HAKKA DAVET FORUMU
 
*
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun. 26 Nisan 2024, 03:26:58


Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz


Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 10
 41 
 : 06 Ekim 2023, 23:41:02 
Başlatan BACOLAR - Son mesaj Gönderen: Abdullah әl-Azәri
әl-Yәmәninin fәtvası ilә bağlı açıqlamanı nә zaman verәcәksiz?

 42 
 : 29 Eylül 2023, 00:14:42 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

Soru: "Mezhepler günümüzde insanlar arasında ayrılık konusu olmuştur. Kişi Şafii ise farklı, Hanefi ise farklı. Bu mezheplerin dördü de haktır. Bizler doğru olanı yapmak istiyorsak dört imamın görüşünü de alırız. Sadece birine bağlı olmamak lazım. Bildiğim kadarıyla yazmak istedim, eğer yanlışım var ise düzeltin."

Cevap: İslam tarihinde muteber olarak görülün dört mezhebe mensup alimlerin yapmış oldukları ictihadlar ve bu ictihadlar sebebiyle bir takım ihtilafların ortaya çıkışı, kötülenmiş olan fırkalaşma kapsamına girmez. Zira bu güzide İslam alimlerinin her birinin sunmuş olduğu görüşler; heva ve hevese göre verilmiş fetvalar değil, Kur’an ve sünnete dayalı birer ictihaddır. Bu şekilde yapılmış ictihadları İslam dini kötü görmez.

İslam dininin asıl kötü gördüğü şey; heva ve hevese dayalı fetvalar verilmesi ve verilen bir takım fetvaları Kur’an ve sünnetle delillendirmek adına ayet ve hadislerin çarptırılmasıdır.

İslam dininin kötü gördüğü diğer bir tutum ise;  ictihadında hatalı olsalar bile alimlere körü körüne bağlanmak ve taklit etmektir. Kötü görülen diğer bir tavır da; mezhepçilik yaparak, herhangi bir mezhep mensubunun diğer mezheptekilere düşman olması, aşağılaması ve kötülemesidir.

İslam tarihi incelendiğinde, kimi dönemlerde cehalet, körü körüne taklit, taassub ve mezhepçilik sebebiyle bir mezhebteki şahsın, diğer mezheblere mensup kişilere kızını vermez olduğu veya aynı camide ayrı ayrı namaz kılan dört ayrı cemaat olduğu görülecektir. İslam’ın kabul etmediği fırkalaşma, işte bu şekilde olan fırkalaşmalardır.

Müslümanlar olarak bizler, dört mezhebin hak olduğunu, imamlarının ise selefissalihine bağlı büyük müctehidler olduğunu, ictihadlerini, doğru olan ictihad kurallarına göre yaptıklarını kabul ederiz. Fakat onların birer insan olduğunu ve hata yapmalarının mümkün olabileceğini de gözardı etmeyiz. Çünkü rasuller dışında bütün yaratılmışların hata yapmaları söz konusudur.

Burada şu noktaya da dikkat çekmek gerekir: Kur’an ve sünnetten hüküm çıkartma seviyesine çıkmayan kimselerin sahih olan bir mezhebi taklid etmeleri yanlış birşey değildir. Delilleri bilmeye, öğrenmeye, delillerden hüküm çıkarmaya gücü yeten kimselerin ise mezheb imamlarının verdikleri fetvaların delillerini bilerek amel etmeleri gerekir.


 43 
 : 29 Eylül 2023, 00:12:39 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame


Soru: Buluğa ermemiş çocuklara (7-8 yaş ) örtünmeden yada abdest aldırmadan (sen daha küçüksün denilip) namaz kıldırabilir miyiz?
 
Cevap: Asla bu şekilde yapılmamalıdır. En önemlisi çocuk kız ise aynı büyükler gibi başörtüsü taktırılmalı ve kız çocuğuna örtünmeye teşvik eden bilgiler verilmelidir. Aynı zamanda 7 yaşındaki kız çocuğuna zaten namazın öğretilmesi gerekir. Namaz çocuğa uygun bir şekilde öğretilmezse, abdestsiz ve örtüsüz namaz kılmak ona bundan sonra ağır gelir.


 44 
 : 26 Eylül 2023, 00:25:39 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

Soru: Ebu Meryem El Kuveyti kimdir? Akidesi sağlammı acaba? Duyduğum kadarı ile Ziyaeddin El Kudsiye reddiye falan yazmış. Acaba hangi konularda reddiye yazmış? Bu kişi ile sizin akideniz aynımı?

Cevap: Ebu Meryem, Kuveyt’lidir.

Ebu Meryem, daha önce namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve sakal bırakmak gibi amelleri İslam alameti görüyordu. Yani daru’l harpte bir kişiyi bu amellerden birisini yaptığını görse ve bundan başka hiçbir ameline şahit değilse, Müslüman hükmü veriyordu. Bu kişi bu meselede Hocamız (Şeyh Ziyaeddin el-Kudsi) ile tartıştı ve Ebu Meryem bu inancından döndü ama eski inancının küfür olduğunu beyan etmedi. Ebu Meryem artık namaz kılmak, oruç tutmak, sakal bırakmak ve bunlar gibi amelleri İslam alameti saymıyor. İslam alameti sayan kişiye “hata etmiştir” diyor ama böyle bir inanca sahip kişileri tekfir etmiyor.

Ebu Meryem’in ikinci küfrü ise; silsile tekfirini bid’at olarak görmesi, dolayısıyla silsileyi kabul etmemesidir. Ebu Meryem’in bu konudaki inancı şu şekilde: Şirk işleyen kişi müşriktir ama bu kişiye müşrik demeyen kişi kafir değildir. Halbuki İslam âlimleri şirk işleyen kişiye (velevki cehaleti sebebiyle şirk işlesin) müşrik hükmü vermeyen kişinin kafir olacağı konusunda ittifak etmişlerdir. Zaten bu mesele dinin aslındandır. Ama Ebu Meryem bu meseleyi dinin aslından saymıyor.

Ebu Meryem, hocamıza bu konuda reddiye yazmıştır. Hocamızda, Ebu Meryem’in bu reddiyesine cevap vermiş ve onun batıl inancını delillerle birlikte çürütmüştür. Hocamızın ve Ebu Meryem’in bu konudaki tartışmaları Davetulhaq Arapça sitesinde hâlâ mevcuttur. Ama Ebu Meryem bu meselede sadece kendi reddiyesini sitesine almış, hocamızın cevabını sitesine asmamıştır.

Ebu Meryem’e göre aslıddini sağlamak; şirk işlememek, şirkten uzak durmak ve iman etmektir. Ona göre şirk işleyen bir kişiye müşrik demeyen kişi, aslıddini bozmamıştır. Yani bu meseleyi aslıddinden saymıyor.


 45 
 : 26 Eylül 2023, 00:18:34 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

soru-1) resim yapmanın hükmü nedir?

Cevap: Resim yapmaktan kastınız manzara vb. şeyler ise bu caizdir. Ama ruh taşıyan resmi kastediyorsanız bu haramdır.




soru-2) akıl  baliğ olan bir çocuk bilgisayarda veya başka yerde insan suretli resim çizerse başkaları onu uyarırsa fakat kafasına takmadan devam ederse hükmü nedir.?

Cevap: Akıl baliğ olan bir kişi ruh taşıyan resmi yaparsa haram işlemiştir. Helal sayarsa kafir olur. Ama ruh taşıyan resmi yapan çocuk akıl baliğ değilse günah velisine yazılır.

Rasulullah (a.s) şöyle buyuruyor:
 
"Tasvir yapanlar kıyamet günü azap görecekler ve kendilerinden resmettiklerine can vermeleri istenecek fakat bunu yapamayacaklar. (Dolayısıyla yapamadıkları müddetçe azap görecekler.)" (Buhari, Müslim)

Bir başka hadiste şöyle geçmektedir:

"Kıyamet gününde insanların en çok azap çekeni, tasvir yapanlardır. hayat verin denilecek." (Buhari, Müslim)


 46 
 : 25 Eylül 2023, 00:07:25 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

Soru: bir müşrik bize Allah senden razı olsun derse bizde ona tüm müslümanlardan diyoruz. fakat böyle deyince müşrik kedisini müslüman gördüğü için onada dediğimizi zannediyor bu durumda biz ne yapmalıyız o müşriğe karşı tavrımız ne olmalıdır ona kendisine demediğimizi belirtmelimiyiz?

Cevap: Müşrik birisi bize "Allah razı olsun" dediğinde o kişiye "Amin, tüm Müslümanlardan razı olsun" dememizde bir sakınca yoktur. Müşrik kimsenin bizim bu sözümüzden ona Müslüman muamelesi yaptığımızı anlaması bizi bağlamaz. Çünkü; bizim bu sözümüzden o kişiye Müslüman muamelesi yaptığımız anlamı çıkmaz.


 47 
 : 25 Eylül 2023, 00:02:32 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

Soru: selamun aleykum vahşi isanların hakkı bilmemeleri mazeretmidir vahşi insanlar için ? onlar konuşmayı bilmiyorlar vs.. bu yuzden onların cehaletleri mazeretmidir hakkı bilmemeleri?

Cevap: Hakkı bilmemelerinden kastınız nedir? Açar mısınız?

Soru: yani islamı öğrenmemeleri  hazreti muhammedi veya Allahı tanımamaları mazeretmidir onlar için

Cevap: Ebubekr el-Kâsânî şöyle demiştir:

"Ebu Yusuf (r.a), Ebu Hanife (r.a)’den şöyle bir söz nakletti: “Ebu Hanife (r.a) şöyle diyordu: “Halktan hiç kimse için yaratıcısını bilmemesinde cehalet özür olmaz. Çünkü bütün halk üzerine Rabbi  ve O’nu tevhid etmeyi bilmek farzdır. Zira halktan her bir kimse gökleri ve yeri kimin yarattığını ve kendisini yaratanı ve Allah (c.c)’ ın yarattığı herşeyi kimin yarattığını görüyor. 

Farzlarla ilgili meseleye gelince… Farzları bilmeyen ve kendisine bu konuda tebliğ ulaşmayan kimse, aynen kendisine huccet ikame edilmemiş kimse durumundadır." (Ebubekr el-Kâsânî: Bedaiu’s Senai 7/132, Kitabus Siyer, İki Yer Hakkında İhtilaf Etmenin Hükmü Babı)


Büyük şirk konusunda kimsenin cehaleti, tevili ve taklidi mazeret değildir. Bu kişi isterse bahsettiğiniz gibi konuşma bilmeyen birisi olsun farketmez. Bu konuda muhkem naslar vardır ve alimler bu konuda ittifat etmişlerdir. Bir kişi cehaleti sebebiyle (velevki hüccet ulaşmamış olsun) büyük şirk işlerse müşrik hükmünü alır. Alimlerin ihtilaf ettikleri; bu gibi kişilerin ahirette azap görüp görmeyeceği konusundadır. Bu konuda daha geniş bilgi almak için Şeyh Ziyaeddin el-Kudsi'nin Büyük Şirkte Cehalet Mazeret Değildir kitabını okuyabilirsiniz.



 48 
 : 24 Eylül 2023, 00:39:27 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

Soru: 3-4 yaşlarındaki çocuklara sure ezberletiyoruz. Çocuklar sureyi ezbere okuduklarında, başka sureleride ezberlemelerinde teşvik amaçlı çocukları alkışlıyoruz. Sure okuyan ve tekrar okuması için çocuğu alkışlamakta bir mahsur var mıdır?

Cevap: Alkış, iki eli birbirine vurarak çıkarılan sese denir. Bu ise cahiliye toplumlarında hemen hemen her yerde kullanılan ve bir meseleyi tasdik veya bir meseleye teşvik ya da bir meseleyi kınama amaçlı yapılan bir cahili adet haline gelmiştir. Öyle ki; kutlamalarda, beğeni ifade eden durumlarda ve hatta cenazelerde yapılır hale gelmiştir. Ve bu şekilde yapmak alkışlanılan duruma göre hüküm alır. Haram bir şey alkışlanıyorsa haram, küfür bir şey alkışlanıyorsa küfürdür.
 
Bu şekilde alkışın İslam dininde bu şekliyle yeri yoktur. Fakat İslam dininde şöyle bir uygulama vardır. Namazda imamın hata etmesi veya herhangi bir durumun olması durumunda bu durumu imama hatırlatmak için kadınların ellerini  çırpmaları  (yani; alkış) caizdir. Erkekler ise tesbih lafızlarından birisini söylerler. Namaz dışında ise; alkış ancak Müslümanlar arasında bir işaretleşme, kötü bir durumu haber verme şeklinde kullanılabilir.
 
Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
 
“SübhanAllah demek erkeklere, el çırpmak kadınlara mahsustur." (Müslim)

Çocukların sureleri okuduklarında, tekrar başka bir sureyi ezberlemesi (veya okuması) için alkışlamak caiz değildir. Bunun yerine güzel bir hediye vermek daha doğrudur.


 49 
 : 24 Eylül 2023, 00:24:07 
Başlatan Alkame - Son mesaj Gönderen: Alkame

Soru: -Resûlullah'ın bir şekilde kanının ve idrarının içildiği hadis kaynaklarında geçiyor. Böyle hadislere bakışımız nasıl olmalı? (Abdullah b. Zubeyr ve Cariye Bereke olayı)

-Resûlullah'ın artıklarıyla teberrük etmek veya onda şifâ ve mübareklik aramak doğru bir şey mi?

-Birde bu hadislere karşı "Ben olsam içmezdim." , "Benim miğdem bulanırdı." demek kötü bir söz olur muydu?


Cevap: Rasulullah (a.s)’ın kanının ve idrarının içildiğine dair rivayetler vardır ama bu Rasulullah (a.s)’a has olan şeylerdir. Rasulullah (a.s)’ın idrarını içen cariye, bir rivayete göre hastalanmamıştır. Allah (c.c) bu konuda ona şifa vermiştir.

Rasulullah (a.s), kanını içen sahabe hakkında “Ateş ona dokunmayacaktır” demiştir. Bunlar sahih rivayetlerdir. Rivayetler sahih olduğu için biz inanıyor ve garip karşılamıyoruz.

Rasulullah (a.s)’ın kanını ve idrarını içerek şifa ve mubareklik aramak doğrudur. Çünkü Rasulullah (a.s) böyle yapan sahabelere karşı gelmeiştir. Bilakis fayda göreceğini söylemiştir.

“Ben olsam içmezdim” diyen kişiye ise: Rasulullah (a.s) kanının ve idrarının içilmesini emretmemiştir. Dolayısıyla içmeyen kişi günah işlemiş değildir. Ama içmeyen kişi fayda görmez, rivayete göre içen fayda görecektir. Yine aynı şekilde “benim midem bulanırdı” diyen kişi bu sözüyle sahabeleri kötülemek ise, sakıncalıdır. Ama kendisi böyle bir şeyi yapmayı kaldıramaz ve midesi bulacağını insani hâl olarak söylemişse bir sakıncası yoktur. Bu tıpkı ilacı içemeyen kişi gibidir. Önemli olan bu sözleri kullanan kişi yapanları kötülemek niyetiyle yapmamış olsun.

Kanının içilmesiyle alakalı rivayet: el-Askalani: el-Metalibu’l-Aliyye, el-Heytemi: Mecma’uz-Zevaid, el-Hakim: el-Mustedrek’de geçmektedir.

İdrarının içilmesiyle alakalı rivayet: Beyhaki’de geçmektedir.

 50 
 : 24 Eylül 2023, 00:19:58 
Başlatan ukba - Son mesaj Gönderen: Alkame
Esselamu aleykum
bankada vezneyi beklerken bankaya ait koltuklarda oturmakta bir sakınca var mı?


Cevap: Bir sakıncası yoktur.


Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 10
Sitemiz üzerinden erişilebilen şeylerde Allah'ın razı olmadığı şeyler varsa, bunları reddediyoruz.