HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 29 Mart 2024, 02:16:04


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: [1]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: Direkt olarak Rasulullahtan şeffat istemek !!!!  (Okunma Sayısı 8827 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ahmett
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1


« : 26 Kasım 2013, 17:44:36 »

Selamun Aleykum direk olarak rasulullah s.a.v  den bana  şefaat et diyerek şefaat istemenin caiz olduğuna dair delil, sağ olduğuna dair kesin delil yani direk  şefaatın resulullah s.a.v istenebiliceğini neden şirk olmadığını rasulullah s.a.v. vefat etdiğini bildiğimiz halde neden direk resulullah s.a.v den şefaat isteniyor eğer sağ diyorsanız sağ olduğuna dair delil istiyorum onun vefat ettiğini biliyoruz ve mezarının nerde olduğunu herkes biliyor. Ney
Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #1 : 19 Eylül 2014, 16:35:13 »

Cevap: Rasulullah s.a.s dünya hayatından ayrılmıştır.
Yani ölmüştür. Başka bir hayata geçmiştir. Berzah yani kabir hayatına geçmiştir. Kabir hayatında Rasulullah'ın sesler duyduğuna hatta namaz kıldığına dair birçok rivayetler vardır. Örneğin bununla ilgili olarak Beyhaki bir kitap yazmış ve bu kitapta birçok hadis nakletmiştir. Zaten Rasulullah s.a.s'ın mezarında sağ olduğu konusunda cumhur ulema ittifak etmişlerdir.
 
Şefaat isteme meselesine gelince...
 
İnandığımız şudur: Rasulullah s.a.s'ın mezarına gidip ondan şefaat istemek büyük şirk değildir. Rasulullah'tan şefaat istemek Rasulullah'tan Allah'a dua etmesini istemek demektir. Bu, asla büyük şirk değildir.

Bu konuda meydan okuyoruz. Hiçbir  muteber âlim öldükten sonra Rasulullah'tan Allah'a dua etmesini istemenin büyük şirk olduğunu söylememiştir. Bu konuda büyük şirk olduğuna dair ufak bir delil bile yoktur. Fakat biz bu amel için sahabeler böyle bir şey yapmadıklarından dolayı red edilmesi gereken bidatlerdendir diyoruz.
 
Büyük şirk diyenlerin bu konuda herhangi bir delilleri yoktur. Çünkü eğer bu amel büyük şirk ise yani Rasulullah'tan şefaat istemek yani ondan Allah'a dua etmesini istemek büyük şirk ise o zaman dünyada yapıldığı zaman da büyük şirktir. Amel, dünyada yapıldığı zaman şirk olmuyor da Rasulullah ahiret hayatında olduğu zaman mı şirk oluyor?
Şirk her zaman şirktir. Çünkü şirk Allah'a ortak koşmaktır
 
Büyük şirk olan amel her zaman da büyük şirktir.
Hiçbir zaman bu amel  büyük şirkten çıkmaz
Belli zamanda şirk oluyor belli zamanda olmuyor (!)  Böyle iddia edenler bir tane delil getirsinler.

Rasulullah'ın s.a.s bizi duyduğu sabittir, hatta mütevatire yakın deliller vardır. Bir kişinin  Rasulullah'ın mezarına gidip ondan Allah'a dua etmesini istemenin neresi şirktir.? Bu şekilde böyle söylemesi Rasulullah'a ibadet ise o zaman dünyada söylemesi de ibadet olması gerekir.
Şimdi ne fark oldu? Neden bu amel Rasulullah s.a.s mezarında duyduğu halde büyük şirk oldu, dünyada iken büyük şirk değildi?
 
Rasulullah'tan şefaat istemenin büyük şirk olduğunu söyleyenler, Necd âlimlerinin, Muhammed bin Abdulvehhab’ın sözlerini yanlış anlamışlardır. Bu mesele geniş olduğu için hakkında kitap yazılması gerekir ve inşAllah şeyhimizden (Allah onu korusun)böyle bir kitap bekliyoruz çünkü bu meseleyi insanlar yanlış anlıyor ve bu meselenin geniş bir şekilde açıklanması gerekir.
 
Şunu söylemek istiyorum: Bütün fıkıh kitaplarına baktığınızda hac bahsinde ziyaret babı görürsünüz. Rasulullah'ın mezarına gidildiğinde nasıl hareket edilir, adaplar yazılıyor. Orada Rasulullah'tan şefaat isteneceği yazıyor.
İmam Nevevi, İmam Subki,  İmam İbn Hacer el-heysemi gibi büyük âlimlerin bu konuda görüşleri vardır.

Örneğin: Kemaleddin ibni humman (vefatı 861 hicri) ''Fethul Kadir''de de Nebinin sas kabrini ziyaretin adabında der ki:

ثم يسأل النبي صلى الله عليه وسلم الشفاعة فيقول . يا رسول الله أسألك الشفاعة ، يا رسول اللهأسألك الشفاعة

''Sonra (Ziyaretçi) Nebiden s.a.s şefaat ister ve der ki: Ey Rasullullah senden şefaat istiyorum, Ey Rasullullah senden şefaat istiyorum''Fethul kadir (6/249)
 
Mehşur Utbi hikayesinin naklinden sonra Nebi s.a.s kabrini ziyaret edenin demesi gerekenler: ...Sana günahlarımdan istiğfar ederek ve Allaha benim hakkımda şefaat edesin diye geldim!...''İbni kudame - El Muğni-
 
İmam Şirbini Nevevinin - Minhacut Talibin- kitabının şerhi olan -Muğnil Muhtacda kabri ziyaretin edebi bölümünde diyor ki:

Ondan rabbı katında şefaatçi olmasını dilesin!
ويستشفع به إلى ربه
 
Muğnil Muhtac: 1/512

Aynısını İmam Nevevi - söylüyor:

وَيَتَوَسَّلُ بِهِ فِي حَقِّ نَفْسِهِ ، وَيَسْتَشْفِعُ بِهِ إلَى رَبِّهِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى
 Nefsinin hakkı olan bir şekilde onunla tevessül etsin ve ondan Rabbi katında şefaatçi olmasını dilesin!
Menasıkul İmam Nevevi
 
Ez-zehebî'nin Siyeru A'lâmi'n-Nübelâ'da :
 İmam et-Tebarânî ile –kendisi gibi birer Hadis imam olan– Ebû Bekr b. Mukrî ve Ebu'ş-Şeyh, Medine'de bulundukları zamanlardan birinde yiyecekleri tükenmiş, aç kalmışlardı. Açlık dayanılmaz bir hal alınca Ebû Bekr b. Mukrî, "kabr-i saadet"e giderek, "Ey Ellah'ın Resulü! Açlık bizi perişan etti!" diye serzenişte bulunur. Medine'de oturanlardan birisi aynı günün akşamı kapılarını çalar ve "Bizi Hz. Peygamber (s.a.v)'e şikâyet etmişsiniz. Rüyama geldi ve size yardım etmemi emir buyurdu" diyerek elindeki yiyecek dolu sepeti kendilerine verir… (XVI, 400-1)
 
Hanefi Fıkıh kitabı -Fetavayı Hindiyye- Hac bölümü. Nebinin sas kabrini ziyaret adabı faslı
فيقول : السلام عليك يا رسول الله من فلان بن فلان يستشفع بك إلى ربك فاشفع له ولجميع المسلمين


"Söylerler: Filan oğlu filandan sana  selam (var) ey Rasulullah, senden Rabbin yanında şefaat etmeni istiyor, ona ve tüm Müslümanlara şefaat et”

 
 Bu konuda birçok nakiller yapabilirim fakat konunun uzamasını istemediğimden dolayı bununla şimdilik yetiniyoruz.
O zaman büyük şirk diyenler bu âlimleri tekfir etmeleri gerekir. Bunları tekfir etmeyeni de tekfir etmeleri gerekir sonuç olarak bütün ümmeti tekfir etmeleri gerekir.
Özelikle şunu belirtmek istiyorum! Şirk olan şefaati iyice bilmek gerekir şirk olan şefaat Allah a rağmen yani Allah istemese bile kendisine şefaat edebileceği inancıdır. Hiçbir muteber âlim bu tür şefaatin şirk olmadığını söylemez.
 
Rasulullah’tan şefaat istemenin yani Rasulullah'tan Allah'a dua etmesini istemenin şirk olduğunu söyleyenler büyük tehlike içindedirler. Büyük şirkin ne demek olduğunu bilmeyen kişiler ancak bunu söyleyebilirler. Âlimlerin bazı sözlerini yanlış anlayarak ve meseleye vakıf olmadıklarından dolayı düşünmeden böyle hüküm söyleyip bu hale gelmişlerdir.
 
Rasulullah'tan şefaat istemek yani Rasulullah'tan Allah'a dua etmesini istemek ne zaman şirk olur?
Bu şefaat istemeyi, şefaat isteyen kişi, Rasulullah’ın Allah'a rağmen yani Allah istemese ve izin vermezse bile şefaat yetkisi olduğuna inanırsa o zaman büyük şirk olur.
İster bunu Rasulullah s.a.s hayattayken ister öldükten sonra yapsın, fark etmez ve necd âlimlerinin büyük şirkten kastettiği şefaat işte budur ki zaten kendi ağzıyla bunu söylemiştir. İbn Kayyım da Necd âlimleri de bunu söylemişlerdir.
 
Meseleyi uzatmak isteseydik onların sözlerini nakledip ispat ederdik.
Anacak bu konuda biz ibni Teymiyyenin  dediğini diyoruz ve İbn Teymiyye'nin görüşü daha ihtiyatlı olan bir görüştür.
 
يقول ابن تيمية [1/330-331]:وَكَذَلِكَ الْأَنْبِيَاءُ وَالصَّالِحُونَ ، وَإِنْ كَانُوا أَحْيَاءً فِي قُبُورِهِمْ ، وَإِنْ قُدِّرَ أَنَّهُمْ يَدْعُونَ لِلْأَحْيَاءِ ، وَإِنْ وَرَدَتْ بِهِ آثَارٌ ، فَلَيْسَ لِأَحَدِ أَنْ يَطْلُبَ مِنْهُمْ ذَلِكَ ، وَلَمْ يَفْعَلْ ذَلِكَ
أَحَدٌ مِنْ السَّلَفِ ، لِأَنَّ ذَلِكَ ذَرِيعَةٌ إلَى الشِّرْكِ بِهِمْ وَعِبَادَتِهِمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ تَعَالَى ؛ بِخِلَافِ الطَّلَبِ مِنْ أَحَدِهِمْ فِي حَيَاتِهِ ، فَإِنَّهُ لَا يُفْضِي إلَى الشِّرْكِ ؛ وَلِأَنَّ مَا تَفْعَلُهُ الْمَلَائِكَةُ وَيَفْعَلُهُ الْأَنْبِيَاءُ وَالصَّالِحُونَ بَعْدَ الْمَوْتِ هُوَ بِالْأَمْرِ الْكَوْنِيِّ ، فَلَا يُؤَثِّرُ فِيهِ سُؤَالُ السَّائِلِينَ ، بِخِلَافِ سُؤَالِ أَحَدِهِمْ فِي حَيَاتِهِ ، فَإِنَّهُ يُشْرَعُ إجَابَةُ السَّائِلِ وَبَعْدَ الْمَوْتِ انْقَطَعَ التَّكْلِيفُ عَنْهُمْ

"Aynı şekilde nebiler ve salih kişiler ne kadar da kabirlerin içinde sağ iseler de ve sağ oldukları için sağ olan kişilere dua edebilirler. Ve ne kadar bu konuda deliller, eserler rivayet edilmişse de buna rağmen ondan istemek caiz değildir. Selefi's-salih de bunu yapmamışlardır. Çünkü bu, şirke yol açandır ve onların Allah'tan başka ibadetlerine yol açıyor. Onlar sağken durumu başkadır. Sağken onlardan istemek şirke götürmüyor, vesile olmuyor. Çünkü melekler, nebiler ve salih kişiler öldükten sonra yaptıkları şeyi kevni emir ile yaparlar. Ondan dolayı bu emirle soru soranların sorusunu etkilemez. Ama onlar öldükten sonra onlardan istemek başka. Çünkü öldükten sonra teklif kesilmiştir. Dolayısıyla onlardan isteyen kişilere icabet etmezler, sağken yaptıkları gibi." Fetava, c. 1 s 330-331'


Son sözümüz âlemlerin rabbi olan Allah a hamd olsun.
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.