere takılıp kalmışsınız. Kim, size Buhari'de geçen hadislerin ilham olduğunu söyledi ki?! Buhari'nin akli ve nakli olarak ispatlanmış hakkını vermek ona masumiyet atfetmek midir?! Buhari'de geçen hadisler elbette onun beşeri çabasıyla birlikte oluşturulmuştur. Fakat bu beşerin yapacağı her fiilin bizzat hatalı olduğunu göstermez. Beşerin hata yapmamasını gerektirecek tüm çabasını harcaması sonucu hata yapmaması tabiidir. Zaten Buhari bu eseri derlediğinde sadece sahih hadis şartlarına haiz olan hadisleri toplamıştır. Ve sahih hadis şartlarını belirleyen alimler de hadis alimleridir.
Buhari (rah.) bütün gayretini sarfetmiş ve bu mükemmel eser ortaya koymuştur. Hadis alimleri bu eseri tahkik etmiş, içinde geçen hadisleri araştırmışlardır. Bunun sonucunda bu kitapta geçen tüm hadislerin sahih olduklarını ispat ispat etmiş ve bu konuda ki itirazlara cevap vermişlerdir. Buhari'de ki hadislerin sahih olmadığını iddia eden varsa buyursun ispat etsin. Yoksa heva ve hevese göre atıp tutmak akıl sahibi kimsenin yapacağı ve derdi ilim olan kimsenin sermayesi değildir.
İddia: İCMA:kuran ve sünnetten sonra islam fıkhının üçüncü delilidir. Ve islam alimlerinin bir meselede fikir birliği etmelerini ifade etmektedir. İcmanın gerçekleşmesi için icmaa katılma ehliyetini haiz tüm müctehidlerin ittifakı şarttır. Azınlığın, hatta tek bir müçtehidin muhalefeti icmaın oluşmasına engel teşkil eder. Munazaramızı bu tanım çerçevesinde değerlendirirsek eğer bazı alimler buharideki bazı hadislere eleştiri getirmişlerse ki bunu sizde kabul ediyorsunuz o zaman bunun üzerinde icma var demek yanlıştır. Çünkü üzerinde icma olunan bir konuda ona karşı çıkmanın küfür olduğunu söyleyen alimler var.
Cevap: Siz hadislerin sahih olduğu konusunda ki icma ile fıkıhta deliller konusunda ki icmayı karıştırıyorsunuz. Bu iki durum başkadır. Buhari'yi eleştiren alimlere gerekli cevap verilmiştir. Onların eleştirilerine gerekli cevap verildikten sonra artık yapılan eleştirilerin kiymeti kalmaz. Tartışmanın daha sağlıklı olarak devam edebilmesi için siz Buhari'den zayıf veya mevzu hadis olduğunu iddia ediyorsanız bu hadislerin uydurma olduğunu ilmi bir şekilde ispat edin. Bu şekilde tartışma olursa daha sağlıklı olur. Ve yine ne bizler ne de icmanın olduğunu ifade eden alimler bu konuda delille Buhari'de sahih olmayan hadis olduğunu söyleyen kimseleri tekfir etmiş değiliz. Bunu nereden çıkardınız ki?!
İddia: Bildiğiniz gibi buhari hicri (256-303) yılları arasında yaşamıştır. Buhari eserini hocası Ahmet b. Hanbele arzetmiş Ahmet b. Hanbel sahihteki dört hadisi tenkit etmiştir.Daha sonra arkadaşı ve çağdaşı olan muslimde bazı eleştirilerde bulunmuştur. İbni kuteybe buharide geçen Şuf’a hakkıyla ilgili bir hadisi “Cabirin bu hadisi resulullahtan işittiğine dair bir delil yoktur” diyerek reddetmiştir. Ukayli buharinin ravilerinden olan ali b. El-medeniyi zayıf kabul etmiştir. Buhariden 80 sene sonra vefat eden Darekutni sahihi eleştiren bir eser kaleme almış ve sahihteki illetli gördüğü hadisleri tesbit etmiştir. Buhariye kısa bir şerh yazmış olan Hattabi ebu davutun sünenini buharinin sahihine tercih ettiğini dile getirmektedir. Kronolojik olarak isimlerini verdiğimiz bu alimler buhariyi az veya çok eleştirilerde bulunmuşlardır.
Cevap: Siz daha önce yaptığınız gibi sadece bir takım alimlerin eleştirilerini naklediyorsunuz. Tamam da bizler eleştirenlerin olmadığını söylemiyoruz ki siz ikide bir aynı şeyi dile getiriyorsunuz. Madem ki eleştirenler var alimlerin bunlara karşılık verdikleri cevapları da nakletmeniz gerekmez mi? Bu yaptığınız doğru bir yaklaşım değildir. Sizin bahsettiğiniz eleştriler yapılmış olabilir. Fakat Buhari'de ki hadislerin sahih olduğu konusunda icma olduğunu söyleyen alimler bu iddialara cevap vermişlerdir. Siz haklılığı ispatlanmadan yapılan her eleştiriyi kabul ediyor musunuz? Eğer böyle yapıyorsanız o zaman eleştirilmeyen hiçbir değer kalır mı? O zaman çevrenizde değer verdiğiniz ve eleştiriden masum kalan hiç bir şey var mıdır? Kişinin bilmemesi ve şahit olmadığından dolayı yaptığı eleştiri cerh niteliği taşır mı? İki de bir eleştiri yapıldığını tekrarlamanız ve aynı uslupla eleştirilere verilen cevapları göz ardı etmeniz artniyetli olduğunuzun sinyallerini vermektedir. Madem ki bir takım kimseleri ikna etmek istiyorsunuz Buhari'de geçen mevzu ve zayıf hadisleri delilleriyle birlikte ortaya koyun. Biz ise ya sana gerekli cevabı verip, iddialarınızı çürütürüz ya da söylediğinizi kabul ederiz. Aksi taktirde aynı şeyleri tekrarlamanın faydası yoktur.
İddia: Dolayısıyle buharide ümmet icma etmiştir lafzı doğru bir lafız değildir.
Cevap: Buharinin sahihinde geçen bütün hadislerin sahih olduğu ve bu konuda icma olduğu lafzı sizin evhamlarınıza ve takıntılarınıza göre verilmiş bir hüküm değildir. Bu akli ve nakli delillere dayalı bir hükümdür. Acaba siz bunun aksini söylerken neye dayanıyorsunuz?! Aklınıza mı?! Yoksa heva ve hevesinize mi?!
İddia: Buharinin sahihi gerek sağlığında gerekse sonraki 2-3 asırlık dönem içerisinde icma’a konu olmamıştır.
Cevap: Bu söz doğru değildir. Zira yukarıda naklettiğimiz üzere Ebu Cafer el-Akıli; "Buhari kitabını hocalarına (Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Main ve Ali b. el-Medini) arzettiğinde onun aldığı bütün hadislerin sahih olduğuna icma ettiler. Sadece 4 hadise itiraz ettiler. Fakat bu konuda doğru olan görüş Buhari'nin görüşüdür." demektedir. Ve yine hicri 418 yılında Ebû İshâk el-İsferâini, Ebû Nasr el-Vâili es-Siczi h.444, el-Cuveyni h.478 Ebû Abdillah el-Humeydi h. 488 alimler icmadan bahsetmişlerdir.
İddia: Çağdaşları tarafından olduğu kadar, sonraki alimler tarafından da tartışılmıştır. Buharinin vefatından sonraki yıllarda sahih, henüz islam dünyasında tanınmadığı için fazla ilgi çeken bir eser niteliğine haiz olmamış, hatta bir müracaat kaynağı şeklinde bile kullanılmamıştır. Belki bir asır geçtikten sonra yavaş yavaş dikkatleri çekmeye başlayan sahih zaman zaman tenkid edilmiştir. Önceleri tenkidlerin ağır basmasına karşılık, tenkidler ile övgülerin bir arada yapıldığı bir dönem gelmiş ve nihayet 6. Asrın başlarından itibaren tenkidler yerini övgüye bırakmıştır. Bu asırda yaşamış olan Kadı iyaz ilk defa icmadan söz etmiş ve ibnu salah buharideki hadislerin sahihliğinde ümmetin icmaı vardır lafzını ilk defa dile getirmiştir. Ancak bunu buharinin vefatından 350 yıl sonra söylemiştir. Daha sonra yazanlarda ondan etkilenmiştir.
Cevap: Bu sözler de doğru değildir. Bu sözlerin doğru olmadığı yukarıda naklettiğimiz nakillerde açıkla görülmektedir. Zira yukarıda naklettiğimiz üzere Sahih'i Buhari her zaman büyük bir takdir ve övgüyle yad edilmiş ve baş ucu kaynaklarından olmuştur. Zaman zaman bir takım eleştiriler olsa bile genelde kabul gören bir kitap olup, alimlerin cumhurun Kur'an'dan sonra en sahih kitabın Sahih'i Buhari olduğunu söylemişlerdir. Zaten Buhari bu kitabı sahih hadis şartlarına uygun olarak derlemiştir. Ve sahih hadis şartlarını tesbit eden elbette o zamanın hadis alimleri idi. Hadis alimlerinin sahih hadiste bulunmasında icma ettikleri şartlar Buhari'nin sahihine aldığı hadislerde mevcuttu. Ve yine Buhari'nin eserini hocalarına arzettiğinde onların takındıkları tavır da bu eserin ne kadar büyük bir öneme sahi olduğunu göstermektedir.
İddia: Öncelikle şunu bilmek gerekiyor Allahın kitabı ile beşeri bir ürün olan herhangi bir kitabı kıyaslamak veya karşılaştırmak fasit bir kıyastır. Buharide ümmetin icmaı vardır dediğinizde Yukarıda yaptığımız icma tanımına göre buhari kutsal bir kitap haline geliyor. Nurcularda risaleleri ilham diyerek kutsamaya çalışıyorlar. Yolları farklı olsada neticede her iki çabada söz konusu eserleri kutsal hale getirme çabasıdır. Bu açıdan aynilik göstermektedir.
Cevap: Sizin söylediğiniz söz ile "Kuran'dan sonra en sahih kitab Buhari'nin sahihidir." demek arasında ne gibi bir bağlantı var? Biz sahihi Buhari'yi Kur'an'dan sonra en sahih kitab görüyor, içinde geçen tüm hadislerin sahih olduğunu ve bu konuda icma olduğunu söylüyoruz. Biz Buhari'nin söylediği tüm sözlerin sahih olduğunu söylemiyoruz. Buhari'de zaten kendi sözlerini nakletmemiştir. Buhari'nin naklettiği hadisler Rasulullah (s.a.s)'in hadisleridir ve bunların sahih olduğu açıkça delillerle ispatlıdır. Rasulullah (s.a.s)'in hadislerini toplarlayan bir eser ile bir şahsa ait sözlerin toparlandığı bir eseri mükayese etmek ancaka artniyetli kimselerin işidir. Rasulullah'a ait olan sözlere değer vermek, bunları hak ettiği konuma oturtmak kutsallaştırma değildir. Bu hak sahibine hakkını vermektir.
İddia: Şöyle dersek herhalde daha doğru bir şey söylemiş oluruz Buharinin sahihinin içindeki hadislerin bir çoğunun sahihliği konusunda alimlerin cumhuru ittifak halindedir.
Cevap: Bu sözü neye dayanarak söylüyorsunuz? Bu sözünüzle Buhari'de sahih olmayan bir takım hadislerin de olduğunu iddia etmiş oluyorsunuz. O zaman bu iddianızı ispatlama fırsatı sunuyoruz. Buhari'de geçen sahih olmayan mevzu ve zayıf hadisleri ilmi olarak ispat edin. Bunun akabinde biz sizin ya söylediklerinizi ilmi olarka reddederiz ya da görüşümüzden vazgeçeriz.
İddia: Gördüğünüz gibi hamdolsun bir şeyleri açıklamaya çalışırken alimlerimizden faydalanıyoruz. Ancak aynı zamanda aklımızı ilahlaştırmadan kullanıyoruzda. Hem zaten kullanmayacaksak bize akıl verilmesi abes değilmi? Allah abes bir şey yaratmaktan münezzehtir.
Cevap: Sarih olan akıl ile sarih nakil birbirine uygundur. Fakat fasit olan akıl, sarih olan nakli her zaman kabul etmeyebilir. Nasıl ki hadisleri inkar etme çabalarına girişen kimselerin yaptıkları gibi. Bu yüzden her akıl mutlak olarak ölçü edinilmez. Şimdi düşün kötü bir akıl Kur'an'ın ayetlerini kabul etmiyorsa ve bunu inkara yelteniyorsa bu akılda ki fasitlik midir? Yoksa nakilde ki yanlışlık mı var? Elbette nakilde bir yanlışlık yoktur. Fakat ya akıl nakli anlamamıştır ya da anladığı halde fasit akıl kabullenmiyordur. Bu aynı Kur'an gibi sabit olan nakillerde de geçerlidir. Ya akıl bunu idrak edememiştir ya da fasit olduğu kabullenmiyordur. Sırf akla uymadığı için sarih nakli inkar etmek cahilliğin ta kendisidir. Buhari'nin kitabı üzerinde icma akli ve nakli olarak ispatlanmıştır. Bu bir kutsallaştırma faaliyeti değildir. Bu, hak sahibine hakkını iade etmek ve ona hak ettiği değeri vermektir.
İddia: Şunuda söylemeden geçemiyeceğim dikkatli bir okuyucu şunu net bir şekilde görebilirki oryantalistler Kuranla ilgili şüpheler oluşturmaya çalışırken maalesef elimizdeki rivayetlerden malzeme elde etmekteler. Bildiğiniz gibi bazı rivayetlerde bazı ayetleri keçilerin yediğini, fatımanın farklı bir mushafa sahip olduğunu, tevbe suresinin elimizdekinin iki katı olduğunu v.s iddia edenler vardır. İnsaflı bir akıl kimin oryantalistlere hizmet ettiğini adilce değerlendirmelidir.
Cevap: Oryantalistlerin ve hadis inkarcılarının Kur'an ve sahih sünneti inkar için neleri kullandıkları gayet açıktır. Ve bunların çoğunun akılcı oldukları akıllarına uymayan ayet ve sahih hadisleri nasıl inkar ettikleri, medya kanallarında, küfür dolu eserlerinde nasıl kinlerini kustukları da malumdur. İslam alimleri döneminde de sadece Kur'an'ı kabul edip sünneti inkar eden kafirler vardı. Onlar, bu kimselere en güzel cevabı verdiler. Ve alimler sahih olan ve olmayan hadisleri güzelce ayırdılar. Öyle ki doğru olmayan ve sarih olan nakille çelişen rivayetleri tesbit edip, ayırdılar. Fakat alimlerin azalması cehaletin yaygınlaşması sonucu bu fikirler cahiller tarafından dile getirildi. Fakat son zamanlarda sünneti toptan inkar etmek yerine aklına uyanı alan, uymayanı ise inkar eder kafir yazarlar çoğaldı. Ve bunların Kur'an ve sahih sünneti toptan kaldırmak isteyenlerin emellerine kasıtlı veya kasıtsız olarak nasıl hizmet ettiklerini aklı selim, sahih fıtrata sahip olan herkimse bilir. Rabbim müslümanları bu gibi kafirlerin ve saptırıcıların şerrinden korusun. Amin...
Son olarak şunu söylüyoruz:
Daha önce muhaddis oldukları söylenenlerden bazıları (Albani gibi) Buhari'de sahih olmayan hadislerin olduğunu iddia ettiler. Fakat bu iddialarını ispat edecek sahih bir delil ortaya koyamadılar, sonra iddialarından vazgeçtiler. Şimdi ise swack vb. şahıslar bunu dile getiriyorlar. Evet, siz bir iddiada bulundunuz ve Buhari'de sahih hadis olmadığını iddia ettiniz. Madem ki bir iddia ortaya attınız ya bunu heva ve hevesinize dayandırdınız ya da bir takım delillere binaen bunu söylüyorsunuz. Size ispat fırsatı sunuyoruz. Buhari'de sahih olmayan mevzu ve uydurma hadisleri delilleri ile ilmi bir şekilde ispat edin. Fakat ispat edemezseniz ve hala aynı şeyleri tekrarlamaya devam ederseniz bu konu da artniyetli olduğunu açıkça ortaya koymuş ve başka şeyleri amaçladığınızı göstermiş olacaksınız.
Allah (s.v.t) şöyle buyuruyor:
"Eğer doğrulardan iseniz delilinizi getirin” (Bakara: 111)
|