HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 20 Nisan 2024, 12:44:59


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: 1 ... 4 5 [6]   Aşağı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
Gönderen Konu: UmRe  (Okunma Sayısı 80122 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Asım
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 67


« Yanıtla #75 : 26 Mart 2013, 20:53:10 »



 İlim talebesi,iste tevhid nicli üyeler, yazılarınızda konuyu anlamaya başladığınızı görüyorum,bir değişim var en azından yazılarınızda yeni yaptığınız araştırmalarınızda bu konuda bir ihtilaf olduğunu anladığınızı , ve işi kavramaya başladığınızı görüyorum.Tabi , yöneticilerin verdiği ilmi cevaplara dikkatli ve tarafgirlikten uzak olarak bakmak lazım. İhtilaflı konularda cevaplar soruya göre olabilir, ilk soruya cevap bir görüşe  konu genişleyince yöneticiler İlme ihtiyacı olanlar için ve buna kesin haram diyen kimseleri susturmak ve bilmedikleri bu ilmi öğretmek içinde çoğu görüşlere göre ilim vermişler bunu anlamak için art niyetli olmamak yetiyor. Mesela namaz terki konusunda hadis var "Kâfirlerle bizim aramızdaki ahid namazdır. Bunun için kim namazı terkederse muhakkak kâfir olmuştur." (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Ibni Mace, Hakim, İbn Hibban) (Nesei bu hadis için sahih dedi.)  Tabi bu konuda kişi artık bu kişi namaz kılmıyor diyecek şekilde namaz kılmayan kimse hakkında kafir olduğunda ihtilaf yok. Ama bu seviyeye bile ulaşmayan terk halinde bile ihtilaf var ve tekfir eden alimler var.

Şafiiler ve Malikilere göre; "İnsan ile şirk ve küfür arasındaki engel namazın terkidir." "Kim namazı terk ederse muhakkak kâfir olmuştur." şeklindeki hadisi şeriflerde küfür kelimesi İslâm’dan çıkma anlamında kullanılmamıştır. Buradaki küfür kelimesi namazının terkinin ne kadar büyük haram olduğunu ve namazı terk edenin kâfirlere benzediğini anlatmak için kullanılmıştır.

Şimdi sizin iddianız gibi bu hadisi alıp Rasulullah s.a.v apaçık bu hadisi varken buna açıklama yaparak bu şekilde açıklama yapan alimler haram ve hata içindedirler yada hadisi tahrif ediyorlar.Diyebilirmisiniz.Bir ayeti bir hadisi alıp bunu tefsirinden habersiz halde bu siteyi şuçlamak  ,kişi bilmediğinin düşmanı olur kısmına girerki  bu bu kişiler ile ilim arasında  uçurum olduğu sonucu çıkar.

Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #76 : 30 Mart 2013, 12:59:29 »

UMRE TARTIŞMASININ ÖZETİ VE NETİCESİ

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla,

Görüldüğü kadarıyla müşrikleri umreye götürme konusunda tıkandınız ve batıl üzere olduğunuz açıkça ortaya çıktı. O yüzden anladığım kadarıyla meseleyi örtbas edip karartarak ve gündemden düşürerek bir şekilde sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Fakat biz buna Allahın izniyle müsaade etmeyeceğiz. İster bu forumda isterse başka platformlarda bu tür batılları deşifre etmeye devam edeceğiz inşAllah.Şimdi gelinen bu noktada tartıştığımız meseleyi özetleyip elde ettiğimiz neticeyi ortaya koymak istiyorum. Başarı Allahtandır.

Konunun başlangıcı Fahrunnisa isimli üyenin bir sorusu idi.

Selam olsun tüm müslümanlara..Müslüman erkek umreye gitmek istiyor..musluman olmayan yasli anneside bende seninle umreye gitmek istiyorum diyor..Anne oglunun akidesini bilmiyor.bu arada muslumanin nasil bir tavir sergilemesi gerekir..anneye davet ve teklif yok  (olamazda).anne kendisi arzuluyor ogluyla gitmeyi..oglu ben seni götüremem derse kendisini desifre etmesi gibi bir sorun cikabilir..kisaca müslüman olmayan birisiyle hac veya umre yolculugu müslümani baglarmi..insaAllah anlasilmistir sorum acil cevap bekliyoruz tesekkür ederim.

Melih saygın isimli yönetici bu müşriği hacca götürebileceğini, bu surette kafirin ahiretteki azabının hafifleyebileceği cevabını verdi. Bazı Üyeler Allahu teala’nın şu kavlini zikrederek itiraz etti:
“Ey iman edenler! Müşrikler pislikten ibarettirler. Bu sebeple, bu yıllardan sonra Mescid-i Harama yaklaşmasınlar. Eğer fakirlikten korkarsanız, bilin ki Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginleştirecektir. Muhakkak Allah Alîm’dir (Bilendir), Hakîm’dir.”  Tevbe:28

Ayrıca şu hadis:

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekr R.a müslümanlara hac ibadetlerini yaptırması için hac emiri olarak gönderdi. Müşrikler eskiden olduğu gibi haclarını yapmaktaydılar. Sonra Ali b. Ebi Talib R.a  çağırdı ve ona şöyle dedi:
"Berae suresinin baş tarafından işte şu kısmı götür ve insanların içinde kurban gününde, Mina'da Ali b. Ebi Talip R.a  kalktı ve insanlar içerisinde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ona emrettiği ayetleri ilan etti ve şöyle dedi:
"Ey insanlar! Bilmiş olunuz ki, cennete hiçbir kafir giremez. Bu seneden sonra hiçbir müşrik haccedemez. Beyt çıplak olarak tavaf edilemeyecek. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in katında kendisi için bir ahid (andlaşma) bulunan kimsenin o ahdi bitimine kadar geçerlidir." (Hadisi Buhari ve diğerleri rivayet etmiştir.)

Yönetici buna şöyle cevap verdi:


 Cevap )
Rasulullah s.a.v zamanında  müşrikler İslam devletinde kabe'yi hac ediyorlardı Rasulullah s.a.v yasaklamıyordu sonra yasak geldi. İslam devleti güçlenince men edildiler. Bu durum nasih mensuh değil merhaleli bir durumdur.  Müslümanlar oraya hakim olunca uygulanır ve son merhaledir. Şimdi mekke Rasulullah s.a.v'in ilk geldiği duruma döndü, yukarıdaki konudaki cevap götürme gayesi ve durum değişikliğine göre verilmiştir. Mekke'ye gerçek islam hakim olduğunda bu hüküm uygulanır ve kendini müslüman sayan müşrikten  ne cizye alınır ne eman verilir nede hac yapmasına müsade edilir..

Biz de buna cevaben şöyle dedik:

“Anladığım kadarıyla şunu diyorsunuz, Müşriklerin mescidi harama girme yasağı şu an için geçerli olmaz. O yüzden günümüzde müşrikleri Mekke'ye götüren bir kişi günah işlemiş olmaz. Şimdi bu noktada -bizim nezdimizde konu açık olmakla beraber okuyucular nezdinde meselenin anlaşılması açısından- birkaç sorum olacak:

1- "Müşrikler ancak bir pisliktir. O yüzden bu seneden sonra artık Mescidi Harama yaklaşmasınlar" (Tevbe: 29) ayeti açıktır. O yüzden tafsilatında ihtilaf olmakla beraber alimler, müşriklerin Mescidi harama girmeyeceği noktasında ittifak etmişlerdir. Bu açık hükümleri nasıl yorumluyorsunuz? Açık bir hükmün günümüzde şu veya bu sebeble uygulanamayacağını iddia etmek aynı demokratların yaptığı gibi Allahın hükmüne muhalif bir teşri koyma manasına gelmez mi?

2- Farzedelim ki meselede kapalılık var. Kapalı meselelerde nasslardan hüküm çıkartmak yani içtihad etmek, ehlince malum olduğu üzere senin benim gibi cahillerin değil, müçtehid alimlerin işidir. Öyleyse, Sizden önce meseleyi bu şekilde açıklayan müçtehid bir alim var mıdır? Burada hiç kimse müçtehid olmadığına göre mutlaka fıkhi bir meseledeki görüşümüzü bir müçtehide dayandırmamız gerekiyor. Kısacası bu görüşünüzün bir selefi, öncesi var mı?

3- Şu merhale meselesini biraz daha açar mısınız? Sizin nezdinizde buna dair verebileceğiniz başka misaller var mı ?”


Bizim reddettiğimiz meseleler bunlardı ve aradan haftalar geçmesine rağmen bu sorulara cevab verilebilmiş değildir. Verilen cevaplar konuyu izah etmekten uzaktır.

1. Sorumuza cevab olarak ayetin açık olmadığını, çünkü Mescidi Harama girmenin yasak olmasından ne kasdedildiği hususunda alimler arasında görüş farkı olduğunu dile getirdiler. Halbuki biz zaten ayetteki Mescidi harama girme yasağının tafsilatında ihtilaf olduğunu söylemiştik. Fakat müşriklerin hacc ve umreye gidemeyeceği hususunda ittifak vardır. Bu ittifakı Hanefi fakihlerinden Cessas şöyle açıklamaktadır:

Ayetten maksadın hacc olduğuna delalet eden hususlardan birisi de müşriklerin haccına, Arafat vakfesine. Muzdelife  vakfesine ve diğer hac ibadetlerine —bunlar mescid-i haramda olmasa bile— engel olmak gerektiği hususunda Müslümanların ittifak etmiş olmalarıdır. (Bkz. Ahkam’ul Kur’an, Cessas, Tevbe: 28. Ayetin tefsiri)
Yani, Fahrunnisa adlı üyeye cevap veren yöneticiler ittifakla men edilmiş olan müşriklerin hacca götürülmesi fiilinin caiz olduğunu iddia ederek bütün alimlerin görüşünün dışına çıkmaktadırlar. Dolayısıyla ayetin tefsiri hakkında ihtilaf olduğunu ileri sürmelerinin onlara bir faydası yoktur.

Ayrıca bizim itiraz ettiğimiz en önemli nokta, normalde caiz olmayan bir fiilin merhale ve maslahat bahanesiyle helal kılınmasıdır. Bir insan caiz olmadığı açık olan bir fiilin bu tarz gerekçelerle caiz olacağını iddia ederse bu bir teşridir. Çünkü Allahın hükmünü kendi hevasına göre değiştirmektedir. Üstelik müşrikleri Mescidi harama götürme yasağını merhale gerekçesiyle helal kılmanın küfür olacağını bizzat bu forumdakilerin üstadı olan Abdurrahman el-Muhacir söylemektedir. Hareket metodu adlı kitabın 4.cilt 346. Sayfasında 13. Özellik başlığa bakılabilir. İşte bu surette kendi küfürlerine kendileri şahitlik etmektedirler.

2. sorumuz olan, bugüne kadar müçtehid alimlerden böyle bir fetva veren olmuş mudur, yani normalde haram olan bir fiilin merhale gerekçesiyle caiz olacağına fetva veren bir müçtehid var mıdır, sorusuna da aynı şekilde bir cevap gelmemiştir. Böyle fetva veren bir müçtehid olmadığına göre bu forum yöneticileri ya kendilerini fetva makamında görerek içtihad etmişlerdir ki içtihadın şartlarını bilen birisi bunun batıl olduğunu bilir, veyahut da içtihad ehliyetine sahip olduğunu düşündükleri gizli bir müçtehidleri (!) sözkonusudur. Eğer böyle bir müçtehid varsa o zaman bu kişi, içtihad ehliyetine nasıl sahip olmuştur, ona hangi alim icazet vermiştir, içtihad ehli olduğunu delili nedir vs bunların açıklanması gerekir.

3. sorumuz ise merhaleden dolayı hükmün değiştiği iddiasına misal olacak başka şeyler de var mı, şeklindeydi. Öyle görüyoruz ki bu forum adminleri merhale meselesinden dolayı sadece bu konuda değil, birçok meselede batıl teşrilerde bulunuyorlar. Mesela gizlilik merhalesinde sakal kesmenin caiz olacağına itikad etmeleri buna misaldir. Hacc meselesinde alimlerin ihtilaflarını zikrederek konuyu bir şekilde karartmaya çalıştılar da sakalı keserken zayıf dahi olsa bir kavle dayanıyorlar mı, hayır! Çünkü sakalla alakalı en ılımlı görüş sakal traşının mekruh olduğunu söyler. Bunlar ise sakal kesmenin mübah olduğunu hatta yerine göre farz olacağını iddia ederek yine ümmetin icmasının dışına taşıyorlar. Üstelik bunu yine aynı fasit merhale anlayışından dolayı yaparak Allahın hükmünü değiştiriyorlar yani teşride bulunuyorlar. Bundan daha kötüsü, bu usulu bizzat iman küfür meselelerinde tatbik ediyorlar. Çünkü bunların iddiasına göre gizlilik döneminde kişi açığa çıkmamak için küfür meclislerinde ses çıkarmadan oturabilir. Halbuki küfre rıza küfürdür. Her kim ikrahsız olarak küfür söz konuşulan bir yerde oturursa bu o kimsenin kalbinde  iman olmadığının delilidir. Nisa 140 ve Enam 68 ayetleri de buna delalet etmektedir. Gizlilik saplantısıyla küfür işlemeyi bile helal kılan bu zihniyetten her şey beklenir. (Bu fırkanın küfre rıza konusundaki batıl usulu savunduklarına dair elimizde bilgi ve belge mevcuttur, gerekirse yayınlarız)

İşte tartışmanın özeti ve geldiğimiz nokta kısaca bu şekildedir. Tabi yeri gelmişken belirtelim bütün bu tartışmalar, gizlilik adı altında kafirlere müdahane yani yaltaklık yapma hastalığından kaynaklanmaktadır. Halbuki gerek nasslar, gerekse alimlerden gelen nakiller kafirlere İslam dinini açığa vurmak gerektiğini, onların yanında –can tehlikesi vb bir durum olmadığı halde- akidesini ve onlara karşı düşmanlığını gizleyenlerin en iyi ihtimalle haram olan bir velanın içine düşmüş olduklarını göstermektedir. Bu konularda alimlerden yaptığım bazı nakiller forum adminleri tarafından gerekçe gösterilmeden silindi. Öyle anlaşılıyor ki adminler alimlerin bu fetvalarından rahatsız olmaktadırlar.

Ayeti kerimede de beyan edildiği üzere hak geldi, batıl zail oldu batıl zaten yok olmaya mahkumdur. Verecek bir cevabınız olmadığına göre yapmanız gereken başta bu merhale gerekçesiyle yaptığınız teşriler olmak üzere diğer bütün batıl ve küfürlerden tevbe etmeniz ve tevhidi yeni baştan öğrenmenizdir. Allah size hidayet etsin.




Yazdıklarınıza elbette Allah ın izniyle tek tek cevap vereceğim.
Ancak yazdıklarımızın iyi anlaşılması için ve kimin hak kimin batıl üzere olduğu ortaya çıksın diye soracağım soruya cevap ver.
وقد روى شريك ، عن أشعث ، عن الحسن ، عن جابر بن عبد الله ، عن النبي صلى الله عليه وسلم ، قال : " لا ‏يقرب المشركون المسجد الحرام بعد عامهم هذا إلا أن يكون عبدا أو أمة يدخله لحاجة ".‏
Müşrikler bu seneden sonra artık mescidi harama yaklaşmasınlar köleler ve cariyeler hariç ihtiyaçtan dolayı girebilirler.
Neden Rasulullah s.a.v bunların girmesine izin verdi bunun sebebi nedir hâlbuki bunlarda müşrik? Bazı islam alimleri zımmet ehlini de bu hükme dahil ediyor neden sebebi nedir?
Kayıtlı
ilimtalebesi
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 30


« Yanıtla #77 : 30 Mart 2013, 14:24:05 »

Aslında sorularınızı bana değil de hocanız Abdurrahman el-Muhacir’e sormanız lazım. Çünkü göründüğü kadarıyla bizim dediğimizden farklı bir şey söylemiyor. Onunla daha rahat iletişim kurarsınız. Sorunuza cevap arıyorsanız size anahtar bir kavram söyleyeceğim: “Tahsis” bu konuda fıkıh usulu kaynaklarından araştırma yaparsanız müşrik kölelerin Mescidi harama girme hususunda istisna edilmelerinin ne anlama geldiğini görürsünüz Allahın izniyle.

Not: Yazımı silip alıntı haline dönüştürmenizin gerekçesi nedir, öğrenebilir miyim? Çünkü insanlar alıntıları çoğu zaman okumazlar. Kendinize güveniyorsanız yazımı neden gizliyorsunuz ki, cevabını verirsiniz olur biter.

Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #78 : 31 Mart 2013, 01:05:54 »

Gerek bu soruya gerekse daha önceki sorularımıza cevap verecek ilim anlayış sende olsaydı zaten cevabını verecektin soru sormada amacımız cehaletten uyanman içindi ama maalesef kör cehaletinle inat ediyor yerlerde sürünüyorsun hatta yerin bile bir seviyesi vardır çukurlarda geziyorsun.
Birde ev sahibinden çaldığını tekrar ev sahibine satmak istiyorsun Sen bu cehaletinle ne elmuhaciri anlayabilirsin nede bu meseleyi, biz zaten tahsis meselesini sorduk ancak sende anlayış olmadığı için basit bir şekilde söyledik ki anlayasın ama yine anlamıyorsun.
Neyse son sözümüzü söylemeden önce senin seviyene göre sana basit bir soru soralım bari seninle birlikte itiraz edenler senin yerine önceki soruya cevap versinler.
Soru. Ramazan ayında gündüz vakti açık bir şekilde sigara içenin hükmü nedir.

Kayıtlı
ilimtalebesi
Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 30


« Yanıtla #79 : 31 Mart 2013, 02:08:10 »

Eskilerin bir sözü vardır: "Uslub-u beyan, aynıyla insan" Şu uslub, sahibinin kişiliğini yeterince ele vermektedir. Her neyse madem biz cahiliz, anlayışsız kimseleriz o zaman gerek Abdurrahman el-Muhacir'in sözünü gerekse de meselenin kendisini; bizim seviyemize (!) göre izah et de biz de öğrenmiş olalım. Sigara vs alakasız konuları gündeme getirerek tribünlere oynamaya gerek yok. asıl meseleden kaçma. Tahsisle alakalı bilgin varsa şunu da bilirsin ki Şari'nin hükmünü ancak şari tahsis eder. Yani Allah ve Rasulu bir hususta bir hüküm beyan ettiğinde onun istisnasını koyacak olan da yine Allah ve Rasuludur. Her kim şeriatın genel bir hükmünden bir delile dayanmaksızın istisna getirirse o kimse Allahın hükmüne muhalif teşride bulunan bir tağuttur. Tıpkı hırsızın elini kesmek farzdır, ancak günümüzde bu hüküm uygulanmaz diyen laik modernistler gibi...

وقد روى شريك ، عن أشعث ، عن الحسن ، عن جابر بن عبد الله ، عن النبي صلى الله عليه وسلم ، قال : " لا ‏يقرب المشركون المسجد الحرام بعد عامهم هذا إلا أن يكون عبدا أو أمة يدخله لحاجة ".‏
Müşrikler bu seneden sonra artık mescidi harama yaklaşmasınlar köleler ve cariyeler hariç ihtiyaçtan dolayı girebilirler.

Bu hadis gayet açıktır. Genel hüküm olan Mescidi harama girme yasağından köle ve cariyeleri istisna etmektedir. Yani Mescidi harama girme yasağı amm bir hükümdür. Müşrik köle ve cariyelerin girme serbestisi ise hass'tır. Bu ve benzeri istisnalar haricinde genel (amm) hüküm devam etmektedir. Bilmiyorum bu meseleyi gündeme getirmedeki gayen nedir? Neyi ispatlamaya çalışıyorsun, bilakis bunlar hep senin aleyhine delildir.
Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #80 : 31 Mart 2013, 12:43:52 »

UMRE TARTIŞMASININ ÖZETİ VE NETİCESİ

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla,

Görüldüğü kadarıyla müşrikleri umreye götürme konusunda tıkandınız ve batıl üzere olduğunuz açıkça ortaya çıktı.


Cevap. Herhalde hala hayal görmeye devam ediyorsun! Biraz ilmin olsaydı bir şeye batıl demek için kesin delil getirmek gerekli olduğunu bilmen gerekirdi ama maalesef kesin delil getirmediğin halde (batıl üzere olduğunuz ortaya çıktı)diyorsun bu gösteriyor ki sen kendi anlayışını kesin delil görüyorsun bu da sapıklığın ta kendisidir.

O yüzden anladığım kadarıyla meseleyi örtbas edip karartarak ve gündemden düşürerek bir şekilde sıyrılmaya çalışıyorsunuz.
 
Cevap. Örtbas diyorsun! Gerçekten çok güldürücü önce örtbas kelimesinin manasını öğren sonra yaz nerde örtbas ettik acaba?

Fakat biz buna Allahın izniyle müsaade etmeyeceğiz. İster bu forumda isterse başka platformlarda bu tür batılları deşifre etmeye devam edeceğiz inşAllah.Şimdi gelinen bu noktada tartıştığımız meseleyi özetleyip elde ettiğimiz neticeyi ortaya koymak istiyorum. Başarı Allahtandır.
 
Cevap.Senin gibi çok zır cahiller gördük.

Konunun başlangıcı Fahrunnisa isimli üyenin bir sorusu idi.
Alıntı sahibi: Fahrun nisa üzerinde 20 Şubat 2013, 12:42:30
Selam olsun tüm müslümanlara..Müslüman erkek umreye gitmek istiyor..musluman olmayan yasli anneside bende seninle umreye gitmek istiyorum diyor..Anne oglunun akidesini bilmiyor.bu arada muslumanin nasil bir tavir sergilemesi gerekir..anneye davet ve teklif yok  (olamazda).anne kendisi arzuluyor ogluyla gitmeyi..oglu ben seni götüremem derse kendisini desifre etmesi gibi bir sorun cikabilir..kisaca müslüman olmayan birisiyle hac veya umre yolculugu müslümani baglarmi..insaAllah anlasilmistir sorum acil cevap bekliyoruz tesekkür ederim.

Melih saygın isimli yönetici bu müşriği hacca götürebileceğini, bu surette kafirin ahiretteki azabının hafifleyebileceği cevabını verdi. Bazı Üyeler Allahu teala’nın şu kavlini zikrederek itiraz etti:
“Ey iman edenler! Müşrikler pislikten ibarettirler. Bu sebeple, bu yıllardan sonra Mescid-i Harama yaklaşmasınlar. Eğer fakirlikten korkarsanız, bilin ki Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginleştirecektir. Muhakkak Allah Alîm’dir (Bilendir), Hakîm’dir.”   Tevbe:28

Ayrıca şu hadis:

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Ebu Bekr R.a müslümanlara hac ibadetlerini yaptırması için hac emiri olarak gönderdi. Müşrikler eskiden olduğu gibi haclarını yapmaktaydılar. Sonra Ali b. Ebi Talib R.a  çağırdı ve ona şöyle dedi:
"Berae suresinin baş tarafından işte şu kısmı götür ve insanların içinde kurban gününde, Mina'da Ali b. Ebi Talip R.a  kalktı ve insanlar içerisinde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ona emrettiği ayetleri ilan etti ve şöyle dedi:
"Ey insanlar! Bilmiş olunuz ki, cennete hiçbir kafir giremez. Bu seneden sonra hiçbir müşrik haccedemez. Beyt çıplak olarak tavaf edilemeyecek. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in katında kendisi için bir ahid (andlaşma) bulunan kimsenin o ahdi bitimine kadar geçerlidir." (Hadisi Buhari ve diğerleri rivayet etmiştir.)

Yönetici buna şöyle cevap verdi:
Alıntı sahibi: Melih Saygın üzerinde 01 Mart 2013, 01:38:0
9

Cevap ) [Rasulullah s.a.v zamanında  müşrikler İslam devletinde kabe'yi hac ediyorlardı Rasulullah s.a.v yasaklamıyordu sonra yasak geldi. İslam devleti güçlenince men edildiler. Bu durum nasih mensuh değil merhaleli bir durumdur.  Müslümanlar oraya hakim olunca uygulanır ve son merhaledir. Şimdi mekke Rasulullah s.a.v'in ilk geldiği duruma döndü, yukarıdaki konudaki cevap götürme gayesi ve durum değişikliğine göre verilmiştir. Mekke'ye gerçek islam hakim olduğunda bu hüküm uygulanır ve kendini müslüman sayan müşrikten  ne cizye alınır ne eman verilir nede hac yapmasına müsade edilir../color]

Biz de buna cevaben şöyle dedik:

“Anladığım kadarıyla şunu diyorsunuz, Müşriklerin mescidi harama girme yasağı şu an için geçerli olmaz.

 
Cevap. Birincisi Bu sözümüzden asla bu mana çıkmaz. İkincisi verilen cevap naklettiğin soruya karşılık değil Ebu ammar nickli üyeye karşı verilmiştir. Görüldüğü gibi bu kör cehaletinle soru cevapları harmanlama taktiğiyle sunmaya çalıştın. Bunu ya bilerek yaptın yâda bin adım önde giden cehaletine yenik düştün.
  
O yüzden günümüzde müşrikleri Mekke'ye götüren bir kişi günah işlemiş olmaz. Şimdi bu noktada -bizim nezdimizde konu açık olmakla beraber okuyucular nezdinde meselenin anlaşılması açısından- birkaç sorum olacak:

1- "Müşrikler ancak bir pisliktir. O yüzden bu seneden sonra artık Mescidi Harama yaklaşmasınlar" (Tevbe: 29) ayeti açıktır. O yüzden tafsilatında ihtilaf olmakla beraber alimler, müşriklerin Mescidi harama girmeyeceği noktasında ittifak etmişlerdir.
 

  Cevap. Bu konuda ittifak var diyen kişi yalancının teki ve hakikati saptırıyor. Her tarafından cehalet damlıyor bu cehaletinle ihtilafları, ittifakları, tafsilatları nasıl anlayacaksın.

Bu açık hükümleri nasıl yorumluyorsunuz? Açık bir hükmün günümüzde şu veya bu sebeble uygulanamayacağını iddia etmek aynı demokratların yaptığı gibi Allahın hükmüne muhalif bir teşri koyma manasına gelmez mi?

 Cevap. Bu soruya cevap vermiyorum, çünkü bu soruyu soran kişi ne kadar cahil ne kadar anlayıştan yoksun olduğu ortada.!
 

2- Farzedelim ki meselede kapalılık var. Kapalı meselelerde nasslardan hüküm çıkartmak yani içtihad etmek, ehlince malum olduğu üzere senin benim gibi cahillerin değil, müçtehid alimlerin işidir. Öyleyse, Sizden önce meseleyi bu şekilde açıklayan müçtehid bir alim var mıdır? Burada hiç kimse müçtehid olmadığına göre mutlaka fıkhi bir meseledeki görüşümüzü bir müçtehide dayandırmamız gerekiyor. Kısacası bu görüşünüzün bir selefi, öncesi var mı?

Cevap. Bu kadar cahillik ve bu kadar basiret körlüğü olamaz! Bu konuda bir sürü âlimlerin görüşünü aktardığımız halde hala bu konuda bir müçtehidin sözü var mı diye soruluyor.

3- Şu merhale meselesini biraz daha açar mısınız? Sizin nezdinizde buna dair verebileceğiniz başka misaller var mı ?”

Bizim reddettiğimiz meseleler bunlardı ve aradan haftalar geçmesine rağmen bu sorulara cevab verilebilmiş değildir. Verilen cevaplar konuyu izah etmekten uzaktır.


Cevap. Bütün sorulara cevap verildi ancak anlayışını kesin delil olarak görenler işin şeytani yönünü seçtiler.

1. Sorumuza cevab olarak ayetin açık olmadığını, çünkü Mescidi Harama girmenin yasak olmasından ne kasdedildiği hususunda alimler arasında görüş farkı olduğunu dile getirdiler. Halbuki biz zaten ayetteki Mescidi harama girme yasağının tafsilatında ihtilaf olduğunu söylemiştik. Fakat müşriklerin hacc ve umreye gidemeyeceği hususunda ittifak vardır. Bu ittifakı Hanefi fakihlerinden Cessas şöyle açıklamaktadır:

Ayetten maksadın hacc olduğuna delalet eden hususlardan birisi de müşriklerin haccına, Arafat vakfesine. Muzdelife  vakfesine ve diğer hac ibadetlerine —bunlar mescid-i haramda olmasa bile— engel olmak gerektiği hususunda Müslümanların ittifak etmiş olmalarıdır. (Bkz. Ahkam’ul Kur’an, Cessas, Tevbe: 28. Ayetin tefsiri)
Yani, Fahrunnisa adlı üyeye cevap veren yöneticiler ittifakla men edilmiş olan müşriklerin hacca götürülmesi fiilinin caiz olduğunu iddia ederek bütün alimlerin görüşünün dışına çıkmaktadırlar. Dolayısıyla ayetin tefsiri hakkında ihtilaf olduğunu ileri sürmelerinin onlara bir faydası yoktur.


Cevap. Cesas’a göre ayetin manası ayet her zaman müşriklerin mescidi harama girmesini yasaklamaz hac zamanında onları hac yerlerinden engelleyin yasaklayın demek.
Engellemek için güç lazım ve bu hüküm Müslümanların orada hâkim oldukları zaman uygulanması gereken hüküm, hâkimin müşrikleri engellemesi belli sebeplerden dolayıdır. Müşrikler İslam dışı hareketler yaparak hac esnasında Müslümanları rahatsız ediyorlardı, hâkimin engellemesi hac esnasında Müslümanları rahatsız etmesinler diyedir. Çünkü İslam’a aykırı şeyler yapıyorlardı çıplak tavaf alkışla tavaf gibi,
Yoksa zaten وقد روى شريك ، عن أشعث ، عن الحسن ، عن جابر بن عبد الله ، عن النبي صلى الله عليه وسلم ، قال : " لا ‏يقرب المشركون المسجد الحرام بعد عامهم هذا إلا أن يكون عبدا أو أمة يدخله لحاجة ".‏
 Bu hadise göre bazı müşriklerin hac zamanında girmesi caizdir, köleler, cariyeler ve zimmîler gibi çünkü bunlar Müslümanların kontrolü altındaydı ve bu İslam dışı hareketleri yapamazlardı. Yani engellemenin bir sebebi vardı ve Cesas bunu anlatıyor. Eğer Cesas’ın anlattığını baştan sona okusaydın zaten meseleyi anlardın ve sorumuza cevap verirdin. Gerekirse bu konuda ayrı bir yazı yazarız.

 Ayrıca bizim itiraz ettiğimiz en önemli nokta, normalde caiz olmayan bir fiilin merhale ve maslahat bahanesiyle helal kılınmasıdır. Bir insan caiz olmadığı açık olan bir fiilin bu tarz gerekçelerle caiz olacağını iddia ederse bu bir teşridir. Çünkü Allahın hükmünü kendi hevasına göre değiştirmektedir. Üstelik müşrikleri Mescidi harama götürme yasağını merhale gerekçesiyle helal kılmanın küfür olacağını bizzat bu forumdakilerin üstadı olan Abdurrahman el-Muhacir söylemektedir. Hareket metodu adlı kitabın 4.cilt 346. Sayfasında 13. Özellik başlığa bakılabilir. İşte bu surette kendi küfürlerine kendileri şahitlik etmektedirler.
2. sorumuz olan, bugüne kadar müçtehid alimlerden böyle bir fetva veren olmuş mudur, yani normalde haram olan bir fiilin merhale gerekçesiyle caiz olacağına fetva veren bir müçtehid var mıdır, sorusuna da aynı şekilde bir cevap gelmemiştir. Böyle fetva veren bir müçtehid olmadığına göre bu forum yöneticileri ya kendilerini fetva makamında görerek içtihad etmişlerdir ki içtihadın şartlarını bilen birisi bunun batıl olduğunu bilir, veyahut da içtihad ehliyetine sahip olduğunu düşündükleri gizli bir müçtehidleri (!) sözkonusudur. Eğer böyle bir müçtehid varsa o zaman bu kişi, içtihad ehliyetine nasıl sahip olmuştur, ona hangi alim icazet vermiştir, içtihad ehli olduğunu delili nedir vs bunların açıklanması gerekir.


Cevap. Merhale gereği bir haramın helal olması iftirası anlayış yoksunu kimselere aittir.
Bu anlayış sahipleri Cesas’ı anlamadıkları gibi El Muhacir’i de anlamazlar oysa ikisi de aynı şeyleri söylüyor bizim söylediklerimiz bu söylemlerden farklı değildir.
İkide bir bizleri birine veya bir oluşuma nispet etmedeki amacınız nedir? Siz kimsiniz? Amacınız nedir?

 

3. sorumuz ise merhaleden dolayı hükmün değiştiği iddiasına misal olacak başka şeyler de var mı, şeklindeydi. Öyle görüyoruz ki bu forum adminleri merhale meselesinden dolayı sadece bu konuda değil, birçok meselede batıl teşrilerde bulunuyorlar. Mesela gizlilik merhalesinde sakal kesmenin caiz olacağına itikad etmeleri buna misaldir. Hacc meselesinde alimlerin ihtilaflarını zikrederek konuyu bir şekilde karartmaya çalıştılar da sakalı keserken zayıf dahi olsa bir kavle dayanıyorlar mı, hayır! Çünkü sakalla alakalı en ılımlı görüş sakal traşının mekruh olduğunu söyler. Bunlar ise sakal kesmenin mübah olduğunu hatta yerine göre farz olacağını iddia ederek yine ümmetin icmasının dışına taşıyorlar. Üstelik bunu yine aynı fasit merhale anlayışından dolayı yaparak Allahın hükmünü değiştiriyorlar yani teşride bulunuyorlar. Bundan daha kötüsü, bu usulu bizzat iman küfür meselelerinde tatbik ediyorlar. Çünkü bunların iddiasına göre gizlilik döneminde kişi açığa çıkmamak için küfür meclislerinde ses çıkarmadan oturabilir. Halbuki küfre rıza küfürdür. Her kim ikrahsız olarak küfür söz konuşulan bir yerde oturursa bu o kimsenin kalbinde  iman olmadığının delilidir. Nisa 140 ve Enam 68 ayetleri de buna delalet etmektedir. Gizlilik saplantısıyla küfür işlemeyi bile helal kılan bu zihniyetten her şey beklenir. (Bu fırkanın küfre rıza konusundaki batıl usulu savunduklarına dair elimizde bilgi ve belge mevcuttur, gerekirse yayınlarız)

İşte tartışmanın özeti ve geldiğimiz nokta kısaca bu şekildedir. Tabi yeri gelmişken belirtelim bütün bu tartışmalar, gizlilik adı altında kafirlere müdahane yani yaltaklık yapma hastalığından kaynaklanmaktadır. Halbuki gerek nasslar, gerekse alimlerden gelen nakiller kafirlere İslam dinini açığa vurmak gerektiğini, onların yanında –can tehlikesi vb bir durum olmadığı halde- akidesini ve onlara karşı düşmanlığını gizleyenlerin en iyi ihtimalle haram olan bir velanın içine düşmüş olduklarını göstermektedir. Bu konularda alimlerden yaptığım bazı nakiller forum adminleri tarafından gerekçe gösterilmeden silindi. Öyle anlaşılıyor ki adminler alimlerin bu fetvalarından rahatsız olmaktadırlar.


Cevap. Bu mide bulandırıcı anlayışa cevap vermek istemiyoruz.


Ayeti kerimede de beyan edildiği üzere hak geldi, batıl zail oldu batıl zaten yok olmaya mahkumdur. Verecek bir cevabınız olmadığına göre yapmanız gereken başta bu merhale gerekçesiyle yaptığınız teşriler olmak üzere diğer bütün batıl ve küfürlerden tevbe etmeniz ve tevhidi yeni baştan öğrenmenizdir. Allah size hidayet etsin.

Cevap. Buna karşılık olarak kendi cehaletinizi kendi ağzınızla nasıl itiraf ettiğinizi aktarıyorum!
İbni teymiyye üyemiz bir soru sormuştu buna karşılık şöyle cevap vermiştin!

Evvela benim bu yazdıklarım arasında müşrikleri hacca götürmek küfürdür veyahut da sakal kesmek küfürdür diye bir ibareye raslayan oldu mu ki bunların küfür olduğunun delili nedir diye soruyorsun? Bu amellere hangi cahil küfür hükmü veriyorsa git sorularını onlara sor.

Cevap. şimdi son yazınızda bizleri müşrikleri hacca götürme meselesinde tekfir ediyorsun! Peki kendine ne hüküm veriyorsun!!!!
Şimdi (hak geldi batıl yok oldu hiç şüphesiz batıl yok olmaya mahkûmdur.) isra 81ayeti acaba kime düşer.
Ve hakkı batılla karıştırmayın ve bile bile hakkı gizlemeyin. Bakara-42

 Bazı üyelerimiz sigara sorusu konuyla alakası olmadığı halde acaba neden soruldu diyebilirler isterlerse bu soruyu kendileri de sorar muhatabından cevabını alırlar.

Hac ve umre meselesinde bize karşı yazanlar meseleyi anlamaktan tamamen uzaktırlar. Bu cehaletleri onları tekfire kadar götürdü. Çünkü bunlar kendi anlayışlarını kati delil olarak aldılar.
Şimdi bir özet çıkarılmış sorular ve cevaplar bir birine harmanlanarak batıl hakkın üzerine çıkarılmaya çalışılmış.

Meseleyi yeterince açıklamaya çalıştık ancak mesele ince bir mesele olduğu için bazı kişiler tarafından anlaşılmamasını normal karşılıyoruz. Bu konuda sorduğumuz soruların karşılıksız kalmasını da normal görüyoruz.
Soruya karşılık ihtilaflı delillerle cevap vermek delil olarak alınmaz. Hem meseleye kat’i hüküm vereceksin dayandığın delil’de ihtilaflı olacak! Kat’i hükümler ancak kat’i deliller üzerine verilir.

Bu tür meseleler ilim ister anlayış ister, âlimlerin ihtilafları ittifakları konusunda bilgi sahibi olmadan düz mantıkla hareket edilmez.
Meseleyi tekrardan baştan özet olarak kısaca izah etmeye çalışarak kapatacağım, böylece hak ve batıl net olarak ortaya çıksın.

Bir üyemiz tarafından bir soru soruldu.

Soru şöyle:Selam olsun tüm müslümanlara..Müslüman erkek umreye gitmek istiyor..musluman olmayan yasli anneside bende seninle umreye gitmek istiyorum diyor..Anne oglunun akidesini bilmiyor.bu arada muslumanin nasil bir tavir sergilemesi gerekir..anneye davet ve teklif yok  (olamazda).anne kendisi arzuluyor ogluyla gitmeyi..oglu ben seni götüremem derse kendisini desifre etmesi gibi bir sorun cikabilir..kisaca müslüman olmayan birisiyle hac veya umre yolculugu müslümani baglarmi..insaAllah anlasilmistir sorum acil cevap bekliyoruz tesekkür ederim.

Öncelikle sorulan soruyu iyi anlamak gerekir, Müslüman erkek umreye gidiyor yaşlı Annesi de onunla gitmek istiyor. anneye davet ve teklif yok  (olamazda).anne kendisi arzuluyor ogluyla gitmeyi.. kisaca müslüman olmayan birisiyle hac veya umre yolculugu müslümani baglarmi..

Sorunun kısa özeti böyle. Sorudan anladığımız, Müslüman ın teklifi veya daveti söz konusu olmadan Müslüman’ın müşrik olan Annesi onunla birlikte umreye gitmek istiyor. Ve bu durumda Müslüman’ın kâfir birisiyle hac veya umre yolculuğu yapması Müslüman’ı bağlar mı? Diye sorulmuş.

Peki, Müslüman birlikte hac veya umreye gitmek isteyen müşrik annesini bu ibadetten alıkoyabilir mi? veya Müslüman bu yolculukta ona eşlik edebilir mi  (Bir Müslüman bu haldeki müşrik annesini hac'ca götürebilir, hatta şu ibadetleri yap ki onlardan dolayı sorumlu olma, bari azabın hafiflesin diyerek ibadetleri yapması için teşvik bile edebilir Önemli olan Müslüman muamelesi görülecek şekilde olmamasıdır. Bunu Ona Müslüman olmadığını hissettirerek  kolayca halledebilir. Hac'ca gitmen senin için hidayet bulmana ve gerçek hidayeti görmene vesile olur v.b ona Müslüman muamelesi yapma izlenimi vermeden halledilir.)ve bu şekilde uzun bir cevap verildi..
Verdiğimiz bu ilk cevap merhaleyle bir alakası yoktur, cevabımızı tamamen İslam âlimlerinin çoğu kâfirlerinde İslam’ın emirlerini yerine getirmeleri konusunda muhatap oldukları görüşleri üzerine bina ettik.

Ancak başka bir üyenin(Ebu Ammar) (Bu âyet müşriklerin, yani putperestlerin, yâni puta tapanların, yani kâfirlerin Mescid-i Haram’a girmesini yasaklamıştır. Gerek ziyaret etmek, gerek teknik hizmet vermek, gerekse hangi nedenle olursa olsun, münkirlerin ve kâfirlerin Harem-i Şerif’e, yani Kâbe’ye sokulması ve girdirilmesi haram bulunmaktadır. Kâbe’nin emniyet ve güvenliğinin sağlanması Müslüman’ların en tabiî vazifeleridir.)

Bu soruya verdiğimiz cevap

Cevap ) Rasulullah s.a.v zamanında  müşrikler İslam devletinde kabe'yi hac ediyorlardı Rasulullah s.a.v yasaklamıyordu sonra yasak geldi. İslam devleti güçlenince men edildiler. Bu durum nasih mensuh değil merhaleli bir durumdur.  Müslümanlar oraya hakim olunca uygulanır ve son merhaledir. Şimdi mekke Rasulullah s.a.v'in ilk geldiği duruma döndü, yukarıdaki konudaki cevap götürme gayesi ve durum değişikliğine göre verilmiştir. Mekke'ye gerçek islam hakim olduğunda bu hüküm uygulanır ve kendini müslüman sayan müşrikten  ne cizye alınır ne eman verilir nede hac yapmasına müsade edilir..)

Yani Merhale ile alakalı cevabımız başka bir üyenin(Ebu Ammar) Kâbe’nin emniyet ve güvenliğinin sağlanması Müslüman’ların en tabiî vazifeleridir.) sözüne karşı verilmiştir. Ancak itiraz edenler şu anda gücümüz olmadığından merhaleden dolayı müşrikler hacca umreye götürülebilir diye anladılar hâlbuki verdiğimiz cevapta Mekke'ye gerçek İslam hakim olduğunda bu hüküm uygulanır ve kendini Müslüman sayan müşrikten  ne cizye alınır ne eman verilir nede hac yapmasına müsaade edilir..)diyerek  şu anda Müslümanlar hakim olmadıkları için yasaklama, engelleme söz konusu olamayacağını yasaklama engelleme meselesi merhaleyle alakalı olduğunu ve islam oralarda hakim olduğu zaman bu hükmün uygulanacağını açıkladık.

İtirazcı:Ama velev ki Serahsi ve diğerleri farzedelim müşriklerin belli şartlarla hacca kabul edilebileceğini söylediler, siz de amelinizi buraya dayandırdınız (!) Artık görüşünüz bu olduğuna göre niye merhaleden bahsetme gereği duydunuz bu da bir problem. Müşrikler hacca kabul ediliyorsa zaten merhaleden falan bahsetmeye gerek yok,


Cevap: itirazcının söylediği gibi açıklamalarımızda müşrikler merhaleden dolayı hacca götürülebilir diye bir anlam çıkmaz bu tamamen itirazcının anlayışından kaynaklanmaktadır. Fakat itirazcı hızını alamayarak tevbe 28 ayetini delil vererek
(müşriklerin mescidi harama sokulmayacakları kati bir hükümdür)diyerek iddia etmeye başladı buna karşı müşriklerin mescidi harama sokulmayacaklarını bildiren ayetin sarih bir ayet olmadığını
 Ayetin (yaklaşmasınlar) kelimesinin manası hakkında nasıl, neden, niçin, ne şekilde yaklaşmasınlar diye âlimler arasında ihtilaflar olduğunu dolaysıyla sarih olmayan ayetlere dayanarak kesin haram hükmü verilemeyeceğini izah ederek bu konuda âlimlerin ihtilaflarını aktardık.

Özetle:
Birincisi Verdiğimiz ilk cevap merhaleyle bir alakası yoktur, cevabımızı tamamen İslam âlimlerinin kâfirlerinde İslam’ın emirlerini yerine getirmeleri konusunda muhatap oldukları görüşleri üzerine bina ettik.

İkincisi: Merhale ile alakalı cevabımız başka bir üyenin ( Kâbe’nin emniyet ve güvenliğinin sağlanması Müslüman’ların en tabiî vazifeleridir.) sözüne karşılık olarak verilmiştir.

Üçüncüsü: Âlimlerin tevbe 28 ayeti hakkındaki ihtilaflarını itirazcının(müşriklerin mescidi harama sokulmayacakları kati bir hükümdür)sözüne karşı verilmiştir.

Bizim bu konudaki görüşümüze gelince: ayette anladığımız Ayetin manası; hâkim olarak ve üstünlük olarak gelmeleri. Veya çıplak olarak, yani eski cahili adetlerine göre çıplak olarak tavaf etmeleri yasaklanıyor.
Hadiste geçen (Beyt çıplak olarak tavaf edilemeyecek.) Kavli de bu manayı desteklemektedir.
Son olarak Müslüman muamelesi yapılmadıkça hac, umre dâhil her hangi bir ibadete müşrikler teşvik edilebilir. Böyle yapmak istemeyen Müslüman yapmayabilir. Çünkü müşrikler İslam’ın teferruatlı meselelerine muhatap mı değil mi meselesi  ihtilaflı bir mesele.  Ancak bizim görüşümüzü alanlara bu görüş yanlış muhkem ayete zıttır demek çok büyük bir yanlıştır, cahilliktir.  
Önemli olan bir mesele hakkında bu kesin haramdır bunu helal sayan kâfirdir diyebilmek için kesin sarih ihtilaflı olmayan bir delil getirmek gerekir.
Bu konuda hiçbir sarih kati bir delil yoktur, yani mesele içtihadi bir meseledir âlimler arasında ihtilaf vardır isteyen istediği görüşü alır ama karşı tarafı tekfir etmeye hiç bir şekilde hakkı yoktur.
Biz hiç kimseye illa anneni babanı umreye götür demiyoruz ancak belirttiğimiz şartlar dâhilinde götürmek ne küfür nede haramdır.
Mesele bundan ibarettir.
Hidayete tabi olanlara selam olsun.

Kayıtlı
DARİMİ
Yönetici
******
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 998


« Yanıtla #81 : 05 Nisan 2013, 12:23:08 »

Umre meselesi bizim tarafımızdan kapanmıştır, ancak anlayışını kesin delil alanlar yazdıklarıyla anlayışlarını öyle bir deşifre ediyorlar ki yazmaktan kendimizi alamıyoruz.


Hakaretler yağdırarak, ardından konuyu kilitleyerek umre meselesini çözdüğünüzü mü zannediyorsunuz?


Cevap: Timsah gözyaşlarını dökerek iyi rol yapıyorsun o kadar Altan almamıza rağmen her cümlende bize hakaret ettin.

Tıpkı İmam Şafii’nin dediği gibi “Hangi alimle tartıştıysam galip geldim, hangi cahille tartıştıysam mağlup oldum”



Cevap:İmam şafinin sözleri cahiller içindir  oysa sen zır cahilsin.
 
İnsan aklıyla ve zekasıyla ancak bu kadar alay edilebilir.


Cevap: Dön de bir arkana bak yazdıkların hala duruyor.


Ben sana sizin bahsettiğiniz şekilde “Mekkede İslamın hakim olmadığı bir dönemde müşrikler hacca teşvik edilebilir mi”


Cevap: Buna cevap verdik görüşümüz söyledik bir daha oku.


veyahut da genel manada “normal şartlar altında caiz olmayan bir amel merhaleden ötürü caiz olur mu”konularında sizden önce herhangi bir müçtehidin görüşü var mı onu soruyorum, sen ise  hacla alakalı getirdiğin nakilleri hatırlatıp, bakın müçtehidlerden nakil getirdim daha ne istiyorsun diye demagoji yapıyorsun.


 Cevap: Normal şartlar altında caiz olmayan bir amel merhaleden dolayı caiz olur diye bir sözümüz yok, merhaleyle alakalı izahatlarımızı bir daha oku sende anlayış sorunu olduğu için anlayamıyorsun verdiğimiz nakilleri hangi meseleye verdiğimizi anlayamasın yazdıklarımız anlayanlar içindir.

 

Çünkü böyle bir nakil olmadığını sen de biliyorsun. Aklı başında bütün okuyucular olayı seyrediyor hepsinden de önemlisi Alemlerin Rabbi bütün bu olanlara şahittir.


Cevap: Bütün okuyucular cehaletine şahit oluyorlar. Olmayan bir iddia için ne diye nakil istiyorsun.

Ayrıca Cessas’ın sözlerini de kendi hevana göre yorumluyorsun. Şöyle demişsin:

cevap:"Cesas�a göre ayetin manası ayet her zaman müşriklerin mescidi harama girmesini yasaklamaz hac zamanında onları hac yerlerinden engelleyin yasaklayın demek.
Engellemek için güç lazım ve bu hüküm Müslümanların orada hâkim oldukları zaman uygulanması gereken hüküm, hâkimin müşrikleri engellemesi belli sebeplerden dolayıdır. Müşrikler İslam dışı hareketler yaparak hac esnasında Müslümanları rahatsız ediyorlardı, hâkimin engellemesi hac esnasında Müslümanları rahatsız etmesinler diyedir. Çünkü İslam�a aykırı şeyler yapıyorlardı çıplak tavaf alkışla tavaf gibi,
Yoksa zaten وقد روى شريك ، عن أشعث ، عن الحسن ، عن جابر بن عبد الله ، عن النبي صلى الله عليه وسلم ، قال : " لا ‏يقرب المشركون المسجد الحرام بعد عامهم هذا إلا أن يكون عبدا أو أمة يدخله لحاجة ".‏
 Bu hadise göre bazı müşriklerin hac zamanında girmesi caizdir, köleler, cariyeler ve zimmîler gibi çünkü bunlar Müslümanların kontrolü altındaydı ve bu İslam dışı hareketleri yapamazlardı. Yani engellemenin bir sebebi vardı ve Cesas bunu anlatıyor. Eğer Cesas�ın anlattığını baştan sona okusaydın zaten meseleyi anlardın ve sorumuza cevap verirdin. Gerekirse bu konuda ayrı bir yazı yazarız."

Bu izahatları senden anlamanı beklemiyoruz öyle bir beklentimizde yoktur belki anlayış sahibi kimseler faydalanır diye açıklıyoruz.
--------------------------------------------
Cessas’ın sözünü bırak kendisi izah etsin. Senin nakletmiş olduğun kölelerin Mescidi harama girebileceğini beyan eden hadisi Cessas, aynı yerde aynı senetle nakletmektedir. Muhtemelen siz de ordan aldınız. Şimdi Cessas, sözkonusu hadisin açıklamasında şöyle demektedir:

وَقَدْ رَوَى شَرِيكٌ عَنْ أَشْعَثَ عَنْ الْحَسَنِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَا يَقْرَبْ الْمُشْرِكُونَ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ بَعْدَ عَامِهِمْ هَذَا إلَّا أَنْ يَكُونَ عَبْدًا أَوْ أَمَةً يَدْخُلُهُ لِحَاجَةٍ
فَأَبَاحَ دُخُولَ الْعَبْدِ وَالْأَمَةِ لِلْحَاجَةِ لَا لِلْحَجِّ وَهَذَا يَدُلُّ عَلَى أَنَّ الْحُرَّ الذِّمِّيَّ لَهُ دُخُولُهُ لِحَاجَةٍ إذْ لَمْ يُفَرِّقْ أَحَدٌ بَيْنَ الْعَبْدِ وَالْحُرِّ وَإِنَّمَا خَصَّ الْعَبْدَ وَالْأَمَةَ وَاَللَّهُ أَعْلَمُ بِالذِّكْرِ لِأَنَّهُمَا لَا يَدْخُلَانِهِ فِي الْأَغْلَبِ الْأَعَمِّ لِلْحَجِّ

Cabir (ra)’dan Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Bu seneden sonra hiçbir müşrik Mescidi Harama yaklaşmasın. Ancak köle ve cariye olması müstesna, bunlar bir ihtiyaçtan dolayı oraya girebilirler.”

Hadiste sadece köle ve cariyeyi zikretmesinin sebebi Allahu a’lem bunların Mescidi Harama çoğunlukla hacc amacıyla girmemelerinden dolayıdır.” (Cessas, Ahkam’ul Kur’an, Tevbe: 28. Ayetin tefsiri)



Açıkça görüleceği üzere Cessas, müşrik köle ve cariyelerin Mescidi harama girmesine izin verilmesini, Senin dediğin gibi “bunlar Müslümanların kontrolu altında oldukları için Kabeyi çıplak tavaf etmek vb batıl adetleri icra edemezler, o yüzden bunlara hacc müsaadesi verilmiştir” gibi cahilane bir tarzda izah etmemiştir.


Cevap:Dikkat çekmek için altı çizilen son satırları eğer kendin anlasaydın buraya ne diye asacaktın ki çünkü bu satırlar resmen zır cahillerin ortaya serilme sahnesidir.!


Hadiste sadece köle ve cariyeyi zikretmesinin sebebi Allahu a’lem bunların Mescidi Harama çoğunlukla hacc amacıyla girmemelerinden dolayıdır.” (Cessas, Ahkam’ul Kur’an, Tevbe: 28. Ayetin tefsiri


cevap.Birincisi cesas Allah u âlem diyerek kesin konuşmuyor ikincisi çoğunlukla hac için girmemelerinden dolayıdır diyerek azda olsa hac için girdiklerini söylüyor fakat sen bunu anlayacak kapasitede değilsin hadisin açıklamasında söylediklerimiz cesasın sözlerinden farklı değildir.

Gördüğün gibi elinde bir cesas vardı oda gitti şimdi neye dayanacaksın ve hangi âlimin sözlerini anlayışına uyduracaksın?

 



Evvela, günümüzde İslam devletinin olmamasını gerekçe göstererek şeriatta asıl olan hükümleri terk etmek veya bu hükümlerin geçerliliğini koruduğu hususunda şüpheye düşmek veyahut da bu hükümleri tartışmaya açmak batıl ehlinin vasfıdır. Günümüzde birçokları bu fasit anlayıştan yola çıkarak iman küfür hükümlerinde bile tahrifat yapmaya teşebbüs etmişlerdir. Mesela biz onlara tağuta muhakemenin küfür oluşu Kitab, Sünnet ve İcma ile sabit bir hükümdür, dediğimizde batıl ehli cevap olarak diyorlar ki “Tağuta muhakemenin küfür oluşuna delalet eden bütün nasslar İslam mahkemesinin mevcut olduğu bir zamanda varid olmuştur. Halbuki günümüzde İslam mahkemesi yoktur, o yüzden siz darul harpte tağuta muhakeme olmanın küfür olduğuna dair ayrıca delil getirmeniz gerekir” Halbuki bu, batılın da batılı bir iddiadır. Tağuta muhakemenin küfür oluşu, bizzat la ilahe illAllahın içinde yer alan bir meseledir, darul harp olmasından ötürü küfür olmaktan çıkmaz. İslamın diğer esasları ve hükümleri de böyledir. Her kim bu hükümlerde istisna getiriyorsa kendisinin delil getirmesi gerekir. Asıl hükmü tatbik edenin delil getirmesi gerekmez. Yoksa her meseleye tek tek delil getirmek icab eder ki –mesela darul harbte namaz farz mıdır, oruç farz mıdır vs- bunun batıl olduğu açıktır.

Hacc ve umre meselesinde de aynı şekilde genel hüküm bellidir, müşrikler alimlerin ittifakıyla hacca kabul edilmezler.

Her kim İslamın hakim olmadığı yerde bu hükmün tamamen ilga olacağını iddia ederse onun bu iddiası kabul edilmeyeceği gibi ciddiye de alınmaz. Ona karşı hiçbir delil getirmek de gerekmez. Onun delil getirmesi gerekir. Kabe müşriklerin kontrolu altında bile olsa Müslümanlar en azından müşriklerin Kabeye gitmesine aracı olmamakla mükelleftir. Çünkü insan ancak gücü yettiği şeyden mesuldur.

Ayrıca bu meseleden dolayı tekfir olmayacağını iddia ediyorsunuz. Öncelikle bizim sözlerimizi ve karşı tarafın sözlerini iyi anlamanızı tavsiye ediyorum.



Cevap: Bu sözler kale alınacak sözler değil ve cevap vermeye değmez bu sözlerin sahibi ne kadar zır cahil olduğu ortada. yinede cahillerin nasılda çukurlara serildiğini Allah ın izniyle izah etmeye çalışacağım anlamayanlar için.

Birincisi itirazcı tağuta muhakemeye delil vermek gerekli olmadığı gibi müşrikleri hac etmeye teşvik etme meselesinde de delile ihtiyaç yoktur demektedir bunu normal karşılıyorum çünkü tutunduğu deliler ona değil bilakis Müslümanlara delildir. Kendiside bunun farkına vardı ve delile gerek yok demeye başladı bunu geçiyoruz.

İkincisi Malumdur ki bu itirazcı müşrikleri hacca teşvik etmeyi tağuta muhakemeyle eş değer tutuyor ve cesaretli bir şekilde tağuta muhakemeye delil vermemiz gerekmediği için bu meseleye de delil vermemiz gerekmez çünkü bu meselede tağuta muhakeme meselesi gibi kati bir meseledir diyerek güzel bir şekilde kıyas yapmış hüküm vermiş ve bizleri bundan dolayı tekfir etmiştir .

Üçüncüsü Allah resulünün hadisini delil olarak verdik ve dedik ki bu hadise göre bazı müşrikler bu hükümden istisna edilmiştir ve neden istisna edildiklerini sorduk? İmam cesasın sözlerini açıkladık kendisi yine imam cesasın sözleriyle bizlere cevap verdi getirdiği imam cesasın sözlerinde azda olsa müşriklerin hac için mescidi harama girdikleri açıktır. Tabi bu ince noktaları sormamızın nedeni olayı anlaması içindi ama kendisi bize TAHSİS ve İSTİSNA kaideleleriyle cevap verdi düşünün! Hem kati küfür hükmü veriyor hem de fıkhı kaideleri delil veriyor!

İmam cesas bu kadar cahil değil ki hem meseleye kati hüküm verecek hemde tahsis istisna diyecek veya Allah u alem çoğunlukla hac için girmiyorlardı diyecek imam Cesas ta biliyor ki küfre ruhsat ancak ikrahta verilir yani sorun Cesas ta değil anlayışınızda.!!


(Her kim bu hükümlerde istisna getiriyorsa )kendisi istisna getirmiştir (kendisinin delil getirmesi gerekir.)buna rağmen delil getirememiştir. (Asıl hükmü tatbik edenin delil getirmesi gerekmez.)diyerek delil getiremediğini itiraf ederek ne söylediğini ne yazdığını anlamadan yazan söyleyen bir tipleme olduğunu ortaya koymuştur.


Biz Müslümanlar olarak inanıyoruz ki ancak ikrahı mülci gerçekleşirse küfre ruhsat vardır. İstisna -tahsis gibi fıkhı kaideler hiçbir şekilde küfür işlemeye ruhsat olmaz.

Tağuta muhakeme ile eş değer tutulan bir meselede tahsis istisna diyerek kayıt koymak sapıklığın, cehaletin ta kendisidir.

Müşrikleri hac etmeye teşvik meselesini dinin aslı olan meselelerin içine sokup sonra hiçbir ikrahı mülci olmadan istisna tahsis diye cevaz verenler küfrün derin çukurlarına yuvarlanmışlardır.


Şimdi bu forum yöneticilerine göre madem biz cahiliz, o zaman bizim gibi cahillerin anlayacağı tarzda şu Abdurrahman el-Muhacir’in sözlerini izah edin. Ardından tıpkı hac meselesini açıkladığınız (!) gibi sakal meselesini de açıklayın bi zahmet. Sakal kesmenin mübah olduğu hatta yerine göre farz olacağı görüşünü bakalım hangi müçtehide dayandıracaksınız?


cevap.Bu cehaletinle El Muhacirden ve sakal meselesinden merhaleden ne anlarsın, kör anlayışını kesin delil alan kimseye ne izah edeceğiz.

Geri kalan meseleler cevap vermeye değmez.

Hidayete tabi olanlara selam olsun
Kayıtlı
Sayfa: 1 ... 4 5 [6]   Yukarı git


Eğer üye iseniz lütfen üye girişinden giriş yapınız.

Eğer üye değilseniz 10 saniyenizi ayırarak üye olabilirsiniz. 

Dosyaları indirebilmek ve de içerikleri görebilmek için

üye olmanız gerekmektedir.


  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.