Teymullah el-Muvahhid
|
|
« Yanıtla #9 : 16 Aralık 2013, 12:28:21 » |
|
Soru: Diyorsunuz ki: Kaide: "Kesin muhkem nas ile haram olan bir şey eğer yapıldığında meşrulaştırılmış olarak anlaşılıyorsa kişi bu ameliyle kâfir olur." Bu kaide hangi kitaplarda geçiyor?
Cevap: Bu kaide ve onun tatbiki bir çok kitapta geçmektedir. Ve haramı meşrulaştırmanın, helalleştirmenin küfür olmadığını hiçbir muteber alim söylememiştir.
Soru: Haramı meşrulaştırmak nasıl oluyor? Fukahadan alıntı yaparak bu soruların cevabını kaynak vererek cevaplayın lütfen.
Cevap: İslam şeriatinde meşrulaştırmak, yani diğer bir deyimle helalleştirmenin manası: Allah (c.c)’ın kesin haram kıldığı birşeyi gerek inkar ederek, gerek sözle helal olduğunu söyleyerek, gerek amelle helal olduğunu göstererek ve gerekse yazılı bir kanun haline getirerek helal kılmaktır. Bu durumlardan birisi ya açık olarak gerçekleşir veya zanni galiple böyle olduğu anlaşılır.
Hükmü: Böyle yapmak Allah (c.c)’a uluhiyyetinde ortak koşmaktır ve sahibini İslam milletinden çıkaran büyük şirk ve büyük küfürdür.
Delil: Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Nesi’ (haram ayların yerlerini değiştirmek) ancak inkarda bir artıştır. Bununla kafirler şaşırtılıp saptırılır. Allah’ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için, onu bir yıl helal, bir yıl haram kılıyorlar. Böylelikle Allah’ın haram kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının kötülüğü kendilerine “çekici ve süslü” gösterilmiştir. Allah, inkarcı bir topluluğa hidayet etmez.” (Tevbe: 37)
"Küfürde bir artıştır" buyruğu, Arapların çeşitli küfür türlerini kendilerinde toplamakla birlikte, yaptıkları böyle bir işin mahiyetini de açıklamaktadır. Çünkü Araplar, yaratıcının varlığını inkar ederek: "Rahman da neymiş?" (Furkan: 60) demişlerdi. Bu buyruğa dair açıklama şekillerinin en sahih olanına göre, bu sözleriyle yaratıcının varlığını inkar ettiklerini anlatmak istemiş olduklarıdır.
Öldükten sonra dirilişi de inkar ederek: "Çürümüş iken kemikleri kim diriltecek" (Yasin: 78) demişler, peygamberlerin gönderilişini de inkar ederek: "Biz aramızdan tek bir insana mı tabi olacağız" (Kamer: 24) demişlerdi.
Böylelikle helal ve haram kılma yetkisinin kendi ellerinde olduğu iddiasında bulunmuş ve arzularının doğrultusunda kanaat belirterek kendiliklerinden dinde olmayan böyle bir uygulamayı ortaya koymuşlar, bunun sonucunda da Allah'ın haram kıldığı bir şeyi helal kılmışlardı. Oysa müşrikler hoş görmeseler dahi Allah'ın hükümlerini hiç kimse değiştiremez. (İmam Kurtubi, el-Camiu li- Ahkami’l-Kur’an) Allah (c.c) bu ayette Allah (c.c)’ın haram kıldığı nesi’yi (haram ayların yerlerini değiştirmeyi) helal kılmanın küfrü artırmak olduğunu bildirmiştir. Küfrü artıran şey, küfürdendir. Buna göre Allah (c.c)’ın haram kıldığı şeyi helal kılmak küfürdendir.
Haramı Meşrulaştırma, Helalleştirme Çeşitleri başlıca şunlardır:
1 – Haramı Dille Helalleştirmek: Allah (c.c)’ın Tevbe: 37 ayetinde haber verdiği kafirlerin nesi’yi helal kılmaları (haram ayların yerlerini değiştirmeleri) gibi…
Müşrikler haram ayı helalleştirmek istedikleri zaman, hac mevsiminde onlardan bir adam çıkar ve helalleştirmek istedikleri haram ayın ismini, örneğin; Muharrem ayını zikrederek gelecek sene o ayın helal olduğunu, onun yerine Safer ayının haram olduğunu yüksek sesle ilan ederdi.
Dille haramı helalleştirmenin örnekleri: Devlet yöneticileri, bakanlar ve millet vekillerinin, beşeri sistemlerin kanunlarına bağlı kalacaklarına ve saygılı olacaklarına dair ettikleri yemin gibi sözlü olarak yapılan ameller… Veya Allah (c.c)’ın haram kıldığı herhangi bir şeyin açıkça helal olduğunu söylemek gibi… Bu konuda zannı galiple hüküm verilecek meseleye örnek şöyledir: Bir kimse; “kim dedi ki içki içilmez diye” derse bu sözünden içkiyi meşrulaştırdığı ve helal gördüğü anlaşılır.
2 – Haramı Yazı İle Helalleştirmek: Haram, yazı ile de helalleştirilebilir. Çünkü yazı birçok yerde söz yerine kullanılır. Bu sebeple şöyle bir fıkıh kaidesi oluşmuştur:
“Yazı söz gibidir” (El-Mugni Şerhul Kebir c: 11 s: 326-327)
Yazı ile haramı helalleştirmenin örnekleri: İslam şeriatinde haram kılınan riba (faiz), zina, içki, kumar, kadınların açık gezme serbestliği, müslümanın malını ve canını haksız yere helal kılma gibi amellerin beşeri sistemlerin kanunlarında yazılı olarak helal kılınması gibi...
3 – Haramı amelle helalleştirmek: Bu ise haramı bizzat ameliyle ortaya koyarak açıkça helal olduğunu gösterir tavır sergilemekle olur.
Şöyle ki meyhane açmak, banka açmak, genelev açmak gibi eylemler haramı helalleştirme kapsamına girerler.
Yine ramazanda hiçbir şer’i mazereti olmaksızın açıktan yiyip, içmek helalleştirme demektir;
Hanefi âlimlerinden Bahri'r-Râik kitabının sahibi, Fetâvâ el-Bezzaziyye'den naklederek dedi ki:
"Kim, Ramazan ayında gündüzleyin kasten açık bir şekilde yerse öldürülür. Çünkü o, haramı helalleştirmiştir." (İbn Nüceym, c: 2, s: 299)
Yine üvey anneyle evlenen kişinin yaptığı gibi, evlilik yapan kişi evlilikle cimayı kendisine helal kıldığı için haramı meşrulaştırmış, yani helalleştirmiştir.
Yine müşrik kadınlarla evliliği Allah (c.c) haram kıldığı halde, evlilik yaparak cimayı kendine helal kılan kimse de haramı helalleştirmiş yani kendine meşru kılmıştır.
Yine haram kılınan diğer kadınlardan birisiyle evlilik yaparak cimayı kendine helal kılan kimse de haramı helalleştirmiş yani kendine meşru kılmıştır.
Soru: Kafir olduğunu ve kafir olarak öldüğünü bildiği bir kimseye mağfiret dilemek size göre küfürmü? Böyle bir fiilde bulunan kafir oluyormu? Eğer küfürdür ve böyle bir fiilde bulunan kafir olur diyorsanızsa lütfen kaynak vererek cevaplayın.
Cevap: Kafir olarak öldüğü bilinen bir kimse için mağfiret dileme konusunda araştırma imkanı olduğu halde bu konuda ki hükmü araştırmadan ölmüş kafir için mağfiret dilemek haramdır.
Fakat Allah’ın bu kimseleri bağışlamayacağını ve onlara mağfiret etmeyeceği hükmünü bildiği halde kafir olarak ölmüş kimseye mağfiret dileyen kimse Allah’ın bağışlamayacağı küfür ve şirk sahibi kimsenin küfrünün ve şirkinin bağışlanmasını istediği için nassı inkar etmiş ve ameliyle bunu meşrulaştırdığı için kafir olur. Şayet bu konuda Allah’ın hükmünü bilmiyorsa bu kişiyi tekfir etmeden önce ikame-i hüccet yaparız. Şöyle ki; Kişi haram görerek zina ederse haram işlemiş olur. Keza içki, faiz, hırsızlık vs. böyledir. Fakat kafir olarak öldüğü bilinen kimseyi Allah’ın bağışlamayacağını ve ona mağfiret etmeyeceğini bildiği halde ona mağfiret dileyen kimse nassı inkar etmiş ve bu haramı meşrulaştırmış, kafir olmuştur. Ve biz kafir olarak öldüğünü bildiği, Allah’ın bu konuda hükmünü bildiği halde onun küfür ve şirklerinin bağışlanmasını isteyen, nassı inkar eden kimsenin kafir olduğu hakkında alimlerden buna zıt bir görüşü olduğunu bilmiyoruz. Aksini iddia eden varsa buyursun, getirsin.
Soru: Haramı meşrulaştırmak nasıl oluyor? Sizin söylediğiniz gibi tarihte hangi Ehli Sünnet alimi böyle bir söz söylemiş? Kaynak vererek lütfen cevaplayın. Yani kafir olduğunu bildiği halde ona mağfiret dileyenin bunu meşrulaştırmasını?
Cevap: Haramı meşrulaştırmanın nasıl olduğunu yukarı da geniş olarak izah ettik. Kafir olarak öldüğü bilinen bir kimseye, Allah’ın onun küfür ve şirklerini bağışlamayacağını bildiği halde ona mağfiret dileyen, küfür ve şirklerinin bağışlanmasını isteyen, açık nassı inkar eden kimsenin kafir olduğu konusunda ehli sünnet alimlerinden buna zıt bir hüküm verdiğini bilmiyoruz. Siz biliyorsanız bunu bize bildirin.
Allah-u teala yüce kitabında şirk ve küfür üzere ölen kimseyi bağışlamayacağını açıkça bildirdiği ve kişi de bunu bildiği halde “Allah’ım sen bu kişi bağışla, şirk ve küfürlerini affet” derse bu istek nasıl bir istektir? Bunu siz söyleyin.
Soru: Size göre bir müslüman şerab içerse veya zina ederse veya hakkı olmayan bir malı çalarsa size göre bu fiili yapan müslüman Yüce Allahın dininde haramlığı kesin olan bu fiili işlediğinden dolayı haramı meşrulaştırmış sayılırmı?
Eğer size göre meşrulaştırmış sayılıyorsa delili nedir? Hangi fukaha böyle bir fetva vermiş? Yok eğer sayılmıyorsa o zaman diğer haram olan ameli nasıl böyle değerlendiriyorsunuz? (Yani kafir olarak ölen bir kimseye mağfiret dilemeği kast ediyorum.)
Cevap: Hayır, bize ve ehli sünnete göre; zina eden, içki içen, faiz yiyen, hırsızlık yapan kimse bunu helal görmedikçe ve meşrulaştırmadıkça kafir olmaz, haram işlemiş olur. Fakat kişi bu amelleri dili, yazı veya tavrıyla helalleştirir, meşrulaştırırsa kafir olur. Kafir olarak öldüğü bilindiği ve Allah’ın onu bağışlamayacağı bilindiği halde ona mağfiret dilemek bunlardan başkadır. Zira Allah’ın onun küfür ve şirkini bağışlamayacağını bildiği halde onun bağışlanmasını isteyen kimse bu ameliyle bu kimsenin bağışlanmasını istemekte ve açık nassı inkâr etmektedir. Ve böyle yapması sebebiyle açık nassı inkâr etmiş ve ameliyle haramı meşrulaştırmış ve kâfir olmuş olur. Fakat kişi kafirlere mağfiret dilemenin haram olduğunu, Allah’ın bu konuda ki hükmünü bilmeden mağfiret dilerse onu tekfir etmeden önce hüccet ikame ederiz.
Son olarak bu konuda ki görüşlerimizi şöyle özetliyorum;
1-Kafir olarak öldüğü bilinen kimseye Allah’ın o konuda ki hükmünü bilmeden mağfiret dilemek haramdır. Ve bu konuda alimler ittifak etmiştir.
2-Küfür ve şirk üzere öldüğünü bildiği ve Allah’ın onu bağışlamayacağını ve O’nun bu konuda ki hükmünü bildiği halde kafirin küfür ve şirklerinin bağışlanmasını istemek, ona mağfiret dilemek nassı inkar etmek, haramı meşrulaştırmak olup, bu kafir için mağfiret dileyen kimse kafir olur. Bu konuda aksini söyleyen bir alim bilmiyoruz.
3-Bizim inandığımız ehlisünnet inancına göre; Müslüman meşrulaştırmadan içki, zina, faiz, kumar, hırsızlık vs. gibi amelleri işlerse haram işlemiş olur. Ne zaman ki bu amelleri meşrulaştırırsa kafir olur.
4- Haram olan bir amel dille, yazıyla veya amelle meşrulaştırılabilir. Ve haramı dili, yazısı ve ameli, tavırlarıyla meşrulaştıran kimse kafir olur. Bu konuda alimler arasında ihtilaf yoktur.
|